Babacan: Gözlerinde dolar işaretleri var.. Pandemiyi baskı mazeretine çevirdiler

0

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin İzmir’in Ödemiş ilçe kongresinde gündeme ilişkin konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Müzik yasağını 24.00’e çekiyoruz. Kusura bakmasınlar gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok.” sözlerini eleştiren Babacan, şunları söyledi:

“İktidardaki partinin meşhur bir 3Y’si var. Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Bunlarla mücadele vaadiyle iş başına geldiler. Yoksulluğu her gün artırıyorlar, yolsuzluğu hiç söylemeye bile gerek yok. Şu ‘üçüncü y’ birkaç gün görünmemişti ortalıkta. Biz de diyorduk, yasaklar nerede kaldı? Hemen bir yasak daha getirdiler. Müzik yasağı. Gerekçesi neymiş, biliyor musunuz; pandemi. Pandemi önlemlerini açıklarken söylüyor bunu. Ya hani diyor ya ‘Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini pandemi döneminde harcadık’ diye. Milletin gözünün içine baka baka gerçekleri çarpıtıyorlar. Rezervleri pandemiden önce eritmeye başladılar. Pandemi başladığında rezervler sıfıra düşmüştü zaten. Koronavirüse sığınıyorlar. Yahu, pandemiyle müziğin ne alakası var? Sizin şu müzisyenlerle alıp veremediğiniz ne var? Bu nasıl bir akıldışılıktır?”

“YASAKLARLA TOPLUMU ŞEKİLLENDİREMEYECEKSİNİZ”

Müzisyenlerin pandemi boyunca açlığa mahkum edildiğini belirten Ali Babacan, şöyle devam etti: “Sayın Erdoğan yasağı açıklarken bir de diyor ki ‘kusura bakmasınlar’. Esas siz kusura bakmayın Sayın Erdoğan, siz kusura bakmayın. Bu toplum birbirine saygı duymayı sizin yasaklarınızdan öğrenmeyecek. Siz, inanç özgürlüğü, eğitim hakkı yasaklanan insanların onurlu mücadelesiyle iktidara geldiniz. Şimdi siz yıllarca özgürlük mücadelesi veren o insanlardan aldığınız yetkiyle başka insanların özgürlüğünü mü kısıtlamaya çalışıyorsunuz? Biz buna izin vermeyeceğiz. Yasaklarla, baskılarla sanatı ve toplumu şekillendiremeyeceksiniz. Neymiş; gürültü oluyormuş, çok ses oluyormuş. Koronavirüsten önce ses olmuyor muydu? Müzik aletinden ses çıkmasını koronavirüs mü sağladı? Pandemiyi, bu sağlık afetini, baskı mazeretine çevirdiler.”

Kanal İstanbul projesiyle ilgili konuşan Babacan, şunları söyledi: “Kanal İstanbul’a ayıracağınız kaynağı derhal sulama yatırımlarına ayırın. 26’sında temel atma töreni yapacaklar. Olmayan kanalın üzerinden geçecek köprünün temel atma töreni. Yahu aceleniz ne. İstanbul’da trafik tıkalı, altyapı yetmiyor. 500 bin kişilik yeni bir şehrin katkısı ne olacak diyoruz. Söylemiyorlar ama gözlerinde dolar işaretleri var. Rant var rant. Bir AVM ve 200 konuttan ne rant çıkıyor. 500 konutluk projeden ne rant çıkar. Kimler paylaşacak bunu. İnanın sebebi bu. Konuşulan tüm paralar Euro ve Dolar. Türk lirası geçmiyor. Hani milliydik, hani yerliydik. Milli paramızı pul ettiler.”


Çiftçinin, üreticinin ve esnafın zor durumda olduğunu belirten Ali Babacan, sözlerini şöyle tamamladı: “Çiftçimiz dertli. Maliyetler almış başını gitmiş. Geçen sene ile mukayese ettiğimizde gübre fiyatları en az ikiye katlanmış durumda. Üç katına kadar artan gübre fiyatı var. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız için yem maliyeti en az ikiye katlanmış. Mazot fiyatları almış gitmiş. Bütün bu artışların kök sebebi hükümetin Dolar ve Euro kurunun kontrolünü kaybetmiş olmasıdır. Kayıp bakan var ya akraba olan. ‘Ben döviz kuruna bakmıyorum’ diyordu. Sen bakmıyorsun da çiftçi bakıyor. Sen dövize bakmaya bakmaya ne hale getirdin ülkeyi. Çiftçinin borcunu iki yıl faizsiz olarak erteleyeceğiz. İlk taksit iki yıl sonra başlayacak. Bunlar yapılandırıyor, eski takside yenisini ekliyor. Zaten traktörüne tarlasına haciz gelmiş. Bunu ötelemek gerekiyor. Çiftçimizle ilgili haciz işlemlerini kaldıracağız. Mazottaki ÖTV’yi çiftçimize iade edeceğiz. Gübrenin yarısını devlet olarak biz karşılayacağız. Yemde yüzde 50’ye varan desteklerle çitçimizin yanında olacağız. Bu ülkenin sorunlarından sayın Erdoğan kurtulamaz. Kaçacak yeri yok. Merkez Bankası başkanlarını şamar oğlanına çevirdi. Hiç uğraşmasın otursun başkan benim desin. Bütün güç ve yetki elindeyken faiz niye düşmüyor.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz