AK Parti Sözcüsü Ünal: CHP’nin durumu, çoklu kişilik bozukluğu ile açıklanabilir

0

AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Sonrasında açıklama yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Mahir Ünal, Zeytin Dalı Harekatı ile bölgenin terör örgütlerinden temizlenerek gerçek sahiplerine teslim edileceğini ifade etti. Ünal, şunları söyledi:

“CHP her konuda olduğu gibi bu konuda da, milli konularda, en fazla 2-3 gün milli duruş sergiliyor. En fazla üç gün sonra bu milli duruşunu bozarak, mutabakatı, birlikteliği, milletin hassasiyetlerinin, güvenliğinin, önceliklerinin gerektirdiği noktadan ayrılarak başka bir noktaya geçiyor. Tıpkı bu noktada TSK ve bu harekata dönük herhangi bir şey söyleyemeyen CHP, ÖSO’ya dönük çok çirkin ifadeler kullanmaktadır. Fırat Kalkanı Harekatı’nda bizimle DEAŞ’a karşı savaşan ve bugün Zeytin Dalı Harekatı’nda PYD/YPG’li teröristlere karşı savaşan ÖSO’dan ne istiyorsunuz? Israrla yapmak istediğiniz nifak, ayrıştırma ve itibarsızlaştırma harekatının asıl amacı nedir? Birgün olsun PYD/YPG ve PKK’ya dönük olsun olumsuz bir ifadenizi duymadık. Bugün PYD ve YPG’ye geçmişte ne dediğinizi biliyoruz. ‘PYD’li arkadaşlar’ dediğinizi, ‘PYD’nin meşru bir siyasi parti’ olduğunu söylediğinizi biliyoruz.

PYD ve YPG, DAEŞ’ten boşaltılan bölgelerde infazlar yapıyor. Sadece Afrin bölgesinde PYD ve YPG’nin baskısıyla 370 binin üzerinde insan, evlerini terk etmek zorunda kaldı. ABD’li yetkililer, PYD ve YPG’nin PKK’nın kendisi olduğunu itiraf etti. CHP, PKK, PYD ve YPG’ye hiçbir şey söylemezken kahraman ordumuzla birlikte bölgenin terörden kurtarılması, orada terör koridoru oluşmasını engellemek için kendi ülkesini savunan, bizim de onlarla birlikte bölgeyi terörden temizlediğimiz ÖSO’dan ne istemektedir, neden neden nefret etmektedir? Bu sorunun cevabı önemli.

Fırat Kalkanı Harekatı’nın ve Zeytin Dalı Harekatı’nın kararını, riskini alan siyasi iradedir. Cumhurbaşkanımız, genel başkanımız ve iktidardır bunun riskini alan. Israrla CHP sözcüleri TSK’yı, devleti, cumhurbaşkanımızı ayrıştırıyor. Cumhurbaşkanımıza dönük ağza alınmayacak, galiz küfürler ediyor. Aynı şekilde terör seviciliğine devam ediyor. Eğer biz siyaseti konuşurken psikopatolojiyi konuşacaksak o zaman CHP’nin durumu, çoklu kişilik bozukluğu ile açıklanabilir. CHP’nin, Cumhuriyet Halk Fırkası ile hiçbir alakası kalmamıştır. CHP’nin hatta Mustafa Kemal Atatürk, Recep Peker ve İsmet İnönü ile alakası kalmamıştır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si çoklu kişilik bozukluğu yaşamaktadır. Bazen PKK’lı, bazen PYD’li, bazen DHKP-C’li, terör sevici tiplerin radikal ve kendi devletine ‘seri katil’ diyen tiplerle ortaya çıktığı ve onların adeta odağı, mihrakı haline gelen bir yapıya dönüşmüştür. Bu yapıda yer almaya ne derseniz, Mustafa Kemal Atatürk’ün idealleri, iradesi ve Türkiye hayalidir burada olmayan. Bugün Mustafa Kemal Atatürk hayatta olsaydı bunlar onunla da mücadele ederlerdi. Dün bir yazarın ifade ettiği gibi, CHP’nin bugünkü yapısı ile Selahattin Demirtaş ve Mustafa Kemal Atatürk eğer genel başkanlık yarışına girseler Demirtaş’ın kazanacağı bir CHP ile karşı karşıya olduğumuzu biz söylemiyoruz. Artık vicdan sahibi insanlar bunu söylüyorlar.

Maalesef CHP Türkiye karşıtı odakların merkezi haline dönüşmüştür. CHP çoklu kişilik bozukluğu yaşamaktadır. Bunun temel sebebi de travmatik geçmiştir. 8 seçim kaybetmiş, siyasetin dışından her işe soyunmuş, kasetle gelen genel başkanla başlayan bu travma hikayesi. Genel başkanımıza yaptıkları hakaretleri misliyle kendilerine iade ediyoruz. Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanıdır. Erdoğan ve arkadaşları aldığı kararlar ve risklerle, bugün Türkiye’nin kendilerine yüklediği misyonu layıkıyla yerine getirerek bu ülkenin güvenliği için canla başla mücadele ediyor. Onlar da hakaretlerine küfürlerine devam etsinler, tarih onları da bizi de yazacak” değerlendirmesinde bulundu.

Milli güvelik meselesi söz konusu olduğunda, bir milletin sınırlarının yanına 10 bin kilometre öteden gelmiş birileri eğer bir terör devleti kurmaya kalkışıyorsa biz buna seyirci mi kalacağız? Biz bununla ilgili gereğini yapmaya çalışınca bazı terör sevicileri kalkıp TSK’ya ‘katil’ diyorsa, hakaret ifadeleri kullanıyorsa bu siyasi kararı alan ve bununla mücadele eden bu iradeye yönelik teröristleri destekleyen bir dil kullanıyorsa Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bunları alkışlamamızı mı istiyor? Dediğim gibi Kılıçdaroğlu bizi yanıltmıyor. 15 Temmuz’da da aynı şeyi yaptı, bugün de aynı şeyi yapıyor. Yarın da Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda aynı tavrı sergileyeceğini biliyoruz. Bu durum herkes tarafından görülmektedir. Her şey aziz milletin gözü önünde cereyan etmektedir.

Komisyonun görüşmeleri, karşılıklı müzakerelerden oluşmaktadır. Bu müzakereleri biz belli seçenekler haline getirip Sayın Genel Başkanlara sunacağız. Genel temayül yüzde 10 barajının korunması üzerinedir. Onun dışındaki hususları da değerlendirmeye devam ediyoruz.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz