Atatürk ortak değerimiz mi?

0
Latest posts by Aysun Saygı Köknar (see all)

Bir süredir medyada en büyük Atatürkçü benim, hayır benim en büyük Atatürkçü diye bir kavgadır gidiyor. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma gününe denk gelen 10 Kasım’da -bildiğim kadarıyla tek bir ağızdan olması için ortak yayınlanan- Cuma hutbesinde ne hikmetse ne ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını, ne de silah arkadaşlarını anma zahmetine bile girmedi. Başbakan Binali Yıldırım’ın dün grup toplantısında söylediği gibi : ‘ Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak değeridir. Toplumu bu konu üzerinden ayrıştırmak Atatürkçülük değildir, vatanseverlik hiç değildir. Türkiye, kökleri bir saksıda yeşermiş cılız bir ülke değil. Türkiye, güçlü köklerini kadim medeniyetin toprağına salmış koca bir çınardır. Fatih Sultan Mehmet ne kadar bizimse, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de o kadar bizimdir. Laiklik, din ve devlet işlerini düzenleyen önemli bir alandır. Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur’an-ı Kerim yazdıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dindar insanlardan soyutlamak isteyenlerin çabaları da nafiledir.’

Nihayetinde bu topraklarda ezan sesini duymamızı sağlayan yegane kişilerden sevgili Atamızı ölüm yıldönümünde anmayan Diyanet İşleri Başkanlığına ne demeli bilmiyorum.

 Beklenen deprem için ne yaptık?

İran Irak sınırında meydana gelen 7.3 lük depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 454 e yükselmiş 6bini aşkın kişi de yaralanmış. En büyük yıkımın devletin dar gelirliler için yaptırdığı binalarda olduğu açıklanmış. Ülkemizden de hissedilen deprem gözlerin Marmara’da beklenen depreme çevrilmesine neden oldu. 17 Aralık 1999 da yaşanan, birçok vatandaşımızın aramızdan ayrılmasına neden olan depremin üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen beklenen büyük İstanbul depremine hazırlıklı olduğumuzu söylemek safdillik olur. Aradan geçen onca yıla rağmen hâlâ pek bir şey yaptığımız söylenemez. Yenilenmesi gereken yapılanların çok küçük bir kısmı depreme dayanıklı hale getirildi.

Prof. Celal Şengör ‘Bu deprem, beklenen büyük İstanbul depremini daha da tehlikeli hale getirdi. ‘Arap levhası’ dediğimiz hat 5-6 metre yukarıya doğru kırılmış oldu. Kuzey Anadolu ve Yumurtalık fay hatlarına ciddi yük bindi’ diye açıklamalarda bulunuyor.

Biz ne yapıyoruz, ‘bana dokunmayan depremden bana ne’ diye burun kıvırıyoruz. E beklenen deprem pek yakındaysa ne olacak. Bundan tam bir yıl önce yapılması gerekenlerle ilgili bir yazı yazmıştım. Tekrar okumanın tam sırası.

Toplumsal cinnet

Son zamanlarda ülkemizde artan cinnet vakıaları ilgili bir dolu haber okuyoruz. Daha dün bir baba daha cinnet getirip iki masum yavrusunu öldürdü. Ondan önce biri daha, biri daha… İntiharlar, cinayetler son günlerde iyice arttı. Darbeden sonra hepimizi halk eğitim merkezlerinde, sağlık ocaklarında peyderpey terapiye almaları gerektiğini söylemiştim. İşte toplum olarak yaşadığımız travmanın, o müthiş baskının yansımalarıdır bu trajediler ve ölümler.

Eğer gencecik insanların yaşamlarının baharında ölümü seçmelerini istemiyorsanız, elini kana bulamasına içiniz elvermiyorsa, trafikte korna çaldı diye biri diğerine kafa göz dalmasın diyorsanız bir şeyler yapın. Lütfen halkı bilinçlendirecek uygulamalar başlatın. Okullarda, işyerlerinde, evlerde.. Adına milli seferberlik deyin, kişisel gelişim deyin ne derseniz deyin ama hepimizi birer birer kontrolden geçirin. Lütfen.

Sosyal medya şiddeti

Son yıllarda yapılan araştırmalar sosyal medyanın normalde karşınıza geçse iki laf edemeyecek kişilerin esip gürlediği bir platform olduğu gerçeğini kanıtlıyor. Sosyal medya kendi adını gizleyip, av gibi gördüğü kişilere istediğini söyleyip, yazan insanlarla dolu bir mecra.

Sosyal medya şiddetinde hakaret, tehdit, şantaj ne ararsan var. Şeyma Subaşı’da bundan nasibini almış. Kendisini bir yıldır taciz eden bir şebeke nihayet çökertilmiş. Ben bu haberi okuyunca aklıma rahatsız edilen kişi tanınmış biri olmasaydı yine bu çete yakalanır mıydı acaba diye sormak geldi. Sizce yakalanır mıydı?

 Sanat kimin içindir?

Geçen Cuma Tüyap’taki Ütopya Sergisini gezdim. Eserler hakikaten harikaydı, ortaya çok başarılı bir iş çıkmıştı. Benim derdim o değil, insana hep tepeden bakan, küçük dağları ben yarattım modunda takılan -artık kimse onlar- eserlerin başındaki görevliler. Bu burnu büyükler ordusu galeri sahipleri midir veyahut eserin sahibi sanatçılar mıdır hiç bilemiyorum. Ama hep mi bu böyle olur, hep mi! İnsana bi üstten üstten bakmalar, tepeden tırnağa süzmeler, yüzünü ekşite ekşite siz sanattan naanlarsınız havaları. Bir tanesi de alçak gönüllü olsun vallahi dişimi kırcam. Sen böyle yapınca yani bana, benim muhteşem varlığıma saygı duymayınca, benim de sana ve senin sattığın esere saygı duymayasım geliyor iyi mi!

 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz