Almanya’da açılacak Türk okulları ve tartışmalar

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Almanya’da tartışılan konu: Türk okulları. 

Hangi Türk okullarından bahsediyorum? 

Mütekabiliyet esasına göre açılacak Türk okulları. Hayır, henüz daha açılmadı ama açılması için çalışmalar başlatıldı. 

Almanya’nın Türkiye’de faaliyet gösteren okulları var. Bunlar Ankara, İstanbul ve İzmir’de. İzmir’deki okul hukuki dayanağı olmadığı gerekçesiyle 2018 yılında geçici süreyle kapatıldı. Bu okulun tekrar açılmasıyla birlikte yeni anlaşma konusu da gündeme geldi ve bundan dolayı da Türkiye Almanya’da Türk okulu açma isteğinde bulundu. 

Konu Eyalet’lerin MEB’ları tarafından inceleniyor. Bu inceleme ve sözü edilen anlaşma biraz zaman alacak gibi görünüyor. 

Konunun gündeme gelmesiyle birlikte çeşitli tartışmalar da başlamış oldu. 

Almanya Dışişleri Bakanı, ‘Bu okullar asla bizim değerlerimizle bağdaşmayan şeylerin öğretildiği yerler olmayacak’ diye bir ifade kullandı. Bu da çok normal. Zaten Almanya’da okul açmak ve işletmek istiyorsanız; müfredatı Almanya’ya uymak zorunda, ancak kendi eğitim programı olabilir ve çalışacak personeli de okul kendisi seçebilir. 

Tartışma da işte tam buradan çıkıyor. 

Eğitim programı müfredata uyacak ama gene de farklı bir statüsü var. 

Alman siyasetçiler bu konuda endişeli. Yumuşak üslupla uyaranlar olduğu gibi çok sert üslupla ikazda bulunanlar da var. Bunlardan en serti de Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen’e ait: ‘Türk ……  ülkesindeki eleştirel entelektüel kesimi ya cezaevine tıkıp ya da sürgüne gitmeye zorlarken, Alman hükümetinin Erdoğan ile kendi özel okullarını Almanya’da açabilmesi için müzakerelerde bulunması bir felakettir’. (Evet, otosansür uyguladım) 

Eleştiriler hep aynı aslında. 

Paralel toplumu körükleyecek, toplumdan izole olan bir kurum olacak, Türkiye merkezli din ve politika aşılanacak, Türkiye’deki kutuplaşma Almanya’ya taşınmış olacak….

Dortmund Üniversitesi’nden Nele McElvany daha ılımlı bir cümle kullandı: ‘Almanya’da Türk okullarının açılması, Alman okul dünyası için bir zenginlik dahi olabilir’. 

Tartışmalar böyle. 

Almanya’da okul açmak gerçekten yararlı olacak mı? 

Benim bu konuda endişelerim var. 

Neden mi? 

Yıllardır faaliyet gösteren yüzlerce cami derneği mevcut. Kimisi Ditib, kimisi İgmg, kimisi de diğer dini grupların. Bu camiler işin hakkını vererek eğitim verebiliyorlar mı acaba? 

Diğer dini grupları bir tarafa bırakalım. Ditib ve İgmg, siyasi otoriteyle çok ilintili olan iki yapı. Bu teşkilatların din eğitimi durumlarına baktığımızda iç açıcı bir manzarayla karşılaşamıyoruz. Birileri çıkıp örnekler sıralayabilir. ‘Efendim birçok kişi İlahiyat fakültelerine gittiler, eğitimler alıyorlar….’

Evet, bu örnekler var. 

Bu kadar geniş bütçe ve şubeleri olan teşkilatlardan bu da mı çıkmasın? Artık o kadar olsun yani. 

Ama esas önemli olan konu şu: 

Genele yayılmış, 

Almanya şartlarına uygun, 

Almanya ortamına has, 

İnsanlara çözüm olabilecek eğitim müfredatları olan eğitimin yoksunluğundan bahsediyorum. 

Almanya’da okul açmak çok büyük bir fırsat aslında. AB’nin motoru olan bir ülkede topluma yön verebilecek insanlar yetiştirebilmenin önemi paha biçilemez. Açılacak üç okulun üç alanda yoğunlaşabilen öğrenciler yetiştirmesi bence çok iyi olur: Mühendislik, sosyal bilimler ve idare. 

Mühendislik Almanya’da ileri aşamada ve bundan yararlanılır, sosyal bilimler alanı ise çok daha önemli. Hem Türkiye, hem Almanya’da yaşayan Türkiye’liler ve hem de Avrupa kültür çevresine yeni pencerelere açabilecek insanlar yetişir. İdari alanda yoğunlaşma ise hem ülkemiz ve hem de AB açısından çok yararlı olur. 

Olabilecek açılımlara kısaca değindim. Bu noktalarda yapılacak çalışmalar okul açılması için büyük fırsat. 

Yok eğer ezberci sistemi Almanya’ya getirmekse niyet, bunun çok mantıklı olacağını sanmıyorum. 

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikABD Neden Bu Kadar Güçlü..?
Sonraki İçerikABD-İran krizi Afganistan hava trafiğini yüzde 25 artırdı..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Erdoğan! Türkiyeyi cahiliye dönemine Rahmet okutacak duruma getirdi….
    Şimdide Almanyadaki Türkleri geriye doğru yetiştirmek için kolları sıvamış.
    Aslında derdi okul falan değil Almanyadada aynen ABD ye yaptığ yatırımlar gibi yatırm yapabilmek için bu işe girişmış.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz