Faturayı CHP Değil, AKP Ödesin

0

İktidarın HDP’li belediye bırakmama stratejisi tam da Cumhuriyet Bayramı’nda Cizre’de tezahür etti. Cumhuriyet, halk iradesine karşılık gelir.
Res-Public demektir.
Yani yönetenlerin halkın kararlarına saygısı Cumhuriyeti geçerli kılar.
Demokrasi de Demos Kratos sözlerinden oluşur. Yani halkın gücünü anlatır.

Demokrasisiz Cumhuriyet olmaz, fakat Cumhuriyetsiz Demokrasi olabilir.
İngiltere’de Cumhuriyet yoktur ama demokrasi vardır. Demokrasi olmazsa olmazdır.
Zaten sembolik bir gücü işaret eden İngiltere Kraliçesi değil, Başbakandır söz sahibi olan.
İsveç, Belçika, Hollanda, Norveç vs. Kraliyet ailelerinin sembolik varlıklarına rağmen demokrasinin beşiğidir.

Cumhuriyet Bayramına ontolojik olarak karşı duran; bunu İstanbul seçimlerinde aldıkları ağır yenilginin şokuna rağmen, devletin sadece onlara sağladığı koruma kalkanı sayesinde, açık sözlü muhaliflerden esirgediği hakaret diliyle yapan trol sıfatlı sözde düşünce adamları, bir kez daha kendilerini orta yerde gösterdiler.

Bunların içinde en çok güldüğüm Athena Gökhan’a yönelik taarruz oldu. Sultanahmet Meydanında Yunan tanrısına (aslında tanrıça) temaşa ettiriyorsunuz diyerek gözyaşı döken bu trol dilin (ABD icadı) twitterdan konuşuyor olmasındaki çelişkiyi bir kenara koyduk.
Aslında 2000 senedir hipodrom-atmeydanı olduğu bilinen tarihi mekanın Yunan ismi ile çiğnenmesine duyduğu hınçla gözü kararıp serbest stilde paça baldır dalsa da, bunun Greko-Romen’i de var demek gerekir kendisine.

Özetle devletin değil ama iktidarın sahte demokrasisi özde kendine Müslüman denilecek tarzı ve buna uyumlu trol kadrolarını 29 Ekim vesilesi ile kendilerini bir kez daha bize hatırlattılar.
Bu kadroların iktidarı bu günlere taşıyan demokrasiden nasipsiz bir dille ve hakareti sıradanlaştıran bir saldırı diliyle açtıkları cephe güvenli ve gayet korunaklı kalmaya devam ediyor.

Halkın %77’sinin oyunu almış Mehmet Zırığ’ı görevden alıp yerine kendi kaymakamını atayan AKP iktidarının tam da Cumhuriyet Bayramına denk gelen günde bunu yapması ‘sadece bana demokrasi, siz boşuna sandığa zahmet etmeyin’ mesajını da vermekteydi. Adını integralin mucidi matematikçi El Cezeri’den alan Cizre’de “23>77” diyenler, bir de “dünya 5’ten büyük” derler ki sormayın!

Yine de AKP’nin artık komik bir hal alan ve demokrasiyi gerçekten müşkül duruma düşüren bu stratejisinin, arka planına dair biraz daha zihin yormakta fayda var. AKP kayyumlarla HDP’li seçmenin seçme hakkını yok sayarken, aslında ikinci bir kuşu da vurmuş oluyor. Aslında belki de gerçek gaye HDP’yi belediyesiz koymaktan çok bu ikinci kuş gibi duruyor.

AKP’nin İstanbul’da elini bağlayan ve ağır yenilgide sorumlu gördüğü HDP’yi cezalandırmak istediğine kuşku yok.
Her ne kadar seçimden önce bu konuda tehditler savrulsa da, istense yürütme/yasama/yargıyı tek elde tutanlar HDP’yi seçime de sokmayabilirdi.
AKP’nin HDP’yi kriminalize ederken gücünün yetmediği alan ise batıdaki HDP seçmeni oldu.
Batıda adeta bir koalisyon gibi hiç de Kürt bağımlısı olmayan HDP seçmeni AKP’ye ağır yenilgiyi tattırdı.

Şimdi AKP iktidarı HDP’yi kendi kazandığı yerlerden devlet erkiyle kovarken herkesin dilinde ortak bir nakarat var. CHP bu duruma neden suskun kalıyor?

CHP’nin HDP’ye yeterince destek vermemesi üzerinden yürütülen propaganda ile, hedefin HDP seçmenini en az AKP’ye olduğu kadar CHP’ye de uzak durmaya kanalize etmek olduğunu düşünüyorum.
AKP, HDP’ye yüklendikçe tepkinin CHP kanadından gelmesi konusunda ortak bir mutabakat olduğu aşikar.
Düşünsenize bir havuz gazetesi neden Pervin Buldan’ın görüşlerini manşet yapar?

Bir diğer havuz gazetecisi de ateşe odun atmada gayet mahir.

İnsan gerçekten iktidarın böyle bir gazeteci kadroyu finanse etmek için gösterdiği gayrete bunun için harcanan milyonlara acıyor.
Alemi saf gören ve Türkiye’yi İzlanda sanan bu naif tutumların, iktidarın şekilden şekle girerek demokrasiye verdiği ayarları, kimsenin fark edemeyeceğine olan inaçlarına hayretle bakmaktan geri duramıyoruz.

Ülkeyi sanki CHP yönetiyormuş gibi tek başına at oynattıkları yargı/yasama/yürütme pistinde yapılan bu alicengiz hareketlerinden bir de muhalefet arasında nifak mahsulü de alırsan yeme de yanında yat.
“Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” demiş ya şair.

Cumhuriyet bayramı gününde demokrasi ağlarken, demokrasiyi ağlatanlar hesabı da başkasına kitleme telaşında.

Yok öyle hesabı ödemeden kaçmak…
Bu hesabın faturası adrese gelecek o zaman evi mi satarsınız, arabayı mı, arsayı mı siz düşünün.
Demokrasi öyle güzel hesap ödetir ki adama!
Pantolon ve gömleğin yedeğini de kenarda tutmayı unutmayın sakın.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz