Ali Babacan’ın tehlikeli dosyaları

2
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Alman ve Türk yaklaşım tarzları hakkında bir örnek vermiştim; bir işyerine makina yerleştirmede Almanların ve Türklerin tarzlarıyla ilgiliydi: Uzun çalışmalardan sonra Almanlar makinayı yerleştirir ve o makina otuz yıl hiç yeri değişmeden çalışır. Türkler hemen çalışsın diye bir yere yerleştirirler, rahatsızlık oluşur, tekrar yeri değişir. Tekrar rahatsızlık oluşur ve tekrar yeri değişir ve bu tam yeri bulununcaya kadar devam eder gider. Bunun bir sebebi de bizdeki şu atasözüdür: ‘Kervan yolda düzülür’. Evet, bu cümle doğrudur ama her şartta değil. 

İşlerin zamanla iyiye evrileceği ve tamamlanacağı durumlar vardır ama kamuya ait işler bu mantıkla yapılmaz. Uzun hesaplar, fizibilite çalışmaları, yanılma payı hesaplanarak yapılan çoklu alternatifler, toplumu oluşturan katmanlardaki kişilerle görüşmeler, geleceğe yönelik fikirlerin aktarılması ve onların katkılarıyla şekillenen yeni planlar…

Ali Babacan’ın parti kurması ve bunu kamuoyuyla paylaşmasının geciktiğiyle alakalı yazanlar-çizenler çok. Nedense bunların hepsi de iktidara yakın kalemşorlar. Ahmet Hakan’dan tutun da, merkez medyanın en uç köşe kalemlerine kadar. 

Nedir bu çaba? 

Anketlerde %1 bile değil diye vurgu yaparak ve aynı zamanda da sürekli olarak gündemde tutmaya çalışıyorlar. 

Bunun sebebi Ali Babacan’ın tehlikeli dosyaları. 

Kendisinin uzmanlık alanı olan konu birinci dosya: Ekonomi.
Ekonominin iyiye gittiği pompalanıyor ama ekonomik sıkıntı yüzünden intiharlar artıyor. Çöplerde yiyecek arayan vatandaşlarımızı gördükçe ekonominin denildiği gibi olmadığını daha iyi anlıyoruz. Hele bir de Diyanet, uğraşması gereken sorunlar yokmuş gibi, vatandaşlarımıza tavsiyelerde bulunmuş: ‘Alışverişinizi akşam yapın’. Ne zaman ve nerede mi söylemiş? Yayınladığı Aile dergisinde, pazar alışverişi ile ilgili öneriler bölümünde: ’Ucuza almak için akşam saatlerini bekleyin’ 

Tehlikeli dosya iki: Toplumsal mutabakat. Toplumu oluşturan kesimlerdeki ‘iyi ve erdemli’ insanlarla ortak çalışarak oluşan yapı. Sadece bir kesimin değil, toplumdaki bütün kesimlerin benimseyeceği yönetim anlayışı. Bu anlayışa aslında yabancı değiliz (Turgut Özal’ın da hedeflediği anlayış) ama ülkemizde nedense kökleşemedi. Sadece bir kesimin benimsediği yönetim anlayışını değiştirmek, yönetime gelenlerin hırsları yüzünden pek gerçekleşmedi. Sağcıların, solcuların, dindarların, Atatürkçülerin iktidarı gibi…. Yeni anlayış, bütün bu kesimlerle bir bütün olma. 

Üçüncü tehlikeli dosya: Gençler. 

Gençler umut istiyorlar. Gelecekleri için ışık görmek, geleceğe güvenle bakmak ve bunları da gençlik enerjileri kaybetmeden elde etmek istiyorlar. İki çocuklu bir annenin ömrünü birisine feda ettiği değil, her bireyin ömrünü kendi gibi yaşayacağı özgür bir ortam. İş ve hayat kurmak için başka diyarların aranmadığı, kendi ülkesinde zenginliklerle yaşama. Bir partinin bir kesiminin yaşadığı zenginlik değil, toplumdaki diğer gençlerin de eşit haklara sahip olduğu, çalışma ve inovasyona kurulu bir başarı hikayesi oluşturma. 

Dördüncü tehlikeli dosya: Çevre. 

Dünyamızın dengesi her geçen gün bozuluyor. Buzullardaki erime, mevsim değişiklikleri ve küresel ısınma. Yeni kurulacak parti bu konuda ‘göstermelik’ değil, ‘içten ve samimi’ çalışmaları hedefliyor. ‘Çevreciler çoğaldı, bu konuda da bir şeyler yapalım’ düşüncesinden; ‘çevre konusunda etkili farkındalık ve köklü anlayış değişikliğine dayalı çalışmalar’ yapalım düşüncesine geçiş. 

Beşinci tehlikeli dosya: Hayattan ve dünyadan kopuk olmadan, barış içinde hayatla ve dünyayla birlikte olma. 

Hayata nasıl bakarsanız, hayat öyledir. Düşmanlar, iyiliğimizi istemeyenler, bizi yok etmek isteyenler, kahrolsun batı gibi söylemlerle hayata baktığınızda bütün gelişmeleri bu pencereden görürsünüz. İşin komik ve acı tarafı da, böyle diye diye, kullandığımız bütün eşyaların ve cihazların batı kaynaklı olması. Samimiyetsizlikle umursamazlık aynı anda. Madem böyle görüyorsunuz, samimi olun ve inandığınız şekilde yaşayın. Demek ki, hayattan ve dünyadan kopuk halde yaşanmıyor. Zaten bu durum gerçek dışı ve absürd. Dünyanın büyük bir köy haline geldiği zamanda; dünyadan kopuk yaşamaya çalışmak, başını toprağa gömerek görünmediğini sanmak gibi geliyor bana. 

ABD düşmanlığı yaparak, insanların çocuklarını ABD’de okutması ve yeni doğacak çocuklar-torunlar için bu ülkeye gidilmesi… 

Avrupa düşmanlığı yaparak yalnızlaşma ve göklere çıkarılan Rusya’nın bizi sırtımızdan hançerlemesi…

Bunlar Ali Babacan’ın tehlikeli dosyaları. 

Eski Türkiye diye diye makyajlanmış, yeni görünümlü eski Türkiye oluşturmak isteyenlerin, 

Tek bir fikri, korkuyu kullanarak toplumu şekillendirmek isteyenlerin, 

İsraf haramdır diyerek, israfın en büyüğünü yapanların, 

Büyük laflar ederek, kapalı kapılar ardında ‘bu millet saftır, unutur’ diyenlerin, 

‘Aman dizi bitmesin’ korkusunu yaşayan oyuncular gibi, ‘elimizdeki iktidar gücünü kaybetmemek için ne gerekiyorsa yapalım’ diyenlerin, 

‘İyi ve erdemli’ olmayı saflık ve korkaklık sananların, 

Programlı çalışıp, sistem kurma düşüncesini ‘ertelemeci’ sananların… korkacağı dosyalar. 

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikLokman (as)‘ın özelde oğluna, genelde tüm insanlığa öğütleri (1)
Sonraki İçerikHDP Kongreye Giderken…
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

2 YORUMLAR

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz