İnkâr casusun namusudur!

    0

    “Hayır, asla… Bir gizli servise çalışmadım. İngiliz servisi ile kurduğum temaslar onlar adına çalıştığım anlamına gelmez.”

    Ünlü İngiliz casusluk romanları yazarı Frederick Forsyth, 2001’de Londra’da yaptığımız röportaj esnasında “İstihbarat teşkilatlarıyla bağlantınız var mı?” şeklindeki soruma böyle yanıt vermişti. Bu cevap, ülkesinin servisi adına çalıştığı yönündeki iddianın teyidi niteliğindeydi aslında. Çünkü istihbaratın yazılmamış yasalarından biridir: Kesin, sistematik inkâr, çoğu zaman ikrar anlamına gelir.

    Nitekim Forsyth, aradan yıllar geçtikten sonra İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6’e 20 seneden fazla çalıştığını itiraf etti. Ve ardından da yazarlığı bıraktığını açıkladı. Gerekçesi ‘söyleyecek bir şeyinin kalmamış’ olmasıydı. Esasında tıpkı casusluk gibi yazarlığın da emekliliği olmaz ama Forsyth ikisine de veda ettiğini söyledi.

    Üç Boyutlu Portre’de bu hafta Frederick Forstyh gibi istihbarat teşkilatlarına çalışan yazarların öyküsünü anlatacağız. Forsyth ile başladık, onunla devam edelim: Forsyth 25 Ağustos 1938 doğumlu. Ashford kasabasından bir esnafın oğlu. İki yıl Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde (RAF) pilotluk eğitimi aldı. Ancak daha sonra gazeteci oldu. Reuters ve BBC’de çalıştıktan sonra The Day of the Jackal (Çakal) adlı ünlü romanını yazdı. Sherlock Holmes’un Arthur Conan Doyle’dan, Operadaki Hayalet‘in Gaston Leroux’tan ve James Bond‘un Ian Fleming‘den daha ünlü olması gibi Çakal da Forsyth’ın kendisinden daha meşhur. Bu roman, yayınlandıktan bir yıl sonra, 1972’de gizem edebiyatının ilk büyük ustası Edgar Allan Poe’nun anısına verilen Edgar Ödülü’nü de almıştı.

    Forsyth’ın toplam 21 kitabı var. Kitapları dünya genelinde 70 milyonun üzerinde satış rakamına ulaştı. Dördüncü Protokol, Şeytan Seçeneği, Tanrının Yumruğu gibi sıkı romanlar Forsyth’ın bilinen eserleri.

    Forsyth, roman yazmaya başlamadan önce Paris ve Berlin’de muhabirlik yaptı. Forsyth’ın ‘ajanlığı’, yazarın The Outsider: My Life adlı otobiyografisiyle de kanıtlandı.

    Yazar, MI6 için çalışmaya Nijerya’da 1967-1970 arasında süren iç savaş sırasında başladı. 1968 yılında Nijerya’da iken kendisini Ronnie olarak tanıtan bir adam Forsyth ile irtibat kurdu. Forsyth, 1973 yılında da Doğu Almanya’da iken yine İngiliz servisine hizmet verdi. Bütün bu deneyimler, casusluk romanlarının kurmacaları konusunda ona ilham kaynağı oldu.

    Frederick Forsyth, ülkesinin istihbarat teşkilatına öylesine hizmet etti ki, gizli servis onun romanlarına müdahale ediyordu. Forsyth, kendi itirafına göre ‘hassas ayrıntılar’ın ifşa olmaması için romanlarının çıktılarını, basılmadan önce gizli servise veriyordu. Onlar da kimi kısımların altını çizip bilgi notu düşüyor ve çıkarılmasını istiyordu. Mesela Dördüncü Protokol‘de nükleer silahların ateşlenmesiyle ilgili ayrıntılar MI6 editi ile çıkarılmıştı.

    Forsyth, 1970’li yıllarda Çekoslovakya’da bulunduğu sıralarda Stasi’nin Çek versiyonu olan StB ajanları tarafından takip edildi. Bu takiplerle ilgili de şöyle ilginç bir ayrıntı var:

    Yine kendi anlatımına göre Forsyth, 25 yaşındayken Çekoslovakya’da bir barda Jana adlı bir kadınla tanıştı. Sıcak bir Ağustos akşamıydı. Birlikte içtiler, akşam yemeği yediler. Ardından şehir dışında bir göle gidip yüzdüler. Sonra birlikte oldular. Forsyth o sırada mırıldanarak StB’nin kendisine kadın gönderip göndermediğini merak ettiğini söyledi. Kadın, buna “Az önce bir StB ajanıyla birlikte oldun” diye cevap verdi.

    Kadın, hakikaten StB’nin ajanıydı. Aralarında ne tür bir bilgi alışverişi olduğu bilinmiyor ama Forsyth, istihbarat terminolojisinde honey trapping (ballı tuzak) adı verilen operasyona yenik düşmüştü.

    Forsyth’ın, casusluk hayatı boyunca Doğu Almanya’da gizemli dediği bir başka kadınla da birlikteliği vaki. Eşi Sandy Forsyth, ‘tehlikeli’ olduğu gerekçesiyle kocasının casusluk yapmasını istemiyordu. Çekoslovakya’daki öyküye bakılırsa kendisi açısından bunda pek haksız da sayılmaz!

    ÇİKOLATA FABRİKASI’NIN YAZARI DA CASUSTU

    Yazının devamı için