Hz. Peygamber’in tarikatı neydi?

0
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Soruyu bir de şöyle yöneltelim:

‘Hz. Muhammed Mustafa SAV’in tarikatı hangisiydi?’

Soruyu tekrar ele almamın nedeni, sizlerde oluşan algıyı da ortaya koymaktı.

Hz. Peygamber ve Hz. Muhammed Mustafa SAV.

Soru çok sarih (açık) aslında.

Bu soruya verilen cevaplar çok çeşitli. Şeyhe bağlı olarak tarikata girilmesini ‘şirk’ görmekten tutun, ‘Hz. Muhammed zamanında tarikat en tepe noktadaydı’ya kadar gidiyor.

Hatta şöyle sözlerle de karşılaşabilirsiniz: ‘Bre munkir, bre cahil nasıl bir sorudur bu?’

Yüzlerce hatta binlerce yaklaşım olması, ‘kişiselleştirilmiş İslam’ tezini ortaya atan kişi olarak beni rahatsız etmiyor.

İstediğiniz gibi düşünebilirsiniz, istediğinize de inanabilirsiniz. Bunda sorun yok.

Sorun şu: ‘Hukuki alan ve bireysel özgür inançsal alan’.

Keyfi, özgür, subjektif, inançsal bütün yaklaşımlarınızı ‘kendi iç dünyanızda ve kendi alanınızda’ istediğiniz gibi yaşayın.

Ancak konu sizden çıktığı anda, artık hukuk başlar ve burada keyfilik olmaz.

Evdeki erkek kendi içinde neye inanırsa inansın, konu eşiyle ilgili hale gelince hukuki ilişki başlar.

Konu bu kadar net ve açıktır.

Bırakın devlette ve siyasette tarikatların etkin güç olmasını. Evin içerisinde bile ‘keyfi’ hareket edemezsiniz.

İslam, hukuk düzeni getirmiştir.

Tarikatlar/tasavvuf inançsal alandır ve hukukla uzaktan yakından alakası yoktur.

Tarikatların dediği ne?

Her alanda Allah’ın dedikleri oluyor, devlet ve yönetim alanında da olmalı.

Devlet ve yönetim alanında olacak konu hukuktur.

Yoksa neden Hz. Peygamber, ‘kızım Fatıma hırsızlık yapsa, ona da el kesme cezası uygulansın derdim’ demiştir.

Şunu da diyebilirdi: ‘Kızım Fatıma’dır ve onunla ilgili işlerde hukuk geçerli değildir’.

Tarikatların yöneticileri kimler?

Şeyh, efendi, gavs, imam vb.

Bunların konumları nedir?

100 yılda bir gelen üstün kişilerdir.

Günahsızdırlar.

Peygamberle kıyaslama yapsanız, saçma derler ama Peygamberlerden çok daha fazla kutsanırlar.

Yukarıdaki örneği tekrar ele alalım.

Bu kişilerin çocukları bir suç işlese, (işlemezler de; çünkü kutsaldırlar, hadi diyelim işlediler) ceza görebilirler mi?

Hayır.

Soruya geri dönelim.

Hz. Muhammed Mustafa Sav’in tarikatı neydi?

Hz. Peygamber’in tarikatı yoktu. Onun yolu İslam’dı. Yani iman, amel ve ahlak.

İnanç, sonrasında fiil, sonrasında da ahlak.

Bugün tarikatlara baktığımızda nasıl bir yöntem var?

Hakikatı bilen kutsal kişiler (Şeyh, gavs, efendi), onlara bağlanma ve sonra iman daha sonra amel.

Anlayacağınız gibi tepe taklak gelmiş bir sıra.

Biraz daha açalım. Hem de terim olarak ne anlama geldiklerine de bakmış oluruz.

Şeriat öncül fundament: Görünen zahiri, hukuki kurallar.

Tarikat : Yol. Tasavvuf terimi olarak tarikat ‘Allah’a ulaşmak isteyenlere mahsus adet, hal ve davranış’.

Hakikat ise, zahirin (görünmeyenin) ardındaki örtülü ve gizli mana, dini hayatın en yüksek seviyede yaşanarak ilahi sırlara aşina olunması.

Bütün bu terimlerin ve uygulamalarının karışmasının sebebi ne?

Müslümanların İslam’ı, sınıflandırma düzleminde anlayamamaları.

İslam’da açık (sarih) olan konular, Müslümanların anlayışlarında karışıyor.

Daha önce de ele almıştım:

Normal ve anormal

Azimet ve ruhsat.

Müslümanlar, bütün bilgileri ayrıştırmadan sunmaya çalışıyorlar.

Örnekle açıklayayım.

Devlette tarikat üyelerinin görevlendirilmesine nasıl çözüm bulacağız?

Ele alma tarzı şöyle:

Tarikatlarda olanların inançlarını sorarak onları dışlayamayız. İnanç özgürlüğü var.

Peki oldu.

Ateist olanlar için de aynı yaklaşımda mısınız?

Madem inanç özgürlüğü var.

Değilsiniz.

Zihinler karışık.

Neyi istersem onu yaparım Müslümanlığı yüzünden sıkıntılar yaşıyoruz.

Müslümanların sorunu, ortada Allah’ın vahyi olan Kuran’ın bozulmamış halde bulunuyor olması.

Ah Kuran olmasaydı, Müslümanlar çok rahat olacaklardı ama… İstedikleri keyfiliği yapacaklardı…

Kuran teyit mekanizmasını oluşturuyor.

Böyle olunca da Müslümanlar zorlanıyorlar.

Çünkü bakıp kontrol edeceğimiz bir Kuran ve örneklerindireceğimiz Hz. Muhammed’in hayatı var.

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikAdaletin Terazisi
Sonraki İçerikTürkiye yüzde 5 küçülecek..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz