Bugünkü (19 Ocak 2017) FETÖ haberleri

0

Son dakika haberi: Andrey Karlov suikastında flaş gelişme

Büyükelçi Karlov’un silahlı saldırı sonucu öldürülmesiyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltında bulunan polis memuru Sercan Başar, esnaf Enes Asım Silin, avukat Serkan Ö, polis memuru Hasan T. ve akademisyen Abdulkadir Ş, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince adliyeye getirildi.

Soruşturmayı yürüten savcıya ifade veren şüphelilerden akademisyen Abdulkadir Ş, savcılıkça serbest bıkarıldı. Polis memuru Sercan Başar ile Enes Asım Silin, tutuklama; avukat Serkan Ö. ve polis memuru Hasan T. ise adli kontrol talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.

Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince sorgulanan şüpheliler Sercan Başar ve Enes Asım Silin, “Terör örgütü FETÖ üyesi oldukları” suçlamasıyla tutuklanarak Sincan Cezaevine gönderildi. Serkan Ö. ve Hasan T, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuklanan polis memuru Sercan Başar’ın, Rus Büyükelçi Karlov suikastının faili Mevlüt Mert Altıntaş’ın polis okulundan “abisi” olduğu tespit edilmişti. Altıntaş’ın adres gösterdiği Demetevler Mahallesi’ndeki ev de Sercan Başar tarafından kiralanmıştı.
Kaynak: Hürriyet

YAŞ’ı sunan isimdi: ‘Hocam’dan tutuklu

ÇELİŞKİLİ İFADELER VERDİ

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığı’na bağlı Tayin Dairesi’nde Kurmay Şube Müdürü olarak görev yapan Kurmay Albay Fehmi Atuk, darbe girişimine ilişkin soruşturmada 24 Temmuz’da, Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan’a tanık olarak ifade verdi. Atuk, ifadesi sırasında savcıya “Hocam” diye hitap ederek, çelişkili beyanlarda bulundu.

TANIKTI, ŞÜPHELİ OLDU

Bu durumdan şüphelenen Savcı Saylan, Atuk’un durumunun incelenmesini talimatı verdi. Genelkurmay Karargâhı’nda kamera kayıtları üzerinde yapılan ayrıntılı incelemede, Atuk’un 15 Temmuz gecesi darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında ve darbecilerle iletişim halinde olduğu, beraber hareket ettiği belirlendi. Atuk, Cumhuriyet Savcısı Musa Yücel’in talimatıyla 11 Ağustos’ta gözaltına alınarak tutuklandı. Atuk’un odasında yapılan aramada, çok sayıda personelin uzak akrabalarına ilişkin fişlemelere ulaşıldığı iddia edildi.

TERÖRİST İFADESİ AZ KALIR

Atuk’un, 19 Temmuz’dan 9 Ağustos tarihine kadar Genelkurmay Başkanlığı’nda görevini sürdürdüğü de tespit edildi. Atuk, 2016 YAŞ toplantısına ilişkin kararları Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasına sunulmasına ilişkin fotoğrafta da yer aldı.
Atuk, 11 Ağustos tarihinde verdiği ifadesinde ise terör örgütü FETÖ / PDY ile herhangi bir ilişkisi ve irtibatının bulunmadığını belirterek “Kendi halkının üstüne mermi atan gruba terörist grup ifadesi bile az kalır” dedi.
Kaynak: Hürriyet

‘Yargıda Birlik’e dikkat edin mesajı: ‘İtirafçı’ aldatmaca

FARK ETMEKTE GEÇ KALDIK

“Nice tuzakları boşa çıkardık, nice engelleri aştık, nice mücadelelerden galip çıktık. Ancak geriye dönüp baktığımızda ülkemize, milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları, oynanan bazı oyunları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, milli iradeye saygıyı hiçe sayan kimi çevrelerin Başbakanlığımın ilk dönemlerinde sergiledikleri nobranlıkları unutmam hiç mümkün değildir. 367 garabetinden, kapatma davasına kadar öyle olmadık yöntemlerle karşımıza çıkıldı ki inanın bana hukuk adına biz utandık. Biz hayatımızın hiçbir döneminde insanları peşin hükümle kategorize etmedik, buna göre davranmadık.

PEŞİNEN TESLİM ETMEDİK

Hiç kimseye ve hiçbir gruba, ne yargıyı ne de başka bir kurumu peşinen asla teslim etmiş değiliz. Türkiye’nin darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği bu örgüt kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum sadece kadroların istilasına yol açmadı aynı zamanda darbecilerle, cuntacılarla, vesayet odaklarıyla yaptığımız mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir. O dönemde açılan davaların neredeyse tamamı, işte bu özensizlikler ve kasıtlı saptırmalar sebebiyle neticesiz kalmıştır.

17 – 25 Aralık operasyonunu birileri ısrarla şahsi meselem olarak göstermeye çalıştı, hâlâ da çalışıyor. Hani eskiler ‘takke düştü kel göründü’ derler ya 17 – 25 Aralık da işte tam da böyle olmuştur. Hâlâ o Pensilvanya’daki o zat utanmadan sıkılmadan ne diyor biliyor musunuz? ‘Bütün bunlar bir senaryodur’ diyor. Biz neyin senaryo olduğunu görüyoruz evelallah, gelecek yakındır ve gelecek bunu çok daha açık ve net ortaya koyacaktır.

İT ÜRÜR, KERVAN YÜRÜR

Size Batı’da çok değişik yerlerde Yargıda Birlik Derneği olarak birileri ön açmayabilir, belki görüşmeyebilir, pas vermeyebilir. Umursamayın; kusura bakmayın, ağır olacak ama atalarımızın ifadesini kullanmam lazım; İt ürür kervan yürür. Biz yolumuza böyle gideceğiz. 17-25 Aralık darbe girişiminin hemen ardından HSYK’yı tamamen ele geçirerek yargıyı kontrolü altına almak isteyen örgüte karşı çoğulcu ve geniş tabanlı bir hareketin temsilcisi olarak Yargıda Birlik Derneği kurulmuştur. İyi ki de kurdunuz, aksi takdirde meydan bunlara kalıyordu.

DOĞRU KONUŞMUYORLAR

Şu anda içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Fakat bunlar doğru konuşmuyor bakın bunu açık söylüyorum. İtirafçı diyerek ortaya çıkarken bunlar gayet iyi aldatmacayı oynuyorlar. En tehlikeli olan da bu. Bunların bir kısmıyla benim zamanında başa baş görüşmelerim olmuştur Başbakanlığım zamanında. Şimdi itirafçı olarak söyledikleriyle Başbakan olduğum zaman bana söylediklerine baktığım zaman tamamen aykırı ifadeler, bu oyuna asla gelmemek gerekiyor. Hiç kimseden çekinmemize gerek yok.

SALDIRGANIN YAKALANMASI

Aslında 15 Temmuz sonrasında yargı ve emniyet başta olmak üzere tüm bürokraside gördüğümüz gerçek şudur. FETÖ’cülerin tasfiyesi işleri zorlaştırmak bir yana, kolaylaştırmış, hızlandırmış, rayına oturtmuştur. Hatta yılbaşında İstanbul’da yaşanan terör saldırısının failinin yakalanmasında olduğu gibi gerçekten çok zor ve takdir edilmeyi hak eden işlerin üstesinden başarıyla gelindiğini görüyoruz. 17 günde bunları yakalamış olmalarını Türk polisinin ne denli ufku, güçlü olduğunu göstermesi bakımından çok önemsiyorum. Bugün bizim emniyet teşkilatımızın, Silahlı kuvvetlerimizin içinde bunlar var mı, var. Bunlar terör örgütlerinin işini ciddi manada kolaylaştırıyor. Ama her geçen gün eriyorlar, daha da eriyecekler veya terk edecekler.
m Önümüzdeki dönemde de HSYK’nın çoğulcu ve geniş tabana oturan yapısı mutlaka korunacaktır. Yargının FETÖ veya başka bir örgüt tarafından rehin alınmasına asla izin veremeyiz.”

ANAYASA MESAJI: DEVLETTE PATİNAJ VAR

CUMHURBAŞKANININ yeni seçim yöntemiyle gücünü halktan alan daha üst bir siyasi otorite oluşturulurken anayasanın ‘başbakanlık hükümeti’ sistemini esas alan yapısı değiştirilmemiştir. Böyle olunca da her ikisi de gücünü milli iradeden alan iki başlı bir yapı ortaya çıkmıştır. Şahsımın mevcut hükümetle uyumlu şekilde çalışıyor olması ortada böyle bir sorun bulunduğu gerçeğini değiştirmiyor. Aynı şekilde benden önce halef – selef olduğumuz Sayın Gül ile de bizim ilişkilerimizin gayet iyi çalışıyor olması bir şeyi değiştirmiyor. Çünkü almamız gereken mesafe çok çok farklı. Yani ben patinaj ifadesiyle hep kullandım. Devletin işlerliğinde bir patinaj var. Bu patinajın ortadan kaldırılması gerekiyor, çift başlılık işte bunu getiriyordu. Ben milletim adına MHP liderine ve ekibine özellikle teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık gücünü birleştiren Meclis’in denetim mekanizmalarını güçlendiren yeni yönetim modelinin ülkemiz için hayırlı olacağına inanıyorum.
Kaynak: Hürriyet

10 yıl olmuş

DAVANIN SEYRİ

Dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ve FETÖ soruşturmasıyla meslekten ihraç edilen Fikret Seçen’in hazırladığı iddianameyle başlayan ve akıl almaz bir seyirle dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi (İDB) Başkanı Ramazan Akyürek’in tutuklanmasına kadar uzanan dava hâlâ sürüyor. Davanın ilk aşamasında tetiği çeken Ogün Samast (O sırada 17 yaşındaydı) ile azmettirici olarak Yasin Hayal ve arkadaşları mahkûm edildi. Ancak mahkeme ‘örgüt’ olmadığına hükmetti. Ancak karar Yargıtay 9. Ağır Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Bu arada AİHM, Türkiye’yi suçlu buldu ve kamu görevlilerine ilişkin etkin soruşturma yapılmadığına hükmetti. Ardından Trabzon Emniyet, Jandarma, İstanbul Valilik ve Emniyet görevlileri hakkında soruşturma açıldı.

Davanın seyri 17/25 Aralık 2013 sonrası tamamen değişti. İstanbul Başsavcılığı, 13 Ocak 2015 tarihinde dosyayı yeniden açarak dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi polis memurları Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu’yu tutukladı. Ardından FETÖ ile ilişkili dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi (İDB) Başkanı Ramazan Akyürek ve İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer tutuklandı. Mevcut İDB Başkanı Engin Dinç’in de bulunduğu 35 kamu görevlisi hakkında “ihtimal suretiyle ölüme sebebiyet vermek” suçundan dava açıldı. Şimdi Ankara’da açılan FETÖ davasında da Dink cinayeti örgütün silahlı eylemlerinden biri olarak kabul edildi.
Kaynak: Hürriyet

‘Fuat Avni’den ömür boyu

Savcı Murat Çağlak’ın hazırladığı iddianamede, ‘fuatavni’ isimli Twitter hesabı açan kişi olduğu iddia edilen firari Said Sefa’nın ‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Said Sefa ile ilgili iddianamede şu ifadelere yer verildi: “Şüphelinin ‘fuatavni’ hesabını ilk açan kişi olduğu, sonrasında bu hesabın örgütün anonim hesabı haline geldiği, örgüt üyelerinin gönderdiği bilgilerin süzgeçten geçirilerek bu hesaptan topluma duyurulduğu değerlendirilmiştir. Şüphelinin hesabı ilk açan kişi olması ve hesabının devletin meşru hükümetinin yıkılması amacı ile kullanılması sebebi ile şüphelinin hesaptaki tüm paylaşımlarından sorumluluğu gereklidir. Örgüt içerisinde ara yönetici konumunda olduğu değerlendirilmiştir.” İddianame İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

Gaziantep’te ‘ByLock’ operasyonunda 36 polis tutuklandı

GAZİANTEP, (DHA) – GAZİANTEP’te, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgütün şifreli haberleşme uygulaması ‘Bylock’ kullandıkları tespit edilen 36 polis tutuklandı.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, örgütün mesajlaşma uygulaması olan ‘ByLock’ kullandıkları tespit edilen polislere yönelik geçen Çarşamba günü operasyon düzenlendi. Adreslerinde arama da yapılan 36 polis, meslektaşları tarafından gözaltına alındı. Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanan polislerden 11’i dün, 25’i ise bugün işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan 36 şüpheli, tutuklanarak cezaevine kondu.
Kaynak: Hürriyet

Kaynak: Hürriyet

Fethullah Gülen’in yeğenine ağırlaştırılmış müebbet istendi

Bahri KARATAŞ / İZMİR, (DHA) – İZMİR’de, Fethullahçı terör örgütüne yönelik operasyonda 30 şüpheli ile birlikte gözaltına alınan örgütün ‘okul ve dershaneler Türkiye sorumlusu’ ve Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen’e ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ve 13 sanık hakkında 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
İzmir Terör ve Örgütlü Suçlar Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz tarafından hazırlanan ve 110 sayfadan oluşan iddianame İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, 17 Mayıs’ta tutuklanan Mehmet Mezher Gülen ve diğer sanıklar, ‘silahlı terör örgütü yöneticiliği’ ve ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ ile suçlanıyor.
İddianamede örgütün nasıl çalıştığını deşifre eden savcı Yılmaz, ‘yeğen’ kod adlı kimliği gizlenen tanığın geçtiğimiz yıl 7 Şubat’ta Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne başvurup, FETÖ/PDY terör örgütü hakkında ihbarda bulunduğunu belirtti. Yılmaz, bu tanığın verdiği bilgiler doğrultusunda eyalet imamlarının ortaya çıktığını vurguladı.
“AK PARTİ’NİN HÜSRANA UĞRAYACAĞI DÜŞÜNÜLÜYORDU”
Gizli tanık ‘yeğen’in de iddianamede ifadesine yer veren Yılmaz, şunları söyledi:
“Vereceğim bilgiler FETÖ/PDY terör örgütünün mahrem (namus) diye adlandırdığı bilgilerdir. FETÖ/PDY terör örgütünün genel yapılanması ve özellikle Ege Bölgesi’nde örgütün yapısının deşifre edilmesine yöneliktir. FETÖ/PDY terör örgütü 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ak Parti’nin gideceğini tüm alt birimlerine sohbetlerde söylüyordu. Sohbetlerde hükümet gittikten sonra her şeyin düzeleceğini ve ülkede refah ve istikrarın olacağını, ülkenin önündeki en büyük engelin Ak Parti olduğu söyleniyordu. Hükümet gittikten sonra ülkenin tekrar asıl sahibi olarak kendilerini gördükleri söylüyorlardı. Ancak 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra Ak Parti tek başına iktidar olunca büyük hüsrana uğradılar ve kendilerince acil eylem planları ve tedbirler almaya başladılar. Örgüt içerisinde yapılan yolsuzluklar ve usulsüzlükleri gördüğümden örgütün tamamen dini istismar ederek insanları kandırdıklarını görmeye başladıktan sonra örgütten ayrılmak için fırsat kolluyordum. Sohbete katılan arkadaşlar arasında dört dörtlük puanlama sistemi oluyordu.”
“AKIN İPEK ANHATAR TESLİMİ YAPTI”
‘Yeğen’ kod adlı gizli tanığın ifadesinin devamında, Koza Altın İşletmeleri sahibi Akın İpek tarafından babası Ali İpek adına Bergama’da 12 milyon lira karşılığında anahtar teslim olarak Beyza Özel Eğitim isimli FETÖ/PDY terör örgütüne ait şirkete teslim edildiğini, yurt binasının projesi ve yapımı tamamen Akın İpek’in kontrolünde olduğu, yurdun beş yıldızlı otel tarzında yapıldığını açılışının ilk yılında yaklaşık sekiz bin kişi tarafından ziyaret edildiğini, söyledi. Gizli tanık, Fethullah Gülen ile ilgili seçilmiş bir veya iki video gösterimi yapıldığını, ardından ‘ilçe imamı’ Nazmi Peker’in bir konuşma yaptığını belirterek şöyle dedi:
“Akın İpek’in ilk projesi Bergama Ali İpek Erkek Öğrenci Yurdu’dur. Akın İpek bu yurt gibi ülke genelinde 33 tane daha yurt veya okul yapıp teslim edeceğini söylemiş. Bu yurdun beş yıldızlı bir otel gibi yapılmasındaki amaç, il dışından gelen misafirlerin ve Bergama ilçesinde yaşayan halkın özellikle Alevi kesimin dikkatlerini bu yurt üzerine çekmek, toplantı, yemek ve sohbet gibi organizasyonları da böyle daha güzel yerlerde yapabilmek ve örgütün alt kesimine de ‘böyle güçlüyüz’ şeklinde mesaj vermek istenmesidir. Ali İpek Erkek Öğrenci Yurdu, Koza Altın İşletmeleri Ovacık Altın Madeni İşletmesinin Müdürü Cemalettin Çetin isimli şahsın sorumluluğundaydı. Cemalettin Bey’den habersiz yurttan bir çivi sökülmez ve çakılmazdı. Bütün yapılan iş ve işlemlerle ilgili Yurt Müdürü Mustafa İpek önce Maden Müdürü Cemalettin Çetin’e bilgi verirdi. Onun talimatları doğrultusunda hareket ederdi. Yurt öğrenci kayıtlarını aldıktan sonra, öğrencilerden gelen para ile yurdun masrafları karşılanamıyordu ve yetersiz kalıyordu. Bu durum Bergama İlçe İmamı Nazmi Peker ‘e Mustafa İpek tarafından iletildi ve Nazmi Peker ise ‘Bergama Mütevelli Heyetinin ekonomik gücü bunu karşılamaz bu konuyu sen git Cemalettin Çetin’e aktar’ dediğini biliyorum. Mustafa İpek, İlçe İmamı Nazmi Peker ve dönemin Karşıyaka İmamı ‘Numan’kod adlı Nadir Okşit ile birlikte konuyu ‘Avukat abi’ kod adlı Ege Bölgesi İmamı Bekir Baz’a bildirdi. Bekir Baz ‘eğer maden bu yurdun giderlerini karşılamayacak ise hemen bu yurdu boşaltın, cemaatin bu tür şeyler için vereceği parası yoktur’ talimatını verdi. Bunun üzerine durum Akın İpek’e bildirildi ve Akın İpek bu konuya bakan avukat ve sorumlu kişiler ile görüştü, Yurt Müdürü’ne geri dönüş yapıldı, şirkete fatura kesildi, faturaya yurtta kalan öğrencilerin barınma, yeme ve içme giderleri’ yazıldı ve her ay düzenli Beyza Özel Eğitim Şirketi, Koza Altın İşletmeleri adına 54 bin lira bedelli fatura kesildi. Faturayı Yurt Müdürü Mustafa İpek, Cemalettin Çetin’e her ay düzenli olarak verdi. Miktarı belirtilen bu para Beyza Özel Eğitim Şirketi’nin Bergama da bir bankanın şubesinin hesabına yatardı. Bu yatırılan paranın 30 bin lira yurt giderleri için kullanılır. Geri kalan 24 bin TL örgütün Bergama Genel Muhasebe kasasına bırakılırdı. Zamanı geldiğinde Zanzibar ve Pakistan ülkelerine yurtdışı ödemesi olarak aktarılırdı. Bu durum Kasım 2015 yılında Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’ye kayyum atanana kadar devam etti. Kayyum atandıktan sonra ödemeler durduruldu.”
YEĞEN GÜLEN: BEN COĞRAFYA ÖĞRETMENİYİM
Fethullah Gülen’in yeğeni Mehmet Mezher Gülen iddianamede yer alan ifadesinde şunları söyledi:
“Öncelikle ben kendimi takdim etmek istiyorum. Ben coğrafya öğretmeniyim. Burada neden bulunduğumu anlamış değilim gizli tanık denen muhterem kimse herhalde Bergama civarında mı oturuyor bilemiyorum, beni nereden dahil etmiştir? Bana verilen yazıda beni de ithamla suçlamıştır. Bir atasözümüz vardır; bir yalancı bir kuyuya taş atıp kırk kişinin çıkarmaya çalışması gibidir. Bu gizli tanığın nasıl var olduğunu da anlamış değilim. Ben bir öğretmen olarak gizli tanığın nasıl olduğunu anlamış değilim. Tanık açık olur. Bu tanık bir taş atmış; hakim, savcı avukat ve biz çıkarmaya çalışıyoruz. Gizli tanık ifadesinde 7 Şubat’ta bir suç işlendiği görülmektedir. Bu çok uzak bir tarih değildir. İşlediğimiz suçu unutma ihtimalimiz yoktur. Biz bu tarihte ne suçu işlemişizdir bana bildiriniz.”
Savcı Yılmaz iddianamede örgüt devleti ve yönetimi ele geçirebilmek amacıyla her yolu denediğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Devlet kurumlarının içine sızıp, bu amaçla ülkenin her tarafında evler ve yurtlar oluşturup, okullar, dershaneler açmıştır. Örgüt üyelerinden himmet, kurban bağışı, burs gibi adlarla para toplandı. Bu toplanan paralar ile örgütün eylemlerini finanse ettiği, devlette ve tüm kurumlarda, STK’larda yaygınlaşmak amacıyla yayınlar yapmıştır. Soruşturma dosyası kapsamında haklarında dava açılan tüm şüphelilerin bu organizasyon içerisinde bilerek ve isteyerek yer almıştır. Bir kısmının himmet, burs, kurban bağışı gibi para vermek, bir kısım şüphelilerin bu toplanan paraların toplanmasını ve ilgili birimlere ve kişilere aktarılmasını sağlamak amacıyla yer aldıkları anlaşılmıştır.”
İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede yer alan sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Siirt’te FETÖ’den gözaltına alınan 30 polis serbest bırakıldı

SİİRT, (DHA)- SİİRT’te FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ihraç edilmelerinin ardından gözaltına alınan, aralarında 2’si emineyet amiri olmak üzere 30 polis, adli işlemlerinin ardından serbest bıkarıldı.
Siirt Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, FETÖ/PDY soruşturmasında gözaltına alınan 30’u polis, 2’si öğretmen ve 1 ev hanımının serbest bırakıldığı belirtilerek, “Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce FETÖ/PDY terör örgütüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında; 6 Ocak 2017 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen ve muhtelif tarihlerde yapılan eş zamanlı operasyonda Siirt ilinde ve diğer illerde yakalanarak gözaltına alınan 2 emniyet amiri, bir komiser, 6 komiser yardımcısı, bir baş polis, 30 polis memuru adli işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Ayrıca görevdeyken gözaltına alınan 2 öğretmen, bir mühendis ile bir ev hanımı da adli işlemlerinin ardından serbest bırakıldı” denildi.
Kaynak: Hürriyet

Samsun’da 37’si tutuklu 74 FETÖ sanığı hakim karşısında

Hakan ÇELİKBAŞ/SAMSUN, (DHA) – SAMSUN’da FETÖ/PDY terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen 37’si tutuklu 74 sanığın yargılanmasına bugün başlandı. Mahkemede tutuksuz olarak yargılanan ve MHP eski Samsun Milletvekili Ahmet Aydın, suçlamaları kabul etmedi.
Samsun’un Bafra İlçesi’nde polis tarafından bir süre önce gerçekleştirilen FETÖ/PDY operasyonunda içlerinde işadamları, esnaflar, ve öğretmelerin bulunduğu 74 kişi gözaltına alındı. Polisteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 37’si tutuklanmış 37 şüpheli ise adli kontrol altında tutulmak kaydıyla serbest bırakıldı.
Samsun 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘terör örgütü üyesi olmak’ suçundan haklarında 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 37’si tutuklu 74 sanığın yargılanmasına bugün başlandı. Yargılama, Cumhuriyet Savcısı İsa Fidan Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Sanıklardan, bir süre tutuklu kaldıktan sonra itiraz üzerine tahliye edilen MHP eski Samsun milletvekili işadamı Ahmet Aydın mahkeme heyetine, “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Önceki ifadelerim geçerlidir” dedi.
Kendisi hakkında iddianamede T.S. adlı kişinin beyanında 17-25 Aralık’tan sonra sahibi olduğu tavuk çiftliğimden, cemaat yurtlarına tavuk ve yumurta gönderdiğimi söylediğini kaydeden Ahmet Aydın, şunları söyledi:
“Ben Ay-Pi tavukçuluğun sahibiyim. Satamadığımız ciğer, taşlık kanat gibi parçalarla, kırık yumurtaları zaten herkese gönderiyoruz. T.S.’yi tanımam. Belki ona da gördermişimdir. Terör örgütüne üyeliği ve terör örgütüne yardım suçlamalarını kabul etmiyorum. 17-25 Aralık’tan sonra zaten ben ayrıldım. Benim taşınmazlarımda tedbir kararı vardır. İmza yükümlülüğüm vardır. Yurt dışında işlerim olmaktadır. Tedbir kararlarının kaldırılmasını talep ediyorum. Şirketimin üzerinde bulunan tedbirlerden dolayı ciddi olarak sıkıntı var.”
Tutuksuz sanıklardan, öğretmenlikten ihraç edilen ve emniyetin ablası olduğu iddia edilen Derya Uzun ise, “Benim bayan polislerden sorumlu kişi olduğum söylenmiş. İddianamede okuduğumda şoke oldum. Ben, bir bayan polis bile tanımam. Emniyette ifadem alınırken bile bu konuyla ilgili bir şey sorulmadı. Suçlamayı kabul etmiyorum. Ben vatanıma ihanet etmem, kimseye de ettirmem” diye konuştu.
Derya Uzun’un eşi olan ve öğretmenlikten ihraç edilen tutuksuz sanık Eyüp Uzun da, “Benim hakkımda emniyetin imamı denmiş. Ben kesinlikle bu suçu kabul etmiyorum. Eşime ve bana iftira atıldı” dedi.
Sanıkların bir kısmının ifadelerini tamamlayan mahkeme heyeti, ifadeleri alınamayan diğer sanıkların da dinlenmesi için duruşmayı yarına erteledi.

FOTOĞRAFLI
Kaynak: Hürriyet

Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne FETÖ operasyonu

Özkan ARSLAN/ANKARA,(DHA) ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY’ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, daha önce idari soruşturmayla görevinden uzaklaştırılan Ankara Büyükşehir Belediye çalışanı 58 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde FETÖ/PDY üyesi oldukları gerekçesiyle görevden uzaklaştırılan kişiler hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, örgütün gizli haberleşme programı ‘Bylock’ kullandığı tespit edilen 58 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişilerin daha önce Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde görevden uzaklaştırılan çalışanlar olduğu ve 36’sının gözaltına alındığı belirtildi.
Kaynak: Hürriyet

Osmaniye’de FETÖ’den 5 asker ve 1 mühendise gözaltı

OSMANİYE, (DHA) – OSMANİYE merkezli 5 ilde Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik düzenlenen operasyonlarda 5 asker ile 1 mühendis gözaltına alındı.
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele ekiplerince, Osmaniye, Adana, Siirt, Balıkesir ve Gaziantep’te belirlenen çeşitli adreslere operasyon düzenlendi. 1 üsteğmen ve 4 astsubay ile Osmaniye’de örgütün ‘asker abisi’ olduğu ileri sürülen 1 mühendis gözaltına alındı. Osmaniye’de sorguya alınan astsubayların, sınav soruları örgüt tarafından verilerek TSK’ya yerleştirildiği, zanlıların maaşlarının yüzde 20’sini her ay himmet olarak FETÖ’ye aktardığı iddia edildi.
Kaynak: Hürriyet

Beytüşşebap eski Kaymakamı Güntepe gözaltına alındı (2)

5 KAYMAKAM HAKKINDA GÖZALTI KARARI
Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından örgütün mülkiye yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 5 kaymakam hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, “Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY örgütünün mülkiye yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında örgüt ile bağlantısı tespit edilen kaymakamlar A.Y., A.Z.F., H.B., H.E. ve U.Y. hakkında yakalama ve gözaltı kararı çıkartıldı. Öte yandan kaymakamların imamı M.G. ile eşi aynı zamanda kadın kaymakamların ve kaymakam eşlerinin imamı N.G. isimli şahıslar hakkında Tokat Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla yakalama ve gözaltı işlemi yapıldı” ifadelerine yer verildi.
Kaynak: Hürriyet

Güntepe’nin takipçi sayısı hızla azaldı

Eski Beytüşşebap Kaymakamı, Elazığ Valiliği Hukuk Müşaviri Kadir Güntepe, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında gözaltına alındı.

Güntepe’nin, örgütün gizli haberleşme programı ByLock’u kullandığı iddia edildi.

Gözaltına alınmasıyla bugün gündeme gelen Kadir Güntepe, sosyal medya kullanıcılarının tanıdığı bir isim. Özellikle Beytüşşebap kaymakamlığı döneminde attığı tweetler ile gündeme gelen ve tartışma yaratan Kadir Güntepe’nin takipçi sayısı da hızla artmıştı.

110 binden fazla bir takipçi sayısına sahip olan kadir Güntepe’nin takipçi sayısı, gözaltına alınmasının ardından hızla azalmaya başladı.

Güntepe’nin takipçi sayısı kısa süre içinde önce 109 bine sonrasında 107 binlere düştü.

Kadir Güntepe gözaltına alındı
Gözaltı haberi geldiği sırada 110 binin üzerinde olan Güntepe’nin takipçi sayısı hızla düştü.
Kaynak: Hürriyet

Bursa’da FETÖ operasyonu: 2 eski emniyet müdürü gözaltında

Berktuğ ÖNCÜ/BURSA, (DHA)- BALIKESİR Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Bursa’da gerçekleştirilen operasyonda 2 eski emniyet müdürü gözaltına alındı.
Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen eski emniyet müdürleri N.A.Y. ve A.Ç. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince düzenlenen eş zamanlı operasyonla gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şüphelilerin Balıkesir Emniyet Müdürlüğü görevlilerine teslim edileceği bildirildi.
Kaynak: Hürriyet

Özvatan eski Kaymakamı Yıldırım gözaltına alındı

KAYSERİ,(DHA)– KAYSERİ’de, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında ByLock programı kullandığı tespit edilen Özvatan eski Kaymakamı Uğur Yıldırım gözaltına alındı.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında daha önce açığa alınan Özvatan eski Kaymakamı Uğur Yıldırım, polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tabipliği’nde sağlık kontrolünden geçirilen Yıldırım, ardından ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.
Öte yandan Beytüşşebap eski Kaymakamı Kadir Gültepe de bylock suçlaması nedeniyle Kayseri’nin Yakut mahallesinde kayınvalidesinin evinden alınarak, hakkında dava açılan Tokat’a gönderildi.
Kaynak: Hürriyet

FETÖ sanığı avukatların yargılanmasına başlandı

Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR, (DHA) – ESKİŞEHİR’de Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 13’ü avukat, 2’si avukatlık bürosu çalışanı olan 15 kişinin yargılanmasına başlanıldı.
FETÖ/PDY üyesi olmakla suçlanan ve Eskişehir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde haklarında dava açılan 10’u tutuklu, 4’tü tutuksuz, 1’i ise firarda olan 15 sanığın duruşması adliye konferans salonunda yapıldı. Duruşmaya katılan tutuklu ve tutuksuz sanıklar tek tek savunmalarını yaptı.
Tutuklu sanıklardan avukat Ahmet Taktak suçlamaları kabul etmeyerek, “FETÖ sanıklarına avukatlık yapmam nedeniyle hakkımda uydurma delillerle fezleke hazırlanmış. ByLock indirmedim ve kullanmadım. Bank Asya’dan ise konut kredisi kullanmıştım. 1999 yılından beri de bu bankanın müşterisiyim. Sorgumuz yasalara uygun yapılmadı. Psikolojik baskıyla ifademiz alındı. Ülkemde hukukun rayında olmadığını düşünüyorum. Beni tahliye etseniz bile yine bu davalara bakarım. Tahliyemi talep ediyorum” diye konuştu.
Tutuklu avukat Akın Uzun ise savunmasında duygusal anlar yaşadı. Uzun, “Bizler avukatız. Davalarına baktığımız kişilerle bizi özdeşleştiremezsiniz. Ben çocuğumun yürüdüğünü göremedim. Bana baba dediğini duyamadım. Tahliyemi istiyorum” diyerek gözyaşlarına hakim olmadı.
Kaynak: Hürriyet

Çanakkale’de bir üsteğmen FETÖ’den tutuklandı

Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE, (DHA) – ÇANAKKALE’de Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan bir jandarma üsteğmen tutuklandı.
Ezine Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından yürüttüğü soruşturma kapsamında FETÖ/PDY ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle daha önce ifadesi alınıp serbest bırakılan Ezine 3’üncü Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığı’nda görevli Jandarma Üsteğmen S.G., dün Ezine İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından tekrar gözaltına alındı. Polisteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edilen Üsteğmen S.G., tutuklandı.
Kaynak: Hürriyet

Işık Evleri’ne ikinci dalga operasyon: 4 gözaltı

Doğan ÇİZMECİ/TURGUTLU (Manisa), (DHA) – MANİSA ve 4 ilçesi ile Antalya’da Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında, Işık Evleri’ne yönelik düzenlenen ikinci operasyonda, 4 kişi gözaltına alındı.
Turgutlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY soruşturması çerçevisinde Turgutlu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bugün Manisa ve ilçeleri Turgutlu, Salihli, Ahmetli, Kula ile Antalya ve İzmir’de, örgütün Işık Evleri’ne eş zamanlı operasyonlar düzenledi. ‘Işıkevleri-2’ adı verilen, yedi ayrı noktadaki operasyonlarda Turgutlu’da İ.B. ve C.Ö., Kula’da T.P. ve Antalya’dan F.O. gözaltına alındı. Şüphelilerin ev ve işyerlerindeki aramalarda ele geçirilen CD ve bilgisayarlar, bir Bank Asya kartı ve Sızıntı Dergisi CD’sine el konuldu.
FETÖ/PDY’nin Işık Evleri’ne yönelik geçen 10 Ocak’ta Manisa ve ilçeleri Turgutlu, Saruhanlı, Kırkağaç ile Bursa, Zonguldak, İzmir ve Kahramanmaraş’ta düzenlenen operayonlarda da U.Ö., F.K., S.S., C.G., R.T. gözaltına alınmıştı.
Kaynak: Hürriyet

Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması: Türkiye’nin en büyük sorunu terör

İSTANBUL (DHA) – KADİR Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından 2011’den beri her sene Aralık ayında yapılan “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması”nın 2016 yılı sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre Türkiye’de 2016 yılında halk, en büyük sorun yine ‘terör’ dedi. PKK ve IŞİD’in yanı sıra Paralel Devlet Yapılanması (PDY) şeklinde adlandırılan FETÖ de ciddi bir tehdit olarak görülüyor. Halk FETÖ ile mücadele yöntemlerini yeterli bulsa da, mücadeleye devam edilmesi gerektiğine inanıyor.

Türkiye’de mevcut ya da olası sorunlar ile gündeme ilişkin konularda toplumun nabzını tespit etmek amacıyla Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl Türkiye genelinde 26 il (İstanbul, Ankara, Konya, Bursa, Kocaeli, İzmir, Aydın, Manisa, Tekirdağ, Balıkesir, Adana, Antalya, Hatay, Zonguldak, Samsun, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Trabzon, Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Malatya, Bitlis, Erzurum ve Ağrı) kent merkezlerinde ikamet eden kamuoyu ile yaptığı Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’nın sonuçları Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’ndeki toplantıda açıklandı. Toplantıya Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Zaim ve İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Banu Baybars Hawks katıldı.

“MHP’Lİ SEÇMEN AK PARTİLİ SEÇMEN İÇERİSİNDE ERİMEYE BAŞLIYOR”

Araştırma sonuçlarıyla ilgili DHA’ya değerlendirmelerde bulunan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, şöyle konuştu:

“Siyasi açıdan ülkedeki partilerin oy tabanlarının konsolidasyonu netleşmiş durumda. Her yıl giderek artan bir netleşme söz konusu. Örneğin iktidar partisi olan AK Parti’nin tabanında kendi hükümetini destekleme oranı her türlü politikada çok yüksek çıkıyor. Ekonomide bir kriz olduğunu düşünenler yüzde 71 civarında ama buna rağmen ‘hükümetin ekonomi politikalarını başarılı buluyor musunuz?’ diye sorduğumuzda ortalama olarak yine başarılı bulunduğunu hatta AK Parti tabanında çok başarılı bulunduğunu görüyoruz. Dolayısıyla parti bağlılığının HDP ve AK Parti taraflarında ciddi miktarda geliştiğini görebiliriz. MHP ve CHP seçmeni ise daha ortada gözüküyor. Siyasi alandaki ikinci dikkat çekici sonuç ise MHP’li seçmenin giderek AK Parti’li seçmen içerisinde erimeye başladığını ve tabanda bir yaklaşma olduğunu görüyoruz. Pek çok soruda birbirine çok yakın cevaplar veriliyor. Örneğin bugün seçim olsa kimse oy verirsiniz sorusunda MHP’nin yüzde 10.1 ile barajda olduğunu görüyoruz. Görülüyor ki MHP’liler bu görüş yakınlaşması nedeniyle AK Parti’ye doğru bir kayış yaşamış. Bence bu siyasi anlamda en önemli sonuçlardan biriydi.”

“OLASI BİR RAKKA OPERASYONUNA DESTEK YÜZDE 50’NİN ÜZERİNDE”

Dış politika başlığında da dikkat çekici değişimlerin yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Mustafa Aydın sözlerini şöyle noktaladı:

“Türkiye’nin dış politikasında son aylarda gördüğümüz değişimle birlikte hükümetin dış politikasını başarılı bulma oranının da artmaya başladığını görüyoruz. Suriye özelinde baktığınızda şu anda sürdürülen Fırat Kalkanı operasyonuna desteğin yüzde 58-59 gibi bir oranda olduğunu, kamuoyunda çok konuşulmamış olmasına rağmen olası bir Rakka operasyonuna bile desteğin yüzde 50’nin üzerinde olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla buralardaki aktif hareketliliğin, askeri operasyonların Türk halk nezdinde destek bulduğunu görüyoruz.”

“YÜZDE 60 KENDİSİNİ MUHAFAZAKAR, DİNDAR VE MİLLİYETÇİ OLARAK TANIMLIYOR”

“Türkiye’de kendisini muhafazakar, dindar ve milliyetçi olarak tanımlayanlar toplumun yüzde 60’ını oluşturuyor. Dolayısıyla anketten çıkan bütün sonuçları bu noktadan ele almak lazım. Diğer gruplar bu kitlenin yanında çok daha küçük bir bünye meydana getiriyor” diyen Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman da şunları söyledi:

“Türkiye’de bugün de iktidarda bulunan AK Parti yönetimi, parti olarak, yönetim olarak ve politika olarak kendi tabanından tam bir destek görüyor. Bu destek çeşitli sorularda yüzde 90 ve üstünde. Diğer partilere baktığınız zaman örneğin Cumhuriyet Halk Partisi’nde her iki kişiden biri partisini beğenmiyor, başarısız buluyor. Lideri destekleme oranı ise yüzde 15’e düşmüş durumda. Bunlar Türkiye’deki siyasetin bugünkü iktidarı destekleyen kitle tarafından kabul gördüğünü tayin ediyor. Nitekim yansıması şöyle; daha önceki dönemlerde örneğin Kürt siyaseti konusunda daha ortalarda bulunan veya zaman zaman da başarısız bulunan iktidar bugün tam manasıyla başarılı görülüyor. Yani bu demektir ki AK Parti kendi kitlesini kontrol etmektedir ve ondan onay aldığı politikaları sürdürmektedir. Ya da yönetim katında geliştirdiği politikayı kendi tabanına benimsetmekte hiçbir güçlüğü yoktur. Bu önemli bir nokta. Bu konu ile bağlantılı olan diğer nokta ise Türkiye’nin yine milliyetçi, muhafazakar ve dindar taban açısından modern bir toplum olarak görülmesidir. Bu çok önemli bir noktadır. Buna mukabil olarak örneğin CHP kitlesi, kendisini sosyal demokrat, sosyalist olarak tabir edenler ve HDP tabanı Türkiye’yi modern olmayan bir ülke olarak görmektedir. Bu da yine kendi iç açılımı bakımından önemli sonuçlar geliştiren bir unsurdur.”

“LAİKLİK-MÜSLÜMANLIK BAĞLAMINDA KUTUPLAŞMA VAR”

“Milliyetçi, muhafazakar ve dindar tabanın yüzde 80’e yakın bir oranı kendi dışındaki görüşlere saygı duyduğunu ifade ediyor. Ancak diğer kesimin kendi dışındaki görüşlere saygı ve kabul gösterme oranı neredeyse yarı yarıya düşük” diyen Prof. Dr. Kahraman sözlerine şöyle devam etti:

“Bu bir kutuplaşma göstergesidir. Kutuplaşma ise laiklik-Müslümanlık bağlamında bu ortaya çıkıyor. Yani artık doğulu-batılı gibi bir ayrım söz konusu değil. Ama hala laiklik-Müslümanlık bağlamında Türkiye’de bir kutuplaşma cereyan ediyor ve öyle anlaşılıyor ki Türkiye bu çoğunluk tarafından önümüzdeki öngörülebilir dönemde yönetilecek ve o kitle tarafından da herhangi bir yönetim sorunu görülmeyecek.”

“TÜRK HALKININ YÜZDE 50’Sİ MUTLU”

Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de halkın yüzde 50 oranında mutlu olduğunu, Türkiye’de yaşamaktan memnun olduğunu ve imkanı olsa dahi yurtdışında yaşamak istemediğini söyleyen Kahraman sözlerini şöyle noktaladı:

“Bu sonuçları iyi okumak lazım. Türkiye dediğimiz zaman hepimiz onu kendi mikrokozmozumuz, kendi küçük dünyamız, kendi ekosistemimiz içerisinde tanımlıyoruz. Halbuki Türkiye bunun çok ötesinde 80 milyon nüfuslu büyük bir kitle. Örneğin AK Partiye oy veren insan sayısı yaklaşık 25 milyon. Dolayısıyla Türkiye’nin mutluluğunu mutsuzluğunu, Türkiye’de sürdürülen politikaların doğruluğunu yanlışlığını ve bugün ortaya çıkan Türkiye modelini değerlendirirken bu büyük kitlenin varlığını göz önünde tutup meseleyi buradan görmeye çalışmak bence Türkiye’deki kutuplaşmayı azaltacak en önemli unsurlardan biridir.”

Halkın yüzde 50’den fazlasının Türkiye’nin değişen bir ülke olduğunu düşündüğünü, yüzde 65 oranında kitlenin ise bu değişimin iyi yönde olduğunu düşündüğünü söyleyen Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Banu Baybars Hawks ise şunları söyledi:

“Halkın yüzde 71.7’si Türkiye’de şu anda bir ekonomik kriz olduğunu düşünüyor ve geçtiğimiz yıla oranla kendisinin ekonomik olarak daha kötü olduğunu söylüyor. Diğer taraftan da hükümetin ekonomi konusundaki performansını yüzde 38.7 oranında başarılı buluyor. Yani geçen yıla göre artış söz konusu. Yine bizim her yıl sorduğumuz ‘Türkiye’nin en güvenilir kurumları?’ sorusunda ilk yıllardan beri değişmeyen bir lider vardı; Türk Silahlı Kuvvetleri. Çünkü güven, güvenlik konularıyla bağdaştırılır onu da polis, kolluk güçleri takip eder. Bu yıl ilk defa bununla ilgili bir değişim gördük. Birinci sırada Cumhurbaşkanlığı çıktı. Ordu yüzde 15 puanlık bir düşüşle ikinci sıraya yerleşti. Yine onu aynı oranlarda polis, kolluk güçleri takip ediyor. Bunun dışında Türkiye için tehdit oluşturduğuna inanılan ülkeler sıralamasında geçen yıl Rusya birinci sıradaydı, bu yıl ise eski lider yerini tekrar aldı; İsrail birinci sırada, Amerika ikinci sırada ve Suriye üçüncü sırada yer aldı.”

“YÜZDE 32 BAŞKANLIK SİSTEMİ’Nİ İSTİYOR”

‘Ülkenin yönetim tarzı ne olmalıdır?’ sorusunu araştırmanın ilk yılından beri sorduklarını söyleyen Prof. Dr. Hawks sözlerini şöyle noktaladı:

“Bugüne kadar hep lider cevap parlamenter demokrasiye olan destekti. Bu yıl parlamenter demokrasiye olan destek oran kaybetti, yüzde 53’lere geriledi. Bunun karşısında Başkanlık Sistemine olan destek yüzde 10’luk artışla yüzde 32’lere yükseldi. Bu yıl ilk defa bir partili cumhurbaşkanlığına olan desteği de sorguladık. O da yüzde 10.5 gibi bir oran olarak ortaya çıktı. Eğer partili cumhurbaşkanlığına geçilse kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istersiniz sorusuna da yüzde 45-46 oranlarında Recep Tayyip Erdoğan cevabı çıktı. Ülkenin yönetim tarzı olarak üniter devlet isteyenlerin oranı geçtiğimiz yıla göre yüzde 16,2 düşerek yüzde 52,7’ye gerilerken, Başkanlık Sistemi’ni isteyenlerin oranı yüzde 22,1’den yüzde 32,5’e yükseldi.”

Araştırmanın ayrıntılı sonuçlarına http://www.khas.edu.tr/news/1498 adresinden ulaşılabiliniyor.
(FOTOĞRAFLI)
Kaynak: Hürriyet

Arslan’dan iktidara yeni müfredat eleştirisi

CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Denizli Milletvekili Kazım Arslan, eğitim müfredatında yapılması planlanan değişiklikleri eleştirdi. Atatürk ve İsmet İnönü’nün unutturulmaya çalışıldığını ifade eden Arslan, yeni müfredatla çağdaş yaşamda alınan 95 yıllık yolun yok edileceğini belirterek kız ve erkek çocukların yan yana okuyamayacağını ileri sürdü.

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, anayasa değişikliğinin gerçek yüzünün eğitim müfredatında gizli olduğunu, rejim kaygısı yaşayanları kibirle seyredenlerin, anayasa değişikliği sürecindeki gizli hesaplarını, eğitim müfredatında yaptıkları gereksiz ve anlamsız değişikliklerle açıkça gösterdiklerini ifade etti. Türkiye’nin Başkanlıktan sonra kendini hilafete ısındıran, şeriat kurallarını devletin temeline yayan tarikatlar koalisyonuyla yönetildiğini ve Meclis’in, Cumhurbaşkanlığı adı altında laik Cumhuriyeti oylayacağını aktaran Arslan, hayata geçirilmesi planlanan yeni eğitim müfredatının ciddi bir tehlike oluşturduğunu ifade etti. Arslan, yeni müfredatla ve yeni anayasayla kız ve erkek çocukları zaman içinde yan yana okuyamayacağını ileri sürerek, “Çağdaş yaşamda aldığımız 95 yıllık yol büsbütün yok edilecek. Eğitimde ve hukuk düzeninde son bir haftada yaşananlar, rejim tehlikesinin boyutlarını fazlasıyla gözler önüne sermiştir. Bunu görmezlikten gelmek laik Cumhuriyet’e ihanet etmektir” dedi.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün müfredattaki kitaplardan çıkarılmaya çalışmasına tepki gösteren Arslan, “Kendi tarihine saygı duymayan, kurtuluş ve kuruluş dönemini yok sayan, Atatürk sayesinde o koltukta oturduğunu unutanlar mı bize Cumhurbaşkanlığı yapacak? Bugün 15 Temmuz’da ülkeyi darbe eşiğine getirenler, FETO terör örgütünü besleyip büyütenler, devleti kurtaran, milleti yokluktan varlığa çıkaran, siyasi yaşamında darbeyi engellemek için defalarca mücadele vermiş olan İsmet İnönü’yü unutturmaya kalkıyor. Türk’ün Ata’sını ve Kahraman İsmet Paşasını belleklerden sileceğini sanan hainler, din temelli, laiklik düşmanı, tek adam hayranı bir kuşak yaratmanın peşindedir. Çocuklarımızın aklını bilim ve fenle değil hurafeyle dolduranlar, başkomutan Atatürk’ü yurttaşlarımızın gönüllerinden silemeyecek” diye konuştu.

Osman Nuri BOYACI / DENİZLİ, (DHA)

FOTOĞRAF
Kaynak: Hürriyet

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz