Devlet beni keşfedemedi

    0

    Önceki yazımda “uzmanlar aranıyor” demiştim ve “bir şeyi bilen, hem de iyi bilen” çok sayıda adama ihtiyacımız olduğunu yazmıştım. Müzmin muhaliflerin hemen öne atlayıp, “15 yıldır iktidardasınız, yetiştireydiniz ya!” diyeceğini de öngörmüş ve “adam yetiştirmek 15 yıllık değil, 150 yıllık bir süreçtir” diyerek eleştirilerin önünü kesmeye çalışmıştım.

    Ne var ki, bir dokundum, bin ah işittim. Müzmin muhaliflerden değil üstelik, kendi içimizden yakınmalara muhatap oldum. “Ben uzmanım, ben yetişmiş elemanım, ben bir şeyi çok iyi biliyorum. Ama devlet/iktidar/parti beni görmüyor, bendeki cevheri keşfetmiyor, bendeki kabiliyeti değerlendirmiyor” şeklinde sesler yükseldi.

    Eyvallah. Haklısınız. Ben daha da ötesini yazayım:

    Siz, aslında Başbakan olacak kabiliyettesiniz ama Doğu’da bir köyde öğretmenlik yapıyorsunuz. Siz aslında Vali olacak birikimdesiniz ama bir kaymakamlıkta şube müdür yardımcılığında köreliyorsunuz. Siz müsteşar olsanız çok daha iyisini yaparsınız ama masa siliyor, çay getiriyorsunuz. Siz genelkurmay başkanı olacak evsaftasınız ama ordumuz sizi keşfedemiyor. Siz Ortadoğu politikalarını şekillendirecek, hatta Ortadoğu’da akan kanı durduracak vizyona sahipsiniz ama devlet sizi kahvehane köşelerinden çekip almıyor. Siz ekonomiyi 5 kat, 10 kat büyütecek projelere sahipsiniz ama iktidar sizdeki cevheri görmüyor. Siz terörü bir gecede bitirirsiniz ama devlet sizden istifade etmiyor. Siz bir konuyu çok iyi biliyorsunuz ama devlet gelip size sormuyor…

    Hayır, dalga geçmiyorum, gerçekten böylesiniz, gerçekten yeteneklisiniz, birikimlisiniz…

    Devlet/iktidar/parti sizin birikiminiz kadar, uzmanlığınız kadar, adamlığınızı, dürüstlüğünüzü, cevvalliğinizi, cesaretinizi, idealizminizi, heyecanınızı da görmüyor, keşfedemiyor, değerlendiremiyor olabilir. Doğru kararlarınızdan dolayı cezalandırılmış, dik duruşunuzdan dolayı kaybetmiş olabilirsiniz. En iyi bildiğiniz konularda sözünüz dinlenmemiş olabilir. Batı’da eğitim görenler size tercih edilmiştir. Elinizden tutulmamıştır. Kriptolar hala kritik yerlerdedir. Liyakat değil, ilişkiler devrededir…

    Hasbelkader devlet kademelerinde çalıştım. Gencecik, heyecanlı, dinamik beyinlerin, 6 ay, evet, sadece 6 ay içinde nasıl “memura” dönüştüklerine, nasıl yaşama sevinçlerini, umutlarını, heyecanlarını, ideallerini yitirdiklerine bizzat şahit oldum. İşe başlarken devleti dönüştürmek, dünyayı değiştirmek heyecanıyla başlayan nice gencin, 6 ay içinde kooperatif, servis saatleri, öğle yemeği menüsü tartışmaları arasında kaybolup gittiğini gördüm.

    Yazının devamı için