Aşiret Reisi Barzani de Bizi Kandırdı!

0

Referandum özelinde ilk yazımı 7 Eylül’de “Asırlık Kürdistan Projesi”, ikinci makaleyi de 17 Eylül’de “Referandum ve Olası Senaryolar” adıyla neşrettim. Olması muhtemel tüm senaryoyu içeren yazılardı.

Orada da belirtmiştim. Referandum olacak ve yüzde 80 ile “Evet” çıkacak, demiştim. Mesele bunu bizim bu vakte kadar görememiş olmamız. Hatırlayınız; Barzani her türlü maddi ve manevi desteği alıyor. Özerk bölgedeki memurların maaşlarını bizim yolladığımız paralarla finanse ettikleri söyleniyor ve bu toprakların bize ilhak olmaya gönüllü oldukları ve bizim de buna teşne olduğumuz dillendiriliyordu.

2013 yılında Yiğit Bulut; bir seminer toplantısında salondakiler mi dolduruşa getirdi, o mu salondakileri coşturdu bilinmez ama şöyle konuşmuştu:
“Allah ömür verir mi vermez mi bilmem, ama yazın bu geceyi. 3 sene içinde hatta 2 sene içinde Kuzey Irak referandum yapıp, Türkiye’ye katılma Türkiye’ye ilhak olma kararı alacak” demişti. Salondakiler bu cümleleri ayakta alkışlarla desteklemişti.

O günlerde hakikaten de Barzani yönetimiyle her şey güllük gülistanlıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ için dillendirdiği “Ne istediler de vermedik” sözünün bir benzerini Kuzey Irak yönetimi için de dillendirdi. Ve “ne istedilerse verdik, yardımcı olduk” demişti geçen hafta Amerika seyahatinden önce.

Bu durumda bizi Barzani de sırtımızdan hançerlemiş oldu. Aşiret reisi de bizi tufaya getirdi. Zira kandırıldık. Irak merkezi hükümeti, bölge ülkeleri ve uluslararası toplumun tüm uyarılarına kulak tıkayan Barzani; her türlü itiraza, uyarıya, tehdide, şantaja ve etrafındaki tüm ülkelerin “bu iş çok can yakar” demesine rağmen referandumu gerçekleştirdi.

Barzani’nin her türlü olumsuzluğu göze alarak gerçekleştirdiği referandum, bölgenin çok şeye gebe olacağına işaret ediyor. Satranç gün aşırı hamle yaptırıyor, dahli olan herkese.

Yeri geldiğinde peşmerge kıyafetiyle de dalga geçilen aşiret reisi bizi katakulliye getirdi. Allem etti gullem etti, her türlü zayiatı göze alarak bu safhaya getirdi. Mesele bin yıllık köklü bir devlet geleneği olan Türkiye’nin bu manzarayı okuyamaması ve bu “Devletsiz Devlet Adamı”na yenik düşmesi. Bu cesareti dışarıdan aldığına şüphe yok. “Devlet olma talebi yok hükmünde sayılacak” dendi malumunuz.

Bölge artık bir husumet çemberidir. Her türlü girişim ardında bir hainlik barındıracaktır. Ateşin bölge ülkelerinin tümüne sıçraması muhtemeldir. Rical-i Devlet çok dikkatli ve rikkatli hareket etmek zorundadır. Bizce yok hükmünde sayılan bu referandumdan Kuzey Irak yönetiminin alınacak tedbirlerle pişmanlık duymaları sağlanmalıdır. Sınır ötesi savaş başlatmak, tüm dünyanın başımıza üşüşmesine zemin hazırlayacaktır. Beklenen de budur.

Bu referandumun yapılmasını engelleyemedik, önleyemedik bu ayrı bir konudur. Ve o safha geçmiştir artık. Hepimize geçmiş olsun. Mesele buradan da bir tufaya daha düçar olmamak, çukura saplanmamaktır. Türkiye’deki Kürtleri rahatsız edecek, bir anarşiye, bir kargaşaya, bir isyana (6-7 Eylül gibi) sebebiyet vermesi muhtemel her türlü girişimden uzak durulmalı, yüzde milyon dikkatli ve rikkatli hareket edilmelidir.

Barzani referanduma karşı savrulan bütün tehditlere rağmen, bağımsızlık ilan etmedikçe kendisine karşı bir hareketin ol(a)mayacağının bilincinde.

Her türlü ekonomik yaptırımın yanında; bu konuda Irak merkezi hükümeti ve İran’la yakın işbirliği, istişare ve koordinasyon içinde hareket edilmeli ve Suriye’deki YPG, PYD oluşumları ile Kuzey Irak sahalarının birleşmeleri engellenmelidir. Dolayısıyla; Barzani’nin bu referandum dolayısıyla  “Kürt Milliyetçiliği” üzerinden durumunu güçlendirmesi engellenmelidir.

Bu referandum tesadüf değildir. Kerbela lanetinden beri bela buraları mesken etti. Ülkemize musallat olması engellenmelidir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz