Göçen göçene.. Kalan sağlar da bizim mi?

2
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), uluslararası göç verilerini paylaştı. Açıklamanın girişinde, “Yurt dışından Türkiye’ye 577 bin 457 kişi göç etti” şeklinde bir bilgi paylaşılıyor. Zaten devletimizin ajansı da haberi “Türkiye’ye göç edenlerin sayısı arttı” başlığıyla geçti.

Tabi ilk başta heyecanlanıyorsunuz. Demek ki, ülkemizde, göç alacak kadar gelişmeler yaşanıyor, biz hissetmesek de. Demokrasiden insan haklarına, adaletten ekonomiye kadar birçok alanda iyi gelişmeler var ki ülke göç almaya başlamış.

Ancak bültenin iç kısımlarına ilerledikçe can sıkıcı bir manzara sizi bekliyor. 

Türkiye’den göç eden kişi sayısı 2018 yılında yüzde 27,7 artarak 323 bin 918 kişi olmuş. Bu nüfusun yüzde 53,3’ünü erkekler, yüzde 46,7’sini ise kadınlar oluşturuyor. Türkiye’den yurt dışına giden sadece kendi vatandaşımız değil. Nüfusun 136 bin 740’ı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iken, 187 bin 178’ini ise yabancı uyruklu nüfus oluşturuyor.

Bülten detaylandırıldıkça insanın canı iyice sıkılıyor, karamsarlık basmıyor değil. Türkiye’den göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin yüzde 15,7 ile yine 25-29 yaş grubu olduğu görülüyor. 

İşin özeti gençlerimiz ülkeden göç ediyor. 

Bu yaş grubunu yüzde 13,2 ile 20-24 ve 30-34 yaş grubu izliyor.

Evet, yanlış duymadınız TÜİK beynimizin göç ediyor olduğunu söylüyor.

Hani gece-gündüz ağzımızdan düşürmediğimiz, “geleceğimiz” dediğimiz gençlerimiz, gözlerimizin önünde, avuçlarımızın arasından kayıp gidiyor. Ve biz sadece seyretmekle meşgulüz. 

Türkiye kaliteli göç verirken, kaliteli göç alabiliyor mu?

Buyurun siz karar verin!

Türkiye’ye gelen yabancı uyruklu nüfusun içerisinde ilk sırayı yüzde 23,6 ile Irak vatandaşları alıyor. Bunu sırasıyla Afganistan, Suriye, Türkmenistan ve İran izliyor. 

Garip olan ise şu istatistikler: 

Türkiye’den göç eden yabancı uyruklu nüfusun içerisinde ilk sırayı yüzde 20,6 ile yine Irak vatandaşları alıyor. Bunu sırasıyla Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan ve İran izliyor. 

TÜİK’in bu verilerine baktığımda Türkiye göç alıyor mu yoksa Avrupa’ya gidişte bir transit güzergâh olarak mı kullanılıyor; tam karar veremedim. 

Konan göçüyor gibi.

Tam bir çelişkiler yumağı.

Türkiye’den göç edenlerin hangi ülkelere gittiklerine ilişkin bir bilgi bulunmuyor. Avrupa ülkelerine gittiklerini söylemek için herhalde kâhin olmaya gerek yok. 

Türkiye’ye göç edenlerin ilk tercihi İstanbul. Bu şehrimizi Ankara, Antalya, Bursa ve İzmir izliyor. Türkiye’den göç eden illerde de birinci sırada yine İstanbul bulunuyor. Sonrasında Ankara, Antalya, Gümüşhane ve İzmir geliyor. 

Hatırlarsanız beyin göçü tartışmasını ilk olarak The New York Times (NYT) gazetesi başlatmıştı. Gazetenin haberinde, Türkiye’den yurt dışına göçün “rekor rakamlara ulaştığı”, göçün başlıca sebeplerinin de “kayırmacılık ve artan otoriterleşme” olduğu ileri sürülüyordu. 

Ancak bu iddialara 5 Ocak 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi, bir açıklama yaparak karşı çıkmıştı. Tabii göç yoktur denmiyordu. İtiraz noktası, 2017 yılında Türkiye’den göç eden Türk sayısının çeyrek milyon değil 113 bin 326 kişi olduğuydu. 

TÜİK’in rakamlarına göre 2018 yılında 136 bin 740 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yurt dışına göç etti. Artış oranı yüzde 27,7.

Asıl burada tartışılması gereken 3 kişinin mi yoksa 1 kişinin mi göç ettiği değil; göçe sebep olan etkenlerin ortadan nasıl kaldırılacağıdır. 

İktidarlar bunun için vardır. 

Atalarımız boşuna dememiş, “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ‘ah vatanım’ demiş.”

Kimse durduk yerde vatanını terk etmez. İnsanlar buna mecbur kalır. İşsizlik, adaletsizlik, adam kayırmacılık, güvensizlik, liyakatsiz insanların işbaşı yapması, ekonomik darboğaz gibi daha onlarca sebep ülkeyi yaşanmaz hale getirir. 

İşte sorumluluk makamındakilere düşen görev, bu mecburiyetleri yok etmektir. Ülkemizin okutup büyüttüğü, yetiştirip tam verim alacağı bir dönemde gençlerin ülkeyi terk etmesi, gelecek açısından ciddi anlamda kaygı verici bir durum.

İktidar sahipleri bu duruma ciddi kafa yormalıdır. Ancak “Giden gitsin kalan sağlar bizimdir” türü bir felsefeniz varsa 2020 yılı daha vahim sonuçları karşımıza çıkarabilir. 

Kalan sağların da bizim olup olmadığını yönetim anlayışımız gösterecektir.

Hele önünüze geleni “Vatan haini ve terörist” gibi kavramlarla yaftalarsanız gençleri ülkede tutamazsınız.

Yarın çok geç olmadan bir çözüm bulunmalıdır. 

Bir önceki yazımda ifade ettiğim gibi bunun en temel çözümü adaletten geçiyor. Adaletli bir ekonomik kalkınmayı gerçekleştiremediğiniz sürece mutluluktan istediğiniz payı almanız da mümkün değildir.

2 YORUMLAR

  1. Sayin yazar, Tayyib Cumhuriyetinin isminin Tayyip KÖPRÜ CUMHURRIYETI OLDUĞUNU! sizin bu yazinizdan ÖGRENMIŞ OLDUK….gerçi köpülüğüde pek sağlam değil, bebekler TKC köprüsünden geçerlerken, köprü onlarin ağirliğina dayanamiyor ve çöküyor.

    Esas!Türkiyede! “TROL” iseniz en yükse mertebeye yükselir…..”DIYENETIN” dağittiği Erdoğan marka cennet anahtarlarını de cebinize koyar, yan gelir yatarak paşa paşa geçinirsiniz….
    Sizden istenen sadece çenenizi çalistirmak… sizin mesleğiniz küfür ve iftiradan ibarettir. Bu meslekten olanlar TKC nin vatan sever ve 1. sinif vatandaşlarıdirlar.
    Doktor, Akademisyen, Bilim adami ve bunlarla eş değerdeki diğer meslekten olanlarda hep birlikte terörist ve vatan haini olduklarindan dolayi zindanlarda çürumeye terk edilmeyi coktan hak etmektedirler. Onların meslekleri TKC yi rahatsiz ediyor.

    ADALET VE KALKINMA PARTISININ ADALETINE GÜVENMEK GEREK……
    Onlarin akilli ve dürüst olanlara karşı alerjileri olduğu için, hakli olarak bu tip insanlari yanlarina yaklaştirmiyorlar.
    Onun için köprüleride çürük yapmişlarki alarji olduklari insanlar çocuklari ile birlikte yaşamasinlar.

    Emrullah bey! Ellerinize sağlik, kulaklarini tersinden gösterenleri güzel tarif etmişsiniz.

  2. Üniversite sınavlarında 15000 kişinin sıfır çektiği bir ülke olduk.peki göç edenler onları nerede.göç edenler ilk yüzde onun içindekilerdir.
    Peki ne olabilir şu olabilir 50 yıl sonra yaşlı bir ülke olabiliriz..büyük bir ihtimalle sıfır çekenler ve onların çocukları ülkeyi yönetebilir.
    Çocuğunu imam hatip lisesinde okutmuş bir baba olarak bu ülKe insanını imam hatiplere mahkum etmeye kimsenin hakkı yok.
    Anadolu ve fen liselerinin eski durumlarına getirilmesi ve mesleki eğitimin ülke gerçeklerine uygun yapılandırılması gerekiyor.
    Ve tabiki hukuk hukuk adalet ve kalkınma.
    Olmazsa olmazımız.
    Adalete güvenin yüzde 32 olduğu bir ülkeye ne yabancı sermaye gelir ne de beyin göçü önlenir.
    Hatta ülkemize göç edenlerinde kaliteli olanlar ülkemizi köprü olarak kullanıp ilk fırsatta terkederler.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz