- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Öncelikle bir itirafla başlamak istiyorum. İtirafta bulunmak kolay bir durum değil, evet.
Nefret suçunu, grup endeksli insan düşmanlığını (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit) okuyup, anlayıp, özümsemeden önce, utanarak söylüyorum ama ben de ‘Yahudi düşmanı’ydım.
Çünkü öğretilen ezberler bizi bu duruma getirmişti. Ne kötülük varsa, hemen yanında ötesinde Yahudi arar hale gelmiştik ve ben de öyleydim. Bu yüzden Müslümanların içinde bulunduğu durumu ve hissettiklerini çok iyi biliyorum. İçlerinde bir Yahudi düşmanlığı var. Nedenini, kaynağını, ne için olduğunu bilmedikleri bir Yahudi düşmanlığı.
Evet, şimdi ayet-hadis diye başlayacaksınız, biliyorum. Bu yüzden de hemen belirteyim: ‘Ayet ve hadiste geçen konular Yahudi düşmanlığı değil, yanlış davranışların gösterilmesidir’.
Yazın Ankara’da bir cami arıyordum. Eskicioğlu Camii. Ankara kalesinden Ulus’a kadar….
Sonunda Eskicioğlu Camii’ni buldum.
Soyadımı taşıyan caminin içine giremedim çünkü kapalıydı. Şirin, hoş bir camii. Kerpiç duvarlı, ahşap döşemeli ve kiremit çatılı bir yapıya sahip. XVII. Yydan kalma eski bir cami.
Eskicioğlu Camiini ararken kendimi bir anda Yahudi mahallesinde buldum. Çünkü bu cami Yahudi mahallesinin içindeydi.
Ankara’daki Yahudi mahallesi, harabeye dönmüş tarihi evlerle hala ayakta duruyor. Tarihi evlerin yanında bir de tarihi bir sinagog mevcut. İtalyan bir mimar tarafından 1907 yılında bitirilmiş ama tarihi çok eskilere dayanmakta. Bu mahalleyi görünce çok üzüldüm. Neden mi? Çünkü tarihi bir mahalle ve Müslümanların özellikle korumaları gereken bir kültür.
Terk edilmiş mahalle ile ilgilenen yok.
Sinagog, cemaat olmadığı için kapalı. Görevli kişinin insiyatifiyle sinagoga girme imkanım da oldu. Böyle tarihi bir yapının ve mahallenin neden bu halde olduğunu tekrar tekrar düşündüm.
Ankara Yahudi mahallesini gördükten sonra Ankara Yahudileri hakkında araştırma yapınca, çok daha acı insan hikayeleriyle karşılaştım.
Hayatlarında tek bir Yahudi ile tanışmamış ama buna rağmen Yahudi düşmanlığı ile bilenen insanlarımızın izlemesini tavsiye edeceğim bir video var:
Ankara Yahudileri Babil Sürgünü’nden sonra buraya gelip yerleşmiş olan yerel halk. Gerçi ‘Ankara Yahudileri’ tanımlamasını da doğru bulmuyorum ama başka türlü ifade edemiyoruz.
1492 yılından sonra İspanya ve Portekiz’den gelenler de olmuş ve sayı artmış. Sefaradların gelmesiyle kültür biraz değişmiş ama asıl yapı hep aynı kalmış.
Bugün harebeye dönen bu mahallenin restore edilmesi, canlanması sadece Ankara açısından değil, aynı zamanda Müslümanlar açısından da bence çok önemli.
Çünkü İslam, Silmdir yani BARIŞ’tır.
Sevgi ve Bilgiyle kalın
(NOT: Kendisine dilekçe yazacak olsam da, Ankara Büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş’a buradan seslenmek istiyorum: ‘Lütfen bu tarihi mahalleyi restore ederek kültürümüze kazandırın’.)