Hayatını kaybedenlerin sayısı 37.. Vaka sayısı 1529

0

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 7 kişinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı.

Sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan yaptığı açıklamada Koca, şunları ifade etti: “Son 24 saatte 3 bin 672 test sonuçlandı. 293 yeni tanı kondu. Çabalarımıza rağmen, hastalığa yenik düşen 7 insanımız daha oldu. Gençlere uyarımız var, salgının dışında değilsiniz. Hayatınızı yavaşlatın. Risk ortamına girmeyin. Riski evinize taşımayın. Evde kalın. Hayat eve sığar.

Şimdiki gençler…’Söze böyle başlayanların eline bugünlerde koz veriyorsunuz. Koronavirüs konusunda fazlasıyla dikkatli olmanızı bekliyorum. Hayat demek, hareket demek eyvallah. Fakat bir süreliğine başka bir moda geçiyoruz. Özgürlük evimizde. Hayat eve sığar.”

Son 24 saatlik sürecin ardından Türkiye’de bugüne kadar Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 37’ye yükseldi, vaka sayısı ise 1529 oldu.

“Yerli solunum cihazının seri üretimine başlıyoruz “

Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi’nde, Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından düzenlediği basın toplantısında koronavirüsün dünyada ortaya çıkışının üzerinden 104 gün geçtiğini hatırlattı.

Bakan Koca, “Şüphelilerin takibinde, testlerin hızla yapılmasında, tanı konan hastaların izole edilip tedavi altına alınmasında çok titiz davranıyoruz.” ifadelerini kullandı. İlk hastanın temas çevresinden başlayarak bu titizliği sonraki vakalar için de katı şekilde uyguladıklarını belirten Koca, “Mücadelede çok ciddi bir deneyim kazandık, sonuçları daha hızlı öngörüyoruz. Olayları takip etmek yerine artık olasılıklara bakarak ön kesmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.

Koca, dün itibariyle toplam test sayısının 20 bin 345, tanı sayısının 1236, kaybedilen hasta sayısının 30 olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Kaybettiğimiz 30 hastanın her biri ileri yaşlardaydı ve Kovid-19’a eşlik eden başka bazı hastalıkları da bulunuyordu. Bünye olarak dirençleri zayıftı. Bu ölümlerin sebebi doğrudan onların yaşları değil, ileri yaşlarda kaçınılmaz olan başka hastalıkların tabloda ağır bir yer tutmasıdır. Büyüklerimize seslenmek istiyorum. Onların koronavirüsten etkilenmemeleri konusunda bizler sorumluluk sahibiyiz. Büyüklerimizden sözlerime kulak vermelerini istirham ediyorum. Bu toplumun sizin hayat tecrübenize ihtiyacı var. Ailelerimizin size ihtiyacı var. Hayat yolculuğunda evlatlarınızın vereceğiniz tavsiyelere ihtiyacı var. Torunlarınızın sevgi ve ilginize ihtiyacı var. Bunları hastayken yapamazsınız. Yapmak isteyip daha yapamadığınız kaç şey olduğunu düşünün. Onları ağır bir hastalığa yakalanmışken yapamazsınız. Sizin öğütlerinize ihtiyacımız var ama siz de bu seferliğe mahsus bu öğüdü kabul edin. Önümüzdeki zamanı riske atmayın. Tedbirleri uygulaması en kolay kişiler sizlersiniz.”

Koca, bugünlerde yaşlılara yönelik hassasiyetin sadece kendi evlatlarının hassasiyeti olmadığını, toplumun tamamının bu konuda gayret gösterdiğini dile getirdi.

“Felaket tellallarına prim vermiyoruz”

Koronavirüse karşı verdikleri mücadelenin dünyadaki benzerlerinden baştan beri çok farklı olduğunu önceden söylediğine dikkati çeken Koca şöyle devam etti:

“Şimdilerde ortaya çıkan ve gurur duyacağımız bir gerçek daha var koronavirüse karşı ortaya koyduğumuz dayanışmanın dünyada neredeyse örneği yok. Devlet sorumluluk paylaşımı önermeden toplum birçok gereği kendiliğinden yerine getiriyor. STK’lar sorumluluk alıyor, kültür ve iş dünyası, bilim insanları bu mücadelenin aktörleri haline geliyor. Medyamız bilgiyi doğru kanallardan alma ve aktarma konusunda çok dikkatli. Felaket tellallığı yapan kimilerine de yine toplum olarak prim vermiyoruz. Zamanımızı mümkün olduğu kadar evde geçirme çağrımız giderek karşılık buluyor. Mücadelemiz, endişe baskısından, karartılı havadan çıkıyor, canlılık ve enerji kazanıyor. Korkuya teslim olmuş bekleyişin yanlış olduğu yavaş yavaş görülüyor. Gücümüzü hayata bağlılıktan alacağımız anlaşılıyor. Bu böyledir. Hayatı korumanın yolu korkuya teslim olmak değil hayata bağlılıktır.” şeklinde konuştu.

Koca, kadınların tedbirler konusunda adeta ikna kahramanları olduğunu, çocukların ise bu mücadelede büyüklerine ve çevrelerine karşı tüm kozlarını kullandığını aktardı. Bu dönemde sağlık personelinin ek ödemelerini iyileştirme çabası içinde olduklarının altını çizen Koca, şunları söyledi:

“Bir diğer haberin ise insan kaynağımızın yeterliliği konusunda neredeyse bir güvence değerinde kadromuza 32 bin personel dahil ediyoruz. Sağlık çalışanlarımızla ilgili bu hassasiyetlerde en üst düzey dikkat sahibinin Sayın Cumhurbaşkanımız olduğunu özenle belirtmek istiyorum. Kendisi ile Hazine ve Maliye Bakanımıza bu süreçte gösterdiği hassasiyetten ötürü teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu süreçte çalışan Sağlık personelimizin ek ödemelerinin 3 aylık zaman diliminde, tavan yüzde 100 oranında olacağını ifade etmek istiyorum.” dedi.

“Bütün malzemeler sağlanmaktadır”

Koca, sağlık çalışanalarının maske ve eldiven başta olmak üzere yeterli malzemeden yoksun olduğuna yönelik iddiaların gündeme getirildiğini ifade etti.

Bu iddianın, “küçük örneklerin kasıtlı olarak genelleştirilmesi” olduğunu anlatan Koca, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kesin bilgi şudur. Üniversite hastanelerimize, tüm hastanelerimize, bütün malzemeler sağlanmaktadır ve sağlanmaya devam edecektir. Konu açılmışken özenle belirtmek istiyorum. Yoğun talebi, küçük çıkarlar uğruna suistimal eden bazı malzeme üreticilerine gerekli katı yaptırımlar uygulanmıştır ve uygulanmaya da devam edecektir. İhracatları, bu dönemde durdurulmuştur. Türkiye’de üretilen maskeler Türkiye’nin ihtiyacı varken yurt dışına satılmayacaktır. Fiyatlar dahil bu konuda endişeniz olmasın. Pandeminin olduğu bir dönemde özellikle istismar etmek isteyen firmaların yurt dışıyla yoğun bir şekilde bağlantılar yaptığını biliyoruz. Bu çerçevede hem MASAK hem de İçişleri Bakanlığımız, KOM, devrede. Önceki gün bu anlamada üretici ve satıcıların depolarına baskınlar yapıldı. Bu baskınlar sonrası yoğun bir şekilde depoladıkları görüldü. Biz bu dönemde özellikle Bakanlık olarak olması gereken ücretle almak istediğimizi ifade ettiğimiz halde bunun yapılmadığını gördük. Bugün itibariyle bu firmaları teker teker çağırarak hepsiyle bu dönemde günlük ne kadar üretim yapabileceklerini de ortaya çıkarıp sözleşme yapmaya başladık. Şu ana kadar 20 tane firma ile anlaşma yapıldı. Anlaşma yapmayan, farklı yapmak isteyenlere de el koyma dahil birtakım tedbirlerin devrede olacağını buradan ayrıca söylemek istiyorum. Bu konuyla ilgili İçişleri Bakanımıza da hassasiyeti ve yaklaşımı nedeniyle de ayrıca teşekkür ediyorum.” Koca, MASAK’ın ayrıca bu dönemi istismar etmek isteyenlerle ilgili devrede olduğunu bildirdi.

“Hızlı kitler devreye giriyor”

Tanı ve tedavi süreçleri ve önümüzdeki dönem konusunda önemli bazı haberlerinin olduğunu açıklayan Koca, şunları kaydetti:

“Salgının yayıldığı ülkelerde en fazla eksikliği hissedilen cihazlardan biri solunum cihazlarıydı. Yerli cihazın seri üretimine başlıyoruz. Bu sayede hem kendi ihtiyacımızı kendi kaynaklarımızla karşılamış olacağız hem de ihtiyacı olan diğer ülkelere destek vereceğiz. Hızlı tarama kitini de devreye sokmuştuk. Bugün itibariyle ilave olarak Çin’den 50 bin hızlı tarama kiti sabah geldi ve ve hızla devreye girmiş oldu. Perşembe günü 300 bin ilave hızlı tarama kiti gelmiş olacak ve 1 milyona kadar hızlı tarama kitlerini kullanmak üzere bağlantı yaptığımızı özellikle tarama amaçlı kullanacağımızı ifade etmek istiyorum.”

Koronavirüse karşı aşı geliştirme çalışmalarında kurum ve kuruluşlara bakanlık olarak destek verdiklerini belirten Koca, “Bu anlamda 6 üniversite ve bir merkeze çağrı yapıldı ve önümüzdeki günlerde bu üniversite ve merkezlerin ihtiyaçlarına göre hiç bu anlamda herhangi bir kısıtlamaya gitmeden, hepsinin önünü açacak şekilde bir destek sağlayacağımızı, bu konuda Maliye Bakanlığımızın da asla herhangi bir soruna yol açmadan bunun karşılanabileceğini ifade ettikleri için de buradan ayrıca teşekkür etmek istiyorum.” diye konuştu.

Koca, aşı enstitüsünün çalışmalar yürüttüğünü hatırlatarak, “Bu enstitü, bu süreçte ülkemizde hangi üniversite veya hangi merkez neyi ne kadar yapabilecekse bütün merkezlerin desteklenmesi ve bu desteklenme ile kim ne kadar bu işi daha önde götürebilir durumda olursa geri plandaki desteğin miktarına bakmaksızın sonuna kadar üzerine gidebileceğimizi ayrıca ifade etmek istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Koca, koronavirüs ile mücadelenin çok geniş katılımı gerektiren bir mücadele olduğuna dikkati çekerek, bu mücadelenin sadece Sağlık Bakanlığının işbirliği içinde olduğu bakanlıkların, devlet organizasyonunun verdiği bir mücadele olmadığını vurguladı.

Bu mücadelenin sorumluluk duygusunun tüm enerjiye dönüşeceği bir mücadele olması gerektiğine işaret eden Koca, “Biz belirttiğim yaklaşımla Türkiye’nin insan kaynağından daha da fazla yararlanacağız. Her türlü bilimsel disiplini devreye sokacağız. Dezenformasyona karşı da çok dikkatli olacağız. Yekvücut olmuş toplumun enerjisini hedef alan yıkıcı davranışların önünü hep birlikte keseceğiz.” şeklinde konuştu.

Bakan Koca, Türkiye’nin aldığı tedbirlerin bazı ülkelerin aldığı tedbirlerle kıyaslandığını dile getirerek, bu kıyaslamanın pek rasyonel olmadığını söyledi.

“Biz felaket senaryolarının kolayca alt üst edebileceği bir toplum değiliz”

Türkiye’nin, kendisini çevreleyen risklere set çekerek büyük zaman kazandığını ve sağduyulu bir politika izlediğini vurgulayan Koca, “Sosyal psikolojiyi ise titizlikle dikkate aldı. Paniğe yol açarak hastalığın yayılmasına neden olacak strateji ve uygulamalardan uzak durdu, risk alanını daralttı. Tedbirleri hakim kılarsak biz başka bir ülke olmayacağız. Yakın ya da uzak başka bir ülkeye benzemeden bu zor günleri aşma fırsatımız var.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Koca, şöyle devam etti: “Biz mücadeleye hem aklını hem yüreğini koyan insanlarız. Biz insanın yüce değerine inanan bir toplumuz. Bizim için can sadece onu taşıyan insan değil, diğer tüm fertleri için kutsaldır. Biz felaket senaryolarının kolayca alt üst edebileceği bir toplum değiliz, hiç olmadık. Biz riskler karşısında maceracı bireyler değiliz. Biz bir günün iki haftanın değil, günün sonunun ve tüm hayatın hesabını yaparız. Şimdi günün değil hayatın hesabını yapmanın zamanıdır, tedbir zamanıdır. Evde zaman geçirme çok daha mutlu bir geleceğe hazırlanma zamanıdır. Şimdi şu sözlerime büyük bir dikkat gösterileceğini umuyorum.

Tedbirleri bizler tek tek uyguluyoruz, mümkün olduğunca az temas kuruyoruz, hayatlarımız birbirinden ayrışıyor. Fakat farkında mıyız? Bu tek tek şahıs şahıs yaptıklarımızı bütün Türkiye olarak yapıyoruz. Tek tek yaptıklarımızı 83 milyon birlikte yapıyoruz. Mücadelenin özü bu tek tek hep birlikte, yalnız değiliz hep birlikteyiz. Bu birliktelikten özellikle fire vermeyelim ve her ihmalin zincirleme risk olduğunu biliyoruz. Özellikle dün başlattığımız en güvenilir çözümün evde kalmak olduğunu unutmayalım ‘Hayat eve sığar’.”

Koronavirüs tanısı alan bir vakaların iyileşip iyileşmediğine ilişkin soru üzerine Koca, “Şu süreçte iyileşen vakalarımız var. 14 günlük zaman dilimi geçmesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde iyileşen vakalarımızı da gün be gün açıklamış olacağız. Bu süreçte iyileşen ve iyileşmekte olan hastalarımızın hatta fazla olduğunu özellikle belirtmek istiyorum.” yanıtını verdi.

Çin’de tedavide kullanılan özel bir ilacın Türkiye’ye getirildiğini ifade eden Koca, “Bu konuyla ilgili yayınları yapılmış olan özellikle yoğun bakım hastalarında kullanılmasının 11-12 günden 4 güne kadar düşürdüğüne dair bilgilerin olduğunu bildiğimiz ilaçla ilgili de bu sabah yeterli miktarda Çin’den getirebilir olduk. Bugün Çin Büyükelçiliği ile de görüştüm. Bundan sonraki süreçte de bu ihtiyacımızı karşılama noktasında bir gayret içinde olacaklar. Çin hükümeti ile birlikte şu süreçte bu mücadeleyi nasıl verdiklerini, bilgi akışı anlamında bilim kurulumuzla da birlikte Çin’den bilim insanlarının zoom veya skype üzerinden bilgi akışını sağlamak üzere de prensipte anlaşmış olduk.” bilgisini paylaştı. Koca, şöyle devam etti:

“Çin’den sabah gelen ilacın da yoğun bakım şartlarında tedavisi devam eden hastalarımıza bugün itibarıyla da başlandığını ifade etmek istiyorum. Bu ilacın ne kadar etkili olup olmadığını da önümüzdeki günlerde görmüş olacağız. Sonuçlarını sizlerle paylaşmış oluruz. Şu dönemde dünyada sonuç alınan ve kullanılan ilaçlar dahil olmak üzere yakından takip ettiğimizi ve tedavi boyutuyla da yoğun bir temas içinde olduğumuzu bu anlamda vatandaşımıza en uygun tedavinin nasıl yapılması gerektiği noktasında da bir çaba içinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Daha önce bizim kullandığımız, dünyada kullanılmamış olan Sayın Trump’ın da ‘fayda gördük’ dediği daha önce biz de bilinen ilaç olduğu, pozitif vakalarda erken dönemde başlamak gibi bir yaklaşım içinde olduk. Pozitif olan bütün vakalara erkenden dünya başlamadı ama bizim bütün vakalara başlamayı planladığımız ve de önümüzdeki günlerde sonuçlarını görebileceğimiz, kamuoyuna açıklama yapacağımız tedavi şeklini de ayrıca ifade etmek istiyorum.”

“Aşı konusunda her türlü desteği vereceğiz”

Bakan Koca, sokağa çıkma yasağının ilan edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine, “Burada tek tek hep birlikte mücadele edilmesi gereken bir dönemdeyiz. Herkes kendi olağanüstü halini ilan edebilir. Bunun illa devletin ilan etmesi gerekmiyor. Mücadelenin esası herkesin tek tek kendi odasında kendisini izole etmesi ve hepimiz bu doğrultuda mücadeleye devam etmiş oluruz.” ifadesini kullandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs tedavisindeki aşı çalışmalarında hangi üniversitelerin yer alacağına ilişkin soruya karşılık, Hacettepe, Erciyes, Ankara Üniversitesi, Kanser Araştırma Enstitüsü, TÜBİTAK MAM, Acıbadem ve bu üniversite ve merkezlere davet yapıldığını, halk sağlığı laboratuvarlarının da destek için hazır olduğunu söyledi.

Maliye Bakanlığının bu konuda her türlü desteğe hazır olduğunu vurgulayan Koca, “Aşı konusu ile ilgili kimler ne kadar yol almak istiyorsa önümüzdeki dönemde daha fazla desteklemek üzere de bir yaklaşım içindeyiz. Sade bir merkeze değil kim ne yapmak istiyorsa önünü açan herhangi bir kısıtlamaya gitmeden kimin ne kadar yaptığını da süreçte görerek, Maliye Bakanlığı bu anlamda sonuna kadar desteği açmış durumda. Her türlü desteği vereceğimizi ayrıca ilan etmek istiyorum. Sağlık Bakanlığı Aşı Enstitüsü olarak da bunu yapmış olacağız.” diye konuştu.

“60 yaşın altında iki hasta var”

Koronavirüs tanısı aldıktan sonra hayatını kaybedenlerin çoğunluğunun ileri yaşta ve kronik hastalığı olan hasta grubu olduğuna işaret eden Koca, “Bu dönemde önümüzdeki günlerde bütün vakalarla ilgili yaş aralığı dahil olmak üzere şeffaf bir şekilde göstermiş olacağız. Kaç hastanın olduğu bu hastalardan iyileşenlerin kaç kişi olduğu, yoğun bakım şartlarında tedavi edilmesi devam eden hasta sayısı bu süreçte kaybedilen vakaların da yaş aralığı. Bunu da şeffaf bir şekilde vermiş olacağız.” dedi.

Koca, koronavirüs tanısı aldıktan sonra hayatını kaybeden 30 kişinin yaş aralığına ilişkin, “91 yaşa kadar var. 60’ın altında iki hasta var. Yani 50 ile 60 arası onun dışındaki bütün hastalar 61’in üzerinde.” dedi.

Hastanelerde yoğun bir şekilde çalışan sağlık personelinin barınma ihtiyacı konusunda bir çalışmanın olup olmadığına ilişkin soru üzerine ise Bakan Koca, “Onunla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın genelgesi ile yayımlandı. Artık bu anlamda devlet kamu kurumlarının misafirhanelerinin bütün sağlık personelimiz için kullanılmasına yönelik bir genelge çıktı. Bunu da bölge bölge sağlık personelimiz için kullanmak üzere bir çalışma zaten başlatıldı.” şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, “Velilerin ve öğrencilerin merakla beklediği bir konu var. Okullar ne zaman açılacak. Milli Eğitim Bakanı sizinle görüşeceğini söyledi. Bilim Kurulunun bugünkü toplantısında bu konu ele alındı mı?” sorusu üzerine Koca, “Milli Eğitim Bakanlığımızla çarşamba günü Bilim Kurulumuza katılmak üzere, bugün konuştuk. Bilim Kurulunda çarşamba günü eğitim konusunu gündemimize almış olacağız.” bilgisini paylaştı.

Aşı konusunda herkese açık bir davet yaptıklarını ifade eden Koca, “Aşı konusunda kim neyi ne kadar yapabiliyorsa, kimde bu anlamda ne kadar bir bilgi varsa bunu bizimle paylaşsın istiyoruz. Bu paylaşacağı bilgiyi bekliyoruz.” ifadesini kullandı. Solunum cihazlarına yönelik çalışmalara ilişkin Bakan Koca, şöyle konuştu:

“Bir start-up firmasının daha önce prototip olarak geliştirdiği ve bu süreçte üretimini Bakanlık olarak da bildiğimiz bu cihazın özellikle koronavirüs sonrası solunum sıkıntısı yaşayan hastalarda daha da kullanılabilirliğini sağlamak üzere bizim yoğun hocalarımızın da değerlendirdiği Bakanlık olarak ne kadar alacağımıza yönelik destek sağladık. Üretim için ilgili bir firmaydı şu an iki firmaya çıktı. Bunun sayısı 3 veya 4 olabilir. Kim ne kadar üretebilecekse bütün hakları Sağlık Bakanlığında olan bunun üretimini de artırmak için bir gayret içindeyiz. İlk etapta, nisan sonu itibarıyla 2 bin teslim toplam 5 bin olmak üzere bir sözleşme yaptık. Kim üretebilecekse, üretmek istiyoruz. O firmalara da alım garantisi vererek sayıyı artırmak sadece ülkemiz değil ülkemiz dışına da gerektiğinde hibe etmek veya satabilir olmak. İlgili firmalara hem destek sağlamış hem de alım garantisi getirmiş oluyoruz. Kim ne kadar üretebilecekse bunu sayısını artırmak istiyoruz. İlk etapta 5 bin sözleşme yaptık.”

Bakan Koca, sağlık personeli arasında koronavirüs tanısı olup olmadığına ilişkin soru üzerine, “Sağlık personelimiz içinde pozitif olan vakalarımız var. Maalesef. Sayılarını söylemeyeyim.” cevabını verdi.

Koca, koronavirüs tanısı alan başka yeni bir vaka olup olmadığına yönelik, “Gün sonu çalışmalar bitmiş oluyor. İki dakikada sonuç alacağınız bir yöntemden bahsetmiyoruz. Sabah da verilebilir ama sonuçlanmıyor. Olabildiğince geç bir vakitte olmamasına bundan sonra daha çok dikkat edip erken dönemde gün sonu itibarıyla vakaların toplandığında vermek istiyoruz. Süreçte de tablo halinde daha şeffaf bir şekilde açık göstermiş olacağız.” ifadelerini kullandı.

“PCR yöntemiyle her geçen sayımız artacak”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs tanısı testlerinin yetersiz yapıldığına iddialarına da değinerek, testlerin öncelikle Çin geçmişi ve teması olan kişilere uygulandığını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Biz baştan kimlere test yapılabiliri konuştuk. Öncelikle Çin geçmişi olan ve teması olan kişilere dendi. Dinamik bir yapı olduğu için bu sürekli değişti. Devamında İran’da görülünce İran geçmişi ve teması olanlar diye değiştirildi. İtalya’da görülünce İtalya ve Avrupa öyküsü olan kişilerden dendi. Daha sonra birçok ülkede görülünce yurt dışı öyküsü olan temaslı kişilere dendi. Şimdi artık ülkeye girdiğini gördükten sonra da semptomu olan herkese biz bu anlamda kimlere nasıl test yapılması gerektiği ile ilgili bu algoritmaya göre hareket ettik. Şimdi, semptomu olan herkese dendiği için şu dönemde test sayısı fazla oluyor olacak. Biz şu an baştan düşük olan şimdi 3 binlere çıktığımız önümüzdeki günlerde 5-6 bine çıkacağımız daha sonra 10-15 bin demiştim ben tarama kitiyle bu sayının daha üst noktalara çıkabileceğini düşünüyorum.”

Hızlı testlerin uygulanmasında PCR yönteminin esas alındığını bildiren Koca, şunları söyledi: “PCR yöntemini daha esas kılan referans kılan ve bunu da ülkede PCR yöntemini kim çalışacaksa kim de bu cihaz kim de varsa üniversiteler, özel sektör dahil olmak üzere bunun iznini verdik. Bunu verirken özellikle şunu esas alıyoruz; pandemi de pozitif sonuç çıktığında devamında temaslıyı bulmak. Pozitif bulduğumuz vakanın mutlak bizde bilgisinin olması lazım. Biz de bilgi olmadığında o vakanın temas ettiği kişilere tarama durumunda olmazsak giderek yayılımı artar. O nedenle kamu, üniversiteler dahil olmak üzere kimler çalışabilecekse bunun bilgisini bize verme zorunluluğu var. O bilgiyi bize verebilecek olan her kurumla çalışıyoruz. Giderek PCR yöntemini de yaygınlaştırdık. PCR yöntemiyle de her geçen gün sayımız daha çok artacak. Taramayla birlikte bu sayı katlanarak devam edecek. Kit açısından sorunumuzun olmadığını, bundan sonraki süreçte bu taramalar, sayılar daha çok artmış olacak.”

Çin’den gelen hızlı tanı kitleri için ödeme yapılıp yapılmadığına dair sosyal medya paylaşımlarının hatırlatılması üzerine Koca, “Biz hiçbir şekilde hiçbir kitten laboratuvar testinden ücret almıyoruz, almayacağız, alanlara da izin vermeyeceğiz. Ancak aldığımız kitlere kendimiz paramızı vererek alıyoruz. İlaç dahil olmak üzere. Kendimiz ücretini vererek alıyoruz.” dedi.

Koca, İran kaynaklı olarak Van’a kaçak geçişlerin olduğuna ilişkin iddialara dair soruya karşılık, “Van özelinde şu an artan bir vakamız yok. Vakamız var ama sayısı 10’un üzerinde olan bir vaka değil. Yaygın olarak şu an Türkiye’de sadece bir bölgeye lokalize değil. Ülkenin neredeyse genelinde olan pozitif gördüğümüz vakaların olduğunu biliyoruz. Van bunlar içerisinde öne çıkan bir ilimiz değil.” diye konuştu.

“32 bin personelin Sağlık Bakanlığına alımı için hızlı bir organizasyon yapıyoruz”

Bakan Koca, sağlık çalışanlarına yapılacak ek ödemeye ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti: “Ek ödeme için Sayın Maliye Bakanlığımızın bugün itibarıyla bu anlamda onayladığı tavandan yani performans uygulaması var. Bu dönem performans uygulamasını devre dışı bırakıyoruz. Tavandan bu performansı vermeyi bugün itibarıyla, Maliye Bakanlığımız onayladı. 32 bin personeli de en hızlı şekilde önümüzdeki bir hafta içerisinde almak üzere hızla bir organizasyon içindeyiz. Şu dönemde, başka sektörle ilgili birtakım yaklaşımlar olabilir. Onu Sayın Maliye Bakanımız açıklar.”

Sağlık Bakanlığı bünyesine alınacak 32 bin personelin nereden temin edileceğine ilişkin de Koca, şunları kaydetti: “Sağlık personeli. Çalışmayan çok var. Biz özellikle, genelde personel alımı yaptığımızda üniversitelerden Sağlık Bakanlığına bir geçiş olduğunu biliyoruz. Üniversitelerimizden Sağlık Bakanlığına geçişi bu dönemde izin vermeyeceğiz. Bu dönemde özel sektörden ve üniversitelerden istifa eden sağlık personelleri olduğunu duyuyoruz. Bakanlığa almayacağımızı, istifa edenlerin bu süreçte özel sektörde çalışıp çalışmamaları ve ne yapılmaları gerektiği noktasında da bir çalışma içindeyiz. Bu dönemi lütfen hiç kimse sahadan çekilerek bir mücadele ortamına çevirmeyelim. Herkesin sağlık personelinin ne kadar gayretle çalıştığını biliyoruz. Bu anlamda küçük örnekler olsa da buna izin vermek istemediğimizi de belirtmek istiyoruz.”

Bakan Koca, koronavirüste bazı uzmanların gelecek haftanın kritik olacağı yönündeki uyarılarının hatırlatılması üzerine, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ben geçen de bahsetmiştim. OECD ortalamasına göre, yoğun bakım yatağı ve ventilatör sayısı en fazla olan ülkeyiz. Yoğun bakım yatak sayılarımızı duruma göre artıran ve bu süreçte şu an herhangi bir sorun olmadığını önemli olan bu süreçte bizim vatandaşımızın kendilerini izole etmelerini hastalığın erken döneminde Bilim Kurulunun da önerdiği erken dönemde pozitif olanlara ilacın başlanır olması ve bu seyri durdurabilir olmak. Hastalığın kişideki seyrini, solunum sıkıntısı oluşumunu önlemek. Devamında da solunum sıkıntısı olan hastaya da yapılması gereken en uygun tedavi bugün başladığımız ilaç, bunlara bir örnek. En uygun tedaviyi hızla devreye sokarak ki o ilaçla ilgili 11 günden 4 güne çekildiği bilgisini biliyoruz. Bunu hastalarımızda uyguladıktan sonra nasıl olduğunu daha net söyleyebilir olacağız.”

Türkiye’de koronavirüs tanısı konulan vakaların hangilerinin Avrupa, Çin ve Amerika kaynaklığı olduğunun sorulması üzerine Koca, “Şimdi baştan vakaların hepsi yurt dışı ağırlıklıydı. Artık yurt dışı temaslı, temaslının temaslısı olmaya başladı. Giderek bu dönemde, son günlerde daha çok temaslının temaslısı anlamında giderek hastanın arttığını söyleyebilirim.” dedi.

Bakan Koca, sağlık personeline 3 bin 600 ek gösterge verilip verilmeyeceğine yönelik soru üzerine ise, “Sadece sağlık personelini ilgilendiren bir durum değil. Birçok personeli ilgilendiren bir konu. Bununla ilgili genelde bir çalışmanın yapıldığını biliyoruz. Sağlık personelimize yönelik özellikle şu dönemde üç aylık performansın devre dışı kalarak tavandan ödenir olması, sadece bir aylık bu anlamdaki maliyetin 1,5 milyar olduğunu söylemek istiyorum. Üç ay devam ediyor olacak.” cevabını verdi.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz