Brandenburg ve Sachsen’da AfD patlama yaptı, bunda neler etkili

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

1 Eylül tarihi İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasının yıldönümü idi. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Steinmeir Polonya’da çeşitli programlara katıldı ve İkinci Dünya Savaşı zamanında yaşananlar için bir bakıma özür de diledi. 

1 Eylül tarihi iki eyalette yapılan seçimler sebebiyle belki daha da dikkat çekiciydi: ‘Brandenburg ve Sachsen’. 

Bu iki eyalet Almanya’nın doğusunda ve Polonya sınırında bulunuyor. Berlin şehri de Brandenburg eyaleti sınırları içerisinde, her ne kadar kendine has bir eyalet olsa da. 

Bu iki eyalette yapılan seçimlerin sonuçlarında çıkan resim: AfD (Almanya için Alternatif) partisi oylarındaki artış.

İsterseniz rakamlarla daha da netleştirelim:

Brandenburg:

Kaybedenler: 

Sosyal Demokratlar​: %5,7

Hristiyan Demokratlar​: %7,4

Sol Parti​​: %7,9

Kazananlar: 

Liberal Parti​​: %2,6

Yeşiller​​​: %4,6

AfD (Aşırı sağcılar): %11,3 

Sachsen:

Kaybedenler: 

Sosyal Demokratlar​: %4,7

Hristiyan Demokratlar​: %7,3

Sol Parti​​: %8,5

Kazananlar:

Liberal Parti​​: %0,7

Yeşiller​​​: %2,9

AfD (Aşırı sağcılar): %17,8

AfD’nin yanı aşırı sağcıların oylarını bu kadar arttırmalarının sebepleri tabii ki var. Aradan 30 yıl geçse de, Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi tam manasıyla gerçekleştirilmiş değil. İki eyalet de eski Doğu Almanya sınırları içerisinde kalan yerler. Eski Doğu Almanya sınırları içerisinde kalan bu bölgelerde yaşayan insanlar Batı’dakilerden farklı düşünüyorlar. Demokrasiye olan inançları tam manasıyla oturmuş değil. Bir bakıma halkın kollektif bilincinde hala daha komünist rejimin izleri var gibi geliyor bana. AfD de insanların bu rahatsızlıklarını çok iyi değerlendirerek ve de iktidarda olmadığı için çok rahat eleştirerek insanların oylarını alabiliyor. Kendisinin yönetime gelmesinin kolay kolay kabul edilmeyeceğini de bildikleri için rahat demeçler verebiliyorlar. 

Doğu Almanya sınırları içerisinde olan yerlerde çalışanların gelirleri daha az ve doğudaki insanlar bundan rahatsızlar. Bölgedeki gençler de Batı’ya yerleştikleri için bölgede kalan gençler/insanlar Batı’yı eleştirerek bu haksızlığın sebebinin Batı Almanya olduğuna inanıyorlar. 

Batı’daki siyasi eğilimler ve alışkanlıklar Doğu’da mevcut değil. Bunun sonucu da insanların değişken oy tercihleri. Irkçı söylemlerin prim yapması ve bununla ilişkili olarak daha az yabancı nüfusun bulunması ve AfD’nin bu düşünceye uygun siyasi söylemi. 

Doğu eyaletlerinde daha az yabancı nüfus olduğu için, kendi içlerinde kalarak yabancı düşmanlığını da rahat rahat yapabiliyorlar. 

Eski doğu Almanya sınırları içinde olan insanların kültürel kodlarına işlemiş olan düşüncenin küreselleşme ve kapitalizmle bütünleşememesi, üzerinde durulması gereken bir konu. 

Rusya etkisi.

Rusya dünyada etkin güç olma hevesinde. Bunun için de ne kadar imkan varsa zorluyor. ABD karşısında alacağı her puan kendisine yarayacak. Almanya ABD ile problemli gözükse de, bu Rusya’nın önem verdiği konu değil. 

Rusya’yı ilgilendiren Doğu ile Batı Almanya’nın birleşmesiyle kaybettiği bölge ve bu olay da henüz taze. Nasıl ki yüzyıllardır ‘sıcak denizlere inme’ hevesini bırakmadıysa ve bu yüzden Suriye’de gövde gösterisi yapıyorsa, kaybettiği Doğu Almanya sınırları içinde de aktif olma isteğini devam ettirmekte. 

Almanya için Alternatif partisinin oylarını bu kadar arttırmasında Rusya’nın etkisini de göz önünde bulundurmak gerekir. Suriye’de oluşturduğu sorunlar ve varoluşu ve aynı zamanda Almanya içinde oluşturmaya çalıştığı marazlar. Dikkat etmek gerek. 

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikA Milli Kadın Voleybol Takımı çeyrek finalde..
Sonraki İçerikLübnan-İsrail gerilimi tırmanıyor..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz