Broadway ve Fitne

0

Benim Broadway’im var. Sizin var mı? Şöyle beyaz, hızlı. Gerçi hız göstergesi çalışmıyor ama olsun. Bastım mı gaza gidiyor. Hele yokuş aşağı tut tutabilirsen. Kliması da yok. Ama kim takar klimayı. Aç pencereleri püfür püfür essin. Doğal serinlik. Bazen yolda bıraktığı da oluyor ama çekiciler sağ olsun. Broadway’imi çoooook seviyorum. Hiçbir şeye de değişmem arabamı. 

Geçenlerde ukelanın biri Broadway’im için değiştir artık bu sana yakışmıyor dedi. Nasıl tepem attı bir bilseniz. Ben sana en son model bir BMW vereyim dedi. Canım sıkıldı. Ben Broadway’imi dünyalara değişmem diyemedim. Arkadaşı başımdan savmak için param yok dedim. 

Ne parası canım, aramızda paranın lafı mı olur, al arabayı ne zaman istersen yavaş yavaş verirsin parasını dedi. Kendime hakaret edilmiş gibi hissettim.

Ya insanlar niye benim Broadway’im ile uğraşıyorlar bilmiyorum ki. Arkadaş bir de BMW’nin özelliklerini anlatmaya kalkmaz mı? İyice çıldıracağım. Yok kardeşim, ben yirmi yıllık Broadway’imi seviyorum senin BMW’ne ihtiyacım yok. Ne özelliği olursa olsun ben Broadway’ime değişmem.

Arkadaşıma da acayip kızgınım. Kafamı karıştırdı. Benim emektar Broadway’imi sorgulamama sebep oldu. Sanki arabamda bir eksiklik varmış gibi davrandı bana. Sanki onun BMW’si çok iyiymiş gibi. Bir gün kaza yapacaksın, şu ısrarından vazgeç, sonu kötü olacak diye de sözümona beni uyarması yok mu! Kesin bitti bu iş. Bu arkadaştan uzak durmalıyım artık. Hayatımı allak bullak etti. Ne güzel biz Broadway’im ile gül gibi geçinip gidiyorduk oysa. Zaten yıllar önce bir kız arkadaşım bırak artık bu Broadway’i, kendine güzel bir araba al dedi. Ben kız arkadaşımı bıraktım. 

İnsanların anlamadığı şu; biz sevdik mi tam severiz. Neymiş öyle zırt pırt araba mı değiştirilir? Hem insanın bağlandığı şey ile arasında manevi bir aşk oluyor. Öyle hadi hemen değiştirdim bize uymaz. Kızılderililerin dediği gibi, çok hızlı giderseniz ruhunuz gerilerde kalır.

Neymiş şimdi mükemmel arabalar varmış. Ben at arabasına binmediğime şükrediyorum. Bunlar kanaatsiz insanlar. Avrupa’da herkes bisiklete biniyor.  Senin araban sana benimki bana. Niye benim güzelim Broadway’imin alternatifi var diyerek fitne çıkarıyorsun?

Şimdi Broadway’ini değiştir dersin; yarın düşüncelerini, yaşayışını, dini anlayışlarını, hayata, insanlara, otoriteye bakışını…

Lütfen fitne çıkarmayalım arkadaşım. Biz Broadway’lerimizden razıyız.

Önceki İçerikÜmitsizlik ve Karamsarlık
Sonraki İçerik8 ilde 11 köy ve 2 mahalle karantinaya alındı..
(Özgeçmiş ve özgelecek) İzmir'in yokuşlu sokaklarında doğdu. Kuşadası'nın denizlerinde sonsuzluğun lezzetini tattı. İstanbul'da okudu. Ordu, Zonguldak, İstanbul, Şanlıurfa'da dersler yaptı. Hayatı, edebiyatı, Kur'an ve Risale (okumayı değil) çalışmayı önemsiyor. Bunların monotonlaştırılmalarına,sıradanlaştırılmalarına, dünyevileştirilmelerine karşı çıkıyor. Artık okuyarak değil, okuduklarımız üzerinde çalışarak, kafamızı çatlatırcasına düşünerek, tahkik ederek bir şeyler öğrenebileceğine inanıyor. Cenneti de cehennemi de önce bu dünyada görüyor. Varlığı, insaniyetini, duygularını ve düşünceyi önemsiyor. Artık nutuk, vaaz, ben en iyi bilirim zamanlarının bittiğine inanıyor. Hakikati eşit bir ilişki içinde; beraber, arayarak, bir masa etrafındaki çalışma grupları ile yakalayabileceğine, en azından hissedebileceğine inanıyor. Hayatı, dünyayı, varlığı, insaniyeti vs. anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyor. Allah'ı, âlem-i gaybı ve ölümden sonrasını çok özlüyor ve merak ediyor.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz