Erdoğan, kendisini bile ‘ülkeyi teröre teslim etmekle’ suçlayan bir adama sahip çıktı..

0

Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, organize suç örgütü lideri olmaktan aranan Sedat Peker’in iddiaları karşısındaki açıklamalarıyla ilgili Özcan, şöyle konuştu:

“Eski Başbakanını da dönemin AK Parti hükümetini de devleti de ithamlara, iftiralara boğdu. Maalesef bütün bu tablo ortada olduğu halde, 3 hafta boyunca neden sustuğunu anlayamadığımız Sayın Erdoğan, dün çıkıp İçişleri Bakanı’na sahip çıktı! Yine muhalefete yüklendi; yine ‘uluslararası komplo’ dedi; yine bildik ezberleri bu milletin tepesine boca etti.

Demek ki düşündü taşındı; hesaba kitaba vurdu ve bütün bir milletin gözünün içine baka baka, kendisini bile ‘ülkeyi teröre teslim etmekle’ suçlayan bir adama sahip çıktı. Sayın Bakan’a artık kim soracak, bütün bu süreci aydınlatacak soruları? Bütün bu çürümüşlüğü, yozlaşmayı, sessiz sedasız uzaktan izleyen vekiller ve bakanlar da artık huzura erebilirler! Lider rotayı gösterdi! Ağzında bakla ıslanan varsa da artık o baklayı tükürebilir.”

“BU KİRLİ TABLO, AK PARTİ MHP KOALİSYON İKTİDARININ ÜRÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rize’de karşılaştığı provokasyon girişimi ile için İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik “Bunlar daha iyi günlerin” açıklamasını ise Özcan, şu sözlerle değerlendirdi:

“Bir cumhurbaşkanı bir muhalefet liderini, ‘daha dur bakalım, bunlar iyi günlerin’ diye tehdit ederse, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten bir tane iktidar yanlısı adam yargılanabilir mi bu ülkede? Maalesef bu kirli tablo, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, AK Parti-MHP koalisyon iktidarının yaptığı tercihlerin bir ürünüdür! Bu yoz, çürümüş iklim, Cumhur İttifakının bizi getirdiği uçurumdur. Ülkemiz bu kurtluk düzeninden, bu kurtlar sofrasından göstermelik siyasetlerle değil, yepyeni bir sistem ve yepyeni bir siyaset anlayışıyla çıkabilir. İşte bizim mücadelemizde bu Kurtlar Sofrasına karşı, Halil İbrahim Sofrasının mücadelesidir.

Şu an devlet paralize olmuş durumda. Daha doğrusu devletin sınırlarının nerede başlayıp bittiğini, hukukun kimler için nasıl araçsallaştırıldığını, yargının nasıl tek parti organı haline dönüştürüldüğünü, kurumların bypass edilip, meşru organların nasıl hareketsiz kılındığını, mekanizmaların nasıl tarumar edildiğini çıplak gözlerle izliyoruz.

Nitekim bugün Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul eski Emniyet Müdürü Sayın Mustafa Çalışkan’ın basına verdiği demeçlerinde, şahsen bağlı olduğu İçişleri Bakanı’nın açıklamalarından toplumun rahatsız olduğunu söylemesi, Türkiye’deki en dürüst insanı neden dolayı açığa alacaklar diye sorması, başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, devletin tepe yöneticilerini olayın açıklığa kavuşması için teşvik etmesi, yaşamakta olduğumuz sistem krizinin ne kadar derin olduğunu göstermiyor mu?”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz