Doktorunuz Ümit Tapan cevaplıyor: KALIN BAĞIRSAK KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

0

Dünya’da her yıl ortalama 1.3 milyon hastaya kalın bağırsak kanseri tanısı konulmakta ve yaklaşık 694.000 insan bu nedenle yaşamını kaybetmektedir.  Kansere bağlı ölümler arasında 4. sırada olan kalın bağırsak kanserinin en sık görüldüğü üç ülke; Kore, Slovakya ve Macaristan’dır. Ülkemizde 3. en sık görülen kanser türüdür ve her yıl yaklaşık 24.000 kişi bu hastalığa yakalanmaktadır.

Risk faktörleri:

  1. Sosyoekonomik düzeyin düşük olması: Düşük gelir düzeyi ve eğitim seviyesinin düşük olması kalın bağırsak kanseri riskini arttırmaktadır. Fiziksel aktivite azlığı, sigara, obezite ve kötü beslenme alışkanlıkları gibi yaşam tarzı ile ilişkili faktörler sosyoekonomik düzeyden kaynaklanan risk artışının büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Benzer şekilde sağlık hizmetlerine erişimin yetersiz olması ve kanseri önleme açısından son derece etkili olan kolonoskopinin (kamera ilekalın bağırsağın incelenmesi) yeterince uygulanmaması da bu bağlamda değerlendirilebilir.
  2. İleri yaş: 20’li yaşlarda bile kalın bağırsak kanserine rastlanabilir ancak özellikle 50 yaşından sonra kanser riski belirgin olarak artar.
  3. Ailevi kanserlere sebep olan durumlar:  Özellikle ailesinde genç yaşta (50 yaşından önce) kalın bağırsak kanseri veya kanser öncüsü (polip) olanlarda kanser riski ciddi oranda artar ve bu bireylerin normalden daha erken yaşta kolonoskopi yaptırmaları gerekir. Kalın bağırsak kanseri olan bireyin kanser tanısı aldığı yaştan 10 yıl önce diğer aile bireylerinde kanser taramasına başlanması önerilmektedir.
  4. İltihabi bağırsak hastalıkları (Krohn ve Ülseratif Kolit): Kalın bağırsak kanserini 3 ila 10 kat arasında arttırır. Bu hastaların daha erken yaşta, yani tanı aldıktan 8-10 yıl sonra kalın bağırsak kanseri taraması amacıyla  kolonoskopi yaptırmaları gerekmektedir.
  5. Diğer risk faktörleri: Obezite, şeker hastalığı ve insülin direnci, kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi, sigara ve alkol kullanımı.

Kolonoskopi neden çok önemli?

2013 yılı istatistiklerine göre ülkemizde kalın bağırsak kanserli hastalarının sadece %33’ü erken evrede yakalanabilmekte ve maalesef hastaların %23’ü ileri evrede (diğer organlara yayılmış halde) tanı almaktadırlar. Birinci evredeki hastalarda sadece cerrahi tedavi yeterli olmakta, ışın tedavisi ve kemoterapi (ilaç tedavisi) gerekmemektedir. Bu hastaların %92’si 5 yıldan uzun yaşayabilmeleri ve ileri evredeki hastaların %90’a yakınının 5 yıldan önce hayatını kaybetmesi kolonoskopinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Kolonoskopinin faydaları erken tanı konmasıyla sınırlı değildir. Bu testin asıl amacı hastalardaki kanser öncüsü kitlelerin (polip) temizlenmesidir. Bu yöntemle kalın bağırsak kanserlerinin büyük bir kısmı önlenebilmektedir. Kalın bağırsak kanseri için en etkili tarama testi olan kolonoskopi birçok ülkede 50 yaşından itibaren uygulanmaktadır. Ülkemizde de 50 yaşından itibaren 10 yılda bir kolonoskopi ve 2 yılda bir ‘dışkıda kan testi’ önerilmektedir. Ancak Kanser Daire Başkanlığı verilerine göre tarama testleri toplumun ancak %20 ile %30’unu kapsamaktadır ve kanser sıklığının azaltılabilmesi için bu oranın %70’lere çıkarılması amaçlanmaktadır.

Kalın bağırsak kanserinin belirtileri nelerdir?

Yukarıda belirttiğimiz gibi ideal koşullarda kalın bağırsak kanseri belirti vermeden tespit edilmeli hatta henüz kanser oluşmadan kanser öncülleri temizlenebilmelidir. Tarama testi ile yakalanamayan kalın bağırsak kanserinde ise sıklık sıralamasına göre aşağıdaki belirtiler görülebilir;

Akciğer kanserinin belirtileri sıklık sıralamasına göre;

  • Dışkıda kan
  • Karın ağrısı
  • Kansızlık (genelde demir eksikliği anemisi)
  • Bağırsak alışkanlığında değişiklik (kabızlık, ishal)
  • Kilo kaybı (genelde ileri evre kanserlerde görülür)
  • Normalden daha ince dışkılama, yorgunluk, bulantı, kusma.

Nasıl tanı konulur?

Kalın bağırsak kanserinin tanısı genellikle kolonoskopi esnasında örnek (biyopsi) alınması ile konulur ancak nadiren de olsa bağırsak tıkanıklığı ile başvuran hastalarda ameliyat esnasında tanı konabilir. Hastalığın başka organlara yayılıp yayılmadığını anlamak için ilk aşamada bilgisayarlı tomografi (BT) kullanılır ancak bazen daha detaylı görüntüleme teknikleri gerekebilir (PET gibi).

Tedavi seçenekleri:

  1. Cerrahi: Birçok diğer kanserde olduğu gibi kalın bağırsak kanserinin de kesin çözümü ameliyat ile bağırsağın yarısının alınmasıdır. Ülkemizde vakalarının %56’sına meliyat yapılabilecek kadar erken evrede tanı konabilmektedir ancak bu oran kolonoskopi ile tarama çalışmasının yaygınlaşması ile artabilir. Eğer hastalık lenf bezlerine yayılmışsa ameliyattan sonra kemoterapi (ilaç tedavisi) uygulanması gerekebilir.
  2. Radyasyon (ışın) tedavisi: Bazı hastalarda ameliyat sonrasında kalmış olma ihtimali olan kanser hücrelerini öldürmek amacıyla, kemoterapi (ilaç tedavisi) ile birlikte ışın tedavisi kullanılır. Ayrıca ileri evre kanserlerde kemik ağrıları gibi durumlarda veya karaciğere yayılmış kanserlerin tedavisinde de ışın tedavisi faydalı olabilir.
  3. Kemoterapi (ilaç tedavisi): İleri evre kalın bağırsak kanseri tedavisinde sağkalımım uzatmak amacıyla kullanılır. Özellikle 2009’dan sonra kullanıma giren yeni ilaçlar sayesinde ileri evredeki bu hastaların %10’u 5 yıla kadar yaşayabilmektedir.

Özetleyecek olursak; ülkemizde 3. sıklıkta görülen kalın bağırsak kanseri özellikle önlenebilir bir hastalık olması nedeniyle bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezitenin giderek yaygınlaşması ve beslenme alışkanlığımızdaki değişiklikler kanser sıklığında artışa neden olabilir. Tarama yöntemlerinin yaygınlaşması ise bu artışla mücadelede etkili olacaktır. Ortalama riske sahip bireylerin 50 yaşına girdiklerinde kolonoskopi için doktora başvurmaları gerekir. Ailesinde erken yaşta kalın bağırsak kanseri olan ve/veya  iltihabi bağırsak hastalığı olan bireylerde ise kolonoskopiye daha erken yaşta başlanması gerekebilir.

Kalın bağırsak kanseri riskini azaltmak için fiziksel olarak aktif bir yaşam tarzı benimsenmeli, sebze ve meyveden zengin beslenilmeli, kırmızı et ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı, ideal vücut kilosu korunmaya çalışılmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Ayrıca yukarıda sıraladığımız belirtilerin önemli bir hastalıktan kaynaklanabileceğinin bilincinde olunmalı ve tetkik ve tedavi için muhakkak doktora başvurulmalıdır.
KAYNAKÇA:

  1. http://globocan.iarc.fr/Pages/fact_sheets_cancer.aspx?cancer=colorectal
  2. https://www.uptodate.com/
  3. http://kanser.gov.tr/daire-faaliyetleri/kanser-istatistikleri/1793-2013-yılı-türkiye-kanser-istatistikleri.html
  4. http://kanser.gov.tr/kanser/kanser-taramalari/879-kolon-kanseri-tarama-program%C4%B1.html

 

 

 

Dr. Ümit Tapan
Kanser ve Kan Hastalıkları Uzmanı
St. Joseph Hospital, Nashua, NH
utapan@sjhnh.org

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz