Delta varyantının oranı yüzde 84’e çıktı..

0

Almanya’da yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) daha bulaşıcı olan Delta varyantının yeni vakalardaki oranının yüzde 84’e çıktığı bildirildi.

Robert Koch Enstitüsü (RKI) tarafından yayınlanan raporda Almanya’da son dönemde Kovid-19 enfeksiyonlarının büyük bölümünün endişe verici varyantlardan kaynaklandığı belirtildi. Raporda 5-11 Temmuz’da incelenen yeni Kovid-19 vakalarının yüzde 84’ünde Delta varyantı, yüzde 12’sinde de Alfa varyantının tespit edildiği bilgisi paylaşıldı.

Delta varyantının ülkede hızla yayıldığına işaret edilen raporda, mayıs ortasında yüzde 2,6 olarak tespit edilen yeni vakalardaki Delta varyantının oranı haziran sonunda yüzde 59’a yükselmişti.

Öte yandan Almanya’da Kovid-19 tespit edilen kişi sayısı son 24 saatte 2 bin 89 arttı. Böylelikle toplam vaka sayısı 3 milyon 752 bin 592’ye çıktı. Son 24 saatte 34 kişinin yaşamını yitirmesiyle toplam can kaybı 91 bin 492’ye yükseldi.

Haftalık 100 bin kişide görülen yeni vaka sayısı 13,2 olarak tespit edildi. Salgının üçüncü dalgasından sonra 6 Temmuz’da 4,9’e gerileyen bu sayı, 9 Temmuz’da 5,5’e, 16 Temmuz’da 8,6’ya, dün de 12,2’ye yükselmişti.

İngiltere’de vaka sayılarının artmasından endişe duyuluyor

İngiltere’de dört aşamalı plan dahilinde uygulanan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamalarının sonuncusunun 19 Temmuz’da kaldırılmasının ardından gelecek haftalarda vaka sayılarının artmasından endişe duyuluyor.

Uzmanlar, Delta varyantının, Kovid-19 vakalarının yüzde 99’unu oluşturduğu İngiltere’de, son 3 günde vaka sayılarındaki düşüşün, zirveye ulaşıldığı ve trendin aşağı doğru devam edeceği anlamına gelmediği uyarısında bulundu.

Öte yandan, kısıtlamaların kaldırılmasıyla Delta varyantının “üçüncü dalga”yı körükleyeceğinden endişe ediliyor. Uzmanlar, son 3 günde vaka sayılarında düşüş görülmesine rağmen, 19 Temmuz’da kısıtlamaların kaldırılmasının etkilerinin henüz tam olarak istatistiklere yansımadığına işaret etti. Ayrıca uzmanlar, gevşemenin ardından vakaların zirve yapıp yapmadığına kesin olarak karar vermenin birkaç hafta süreceği yorumunu yaptı.

Açıklanan son verilere göre, hastaneye yatış sayılarında önceki haftalara göre artış görüldü. East Anglia Üniversitesi’de tıp profesörü olan Paul Hunter, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “19 Temmuz’daki gevşemenin herhangi bir etkisini görmek için henüz çok erken ve vakalardaki düşüşün bir kısmı, çocukların artık düzenli olarak test edilmemesinden kaynaklanıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Edinburgh Üniversitesinde epidemiyoloji ve veri bilimi profesörü Rowland Kao da şunları kaydetti: “(Vaka sayılarında) Herhangi bir düşüş her zaman memnuniyetle karşılanır ancak bunun devam edip etmediğini söylemek için henüz çok erken. Şiddetli Kovid-19 enfeksiyonuna karşı oldukça savunmasız birçok insan olduğunu ve enfeksiyon sayılarının hala yüksek olduğunu hatırlamakta fayda var.”

Ülkede, Kovid-19 olan her 10 kişinin ortalama 12 ila 14 kişiye hastalığı bulaştırmaya devam ettiği kaydedildi. İngiltere’de son 24 saatte 36 bin 389 Kovid-19 vakası tespit edildi, 64 kişi salgın nedeniyle hayatını kaybetti.

İngiltere ve Galler’de Sağlık Bakanlığının geliştirdiği Kovid-19 uygulamasını kullanan 600 binden fazla kişiye kendilerini tecrit etmesi gerektiğine dair uyarı mesajı gönderilmişti.

Çok sayıda çalışanın kendini izole etmesi nedeniyle işletmelerin, tecrit uyarılarının ciddi personel sıkıntısına neden olduğu ve hizmetleri etkilediğine dair şikayetleri gündeme geldi. Özellikle süpermarketler, çok sayıda personelin izolasyonu nedeniyle ürün kıtlığı yaşanabileceği konusunda uyarıda bulundu.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson da Kovid-19 kısıtlamalarının kaldırıldığını ancak salgının henüz bitmediğini söyleyerek halkı temkinli olmaya çağırmıştı.

Avustralya’da reklamlarında ürünlerinin Kovid-19’u önlediğini öne süren firmaya 3,7 milyon dolar ceza

Avustralyalı bir spor giyim firması, reklamlarında kıyafetlerinin “yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasını durdurduğu” iddia etmesi nedeniyle yaklaşık 3,7 milyon dolar para cezasına çarptırıldı.

ABC News’in haberine göre, Lorna Jane firması, kıyafetlerinde insanları patojenlere karşı koruyan “LJ Shield” adlı bir madde kullanıldığını öne sürdü. Mahkeme, reklam üzerine görülen davada, şirketin iddiasının “sömürücü, piyasa bozucu ve potansiyel olarak tehlikeli” olduğuna hükmederek Lorna Jane’e 3,7 milyon dolar para cezası verdi.

Federal Mahkeme Yargıcı Darryl Rangiah, kararında firmanın, ölümcül salgını çevreleyen “korku ve endişeyi sömürmeye” çalıştığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Reklam kampanyası, halk arasında Kovi-19’un sonuçları ve yayılması hakkında önemli bir belirsizlik, korku ve endişenin hakim olduğu Temmuz 2020’de gerçekleştirildi. Firma, LJ Shield spor kıyafetlerinin özellikleri hakkında yanıltıcı, aldatıcı ve gerçek dışı temsiller kullanarak halkın bu korku ve endişesini istismar etmeye çalıştı. Lorna Jane, Avustralya Tüketici Yasası’nın ilgili hükümlerine aykırı olarak yasa dışı davranışları içeren bir şekilde halkın endişeleriyle korkudan yararlanmaya çalıştı.”

Yargıç Rangiah, mahkemenin, “bu tür sömürücü davranışların yarar sağlamayacağını” göstermek için firmaya önemli bir ceza vermesi gerektiğini söyledi.

Markanın internet sitesinde, mağazalarında ve Instagram’da yayınlanan reklamlarında, “Kovid-19’un Yayılmasının Tedavisi mi? Lorna Jane Öyle Düşünüyor” iddiasında bulunmuştu. Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu (ACCC), yanlış ve yanıltıcı iddialarda bulunmakla suçlayarak şirkete karşı dava açmıştı.

BBC’nin haberine göre de Lorna Jane, mahkemenin kararını kabul ettiğini açıkladı. Kendi tedarikçileri tarafından yanlış yönlendirildiğini ileri süren Lorna Jane Genel Müdürü Bill Clarkson, “Güvenilir bir tedarikçi bize söz verildiği gibi performans göstermeyen bir ürün sattı.” dedi.

Clarkson, “Bizi, LJ Shield’in arkasındaki teknolojinin Avustralya, ABD, Çin ve Tayvan’da başka yerlerde satıldığına ve hem antibakteriyel hem de antiviral olduğuna inanmamıza neden oldular. Müşterilerimize fayda sağladığımıza inanıyorduk.” ifadesini kullandı.

İtalya’da aşıyı sosyal faaliyetlerde zorunlu hale getiren ‘Yeşil Geçiş’ belgesi tartışılıyor

İtalya’da Kovid-19 salgınında vaka artışlarının önüne geçmek için sosyal faaliyetlerde aşıyı şart koşacak “Yeşil Geçiş” belgesi, ülkede bir kesimin tepkisini çekerken diğer yandan aşı randevularına talebi artırdı.

İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin dünkü kabine toplantısı sonrasında detaylarını açıkladığı ve 6 Ağustos’ta yürürlüğe girecek “Yeşil Geçiş” belgesi, kamuoyunu ikiye böldü. İtalya basınındaki haberlere göre, “Yeşil Geçiş” belgesi bulunmayanlar için sosyal faaliyetlerin kısıtlanacak olması ülkenin bazı bölgelerinde aşı randevularına talebi artırdı.

Rainews24’ün haberinde, Lombardiya, Piyemonte, Toskana, Emilia-Romagna, Abruzzo, Puglia, Sicilya’da aşı randevularına talepte önceki günlere nazaran ciddi artış yaşandığı belirtildi.

Diğer yandan “Yeşil Geçiş” belgesi, ülkede önemli bir kesimin de tepkisini çekti. Hükümetin dünkü açıklamasının akabinde dün akşam saatlerinde kuzeydeki Piyemonte bölgesinin başkenti Torino’da toplanan 2 bin kadar aşı karşıtı, “Yeşil Geçiş” belgesini protesto etti.

Yarın da pek çok kentte, aşı karşıtlarının başını çektiği farklı grupların “Yeşil Geçiş” belgesiyle aşının zorunlu hale getirilecek olmasını protesto etmeye hazırlandığı bildirildi.

Draghi’nin geniş katılımlı hükümetinde yer almayı reddederek, parlamentoda ana muhalefet olan aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi lideri Giorgia Meloni, hükümetin “Yeşil Geçiş” belgesiyle vatandaşın özgürlüğünü zedeleyen ve birçok ekonomik faaliyete giriş için aşı zorunluluğu getiren bir kararı onayladığını belirtti.

Meloni, parti olarak hükümetin bu kararına karşı mücadele edeceklerini kaydetti. Hükümetin çıkardığı kanun hükmünde kararnameye göre, ülkede en az 1 doz Kovid-19 aşısı yaptıranlar için 9 ay, Kovid-19 geçirenler için 6 ay geçerli olmak üzere “Yeşil Geçiş” belgesi düzenlenecek.

Moleküler ya da hızlı Kovid-19 testi yaptıranlar için ise “Yeşil Geçiş” belgesinin süresi 48 saat olacak. Söz konusu “Yeşil Geçiş” belgesi, 6 Ağustos’tan itibaren restoran ve kafe gibi yerlerin iç mekanlarına, tiyatrodan sinemalara, halka açık gösteri, spor etkinlikleri (müsabaka, yarışma) ile müzeler, yüzme havuzları, spor salonları, festivaller, fuarlar, termal merkezler, tematik eğlence parkları ve bahis salonlarına girişlerde gerekli olacak.

Dünkü basın toplantısında Draghi, “Yeşil Geçiş” belgesinin detaylarını açıklarken, “İtalyan ekonomisi iyi gidiyor, toparlanıyor. İtalya, diğer Avrupa ülkelerine göre daha hızlı büyüyor ancak Delta varyantı ciddi bir tehdit. ‘Yeşil Geçiş’, keyfi bir uygulama değildir, ekonomik faaliyetlerin açık tutulabilmesi için bir koşuldur. Huzur veren bir tedbirdir.” ifadelerini kullanmıştı.

Draghi, aşı karşıtlarına, “Aşı olmayın demek, ‘ölün’ demek. Aşı olmuyorsun, hastalanıyorsun ve ölüyorsun ya da başkasına bulaştırıyorsun, başkası ölüyor. ‘Aşı olmamak’ demek, ‘her şeyin yeniden kapanması’ demek.” diye seslenmişti.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz