HDP’siz demokrasi ve de demokratik dönüşüm mümkün değil..

0

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. “Kobani halkının 2014’teki başarısı başta Kürt halkı olmak üzere dünyanın tüm ezilenlerinin gurur nişanıdır.” diyen Sancar, şunları söyledi:

“Tüm dünyanın şahitlik ettiği bir mücadeleyi hafızalarda yaşatmak tarihi bir borçtur. Düştü, düşüyor diyenlere inat, Kobani halkı hala ayaktadır. Siyasi darbe operasyonu tüm hızıyla devam ediyor, ama HDP’nin direnişi de tüm inadıyla sürüyor. O nedenle HDP ayaktadır. O nedenle HDP bu kararlı yürüyüşünü sürdürürken büyümektedir, güçlenmektedir, halkın umut kaynağı olmaya devam etmektedir.

Yarın partimize yönelik siyasi darbenin 5’inci yıldönümü. 4 Kasım bir siyasi darbeydi, siyasi rehin alma operasyonuydu. Çünkü bu hukuk dışı operasyon demokratik siyasete, halkların barış talebine karşı yapıldı. Halkın iradesine bir darbe olarak örgütlendi. HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamento, HDP’siz demokrasi ve HDP’siz bir gelecek ve de HDP’siz bir demokratik dönüşüm mümkün değildir. Bunu bir unutma kağıdına yazın ve her gün görebileceğiniz bir yere asın.

HDP’yi bilmem nereye konumlandıranlara da hatırlatalım. HDP tam da halkın içine konumlanmıştır. HDP umut adresi olmaya konumlanmıştır. HDP eşit ortak yaşam, demokratik gelecek ve özgürlük hedefine konumlanmıştır. Anlatacak hikayesi kalmayanlar, biraz önce de söyledim, hemen eski düzenin ve bu düzenin en amansız temsilcisi olan bugünkü iktidarın güvenli gölgesine sığınıyorlar ama unutuyorlar bu gölgenin herhangi bir güven sağlayacak bir gücü kalmamıştır. Eğer iktidarın gölgesi bir kurtarıcı olsaydı, o önce bu iktidarı kurtarırdı.

Oysa görüyoruz ki iktidar her gün daha fazla çöküyor, halkın desteğini kaybediyor, bir bütün olarak kaybediyor. Kim ki boş sözlerle HDP’ye saldırmak adına iktidarın diline ve politikalarına yanaşırsa aynı kaderi paylaşacaktır. Yani karanlık bir kuyuya giden yolda yürümeye hız verecektir. Ve o karanlık kuyuya düştüklerinde her şeyin çok geç olduğunu fark edeceklerdir. Çünkü çürüyeceklerdir, çünkü unutulacaklardır. Halkın hafızası bu toplumun hafızası umudu istiyor, demokrasi istiyor, özgür ve eşit bir yaşamı istiyor, refah istiyor. Yeniden bu boş söylemlere başvurmanın, medet  ummanın tek adı vardır: Acizlik. İktidar ne kadar acizse HDP’ye iktidarın diliyle saldıranlar da o kadar acizdir!

HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamento, HDP’siz demokrasi ve HDP’siz bir gelecek ve de HDP’siz bir demokratik dönüşüm mümkün değildir. Bunu bir “unutma kağıdına” yazın ve her gün görebileceğiniz bir yere asın. Bunu inkar edenlere sesleniyorum, bu sözleri kağıda yazın, hakikati tanımanıza yardımcı olacak. Hakikatle ilişkiden uzaklaştığınız ölçüde halktan da uzaklaşıyorsunuz. Sadece devlet aparatının güvencesinde varlıklarınızı sürdürme hesaplarına kapılırsınız. Bu hesabı yapanların hepsi nasıl DEP darbesinden sonra bugün tarihin çöplüğünde iseler, bugün aynı şeyi yapanlar da çok kısa zamanda yarın tarihin çöp sepetine gideceklerdir. Hakikatle yüzleşin, halkla barışın! Size önerimiz budur. Bizim yaptığımız da budur, hakikatle yürüyoruz. Toplumun bütün kesimleriyle müzakere istiyoruz, partiler değil burada adres toplum. 

Her gün büyütmeye çalıştığımız demokrasi ittifakının da adresi tam da toplumun bütün ezilenleri, dışlananları, sömürülenleri, mağdur edilenleridir. Bu güçlü birlikteliği kurabileceğimize inancımız tamdır. Bugün tereddüt gösteren kesimlerin tereddütlerini de anlayabiliriz. Yine toplum kesimlerini, yine demokrasi güçlerini kastediyorum. İşte onlar da bu tereddütlerini bizimle diyalog ve müzakere yürüterek gidereceklerdir. Daha doğrusu biz gidereceğiz o kaygıları, birlikte ortak paydalarda, temel ilkelerde buluşmayı hep birlikte sağlayacağız. Öyle güçlü bir ezilenler, dışlananlar, sömürülenler, eziyet görenler, mağdurlar ittifakı kuracağız ki bu ülkede herkesin sözünü söyleyebileceği güçlü bir temsiliyeti bu parlamentoya böyle getireceğiz, böyle yerleştireceğiz.  

Bunların yarattığı sistem; yozlaşmayı alkışlamakta çok çalanı ödüllendirmekte, küçücük çalmaya da çok ağır cezalar vermektedir. Esas en büyük soygun düzenidir. Bu sistem yozlaşmadan başka bir sonuç üretemez. Toplumun her kesimini de her kesiminin temsilcilerini de bu yozlaşmaya ortak etmeye çalışıyor. Birkaç kere dile getirdim, bir kez daha söyleyeyim. Hedefte şimdi Alevi kurumları var. Alevi kurumlarına rüşvet dağıtma anlamına gelecek çeşitli vaatlerle yakınlaşmaya çalışıyorlar. Sanki Alevi toplumu bu tuzağa düşecekmiş gibi. Bu oyunlara en son düşecek kesim, bu oyunlara en son prim verecek toplum kesimi Alevilerdir. Bunu bilsinler. Ahlak, vicdan, adalet inancı olan Aleviliğin kurumları da bireyleri de bütün bu yozlaştırma operasyonunu en kısa zamanda en etkili şekilde boşa çıkaracaktır. Bunu da herkese göstereceklerdir. 

Yine tezkere ile bağlantılı olarak söyleyeyim. Meclis’te sandalye çoğunluğuna güvenerek bu tezkereleri geçirenler ve bunlara destek verenler bilmelidir ki, Türkiye halklarının ezici çoğunluğu savaş istemiyor. İstediği şey kalıcı barıştır. İktidarın savaş politikalarına rıza üretebileceği bir toplumsal karşılık artık kalmamıştır. Bu tezkere iktidarın kendi koltuğunu kollama ve koruma manevrasıdır. Halkların özgür gelecek ve eşit ortak yaşam arayışına karşı operasyon yapmanın hazırlıklarının delili ve belgesidir. Tezkereye hayır oyları üzerinden önemli bir zemin oluşmuştur. Barışı şimdi daha da büyük bir talep ve büyük bir hareketin hedefi haline getirmenin şartları daha kuvvetlidir. Bunları birlikte yapmamız gerekiyor. Birlikte de yapacağız. 

Gelin ikinci yüzyıla giderken Üçüncü Yolda birleşelim. İlk yüzyılla yüzleşelim ve demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa edelim! Demokrasisiz cumhuriyette ısrar sadece demokrasiyi değil, bizatihi cumhuriyeti de gözden çıkarmaktan başka bir sonuç üretmez. Yani cumhuriyet demokrasi ile buluşmadıkça ve iç içe geçmedikçe, cumhuriyetten de geriye bir şey kalmayacak diye ciddi ciddi düşünmesi gerekiyor insanların. “Cumhuriyet yeter, demokrasiden gerektiğinde vazgeçilir” diyenler, cumhuriyeti de gözden çıkarmışlardır. O nedenle diyoruz ki eğer cumhuriyeti hakikaten savunuyorsanız, demokrasi olmadan onu koruyamazsınız. Demokratik cumhuriyete giden yol işte bizim inşa ettiğimiz, büyüttüğümüz, yürüdüğümüz yoldur. Bu yolda başarı kazanacağımızdan şüphemiz yoktur, halklarımız da buna inansın. Yolumuz açıktır.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz