Küçük şeyler deyip geçelim mi?

    0

    Önce, bir tavzih:  Bu sütunda 24 Ağustos Perşembe günü yayımlanan yazının maksadı dışında anlaşıldığı görülüyor. Halbuki söylenmek istenilen şu idi: Emperyalist güçler, hele de İslam Milleti içindeki çeşitli etnik grupları kendi emellerine hizmet edecek şekilde devletçikler halinde sahneye çıkarırken, kan tepemize fırlamadan düşünüp kararlar almak zorundayız. 100 yıl öncelerde de gözümüz kararmış olarak ne çetin mücadelelere girmiştik. Sonuç?

    100 yıl önce son derece tehlikeli sayılan,  ‘Arab devleti oluşturulması’ düşüncesinin yerinde bugün arab etnisitesi adına kurulan devletlerin sayısı 25’i buluyor. Herbirisi de birbirine düşman..

    Aynı şekilde, türk etnisitesi adına kurulmuş 6-7 tane devlet var. Onların münasebetleri de, mâlum..

    Bir kavmin üstünlüğü adına geliştirilen bunca nazariyeler tabiatiyle,  kavimleri adına bir devletin olmadığını düşünen kitleleri dedevlet fikrine heyecanla yönlendirecekti.

    Ama, Müslüman halkların arasındaki kardeşlik duygusu en büyük bir sermâyemizdir.

    ***

    Geçelim diğer konulara..

    ***

    Alparslan’ın son demleri..

    Etkileri bugüne kadar devam eden ve yarınlarda da İslam-dışı dünyalarla karşılaşmalarımızda etkisi hep sürecek olan Malazgirt Zaferi törenleri dolayısiyle  Sultan Alparslan’ın son demlerinden bir kesiti de hatırlayalım.

    (Bugün kuzeydoğu İran’da yer alan)  Akkale şehrininkumandanı Yûsuf Beğ’in Sultan’ın aleyhinde entrika çevirdiği haberi veriliyor ve zincirleyip Alparslan’ın huzuruna getiriliyor.

    Sultan, Yûsuf Bey’in zincirlerinin çözülmesini emrediyor. Yûsuf Bey de, o anda üzerinde gizlediği hançeri Alparslan’ın kalbine fırlatıyor.

    Alparslan iki gün kadar hayatta kaldı. Ancak, son demlerinde şöyle dediği aktarılır:  ‘Dün, ordumun yeri-göğü titreten resm-i geçit törenini izlerken gurura kapılan ben, görünüz ki, bugün dünyadan bir hançer darbesiyle gidiyorum.’

    ***

    Atlet ve tektip elbise tartışması

    Yazının devamı için