- Ocak Söndürmek!.. - 30 Nisan 2023
- Yarın duyduğunuzda utanacağınız cümleler kurmayın!.. - 28 Nisan 2023
- Adaletin ayak sesleri - 26 Nisan 2023
Bu yazıyı kaleme aldığım için “Abdullah Gül’ü adaylığa hazırlıyorlar” diyecekler.
Baştan söyleyeyim hiç öyle bir niyetim yoktur.
“Başka isim mi yok” demeyin.
Varsa siz söyleyin.
Ekmeleddin İhsanoğlu örneğini de unutmadan.
Kendi açımdan bir gerçekliği anlatmaya çalışıyorum.
Konuyu gündeme taşıyan Usta Gazeteci Fehmi Koru.
TV5’deki açıklamasında “Bu dönemde nasıl bir isim üzerinde uzlaşabilirler, bilemiyorum ancak yine üzerinde uzlaşabilecek bir ismin Abdullah Gül gibi bir isim; yani ille onun olması şart değil ama onun deneyiminde onun özelliklerine sahip biri olması sanki gerekiyormuş gibi.” dedi.
Bu tespiti hem Cumhur İttifakı için hem de Millet İttifakı için yaptı.
Ve kıyamet koptu.
Muhalefet cephesinin “11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü istemeyiz” diyenleri sosyal medyanın sokaklarına döküldüler.
Ne istediklerini bilemeseler de.
Ne de olsa çarşı gibi her şeye karşılar.
14 Eylül 2020’deki “Abdullah Gül muhalefetten daha cesur” başlıklı yazımı “Erdoğan’ın dişine göre bir aday göstermek istiyorsanız Sayın Gül’ü adaylık için ikna etmeye şimdiden başlayın derim.” cümlesiyle bitirmiştim.
(https://ocakmedya.com/abdullah-gul-muhalefetten-daha-cesur/ )
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunca yıl siyaset yaptım. Tek hayıflandığım konu şöyle dişime göre bir muhalefet bulamayışım.” diyordu.
Aradan neredeyse bir yıl geçmesine karşın geldiğimiz nokta yine Sayın Gül.
Sevin veya sevmeyin o, Türk siyasetinin Mihenk Taşı.
İktidarın küçük görünümlü büyük ortağı, Cumhur İttifakı’nın adayının Erdoğan olduğunu yıllar öncesinde açıklamıştı.
Seçimin zamanında yapılması halinde Erdoğan’ın, iki dönemi tamamladığı için aday olamayacağı yönünde görüşler var.
Erken seçim olursa bu tartışma biter.
Millet İttifakı’nın adayı olarak en çok geçen iki isim:
Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu.
Son dönemde Kemal Kılıçdaroğlu ve hatta Meral Akşener.
“Millet İttifakı derse ki ‘Siz aday olun’, kabul ederim.” diyen Kılıçdaroğlu, “Büyükşehir belediye başkanları bir dönem daha devam etmeli. Başarılarının sürekli olmasını isteriz. Elbette daha iyi ve daha güzel yerlere gelebilirler.” diyerek yukarıdaki iki isme adaylık yolunu bir nevi kapatmış oldu.
Sizce Kılıçdaroğlu ile Akşener’in Erdoğan karşısındaki şansları nedir?
Her iki kesimden de oy alabilirler mi?
Maalesef hayır.
İktidarın en büyük isteği de Kılıçdaroğlu’nun aday olması.
Muhalefetin elinde Erdoğan ile başbaşa mücadele edecek bir isim şimdilik görünmüyor.
Bunu bilen Kılıçdaroğlu da ince eleyip sık dokuyor; ser veriyor, sır vermiyor.
Erdoğan mı Gül mü?
Gül’ün hataları mı yoksa Erdoğan’ın hataları mı?
Erdoğan’ın olası aday olmaması halinde AK Parti’nin adayı kim olur?
Abdullah Gül olur mu?
AK Parti seçmeni dünden razı olur.
Ama Gül’ün, şahsına yönelik Erdoğan başta olmak üzere AK Parti yöneticileri tarafından yapılan hakaretvari açıklamalar orta yerde dururken bu şartlarda böyle bir potaya gireceğini hiç sanmıyorum.
O halde;
Numan Kurtulmuş, Binali Yıldırım, Hulusi Akar hatta Hakan Fidan.
Bu adayların, muhalefetin göstereceği güçlü bir aday karşısında kazanma şansını zor görüyorum.
Her iki kesimden de oy almaları mümkün değil.
Özellikle de HDP seçmeninden.
Unutmayalım ki cumhurbaşkanlığı seçiminin kilit partisi HDP.
HDP seçmeninin oyunu alamayan hiçbir aday kazanamaz.
Türkiye ciddi anlamda bir yol ayrımında.
Mesela sadece adayını kazandırmak da değil.
Muhalefetin bir de “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” vaadi var.
Gösterilen adayın kazanması halinde bu sisteme nasıl geçileceğine ilişkin bir yol haritası olması gerekiyor.
Bana kalırsa bu yol haritasının seçim öncesi açıklanması şart.
Hatta Bakanlar Kurulu’nun hangi isimlerden oluşacağı da.
Örneğin Abdullah Gül liderliğinde;
Millet İttifakı içerisinde yer alan partilerin genel başkanlarının oluşturacağı bir kabine:
Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Mithat Sancar, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal gibi isimler.
İyi olmaz mı?
Tam bir Türkiye ittifakı.
Bu kabineden sağlıklı kararlar çıkmaz mı?
Ülkemiz bir nefes alır.
Benim şahsi kanaatim böyle.
Peki Abdullah Gül kabul eder mi?
Sağlam bir kararlılıkla gidildiğinde elbette kabul edecektir.
“Abdullah Gül İle 12 Yıl” adlı kitabı yazan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün danışmanı Ahmet Sever, şunu anlatmıştı:
ABD’li bir gazetecinin “Abdullah Gül ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki fark nedir?” sorusuna gazeteci-yazar Cengiz Çandar, “Bir sokakta kavga varsa Erdoğan gider, o kavgaya karışır. Eğer söz konusu olan Abdullah Bey ise o kavgayı görünce o sokağa girmez, başka sokaktan gider.” karşılığını verir.
Bu cevaba kızan Gül, danışmanını çağırarak Cengiz Çandar’a şu mesajı yollar:
“Cengiz’e söyle; ben o kavgayı görürsem o sokağa girerim ayırmaya çalışırım kavgayı.”
Şimdi ülkemizde ciddi bir yönetim krizi var.
İnsanlar ekmek, iş, aş kavgası veriyor.
Bu kavgayı sonlandırıp Türkiye’yi huzurlu bir limana çekmek için böylesi bir kaptanlığı reddedeceğini hiç sanmıyorum.
Karar sizin.
Cok guzel bir yazi guzel øneri ben bakiyorum muhalefete inanin hangi genel baskan ciksa Erdogan ekmegine yag surer zaten eger bu secimdede birlik saglayip dogru durus aday cikaramazlarsa bir daha avcunu yalarlar secim flan yapilmaz reis kendi tayin eder yerine gececek kisiyi okadar