- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Hepimiz çocuktuk. Bizler de, sizler de.
Hepimiz biliriz bu tipleri.
Yaramaz desem, yaramazlık değil. Çünkü yaramaz olmak için zeki olmak gerekir.
Bu tipler mahallenin düzenini bozarlardı. Belalı tipler diyeceğim ama bu kelime de doğru olmaz. Belalı deyince sanki kendisinden korkulan biri gibi anlaşılır.
Bu tiplerden korkulmazdı da, dövsen çok rahat dövülür ama dayak yedikçe pisliklerine devam eden seviyesiz, ayarsız tiplerdi.
Dikkat çekmek için her türlü rezilliği yapmaktan geri durmazlardı.
Bu tiplerden her mahallede vardı.
Bunların yaşı ilerleyince, içlerindeki pislik olma durumlarını, en olumlu şekle kanalize etmeye çalışırlar ve bu da en yoğun olarak dini duygular olurdu.
Bugün de böyle.
Bu tipler için dindar demek mümkün değil.
Hele Müslüman hiç diyemeyiz.
Bu tiplerin tanımlaması DİNCİ ‘dir.
Din’den rant elde edenler…
Dini ve dini duyguları kendi içlerindeki keraheti legal şekilde ortaya sermekte için beis görmezler.
Böyle tiplerin topluma verdiği zarar, savaşlarda yaşanan zararlardan kat ve kat fazladır. Çünkü bu tipler, insanların ve toplumun ayarlarıyla oynarlar.
1. Muhatap alıp, bunlarla mücadele edince, onların seviyesizliklerine inmiş olursunuz.
2. ‘Kaale almayalım, konuşur-konuşur susarlar desek’ seviyesizliklerine, kerahetlerine ortaklar bulurlar. Din adına söyledikleri yalanlar, toplumda yüzlerce kere ele alındığı için, toplum da gerçek diye inanmaya başlar.
Bunlara karşı yapılacak belki de en güzel şey ayna tutmak.
Yaptıkları rezilliklere, çirkinliklere, ahlaksızlıklara ayna tutmak.
Rezilliklerinin sonu yok.
‘Son rezalet patladı’ gibi bir manşet atamıyoruz.
Bir değil, iki değil…
Sayıları binlere ulaştı.
Bu tipler kötülük yapma üzere de birleşirler.
Şeyhlik mesleği(!) yapıp, ırza-namusa göz dikenlerin çukurlukları ortaya çıktıkça, ‘sahte şeyh’ tanımlaması ile konuyu hafifletmeye çalışırlar.
Bu da yetmez, yayın yasağı getirtirler….
Bütün bu çukurlukları yaparlarken, aynı zamanda da sürekli saldırı halindedirler.
İnsanların özel hayatlarına müdahale ederek,
Batılı-laikçi yaşam tarzı tanımlamalarını kullanırlar,
Yetmez, veled-i zina da derler…
Bu dinci tipler için İSLAM kutsal değildir. İslam, söz konusu bile değildir. Müslümanların durumlarını, kendileri için rant olarak kullanırlar.
İslam, dinci bu tipler için ‘duygu sömürü aracı’dır.
Bu yüzden İslam gibi algılanan ama İslam’da olmayan sakal, cüppe, sarık gibi basitliklerle dini duygularını katmerlediklerini zannederler. Din ve İslam hakkında bilgi sahibi olmayan insanlar da, onların bu oyunlarına gelmiş olurlar.
Bilmezler ki, sakal-cüppe-sarık Ebu Cehil gibi Mekkeli Müşriklerin kıyafetleridir.
Bu dinci tipler, Hüseyin’i katleden Yezid’den farksızdırlar.
Yezid de dini rant olarak kullanmış ve Hüseyin’i kalleşçe kandırtıp, katlettirmiştir.
Yezidci dincilerin yaptıklarına susuldukça, bu tipler kendilerini ‘Muaviye’ sanmaya devam edecekler.
Devam ettikçe de, camicilik, şeyhcilik oyunlarını arttıracaklar.
Kim bilir, daha kaç çocuk ya da genç tacize uğrayacak.
Kim bilir, kaç kadının-erkeğin hayatı kararacak.
Hem de ne adına?
İslam adına….
Yezid de İslam adına yapmıştı, yezidci bu dinciler de İslam adına yapacaklar.
Eğer bizler susarsak…
Sevgi ve Bilgiyle kalın
yazınızda, “bu tipler”in dini sanki bilinçli ve kasti olarak kendi dünyalarının konforu için kullandıkları şeklinde yansıtılmış.
Din dinci dindar müslüman mü’min mütedeyyin cennetlik muhafazakar
Laikci ve inançlı.. (Şeyh şıh tekkeci tarikatcı gavs A yada i hocacı cemaatçı – son moda terrorist cematcı- bu kısmı geçiyorum), Ya da
Laik düzeni tercih etmiş, kanunlarını bireyin inancını özgürce yaşayabilmesinin teminatı olarak düzenleyip,
İlim bilim eğitim öğretimi yanında inanç ihtiyacını tam kaynağından doğru bir şekilde karşılayabilmek.
Şehir yaşamının ayrı, kırsal ihtiyaçları ayrı tespit edip planlamak, bunu halkla paylaşarak birlikte muasır medeniyet seviyesine ulaşmak.
Ne kadar zor olabilir ki?
Sen burada uyanmazsan,, dinden dinciye, hocadan sahteşeyhe, inançtan eteiste dogru kayarak gidersin.
Sonra islamı tartışmaya başlar, müslümanı sorgularsın.
Son söz:parmağın gösterdiği yere değil, parmağın sahibine bakacaksın. Sinekleri değil, bataklığı kurutacaksın. İnanç 300-500 yıllık bir düzen değil, belkide on binler ce yıllık bir düzen belki de.
İnsanların inançtan zarar görmesini engelleyen düzenlemeleri yapacaksın, Allah kendi gönderdiği dini de, kul’unuda korur, hayırda şerde O’ndandır. Gerçek inanan bir insansan doğruyu bulacaksın.
Maalesef, muktedirlerin ekseriyeti din taciri! Ticaretin “şeffaf” hale getirilmesini istemezler. Zira “aldanma” azaldıkça kar marjı düşecektir. Oysa “karaborsa” alışverişte kazanç yüksek olduğundan, dinbazlara alın teri ile çalışıp elde edemeyecekleri imkanlar sunuyor. Toplumsal statü, davetlerde baş köşe, konuşmalarda mikrofon, alış verişte imtiyaz, rantiyede öncelik, yeşil pasaport, hac ve umre ziyareti, yurt içi ve yurt dışı seyahat imkanları din tüccarları için standart donanımdır.
Bunları nereden biliyorum; iki üniversite mezunuyum, dini bir liseden mezunum, ilahiyat fakültesinden mezunum, özel sektörden emekliyim ama dört işlem matematikten zayıf not alanların, toplum önünde kazandıkları “saygınlığın” zerresi yok bende. “Basit” bir “seçmen” olarak hayatımı tamamlamak üzereyim.
Dinin kontrolü için harcanan kamu kaynaklarının verimliliği konusunda hiç bir çalışma yapılmamaktadır. Hiç bir işi olamayanın, “din adamı” tayin edildiği bir yerde, seviyenin “bataklığa” dönüşmesi kaçınılmazdır.
Şeytan “tarlanın taşı ile tarlanın kuşunu” avlamaktadır!
Bu ahlaksız tiplerin ortak özelliği, Hz Ömer gıbı konuşup, Ebu Cehil gibi yaşamalarıdır, bu yüzden çok çok dikkat edilmelidir.