Erdoğan’dan pitbull açıklaması.. Bedelini ödeyeceksiniz

0

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep’te Erdem Soft Tekstil Fabrikası’nda işçilerle akşam yemeğinde bir araya geldi.

“Benim Türk liram varken ne işin var senin halen yok dolardı, yok avroydu. Türk lirası, Türk lirası, alışacaksınız buna.” diyen Erdoğan, doğal gaz ve elektrik fiyatları konusunda çok büyük fedakarlık yaptıklarını belirterek şunları kaydetti: “Özellikle şu kış kıyamette vatandaşımızın doğalgazı ve elektriği uygun fiyata kullanması için gerçekten çok büyük fedakarlık yapıyoruz.

Birileri yeni asgari ücreti, kurdaki dalgalanma zirveye çıktığında küçümsemeye kalktı. Şimdi bu hesabı tekrar yaptıklarını görmedik çünkü hesaplar tutmadı. Asgari ücretteki artışın vergi yükünün önemli bir kısmını işverenlerimizin üzerinden alarak istihdamda herhangi bir olumsuzluk yaşanmasını engelledik.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu. Gaziantep’teki pitbull saldırısına tepki gösteren Erdoğan, şunları söyledi: “O yavru paramparça oluyor, bu adamlar ‘babasını nasıl kandırırız’ gayretinde. Kandıramayacaksınız, bedelini ödeyeceksiniz. Asiye yavrumuzu maalesef pitbull köpekleri parçalama noktasına getirdi. Yavrumuzu ambulans uçakla Antalya’ya naklettik. Gereken her şey yapılacak. Babasını da kapıcı olarak çalıştığı yerden alıp ideal bir yere çalışmak üzere sevk ediyoruz. Asiye paramparça oluyor, babayı nasıl kandırırız derdindeler. Kandıramayacaksınız, bunun bedelini ödeyeceksiniz. Bu köpekler parası bol olanların köpekleri.

IMF’den medet umdular. Biz ise IMF ile defteri kapattık. Borcu biz ödedik. Yalan ve korku siyasetiyle oy devşirmeye çalıştılar. Türkiye’yi yurt dışındaki odaklara şikayet ettiler, büyükelçilere mektuplar yazdılar. Göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolar banka rezervi vardı. 120 milyar dolara dayandı. Felaket çığırtkanlığı yapanlara asla kulak asmadık.

Diyor ki ‘Merkez Bankası bağımsız değil’, bağımsız olmasa seni oraya sokarlar mı? Böyle bir kuruluş sana bir brifing veriyor. Dışarıda gizlilik ruhu olan bu kurumun sana verdiği bilgileri medyayla paylaşıyorsun. Ardından istatistik kurumuna gitmek istedi. İstatistik kurumu nefis bir cevap verdi; ‘Siz dedi imtihanı Merkez Bankası’nda kaybettiniz’. Çılgına döndü. Daha sen çok çılgına dönersin.

İstihdamı korumak için tüm kesimlere yönelik tedbirleri devreye aldık. Üretimin kesintisiz sürmesi için tüm önlemleri aldık. Destek ve teşviklerle yanlarında olduk. Bu sene büyüme rakamlarımızın çift haneleri zorlayacağına inanıyorum. Dünyada yatırımlar durma noktasındayken Türkiye yatırım çekmeye devam ediyor.

Muhalefetin Türkiye’ye gösterebileceği bir vizyon yok. Dertleri ve hayalleri yok. Tek gayeleri yalan. Hadi bakalım. Adana’daki çiftçilerimize ver bedava elektriği. Her söyledikleri yalan.”

Kurun serbest piyasa ekonomisiyle uyumlu olmayan dengesiz dalgalanışının 84 milyonun her birinin hayatını olumsuz yönde etkilediğini belirten Erdoğan, “Bizim meselemiz döviz kurunun şu veya bu rakamı değildir. Kurun seviyesini şartlar, ihtiyaçlar, imkanlar belirler. Unutmayın, atalarımızın güzel bir lafı var: ‘Dere yatağında akar.’ Bay Kemal bunları bilmez. Ben ekonomistim, benim işim bu. Kırk yıl siyasette bu türlerle uğraştık.” dedi.

Türkiye’nin gerçekleriyle, ekonominin işleyişiyle, milletin menfaatleriyle ilgisi bulunmayan spekülatif bir dalgayla Türkiye’nin boğulmaya çalışıldığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kur spekülasyonu denilen bir olayla karşı karşıya kaldık ve bunu ne yaptık, bir saatte atıverdik. İnsanları paniğe sürükleyerek bu dalgayı sürekli büyütmek için ortada dolaşan siyasetçi kılıklı muhterisleri, akademisyen ve gazeteci kılıklı tetikçileri ibretle seyrettik. Akla, mantığa, izana, vicdana, ahlaka sığmayan ne senaryoların ortada dolaştırıldığını, ne sinsi hesapların yapıldığını, ne karanlık hayallerin kurulduğunu hep birlikte gördük mü? Hep birlikte bunu yaşadık mı? Ülkesinin ve milletinin felaketi pahasına iktidar peşinde olanların sureti haktan görünerek nasıl keyifle seslerini yükselttiklerine şahitlik ettik. Bu süreç boyunca biz hep çalıştık, hazırlık yaptık, tedbir geliştirdik ve iş zıvanadan çıkınca yeni paketimizi kamuoyuyla paylaştık. Halbuki ortada bu sert iniş çıkışları gerektirecek hiçbir şey yoktu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarihinin en yüksek üretimine, istihdamına, ihracatına ulaştığını kaydederek, “Küresel finans krizine rağmen uluslararası yatırımcılar, son dönemin en yoğun ilgisiyle ülkemize akın ediyordu. Kendi sanayicilerimiz sürekli kapasite büyütüyor, yeni fabrikalar inşa ediyor, yeni eleman arıyorlardı. Lojistik sektörümüz tarihimizin en canlı ve en karlı dönemini yaşıyordu. Turizmde öngörülerin ötesinde turist sayısını ve gelir rakamını yakaladığımız bir sezon geçiriyorduk. Hizmetler sektörü, salgından sonraki en hareketli dönemin tadını çıkartıyordu. Buna rağmen dışarıdan ve içeriden birileri dedikoduyla, yalanla, iftirayla ülkemizi içinde olduğu gelişme ikliminden çıkartıp kriz iklimine sokmak için ısrarla, canla, başla çalıştı.” değerlendirmesinde bulundu.

“Seçim Haziran 2023’te yapılacak”

Eski Türkiye güzellemeleriyle Türkiye’nin 20 yıllık kazanımlarını yok etmeyi hedefleyenlerin “Hemen seçim” çağrılarıyla ortaya döküldüğünü söyleyen Erdoğan, “Bay Kemal, Meral Hanım, boşuna uğraşmayın, seçim Haziran 2023’te yapılacak. Öne gelmesi diye bir şey söz konusu değil.” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin hukuk devleti olarak gereğini yerine getirdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu süreçte ülkemizin yaşadığı sıkıntılar karşısında ‘Faizleri artırın, bundan başka çözüm yok.’ diyenler, bu Bay Kemal ne diyordu? ‘Faizi sıfırlayın.’, biz de her türlü desteği verelim. Bay Kemal, sen bu aklı kendine sakla. Dün öyle dedin, bu defa kalktın, farklı konuşmaya başladın. Çünkü hiçbirinin de ülkenin ve milletin meselelerini çözmek gibi bir derdi yok. Yaşananlar aslında bunların ne kadar sığ, ne kadar boş, ne kadar kifayetsiz, ne kadar hazırlıksız olduklarını bir kez daha ortaya çıkardı. Bunlara değil ülke yönetimini vermek, önlerine üç keçi emanet katıp Islahiye veya Nurdağı yaylalarına salsanız akşama hepsini de kaybetmiş olarak geri dönerler. Allah göstermesin, bu kifayetsiz muhterislere ne ekonomi, ne dış politika, ne güvenlik, ne de ülkenin başka direksiyonu teslim edilir. Bunlar daha yönettikleri belediyelerde yolları yapmayı, çöpleri toplamayı, otobüsleri doğru dürüst çalıştırmayı bile beceremiyorlar. Ülke bunların eline kalsa güvenliği terör örgütlerine, ekonomiyi IMF’ye, dış politikayı mandacılara, sosyal politikacıları tacizcilere, istihdamı tecavüzcülere bırakıp aralarındaki kavgadan fırsat bulurlarsa kendileri de çilingir sofralarında keyif çatarlar.” 

Erdoğan, tek dertlerinin, ülkeyi yatırımla, istihdamla, üretimle, ihracatla ve cari fazlayla büyütmeye devam edip bir an önce hedeflerine ulaşmak olduğunu belirterek, “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirme hedefimize hiç olmadığımız kadar yakınız. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle 2023’e kalmadan bu işi bitirmiş olacağız. Bizi en iyi yıllık 10 milyar doların üstünde ihracatı olan, aylık 1 milyar dolar ihracat sınırına dayanan, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin üretimine giderek, daha çok yoğunlaşan Gaziantep anlar. Gaziantep’in her mücadelemizde olduğu gibi bu süreçte de en güçlü şekilde yanımızda olacağından şüphem yok.” diye konuştu.

“Öyle bir ses verin ki duymayan kulak duysun, nasırlaşmış yürekler titresin.” ifadesini kullanan Erdoğan, katılımcılara seslenerek, “Gaziantep, büyük ve güçlü Türkiye için 2023’te bir kez daha bizimle olmaya var mısın? Gaziantep, ülkemizin 20 yıllık kalkınma mücadelesini zirveye çıkarmaya var mısın? Gaziantep, devleti ve milletiyle bu ülkeyi yeniden bölgesinde ve dünyada liderliğe taşımaya var mısın? Rabb’im şu coşkuyla yükselen sesler, kalpten edilen dualar, akıtılan gözyaşları, yeşeren umutlar hürmetine bu ülkeyi ve bu milleti esirgesin, feraha eriştirsin, hedefleriyle buluştursun. Rabb’im hepinizden razı olsun.” dedi.

Pitbulların saldırısına uğrayan minik Asiye'ye devletin şefkat eli uzandı

Gaziantep’te pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısında ağır yaralanan 4 yaşındaki Asiye Ateş’in babası Hüseyin Ateş, kızının devletin gücüyle hayatta kaldığını belirterek “Asiye’nin canı yandı başka çocukların canı yanmasın.” dedi.

Ağır yaralanan 4 yaşındaki Asiye’nin tedavisine, Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde devam ediliyor. Türkiye’nin de ilk yüz ve çift kol nakillerini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan, hastaneye gelerek hem çocuğu gördü hem de ailesiyle görüşme gerçekleştirdi. Minik Asiye’ye hafta içinde bazı operasyonların yanı sıra doku nakli yapılması planlanıyor.

Eşi Zeynep ile evlatları Asiye için hastaneden ayrılmayan Hüseyin Ateş, devletin tüm imkanlarını kızı için seferber ettiğini söyledi. Kızının sağlığının önemine işaret eden Ateş şunları kaydetti:

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca başta olmak üzere tüm valimiz, kaymakamımız, başkanlarımız bizim için seferber oldular. Hepsi elinden gelenin fazlasını yaptı. Devletimize milletimize Allah zeval vermesin. Bizim için özel uçak tuttular. Benim kızım devletimizin gücüyle yaşıyor. Devletimiz olmasaydı şu an yaşamayabilirdi. Hepsinden Allah razı olsun. Kızımın sağlığı çok önemli. Devletimiz şefkat elini üzerimize atınca çocuğumuz hayatta kaldı.”

Prof. Dr. Ömer Özkan ile de görüştüklerini anlatan Ateş, kızının birkaç seans operasyon geçireceğini, durumunun ilk güne göre daha iyi olduğunu anlattı.

Yormamak için kızıyla konuşmaktan korktuğunu belirten Ateş, şöyle devam etti: “Kızım çok şükür nefes alabiliyor. Ömer Hoca’mıza sonuna kadar güveniyoruz. Biz 5-6 yıl Asiye’nin özlemini çektik. Tedaviyle olan bir çocuktu. Annesi doğumdan sonra büyük operasyon geçirdi. Bir daha çocuğumuz olmayabilir. Asiye’miz tek çocuğumuzdu. Eşim doğumdan sonra 5 ay kadar yoğun bakımda kaldı. Kızım anne sütü hiç almadı, süt annesi var. Eski 2017’deki sitemizin müdürünün eşi Güldeniz Hanım kızımı emzirdi, süt annesi o. Eşim ameliyattan sonra bir yıl kadar kendine gelemedi.”

Devlet büyüklerinin her türlü yardım elini uzattığını ifade eden Ateş, “Kızımın elinden tutup hastaneden öyle çıkmak istiyoruz. Ömer Hoca’mıza, devletimize güveniyoruz. Sağlık Bakanı’mıza güveniyoruz. Adalet Bakanımız bizi yolcu etti. Asiye’nin canı yandı, başka çocukların canı yanmasın. Bu köpekler daha önce bir site sakinin süs köpeğine de saldırdı. Site sakinlerinin hepsi şikayet etti ama site yöneticisi olunca beslemeye devam ettiler.” diye konuştu.

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete de gazetecilere yaptığı açıklamada, gece hava ambulansıyla Akdeniz Üniversitesi Hastanesine sevk edilen çocuğun tedavisine yoğun bakımda devam edildiğini anlattı.

Annesinin kızını ağızdan beslediğini, çocuğun yemek yiyebildiğini ifade eden Çete, “Hayati tehlikesi şu an için yok. Birtakım hayati bulguları stabil. Sağlık Bakanlığının devreye girmesiyle ileri tedavi için Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından planlanacak ameliyatlar için Akdeniz Üniversitesine sevki gerçekleştirildi. Kafa derisinde ve yüz bölgesinde doku kayıpları var. Oralara gerekli müdahaleler yapılacak.” diye konuştu.

Ameliyatlar netleştikten sonra doku nakli yapılacağını belirten Çete, “Yoğun bakımda çocukla konuştum. Başta çekindi ama sonra konuştuk. Annesine, eve gitmek istediğini söyledi. 4 yaşındaki çocuğun en güvende hissettiği yer evi. Umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşur ve güvenle gülerek evlerine dönmeyi sağlayabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Çete, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yakından takip ettiğini, gerekli bilgilendirmeleri düzenli olarak yaptığını belirtti. Ailenin motivasyonun iyi olduğunu vurgulayan Çete, “Aile burada kendilerini güvende hissediyor.” dedi.