Her istifa Soylu gibi olmuyor

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Tarih 19 Şubat 2001 Pazartesi.

Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) olağan toplantısı.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında tartışma çıktı.

Toplantıyı terk eden Ecevit, “Cumhurbaşkanı yüzüme anayasa kitapçığını fırlattı. Hüsamettin bey (Özkan) de ben salondan çıkınca alıp ona doğru fırlatmış.” dedi.

Mesele aslında anayasa kitapçığı değil altta kaynayan volkanın gün yüzüne çıkmasıydı.

Böylece Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden biri başlamış oldu.

Merkez Bankası Başkanı‘nın görevden alınmasından bir gün sonra tarih 8 Kasım 2020 Pazar.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, resmi Instagram hesabından istifa ettiğini açıkladı.

Bilmeyenler için kendileri aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın damatları olur.

Bozuk bir Türkçe ile kaleme alınmış istifa mektubu dolayısıyla önce siber saldırı olabileceği ileri sürüldü.

‘Özgür Basın’ bu gelişme karşısında ne kalem oynatabiliyor ne de meseleyi sözcüklere dökebiliyordu. Bu, özgürlüğün bizi getirdiği son noktaydı.

Sosyal medya yıkılırken imdadımıza uluslararası basın yetişti ve bakanlık kaynaklarından istifanın gerçek olduğunu bildirdi.

Sağlık sorununu gerekçe gösteren Albayrak, bundan sonra zamanını anne, baba, eş ve çocuklarına ayıracağını söyledi.

Sosyal medyadan çekilmekle kalmadı, siyasete de elveda ediyordu.

Gözlerin ve kulakların çevrildiği Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ise ışıklar yanmasına karşın sessizlik hakimdi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu‘nun istifasında olduğu gibi Erdoğan’dan “istifa kabul edilmemiştir” şeklinde bir açıklama beklendi.

Ancak saatler ilerledikçe sessizlik çığlık oldu.

Sayın Albayrak, Soylu kadar şanslı değildi.

24 saatten epey sonra beklenen açıklama geldi:

“Cumhurbaşkanımızca yapılan değerlendirme sonunda Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın görevden af talebi kabul edilmiştir.” denildi.

İstifa değil “Af talebi” önemli.

Albayrak’ın açıklamasındaki “At izinin it izine karıştığı” “Sonumuzu hayreylesin” ifadeleri dikkat çekiciydi.

Bu ifadelerle Albayrak ne demek istemişti?

Piyasalar, 2001’deki gibi Albayrak’ın istifasına karşılık vermedi.

Aksine dolarda, euroda ve altında sert düşüşler yaşandı. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, günü yüzde 3,32 değer kazancıyla 1.231,54 puandan tamamlayarak 9,5 ayın en yüksek kapanışını gerçekleştirdi. Türk Lirası değer kazandı.

Ama bu iniş ve çıkışlar, ekonominin düzelmeye başladığı anlamına gelmiyor. Çünkü piyasalar bize bunun sinyalini vermiyor.

Ortada bir yönetim krizinin olduğu artık saklanamaz bir gerçek. Bu zikzak çizmelerle ekonomide bir arpa boyu yol almamız mümkün değildir.

Yarın Merkez Bankası Başkanının tekrar görevden alınmayacağının veya başka bir bakanın istifa etmeyeceğinin de garantisi yoktur.

İstifa kabul edilmesine karşın Erdoğan’ın 24 saatten fazla neden sessiz kaldığı açıklanmadı. Türkiye, siyaset tarihinde ilk defa böyle bir süreç yaşadı. Şimdi akıllarda birden çok soru var.

Albayrak’ın “sağlık sorunu” dediği meselenin arka planında ne tür sorunlar var?

Muhalefetin ekonomideki “damat” takıntısının yerini acaba bundan sonra ne alacaktır?

Bu yönetim krizinin bir sonraki aşaması geniş bir kabine revizyonu veya erken seçim olur mu?

Bu krizi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli nasıl değerlendirir, yine erken seçim ister mi?

Kısacası tarihe geçen bu istifa, daha çok su götürür.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz