- Kılıçdaroğlu: MİT onun emrinde, bizim gizli kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın - 29 Nisan 2023
- Demir Grup Sivasspor 1 – 3 Fenerbahçe.. - 29 Nisan 2023
- Yurt dışına kayıtlı seçmenler oy vermeye başladı.. - 29 Nisan 2023
Avrupa Konseyi üyesi devletlerin dışişleri bakanları tarafından Roma’da 4 Kasım 1950 tarihinde imzalanan ve 3 Eylül 1953 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yıl dönümü. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin denetim organı ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM).
Türkiye, sözleşmeyi 4 Kasım 1950 tarihinde imzaladı. 10 Mart 1954 tarih ve 6366 sayılı Onay Kanunu, 19 Mart 1954 tarih ve 8662 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Onay belgeleri, 18 Mayıs 1954 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’ne tevdi edildi ve sözleşme, Türkiye bakımından bu tarihte yürürlüğe girdi.
Sözleşme’de, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde güvence altına alınan medeni ve siyasi hakların sınırlı bir bölümüne yer verildi. Bu sınırlı haklar listesi, daha sonra yürürlüğe giren protokollerle genişletildi. 2015 yılı Mayıs ayı itibariyle, Sözleşme’ye ek 16 Protokol bulunuyor. Sözleşme’nin kapsamı, protokollerle eklenen yeni haklarla genişliyor. Fakat bu genişleme, sadece protokolleri onaylayan devletler açısından söz konusu.
Sözleşmeyi imzalayan ülkelerin kendi vatandaşlarına tanıyacakları hak ve özgürlükler:
Yaşam hakkı yasanın koruması altındadır.
İşkence Yasağı
Kölelik ve zorla çalıştırma (Zwangsarbeit) yasağı
Özgürlük ve güvenlik hakkı
Adil yargılanma hakkı
Verilen cezanın yasal/hukuki zemini olmak zorunluluğu
Özel hayatın ve aile hayatının korunması
Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
İfade özgürlüğü
Dernek/Sendika kurma ve toplanma özgürlüğü (Versammlungs- und Verinigungsfreiheit), (sendika kurma, protesto hakları)
Evlenme hakkı
Etkili başvuru hakkı: bu sözleşmedeki maddelere aykırı durumlarda ülke içindeki hukuka başvurma
Ayrımcılık yasağı (Diskriminierungsverbot)
Olağanüstü Hallerde Askıya Alma (Savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde her Yüksek Sözleşmeci Taraf, ancak durumun gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla bu Sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabilir)