Abdullah Gül’ü bu kadar mı seviyorsunuz?

1
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

AK Parti’nin 19. Kuruluş yıldönümü kutlanıyor. ‘Özgür Basın’, konuya ilişkin ‘bağımsız’ haberler yapıyor. Bu haberlerde, doğal olarak 5N 1K değil iktidarın kuralları tercih ediliyor.

Daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hassasiyetleri.

Bu yazıyı kaleme almama sebep olan ise CNN Türk’ün müthiş habercilik başarısıydı.

Günün anlam ve önemine binaen hazırlanan dosyada, AK Parti’nin 18 yıllık başarısını dahi geride bırakacak bir başarıya imza atılmış.

Haber, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ismi bir kez dahi geçirilmeyerek Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.

Haklarını yememek lazım, belki de gözden kaçtı, Sayın Gül’ün bir 5 saniyelik görüntüsü var. Ses yok, sadece görüntü.

AK Parti Meclis Grup Toplantısında cumhurbaşkanlığına aday gösterilirken Erdoğan’ın Adayımız, bugüne kadar bu yolda olduğumuz, bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül kardeşimdir.” dediği görüntü.

Geri kalan görüntülerin hiçbir yerinde Gül görüntüsüne yer verilmemiş.

Cımbızlanarak özenle seçilmiş.

Müthiş bir kurguculuk başarısı.

AK Parti kuruculuğunu geçtim iktidarlarının ilk başbakanı ve cumhurbaşkanı, dışişleri bakanlığı yapmış Abdullah Gül’ün görmezlikten gelinmesinin anlamı nedir?

Biz bunu nasıl okumalıyız?

Bu nasıl bir kardeşlik?

Bir ara aklıma CNN Türk’ün bu haberi devletin ajansından almış olabileceği geldi. Ajansın haberine baktığımda ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adının birçok yerde geçtiğini gördüm.

18 yıldır iktidar olan AK Parti, 4 başbakan ve 2 cumhurbaşkanı çıkardı. Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım’ın başbakanlık yaptığı bu süreçte, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin 11. ve 12. Cumhurbaşkanlığına seçildi.

Fakat devletin ajansı da hikmetine sual olunmaz ama Erdoğan dışında hiçbir fotoğraf karesine yer vermemiş.

“Erdemliler Hareketi” ile 2001 yılında siyaset sahnesine giren AK Parti’de Abdullah Gül’ün yeri neresidir?

Bu sorumuza Erdoğan, twitter hesabından paylaştığı görüntülerle cevap vermiş. “AK Parti, her şeyden ve hepimizden önce milletimizin partisidir. AK Parti’nin hikâyesi, bir milletin aşk hikâyesidir.” diyerek paylaşım yapan Erdoğan’ın görüntülerinde de Gül yoktur.

Erdoğan, Gül için “Bu hareketi beraber kurduk” diyor ama yokmuş gibi davranıyor.

“AK Parti eşittir Erdoğan” olmuş.

Meğer vefa İstanbul’da bir semt ismiymiş.

İktidarı Abdullah Gül sevgisi değil korkusu sarmış.

AK Parti’nin savunması ise hazır: Onlar ihanet etti.

Neye veya kime göre ihanet?

Erdoğan liderliğindeki mevcut AK Parti’nin Sayın Gül’ü yok sayması, arşivlerinden, tarihinden silmesi kendini inkâr etmesinden öte bir anlam taşımayacaktır.

Ne kadar “AK Parti eşittir Erdoğan” ise o kadar “AK Parti eşittir Gül’dür”, “AK Parti eşittir Bülent Arınç’tır” vs.

Ortada bir başarı var ise bu bir kişinin değil bir kadronun başarısıdır. Yola çıkarken bu bir kadro hareketi denmiyor muydu?

O başarılı kadro, sıra sıra partiden tasfiye edilirken ya da Erdoğan’ın ifadesiyle trenden inerken AK Parti’nin 2010 öncesi ile şu an geldiği noktayı herkesin iyi hesap etmesi gerekir.

Trenden inenler veya atılanlar mı başarılıydı yoksa sonradan trene binip Erdoğan’a dahil olanlar mı?

Asıl sorulması gereken soru:

Abdullah Gül olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan bu başarıyı yakalayabilir miydi?

Son Söz:

Herkes kendine yakışanı yapar.

1 Yorum

  1. “Abdullah Gül olmasaydı Recep Tayyip Erdoğan bu başarıyı yakalayabilir miydi?”

    Evet ,Erdoğan kenarda gezdi ortada bulundu…
    Zamanın RP millet vekilleri, Erbakandan ayrılıp yeni bir partı kurmak içın yola çıktıklari zaman, Erdoğani kimse umursamadığı için akıllarına dahi gelmezken Gül, onun yasaklı olduğu için partinin başına genel başkan olarak onu öneriyor.

    Erdoğan ogünden sonra hep Gülü kullanarak zirveye çıktı.
    Başbakan’di istifa etti yerini ona bıraktı.
    Erdoğanın! Askerlerin konturol ettiği dönemde diploma gösteremiyeceğini iyi bildiği için; Gül’ü Cumhurbaşkanlığına aday gösterdi. Eğer diplama sorunu olmasaydi erdoğan o zamandan Gülü harcardı.

    2010 Anayasa değişiğliyinı’n onayından sonra, Gülle uğraşmaya başladı.
    Ortalığa trolleri vasıtası ile Gülün hastalığından dolayi sağır olduğunu ve cumhur başkanlığı yapamiyacak dedikudusunu hem taraflı basında hemde mahalle dedikudusu ile iftiralarını millette duyurdu. Onda başarılı olamayınca 2.pilanı devreye soktu! Partiye dõnüşünü õnledi…
    Tabii kendi karşısında en kuvvetli rakip olarak Gülü gõdüğü için, evinin bahcesine helikopter Darbesi yaptırdı! Bu arada “HAVUZDA” boş durmadı,ve sonunda hain ilan edildi.
    Partinin yıl dönümü kutlamalarında Gül’ün Kardeşim Gül oyununuda
    sadece o sahneyi göstertmesi’nin sebebide kendisini yüceltmk için….

    Acaba 11. Cumhur Başkani Gül ile bu kadar uğraşmalarının sebebi ne olabilirki?
    Oysaki Abdullatif Şener Erdoğnın bütün incilerini ortalığa döktu, dökerkende söylemediği laf bırakmadı, zaten başbakanlığı dönemindede erdoğanın istediği hiç bir menfaatina onayda vermemesine rağmen onun için tek bir kelime etmemde ve edemiyor’de. Güle bukadar alaji olmasının altında muhakak büyük bir sirr yatiyordur.

    Sahi! First lady’dinin keskin zekasi sayesinde önlenen. Gülün makam aracı’nın Air Conditionıne kimler tarafından zehirli gaz yerleştirlmiş olabilir?…

    Türkiye milli futbol takımı Dünya kupası finallerine dahi kalamamış’ken Üçüncü olduğu maçta Hakan Şükürün Dünya rekoru kıran erken golunu gösterirlerken dahi kendisini ve ismini sansurliyan bir devletin ciddiyeti bu kadar olur.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz