Bölgesel politikada yeni ayar

    0

    Henüz birkaç ay öncesine kadar Ankara ile Bağdat arasında büyük bir gerginlik hüküm sürüyordu. Başbakan Haydar İbadi’nin hükümeti, daha önce Başika kampında üslenen Türk askeri birliğinin derhal ülkeyi terk etmesini istiyor, aksi halde kuvvete başvuracağı tehdidinde bulunuyordu. Türk hükümeti ise buna karşı çıkıyor, İbadi’ye karşı çok sert bir üslup kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan hiçbir kuvvetin Türk birliğini üslendiği yerden söküp atamayacağını belirtiyordu.

    Bu, Ankara ile Bağdat arasında ilk kriz değildi. İbadi’den önce kendisi gibi Şii olan Başbakan El Maliki döneminde de iki komşu ülke arasındaki ilişkiler bir hayli kötüydü.
    Buna karşılık Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürdistan Yönetimi ile ilişkileri çok iyi gidiyordu. Barzani yönetimi en büyük dış desteği Ankara’dan görüyor, Türkiye Erbil’in Bağdat ile bozuştuğu sırada ürettiği petrolü dışarıya satmayı üstleniyor, Türk işadamları bölgede büyük yatırımlar yapıyor, kısacası “devletler içinde devlet” haline gelen bu özerk bölgenin varlığına güç katıyordu.
    Basit ifadesiyle, son yıllarda Türkiye için İbadi düşman, Barzani ise dosttu…
    Kim dost, kim düşman?
    Şu andaki durum, bunun tam tersi.
    Barzani’nin bağımsızlık referandumu üzerindeki ısrarı: Türkiye’nin iki tarafa bakışını değiştirdi. İbadi artık eski düşman olmadığı gibi, Barzani de o eski dost değil…
    Referandum ile ilgili gelişmeler, Türkiye’yi Barzani yönetimine karşı cephe almaya, buna karşılık İbadi hükümetiyle aynı safta yer almaya itmiş durumda.

    Yazının devamı için