HDP Sözcüsü Günay: Tüm sorunların anahtarı, Kürt sorununun çözümü

0

HDP Sözcüsü Ebru Günay, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Diyarbakır’da bugün sabah gerçekleştirilen operasyonu eleştiren Günay, şunları söyledi:

“Sabah 04.00 sularında DTK’nın kapısı kırıldı, şu saate kadar aramalar devam etti. Çok sayıda gözaltı var. Gözaltına alınanlar arasında kadın aktivistler, avukatlar, sendika üyeleri, belediye meclis üyelerimiz çok sayıda aktivist ve demokratik siyaset yürüten arkadaşlarımız var. Bir an önce gözaltına alınan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Gözaltıları kınadığımızı, bu siyasi soykırım operasyonundan vazgeçilmesi çağrısını yapıyoruz.

Baro başkanlarının talebi hepimizin talebidir. Bağımsız ve tarafsız bir yargı hepimizin, Türkiye’nin en temel ihtiyacı haline gelmiştir. Savunma yargının en temel ve önemli ayaklarından biridir. Yargıyı Saray’a bağlayan Erdoğan şimdi de savunmaya gözünü dikmiş, savunmayı Saray’a bağlamaya çalışıyor.

İstiyor ki yargının her aşaması kendi kontrolünde olsun, hiçbir yerden en ufak bir itiraz gelmesin. Baroların yürüyüşü işte tam da bu adıma karşı çıkış ve buna karşı başlatılan bir karşı koyuştu. Her yeri, her alanı adım adım ele geçirmeye çalışan, ahtapot misali her yere kollarını saran bir iktidar var karşımızda. Bunun karşısında suskun kalmak karanlığa davetiye çıkarmak, despotluğa davetiye çıkarmaktır. Baro başkanlarına yaşatılanları bir kez daha kınıyoruz ve ne olursa savunmanın yürüyüşünü durduramayacaklar, savunma susmadı, susmayacak.

İktidarı tekrar buradan uyarıyoruz. Girdiğiniz bu şiddet yolu yol değildir. Şiddet, savaş ve çatışma sorunları çözmez, daha da ağırlaştırmaktan öteye geçmiyor. Sorunları ve çatışmayı ortadan kaldırmanın tek yolu vardır, o da diyalog ve karşılıklı müzakere geliştirmektir. İşte HDP; kurulduğu ilk günden bugüne annelerin canı yanmasın, gözyaşları dökülmesin ve insanlar daha fazla bedel ödemesin diye diye canhıraş bir çaba içerisinde. HDP demokratik siyaset yürütmenin adı oldu.

Türkiye’de; Kürtlerin kimlik, anadil ve kültürlerini yaşayamama sorunu var, özgürlük sorunu var, demokrasi sorunu var, ekonomik sorun var, adalet sorunu var. Bu listeyi uzattıkça uzatabiliriz. Sorunlar çok fazla. Tüm bu sorunların anahtarı, Kürt sorununun çözümü. Bu ülkede Kürt sorunu, anayasal haklar ile güvence altına alınacak şekilde çözüme kavuşturulmadığı müddetçe, diğer sorunların hiçbiri çözüme kavuşamayacaktır.

Türkiye’de hepimizin bildiği bir demokratikleşme sorunu var. Demokratikleşmenin önündeki en büyük engel de elbette Kürtlere yönelik uygulanan inkârcı, ayrımcı ve şiddete dayalı devlet politikalarıdır. Bu yüzden çağrımız Türkiye halklarınadır. Din, dil ve ırk ayrımı gözetmeksizin, toplumun her kesiminin dâhil olacağı demokrasi cephesinde buluşmalı ve bu tekçi, otoriter anlayışa karşı yekvücut halinde hep birlikte mücadele etmeliyiz.

AKP’nin, 18 yılın sonunda ülkeyi getirdiği yer; dünyadaki savaş deneyimlerinde bile görülmemiş bir yoksulluk düzeyidir. Türkiye tarihinde yoksulluğun bu kadar geniş bir nüfusa yayıldığı tek dönem var o da AKP dönemidir. Yoksulluğu kader ile açıklamanın yollarını arayan Saray rejimi, gündem değiştirmeye çalışsa da Türkiye halklarının ilk sorunu, temel sorunlarından biri yoksulluk ve işsizliktir. Yoksulluk kader değildir. Ülkeyi yönetmeye başladığımız ilk yılda yoksulluk kalmayacak. Asgari gelir desteği, faturasız yaşam politikalarımızla HDP olarak yoksulluğu bitireceğiz.

Ne 90’larda ne daha geçmişte bu kadar tabana yayılmış yoksul sayısına ulaşılmadı. Yandaşlar, rantçılardan oluşan kaymak, zengin takımı zenginlik ve israf içinde yaşadı. Ama milyonlar yoksulluk ile mücadele etmek zorunda. DİSK’in verilerine göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapılması gereken harcama tutarı 2 bin 394 TL’dir. Yoksulluk sınırı ise 8 bin 282 TL olarak açıklandı.

AKP’nin ekonomi politikaları Türkiye’de bir avuç yandaşı milyoner yaptı ama karşısında ise 25 milyon açlık sınırında insan var etti. Bu tabloyu ifade etmek için Erdoğan’a 90’lardaki sözünü hatırlatmakta yarar var. Muhtemelen aynı yaklaşımla ülkeyi yönetmeye devam ediyordur: ‘Fakir çalmasını iyi beceremediği için fakirdir zengin de çalmasını iyi becerdiği için zengindir’ sözleri bu ülkenin Cumhurbaşkanına ait sözler.

Yoksulluk kader değildir ama iktidarın kaderini yoksullar belirler, yoksulların sabrı belirler. Ve artık sabırlar tükendi. Bu ülkenin işsiz gençler ve kadınları, yoksulları artık eşitlik ve adalet istiyor. Sabır taşları çatladı. İşsiz ve yoksullar ekonomik adalet olmadan toplumsal barış olamaz diyor. Biz HDP olarak toplumsal barışın ekonomik boyutunu sağlamaya hazırız. Üretim ekonomisi ve adil dağıtım ile bu ülkeye ekonomik barışı getirmeye hazırız.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz