Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 97. yılını halk olarak kutlarken cumhuriyetin halk seçimine dayanan bir yönetim şekli olduğunu ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu unutmamakta yarar var. Ancak halkın bu egemenlik hakkını nasıl kullanacağı burada önem kazanıyor. Afganistan, Pakistan ve İran gibi temeli teokrasiye dayanan ülkelerin Kuzey Kore Çin Halk Cumhuriyeti gibi diktatörlükle yönetilen ülkelerin de resmi isimlerinde cumhuriyet ismi bulununca ve Irak, Sudan gibi ülkelerin “islami cumhuriyet” olmaları da dikkate alınınca Türkiye Cumhuriyetini 97 yıl önce ilan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün devrim ve ilkelerine kuvvetle sahip çıkmanın gerekliliği ortaya çıkıyor. Türkiye’nin kuruluşunu sağlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı ve ülkeyi “muassır medeniyet seviyesine” çıkaran Atatürk devrimleri hakkındaki eserleri tekrar okumalı ve okutmalıyız.
Türkiye Cumhuriyeti bir mucizenin hikayesidir. Çöken ve parçalanan 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunun üzerinde her yaştan, her din ve ırktan onbinlerce insanın vatanı için şehit olduğu, canını verdiği Türkiye Cumhuriyetinin temelinde özveri, dayanışma, Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası sayesinde savaş ve diplomasi taktikleri ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti yine onun devrimleri ile ayağa kalkabilmiş, laiklik, kadının seçme ve seçilme hakkı, kadın erkek eşitliği, bireyler arasında eşitlik, herkese eşit eğitim fırsatı vb gibi temel ilkelerle çağdaş bir ülke olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı.
Ekonomide atılan adımlarla cumhuriyetin başında kurulan fabrikalar, yerli mallarına verilen önem ve dışa bağımlılıktan kurtulma, İsmet İnönü’nün Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşına sokmama başarısı ülkenin daha sonra refah düzeyinin artmasına neden olmuştur. Her savaş insan ve insan gücünün yitirilmesi ve ekonomideki kaynakların savaş için harcanmasıdır. Bu ancak kurtuluş için göze alınacak ve de alınmış bir karardır.
Cumhuriyetin ilk yüzyılının sona ermesine üç yıl kala dünyayı sarsan korkunç bir salgından Türkiye de etkilenmiş, 10 bine yakın insan hayatını kaybetmiş, ekonomik zorluklar nedeniyle işsizlik ve yaşam koşulları ağırlaşmıştır. Bugün siyasi muhaliflerince “siyaset artığı” olarak nitelendirilen Dışişleri eski Bakanı ve eski Başbakanın 100 bin Suriyeli kırmızı çizgimiz derken yanlış Suriye politikası sonucu beş milyona yakın Suriyeli ve diğer ülke mültecilerinin artık Türkiye’de yerleşik statülerinin bulunması, ülkedeki Arap nüfusunun artması, ülkenin nüfus yapısını da giderek değiştirmektedir.
Dış politikada, Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” şiarından yola çıkarak dikkatli bir diplomasi ile ittifaklar kurmanın zamanı geldi. Değerli Yalnızlık gibi uluslar arası ilişkilerde uygulanırlığı olmayan ilkelerin büyük zararları görüldü ve görülmekte.
Dört milyona yakın işsiz vatandaşın bulunduğu bir ülkenin yeniden canlanması için her alanda önemli adımların atılması gerekiyor. Özetle söylemek gerekirse biz içinde büyüdüğümüz, yetiştiğimiz Cumhuriyeti çok sevdik ve onu yaşatmaya azimliyiz. Zorluklarla kazanılan Cumhuriyetin ihtimam ve azimle korunarak daha nice yüzyıllara taşınması her yurttaşın en büyük görevidir.
Hanımefendi kendine gel ve bu saplantılı görüşü lütfen bırakın cumhuriyeti atatürk getirmedi o günkü halk ve halkın sultanlık gibi yönetimden fayda görmediği kendi kaderini kendi eliyle yönetilmesini istemesiydi atatürk ne yaptı bu sözü arkadaşları ile vedi sonrada sultan ‘ın degisik formatında ölene kadar makamda kaldığı gibi demokrasi isteyenide saf dışı bıraktı lütfen artık demokratik cumhuriye atatürk cumhuruyeti değil bunu icsellestirelim halk bayramı olarak kutlayalım saygılar
İnkılaplar başımızı derde sokan 1000 yıllık mazimle Arami açan inkılaplar bu inkilaplara
sahip çıkmak Türkiye ihanettir artık bunların bu Kemalizmin savunulacak hiçbir tarafı kalmamıştır bu İstimdad yıkılacak bu millet aslına dönecek dünya biz dünyanın efendiliğinden köleliğine düşmüş bir milletiz inşallah inşallah mevkiimize geri geleceğiz yurtta h cihandaSulh sadece yurd içine odaklan yurtdışına karışma sen hiçbir şeye müdahale etme bu dönemler bu devirler geçti bu devirler geçti ben cihanşümul bir imparatorluğun evladıyım Dünyanın neresinde bir sıkıntı bir problem olduğu zaman mazlumların her zaman yanında yer aldık inşallahta alırız hakimiyet bila kaydı şart milletindir deyip millete hiçbirhak vermeyen baskıcı Kemalist rejim bu mudur demokrasi bu mudur Cumhuriyet Bu istidada sahip çıkacağız bırakınız Allah aşkına