Kötü örnek olmayalım da!

    0

    (…)

    Korkarım AK Parti’deki AKP’liler aynı şekilde kaçtıklarını sandıkları akıbete doğru koşuyorlar. İhtirasları yüzünden o midelerini şişiren haram lokmaları bir gün kusturacaklar onlara ve o sefa günlerinin arkasından kapılarını çalacak sefalet günlerinin faturasını ailelerine, çocuklarına ödetecekler. O zaman bir dost da bulamayacaklar. Cehennem, bir mezarın ölüyü beklediği gibi bekler onları!

    Güzel şeyler yaptıklarını söyleseler de, o güzellikleri çirkinliklerini gizlemek için gözümüze sokmaya çalışıyor sanki birileri. Oysa Allah her şeyi görüyor, duyuyor, biliyor. “Ağuyu altın tas içinde bala karıştırıp sunanlar”, sıradan bir hırsızın yaptığından daha kötü bir şey yapıyorlar. Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalar. Rüşvetçi biri bir bostan karşılığı bir bağı satar! Üç kuruşluk güzel bir işi 13 kuruşa yapıp, gözümüzü boyamaya çalışanlar yedikleri haltı görmediğimizi sanmasınlar.

    Onlara hatırlatmak gerek: “Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir”.

    “Bukağılı Şeytanlar” Süleyman Mabedinin inşasında çalıştı diye, onlara yaptıklarından bir pay yoktur. Ya da yemek için iş yapanlar, yaptıkları işin hayrını da o haksız fiilleri ile daha baştan hükümsüz kılmışlardır. Allah bugün onlara mühlet veriyor, fırsat veriyor. Bu bağışlanmaları, aklanmaları için değil, bilakis, Allah’ın gazabının daha da büyümesine vesile olan bir iştir.

    Onlar yerel seçimler öncesi partiden ve adayların üzerinden ellerini çeksinler. Yoksa sebep oldukları sonuç, önce kendilerini vuracaktır!    

    Şeytan onlara yaptıkları işi hoş gösteriyor. Hatta onlara içimizdeki temsilcileri eli ile dinî kılıflar, bahaneler, gerekçeler de sunuluyor. Boşa denmedi bize; “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye. Din büyüklerini, kanaat önderlerini, hayır kuruluşu görüntüsü altındaki yapıları da bu işlere alet ettiler. Hani “Din büyüklerimizi İlah ve Rab edinmeyecektik”. Onların “Manevi” koruması (!?) altında bu haltları yiyenler, Allah’ı aldatacaklarını mı sanıyorlar.

    Birileri bindiği dalı kesiyor. Seçime giderken aynı yanlışlar tekrarlanıyor.

    Bir siyasimize vefatından önce “aile ve dava” işlerinde şeffaf bir düzen kurulması gerektiğini, para ilişkilerinin söylentilere sebep olmayacak şekilde halledilmesi gerektiğini yazmıştım. Birileri çok kızmıştı. Peki, sonra ne oldu? Dünden bugüne değişen ne var? Sadece parti değil, vakıflar, cemaat hesapları, çok ortaklı işletmeler, hangi birini sayayım ki!

    Söylesem zülfiyare dokunuyor, söylemesem bu sessizlik döner gelir bir gün beni bulur. Hani şair diyor ya “Söylesem öldürecekler. Söylemesem bu dert beni öldürür”. Cemaat böyle de, aile nasıl? Gençlik ne durumda? Herkes siyaset ve ekonomiye odaklanmış. Çok daha temel zaaflarımız var.

    Holding olayından ders aldık mı mesela? FETÖ olayından öteki “Cemaat”ler ders aldı mı? Hâlâ bakanlıklarda, merkezde, yerel yönetimlerde, yargıda, köşe kapmaca oynuyor birileri.

    (…)