Adem ile Havva’dan bugüne

1

Adem ve Havva’nın isimlerinin, kamusal alanda kullanıldığını ilk kez Londra’da görmüştüm.

TC. Londra Büyükelçiliği yakınındaki “Adam and Eve Pub” a öğle yemekleri için diğer çalışma arkadaşlarımla çok gitmişliğim var. Çoğu pub gibi tost, sebze yemekleri ve salataları ayrıca hızlı servisiyle tanınan Londra’nın Belgravia semtindeki bir ara sokakta bulunan bu mekana, genellikle çevredeki diğer Büyükelçiliklerin çalışanları ile konuşmalarından anlaşıldığı kadarıyla iş insanları gelirdi.

Hz. İsa’nın annesi Hz Meryem ve havarilerinden Peter ve Paul’un isimlerini, ilk kez folk müziği grubunun adı olarak 60’lı yılların sonunda 70’li yıllarda Türkiye’de de çok tanınan Amerikan halk şarkıları söyleyen “Peter, Paul and Mary” grubu ile duydum. Hatta Katolik Kilisesinin Hz. Meryem’e diğer bir hitap şekli olan Ma Donna (Benim Kadınım) ismini Amerikalı şarkıcı aynı zamanda göbek adı da Madonna olan İtalyan asıllı Louise Ciccone kullanmaya başladığı zaman başta Kilise olmak üzere Katolikler epey tepki göstermişlerdi. Zira Madonna’nın tarzı, dansları, müziği ile Hz. Meryem’e uygun olmadığıdır. Düşünüldüğü gibi Madonna’nın şarkı sözleri, dansları  oldukça sıradışı  idi.

Sezen Aksu‘nun şarkıları ile pop müziğini sevdik. O şarkılar her nesli etkiledi. Hatta İngiltere Kraliyet Senfoni Orkestrası onun şarkılarını yorumladı. Kaybolan Yıllar, Şinanay, Geri Dön gibi şarkılarını her yaştan insan sevdi. O bizim “Minik Serçemiz”di. Ta ki AKP iktidara gelince Kürt açılımı için hayır diyenlere ve hele 2010 referandum öncesi hayır oyu verecekler için “İki cihanda lekelisiniz” derken gönlümüzdeki yeri epey sarsıldı. Ancak kimse kapısına dayanmadı.

Neden Tarkan Tevetoğlu‘nun 2016’daki “Cuppa” şarkısı çarpıtılarak 2022’de, cunta cunta olarak algı yaratılmaya çalışıldı? Tarkan çok sevilen üstelik dünya starımız. Çizgisi, duruşu da hep belli, hiç değişmedi. Neden iktidar yanlısı Sezen Aksu’nun 2017’de söylediği “Şahane Birşey Yaşamak”şarkısının sözlerindeki Adem ve Havva (…söyleyin o cahil Adem ve Havva’ya) 2022’de gündeme geldi? Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre cahilin bir anlamı da deneyimsiz, hayat hakkında tecrübesi olmayan demek. Gündem değiştirmekse amaç bu şekilde yapılmamalıydı. Zira Enes Kara‘nın intiharı ve nedenleri unutulmayacak.

İlk semavi din olan Yahudilikte Adem ve Havva ilk Yaradılanlar olarak kutsaldırlar. Yahudi inancına göre Adem ve Havva’nın kabirleri Hebron‘daki Machpelah Mağarası’ndadır.

Hristiyanların Kutsal Kitabı İncil’deki Yaradılış (Genesis) Risalesinde (1-5) Adem’den ilk insan olarak bahsedilir. İncil’de Adem bireysel anlamda insanı, genel olarak da insanlığı temsil eder.

Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de (Taha Suresi 121 ve Ahzab Suresi 72) Hz.Adem’e “…asi, yoldan çıkmış” denir.Taha Suresi Adem ve Havva’nın cennetten kovulmaları ile ilgilidir. ” Biz Adem’e (…cennetteki o ağacın meyvasından yeme) emrettik: O ise bunu unutuverdi. İlk iki semavi dinde Adem’e “unutkanlık” izafe edilmez.

“Şahane Birşey Yaşamak” şarkısındaki sözler için Sezen Aksu’yu hedefe koyan milliyetçi iki Hareket’e talimat bir yerlerden gitmiş olmalı. Diyanet de bu tartışmalara ” Hz Adem ve Hz Havva’ya İslam’ın seçkin şahsiyetleri olarak  hakaret edilemez” diyerek katılmıştır.

Bu sırada gündem değiştirmeye çalışan biri de Ankara Ulus’daki Melike Hatun Camii İmamı Halil Konakçı. Bu camiye adını verilen şahsiyet, XIV.yüzyılda yaşayan Melika Hatun‘du. Selçuklular döneminde yaşamış. Ankara’da yardımseverliği ile tanınmış bir hatun. Melike Hatun’un İtfaiye Meydanına yakın Doğanbey Mahallesindeki mütevazi kabrine beni bir yaz günü emekli diplomat Başkonsolos arkadaşım saygıdeğer Betin Yiğit götürmüş ve onun ne kadar ulvi, yardımsever bir kadın olduğunu anlatmıştı. Onun hakkındaki bilgileri Betin Yiğit sayesinde öğrendim. Melike Hatun’un tasavvufa meraklı, zamanına göre aydın bir Hatun olarak tanındığı bazı kaynaklarda yazılı.

Adına yapılan Caminin imamı Halil Konakçı‘nın hilafet özlemini ve cuma hutbesindeki açıkca yaptığı hilafet çağrısını duysaydı Melike Hatun herhalde çok üzülürdü diye düşündüm. İmam Konakçı’nın hilafet çağrısı da Adem ve Havva tartışmaları arasında yapıldı. Diyanet’in bir görevlisi tarafından açıkca yapılan bu çağrı çok önemli. İmam Konakçı’nın Ankara’nın ortasında böyle bir çağrıda bulunması, moda deyimle, zamanla bakımından da manidar.

Adem ve Havva Türkiye’de sevilen, sayılan kutsal insanlardandır. Birçok deyişde de yer alırlar. Adem ve Havva isimlerinin geçtiği şarkıları sadece Sezen Aksu söylemedi ki. Çok sayıda alaturka ve pop söyleyen şarkıcının söyledikleri şarkılarda Adem ve Havva’nın isimleri geçiyor. “Aşk eski bir yalan” şarkısını hem Kamuran Akkor hem Ajda Pekkan söyledi. Nakarat kısmı da şöyle:

“Aşk eski bir yalan

Adem ve Havva’dan kalan”

Hz. Adem’in “Yaradılışını” Vatikan’daki görevim sırasında, Sistine Şapel‘in tavanında görmüştüm. Yandaki freskde de Hz. Havva’nın yaradılışı var.

Her yıl yüzbinlerce turistin ziyaret ettiği St. Peter Katedralinin içindeki Sistine Şapelin tavanını süsleyen ve Rönesans ressamı Michelangelo tarafından 1508-1512 arasında yapılan freskte, Tanrı, Hz. Adem’i parmağının ucundan nefesiyle yaratırken resmedilmiştir. Tanrının yanında ancak bir alt seviyede bulunan Adem’in bu muhteşem tasvirini görmek için artık ziyaretçiler çok az sayıda salona alınıyorlar. İncil’deki Risaleleri tasvir eden tavan freskleri o kadar büyük değil. Kitaptaki resimlerine bakmak daha iyi olur düşünürüm. Freskte Adem ile Tanrının parmakları birbirine değmiyor. Japon Televizyon firması (NİPPON) tarafından beş milyon Dolara restore edilen fresklerin bulunduğu salonda Papa seçimi için Kardinaller asırlardır toplanıyor.

Sezen Aksu’ya gönülden kırgınken onu savunacağım aklıma gelmezdi. Ancak demokrasilerde çok seslilik, karşılıklı saygı önemli. Zaman içinde neler görüp duyacağımız ise ciddi ve şaşırtıcı olmaya devam edecek.

Önceki İçerikBeni siz delirttiniz!
Sonraki İçerikTÜİK başkanı ne yaptığını bilen biri.. Kendisinden beklentim arttı…
Ocak 2019'da emekli olmuştur. Dışişleri Bakanlığı Statejik Araştırma Merkezi Başkan Yardımcılığı ve Başkan (2011- 2012). Vatikan Büyükelçiliği Birinci ve daha sonra Elçi Müsteşar (2006-2011). Protokol Daire Başkanı (2001-2005). İsveç Stokholm Büyükelçiliği Birinci Müsteşarı (1998-2001). Slovenya Ljubljana Büyükelçiliği Müsteşarı (1996-1998). Boru Hatları ve Enerji Dairesi Başkanı (1994-1996). Kafkas İşleri Dairesi Şube Müdürü (1992-1994). Hollanda Deventer Başkonsolosluğu Başkonsolos Yardımcısı (1988-1992). Enformasyon Dairesi Başkatip (1986-1988). Endonezya Cakarta Büyükelçiliği İkinci Katip (1984-1986). Londra Büyükelçiliği İkinci Katibi (1980-1983). Kıbrıs Siyasi İşler Dairesi İkinci Katip (1978-1980). Papalık Gregoryen Üniversitesi Temel Teoloji Lisansı Diploması(2007-2010). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü SBF Master Derecesi (1988). Basılı Tez: “İngiliz İmparatorluğundan Commonwealth'e:İki Dünya savaşı Arasında Çanakkale Krizi 1919-1939”. "London School of Economics"'de misafir öğrenci (1988). A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Lisans Diploması (1976). Ödüller İtalya Cumhurbaşkanı G. Ciampi tarafından Ankara'da tevdi edilen “Şövalye” ünvanı (Cavallieri Stella Stara per la Solidarita Italiani) Eylül 2005. İran Büyükelçisi Dowlatabadi tarafından tevdi edilen Humeyni Altın Nişanı Eylül 2005. Dinlerarası diyaloga katkılarından dolayı Papalık Tiberina Akademisi Şeref Üyeliği Kasım 2007. İngilizce, Maley dilleri (Bahasa Endonezya ve Maley) İtalyanca bilmektedir.

1 Yorum

  1. Adem’e de: “Ey Âdem, eşinle beraber cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın; yoksa ZALİMLERDEN olursunuz” dedik.(BAKARA 35.AYET)
    Allahın ayetleri ile bakara makara diye dalga geçenler taltif edilip büyükelçi yapılıyor.
    o zaman neden bu tepkiyi vermedi cumhurbaşkanı acaba.
    Allahın ayetleri ile dalga geçenin dilini koparmak görevimizdir deseydi ya.
    Bir de o bilmem ne derneği başkanı hz.adem (a.s.)askerlik arkadaşıymış gibi adını ağzına alıyor.
    Allahın ayetleri ile dalga geçilirken neredeydi.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz