HDP Grup Başkanvekili Oluç: Teklif yeni bir fişleme versiyonudur

0

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. “Yargının bağımlı ve taraflı hale geldiğini, yargı alanında tuzun koktuğunu biliyoruz.” diyen Oluç, şunları söyledi:

“Çok fazla örneği var. Bunu Meclis’te de, Meclis dışındaki bütün çalışmalarda da bütün muhalefet partileri, yargı alanında çalışan sivil toplum kuruluşları ve barolar da çok kez ifade ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Yargı alanında bu kadar ciddi sistem sorunları yaşanırken ve evrensel hukuk ilkeleri, demokratik hukuk ilkeleri, Türkiye’nin imzaladığı uluslararası demokratik sözleşmeler ve bunların hukukla ilgili olan kısımları alenen çiğnenmekteyken, çoklu baro sistemi tamamen iktidarın hedefleri doğrultusundaki bir tartışmadır.

Biz AKP heyetine de açık bir şekilde çoklu baro sisteminin yanlış olduğunu ifade ettik. Çok soru var sorulabilecek olan. Çoklu baro sisteminde Adalet Bakanlığı’nın birden fazla hangi baroları muhatap alacağı son derece ciddi bir sorundur. Çoklu baroların, TBB delegelerinin nasıl olacağı son derece ciddi bir konudur. Bir ilde birden fazla baronun olması demek, hukuk birliğinin sağlanması açısından ciddi sorunların ortaya çıkması demektir. Bu sistemle aslında barolar zayıflatılmak ve siyasi iktidara itaatkar yapılar haline getirilmek isteniyor.

Bu uygulama aslında baroları siyasi bir araç olarak kullanma hedeflidir. Aslında siyasi iktidar kendisine yönelik, hukuk ve yargı alanında attıkları adımlara yönelik eleştirilerin azaltılması için, muhalif sesleri kesmek için bu tartışmayı yeniden ısıttı ve gündeme getirdi. Bunun da farkındayız. Bu çoklu bölünmüş baroların bir çok sakıncası vardır. Mali açıdan yaşanacak sorunlar var, aynı zamanda avukatların eğitimi ve stajları açısından yaşanacak sorunlar var. Adli Yardım ve Ceza Muhakemesi Kanunu hizmetleri açısından yaşanacak sorunlar var.

Bu açıdan bakıldığında, çoklu baro sistemi son derece ciddi sorunlar yaratacaktır. Ve var olan, hukuken de baktığımızda, evrensel hukuk ilkeleri açısından da baktığımızda sorunlu olan yargı sisteminin daha da sorunlu hale gelmesine yol açacaktır. Biz bu adımın iktidar ittifakının mutlak iktidar yaratma hedeflerinden biri olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de kendilerine anlattık fikirlerimizi. Bu komisyon çalışmaları sırasında da, Genel Kurul aşamasında da fikirlerimizi anlatacağız. Bu konuda esas muhatap olan baroların seslerine ve sözlerine kulak vereceğiz. Eleştirilerini ve önerilerini Genel Kurula ve komisyona taşıyacağız. Baroların önerilerinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz.

Güvenlik soruşturması meselesi dün İçişleri Komisyonu’na geldi, 16 maddelik bir teklif. Dün görüşmeler başladı, bugün de devam ediyor. Bu daha önce Anayasa Mahkemesi’nin ihlal var dediği ve bozduğu, Anayasa’ya uygun değildir diye bozduğu bir konudur. Hatırlatmak istiyorum; 2 Ekim 2016 tarihinde yayınlanan bir KHK ile, yani 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yayınlanan bir Kanun Hükmünde Kararnameyle, geçmişte sadece polis, TSK ve istihbarat çalışanları için geçerli olan güvenlik soruşturması tüm kamu görevlileri için de geçerli hale getirildi. 1 Şubat 2018’de de kanunlaştı. CHP, Anayasa Mahkemesi’ne gitti, mahkeme bu durumu değerlendirdi, 27 Mart 2020 tarihinde bu güvenlik soruşturmaların iptali yönünde bir karar aldı.

AYM bu kararı alırken, üç konuda özellikle vurgu yaptı. Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerinin sınırlanmasını düzenleyen 13’üncü Maddesine aykırı dedi; özel hayatın gizliliğini düzenleyen 20’inci Maddeye aykırıdır dedi; kamu hizmetiyle ilgili hükümler kısmının genel ilkelerini düzenleyen 128’inci Maddeye aykırıdır dedi ve iptaline karar verdi.

İktidar bloğu, Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi’nin bu bozma kararını bypass etmek için yeni bir teklifle karşımıza geldi. AYM kararının etrafından dolanarak bu teklifi tekrardan önümüze getirdiler. Çok açıktır, komisyondaki arkadaşlarımız da bunu çok açık bir şekilde dile getiriyorlar. Kanunilik ve eşitlik ilkeleri ihlal edilmektedir. Yani şeffaflık, öngörülebilirlik, kamusal görevlere katılma, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, suç ve cezanın şahsiliği ilkeleri alenen ihlal edilmektedir. Ve Anayasa’nın 70. Maddesi de çok açık bir şekilde ihlal edilmektedir.

Teklif, iktidarın dayattığı şekilde Genel Kurula gelirse bu fişleme anlayışının yeni bir versiyonudur. Bu da aslında iktidarın mutlak iktidar yaratma amacının bir sonucudur. Buna ilişkin eleştirilerimizi hem Genel Kurul’da hem de komisyonda en sert şekilde dile getireceğiz. Çünkü evrensel ilkeler vardır. Evrensel uygulamalar vardır. Türkiye’nin imzaladığı evrensel demokratik sözleşmeler vardır. İktidar bunların hiçbirine kulak asmamaktadır. Hepsini çiğnemektedir. Bu çok açık bir şekilde ortadadır.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz