Ekonomik savaşın ‘içerideki ve dışarıdaki Türkiye düşmanları’ kimler olabilir?

1

Üç yıldır ülkemizde uygulanan ‘cumhurbaşkanı hükümet sistemi’nde bakanlar eskisi gibi siyasi kimlikli olmuyor; bunu sağlamak için, milletvekili iseler o sıfatlarından soyunmaları bile gerekiyor. O yüzden bakanlardan siyasi sözler pek sadır olmuyor. Böyle bildiğim için, bir bakanın ağzından çıkan bayağı siyasi ağırlıklı şu sözler beni çok şaşırttı:

“Türkiye bugün, eşine az rastlanır bir ekonomik saldırı operasyonuyla karşı karşıyadır. Bugün fitneler, yalanlar, kumpaslar, darbe girişimleri, terör örgütleri, içeride ve dışardaki tüm Türkiye düşmanları ok olmuş, tek bir adamın, tek bir insanın, tek bir liderin üstüne atılıyor.”

Hayır, devletin istihbarat örgütlerinin bilgi akışına muhatap içişleri bakanı değil bu sözlerin sahibi, teknik bir alanın sorumlusu olan bir bakan…

Ancak, o da, bir savaşın tarafı olduğumuzun farkında.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gibi…

Acaba sözünü ettiği ‘içerideki Türkiye düşmanlar’ı kim olabilir?

Buldum, ’içeridekiler’ ile kast edilen, ‘mandacı ekonomistler’ ve onları uzman bilip açıklamalarına kulak verenler olmalı…

Onlar uygulanan politikalarda ısrarcı olunduğu takdirde ekonomide ciddi sıkıntılar yaşanacağını, finansal alanda bunun kendisini TL’nin değerinin azalması olarak göstereceğini ileri sürüyorlardı. TL dolar karşısında bir aydan kısa sürede yüzde 30 kadar değer kaybetti.

Dedikleri doğru çıktı, ancak buna sevinemiyorlar bile. 

Nasıl sevinsinler; bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi, bu gelişmeden kendileri de olumsuz etkilendiler…

‘Mandacı’ diye anılmak da seslerini kesmeleri için yeterince ağır bir suçlama.

Peki de, bakanın ‘dışarıdaki Türkiye düşmanları’ diye söz ettikleri kimler olabilir?

‘Dışarıdaki Türkiye düşmanları’ndan biri, son yıllarda hangi taşın altı kurcalansa oradan onun çıktığı resmi ve gayrı resmi ithamlarına maruz kalmış, en son 15 Temmuz hain darbe girişimini paraca desteklediği iddiasına muhatap edilmiş Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olabilir mi?

Kim bilir kaç yıldır iktidardaki AK Parti ile küçük ortağı MHP’nin etkili ve yetkili isimlerinin itham ettikleri, AK Parti’nin itibar ettiği gazetelerde yazanlar ile TV ekranlarında onun adına yorum yapanların her fırsatta suçladıkları bir ülke BAE…

Mısır’daki el-Sisi darbesinin ardında da BAE vardı diye biliyoruz.

İthamlar ile suçlamalar kitaba dönüştürülmek istense karşımıza birkaç raflık bir külliyat çıkar.

Yalnızca hoş vakit geçirtmek değil vatandaşları dış politikamızı ilgilendiren konularda da aydınlatmak görevini üstlenmiş bazı televizyon dizilerinde de, BAE’nin kötülükleri, haftalar boyu sergilenmişti. 

Ne dersiniz ‘dışarıdaki Türkiye düşmanları’ndan biri o olabilir mi?

Olabilirdi, fakat olamayacağı anlaşıldı.

BAE’nin veliaht prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan, tam da doların 12,5 TL üzerine çıktığı günün ertesinde -dün- Ankara’da kırmızı halı muamelesine muhatap edilerek ağırlandı. Veliaht Beştepe’de bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından ağırlandı. Türkiye’nin ekonomisi ile ilgilenen yetkililer kendisine sunumlarda bulundular.

Düne kadar BAE ile ülkenin en etkin ismi sayılan veliaht prensin ülkemize kurduğu tuzakları manşetlerinde ve köşelerinde okuduğumuz gazeteler, dün, BAE’nin Türkiye’ye 10 milyar ila 100 milyar dolar arasında gidip gelen bir miktarda yatırım yapmayı düşündüğü haberini ilettiler.

Sevinçle.

Zaten o haberlere bakıp, yazımın başında görüşlerini aktardığım bakanın ‘dışarıdaki Türkiye düşmanları’ diye andıklarından birinin BAE olamayacağını çıkarıyorum.

[Körfez’in bu zengin ülkesiyle ilgili eski günlerden bir anım var. Anlatayım: Yıllar önce, kısa sürmüş bir gazete yöneticiliği sonrası işsizlik günlerimde Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) çalışmıştım. DPT müsteşarı Yusuf Özal, bir gün çağırıp ziyaretine gelecek BAE’nden önemli bir heyetle kendi adına ilgilenmekle beni görevlendirmişti. Makam araçlarından birini de bu işe tahsis ederek. BAE’ni yöneten aileden birinin başkanlığındaki heyete bir hafta boyu Ankara ve İstanbul’da mihmandarlık yaptım. Sebeb-i ziyaretleri Türkiye’ye yatırım yapmaktı heyetin. Niyet listelerinde o sırada İstanbul’da bir iki taneyle sınırlı 5 yıldızlı otellere bir yenisini eklemek de vardı. İstanbul’da görüşmelerini sağladığım dönemin belediye başkanı Bedrettin Dalan yer tahsisi konusunda kendilerine yardımcı olma sözü verdi. Hazine müsteşarı Ekrem Pakdemirli, karşısına geleneksel kıyafetleriyle çıkan heyet üyelerine, “Batılılar da otel projeleriyle karşımıza geliyorlar, ama onlar hemen otel içindeki barlar ile kumarhaneden ne kadar para kazanacaklarının hesabını yapıyorlar, biz sizi tercih ederiz” dedi. Heyet bir gece önce yaptıkları görüşmede o günlerde otellerde henüz kapatılmamış kumarhanelerde dönmekte olan paraların miktarını da hesaplarına dahil etmişti. O ziyarette heyeti çok iyi ağırladık ama ardından hiçbir gelişme yaşanmadı. Umarım bu defa sözlerinde dururlar.]  

Eğer BAE de değilse kimler bu bakanın ‘dışarıdaki Türkiye düşmanları’ diye andıkları?

ABD mi?

Bir zamanlar tam üyelik için çaba gösterilen Avrupa Birliği’nin üyesi olan ülkeler mi?

En yetkili ve etkili ağızlar bir ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ verildiğini ısrarla öne sürüyorlarsa bir bildikleri var demektir; ancak nedense savaşın kim/lere karşı verildiğini bizlerle paylaşmıyorlar. Akla gelen ‘olağan şüpheliler’ sayılabilecek Batı ülkelerinin ise, Türkiye’de doğrudan yatırımları bulunuyor, devasa bir hacme ulaşmış dış borçları bize onlar açmış durumdalar; herhalde onlar da olamazlar.

Tabii yaptıklarıyla en büyük zararı kendilerine vereceklerini anlamayacak kadar akılsız değillerse…

BAE iyi bir günah keçisi olabilirdi, milyar dolarlık yatırım vaadiyle gelen veliaht prensi en üst düzey ağırlama biçimimiz onu da listeden silmemizi gerektiriyor.

‘İçeridekileri’ anladık da, kim yahu bu ‘dışarıdaki Türkiye düşmanları’

1 Yorum

  1. Beceriksizliğin örtülmesi düşman icat etmekten geçiyor.
    Ne adalet kaldı ne de kalkınma .
    Sadece beşibiryerde millete küfür eden müteahhit takımını kolladılar.
    Milletin vergilerini tüyü bitmemiş doğmamış yetimlerin hakkını hukukunu gasp ettiler.
    Her köşesinden umutsuzluk fışkıran bu ülkede kim çocuk sahibi olmak ister.
    Gençler artık bu ülkede yaşamak istemiyor.
    Pudracı gençlerin partisi.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz