- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
Sanıyorum ilk defa bayramı evlerde geçiriyoruz.
Korona kısıtlamaları sebebiyle 17 Mayıs’a kadar süren sokağa çıkma yasağı sebebiyle insanlarımız evlerde ve bunun da çok zor geçtiğini hepimiz biliyoruz. Tarihte ilk defa mı yaşanmıştır tam emin değilim ama ben bu yaşıma kadar böyle ‘evde kalma bayramlaşması’ hatırlamıyorum.
Gerçekten çok zor. Ama sağlığımız için bu gerekli. Evlerde kalınsa da gündem o kadar yoğunki Allahtan sosyal medya var da insanlarımız biraz olsun nefes alabilecek ortam bulabiliyorlar.
Bayrama girerken yaşadığımız acı olay devam ediyor ve yazımı kaleme aldığım saatlerde İsrail ordusunun Gazze şeridine kara operasyonu başlattığının haberini aldık.
Ne hikmettir bilinmez her Ramazan ayında aynı durumu yaşıyoruz. İsrail tarafının aşırı sağcıları bir tarafta, Filistin’deki Hamas bir tarafta bir oraya bir buraya savrulan insanlar…
İsrail ve Filistin için çok acı olayları yaşıyoruz. Bu acı olayların korona virüsü sebebiyle çektiğimiz sıkıntılı günlerde olması da çok garip. Salgının çeşitli dalgalarını sırasıyla atlatırken sanki insanlar bir şeylerin acısını çıkartmak ister gibiler.
Korona ile hesaplaşamayan insanlar, yaşadıkları günlerin stresini biriktirmişler ve bunu da birbirlerinden çıkarıyor gibiler.
İsrail’in aşılanma ile nasıl rahat ve koronasız günlere ulaştığını yazmıştık. Daha bunların tam manasıyla tadına varamadan İsrail-Filistin mücadelesinin içinde bulduk kendimizi.
İsrail’e had bildirenler, ‘Mehmetçik Filistin’e’ diyenler, ‘Kahrolsun İsrail’ sloganları gırla gidiyor. Ama buna rağmen İsrail konusunda da çok az bilgilere sahibiz ve uzaktan bakıp ahkam kesiyoruz.
İsrail ordusunda 630.000 civarında asker görev yapıyor. Bu askerlerin 250.000’i Müslüman Araplardan oluşuyor.
İsrail’in %25’i Müslüman ve Arap.
Görüyoruz ki ‘Kahrolsun İsrail’ derken aslında aynı zamanda ‘Kahrolsun Müslüman Arap nüfus’ da denmiş oluyor. Ülkedeki çatışma ve iç savaşa evrilen görüntüler iki taraftan da masum çocukları ve insanları öldürüyor.
İsrail’in saldırılarıyla ölen çocukların fotoğraflarını paylaşıp kinin çoğalması için çaba sarfedilip, ölen masum çocuklara üzülündüğü kadar Hamas’ın füzeleriyle ölen masum çocuklar için de aynı hisleri taşıyor muyuz?
Evlerde geçen bayram olsa da dedim ya gündem bir hayli yoğun.
İstanbul’un Fatih ilçesinde dört bekçi bir vatandaşı yere yatırmış şiddet uyguluyor. Bunu görüp müdahale etmek isteyen bir vatandaşın da üzerine yürüyorlar. Habere ilişkin videoyu görene kadar pek inanmadım ama gördükten sonra da hayal kırıklığına uğradım. Bir yanımız başka ülkedeki şiddeti yerden göğe eleştirirken diğer yanımız da böyle bekçi şiddetini görüyor ve anlam dünyamız alla bullak oluyor.
Hangisi ve neden kötü?
Daha bunları algılamaya çalışırken karşımıza yeni videosuyla Sedat Peker çıkıyor.
Daha düne kadar siyasi iktidarla el-ele, kol-kola pozlar veren ve sürekli meydanlarda olan Sedat Peker.
Bugün neler mi söyledi?
Bugünkü videosu sanıyorum çok ses getirecek.
Hani bu videolar ‘hit paylaşımlar’ listesi olsa ilk sıralarda yerini alırdı.
Sedat Peker bazı sorular yöneltmiş.
İlginç sorular gerçekten.
Soruların muhatabı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, evet evet yanlış duymadınız Süleyman Soylu.
Peker soyluya şu soruları yöneltmiş:
Demokrat Parti Başkanlığı yaparken, benim adamların yanındaydı…
Berat Albayrak’ı bana sen düşman ettin….
Cenazede akrabam Reşat Akif Fazlıoğlu’na ne söyledin?
Bana polis korumasını sen vermedin mi?
Bir Alman bu soruları duysa sanıyorum ilk tepkisi şu olurdu: ‘Ôh Mein Gott…..’
‘Aman Allahım’
Evet gerçekten de öyle.
‘Aman Allahım bu adam neler söylüyor….!’
Sevgi ve Bilgiyle kalın