İçte ne varsa dışa o yansır

0
Latest posts by Psk. Dr. Ziya Doğan (see all)

Amerikalı ünlü psikolog Abraham Maslow : “Sahip olduğunuz tek şey çekiçse, her şey size çivi gibi görünmeye başlar.”

İnsanın zihninin arka planında, düşünce heybesinde ve duygu dünyasında ne varsa dış dünyaya o çıkar.

Mevlana: “Testinin içinde ne varsa, dışına o sızar.” der ve taşı gediğine koyar.

İnsanın dağarcığında ne varsa muhatabına onu takdim eder. Süt varsa süt; zehir varsa zehir…

Unutmayalım ki insan “ne” ise çevresini de öyle görür.

Hal ve hakikat bu ise -ki budur- o zaman aklı başında bir birey kendi ruh durumunu, iç alemi tahlil etmeye çalışmaz mı?

Düşünmez mi elinde ne var?

Heybesi ve dağarcığı ne ile dolu?

Karakterinde hâkim olan his, duygu ve düşünce nedir?

Karşılaştığı olaylarla, nefsine ve egosuza ters düşen olaylarda ilk başvurduğu, enam dilediği duygu hangisidir? İnsan neyi ile öne çıkarsa, insan da odur.

Şu sorulara cevap verelim:

Öfke ve kibir insanı mıyım?

Sevgi ve şefkat insanı mıyım?

Menfaat ve gösteriş insanı mıyım?

Öfke ve nefret insanı mıyım?

Sürekli yüzüm gergin, kaşlarım çatık mı? Dilimden nefret, kin ve öfke sözcükleri mi dökülüyor?

Ruh dünyam sevgiye, nefrete yoksa öfkeye mi esir? Hangi duygu daha hâkim, daha baskın?

Neyin peşindeyim; dövecek insan mı arıyorum yoksa sevgi ile başını okşayacak insan mı?

Sahip olduğum en değerli şeyim çekiç mi, matkap mı, gül mü, sevgi mi, merhamet mi?

Haydi, önce kendimizi tarafsız bir şekilde test edelim.

İç dünyamızı sevgi ve şefkat süzgecinden süzelim. Arda kalan tortu, neyin tortusudur? Sevgi mi, nefret mi?

Mutfağınızda bulunan buzdolabının kapısını açıp içinde neler olduğunu teşhis kolaydır.

Ama insanın ruhunda neler olduğunu teşhis ise hem zordur hem de kolaydır. Zordur zira içini yarıp bakamayız… Kolaydır zira hal ve hareketleri içinin aynasıdır.

Eğer dağarcığımızda sadece öfke ve nefret varsa, kendimize çeki düzen vermek ve ruh dünyamızı denetlemek gerekir… Ne yapıp edip kalbimizi “insan kalbi” haline getirmek elzemdir. Yoksa iş işten geçecek. Ve insanlık aleminden kaydımız düşecektir, silinecektir.

Rahatlayalım, elimizdeki taşları bir kenara koyalım. Sakinleşelim. Tebessüm edelim. Çevremizde kim olursa olsun güler yüzle bakmaya çalışalım.

Unutmayalım ki insan denen canlının içindeki kötülük potansiyelini nötürleyecek tek duygu sevgidir.

İnsan olmak için de en olmazsa olmaz donanım sevgidir.

Sevgiden, merhametten ve vicdandan uzak durmayalım. Zira bu “üçlü” insanın yaşam belirtisidir.

Işıksız, havasız, susuz ve topraksız çiçek olmadığı, olamayacağı gibi insan da sevgisiz, merhametsiz ve vicdansız olamaz.

Eğer bir insanda sevgi yoksa o insana “insan” demek bile yanlıştır.

Sevgisiz insandan her türlü vahşet beklenebilir.

Öyleyse insan olmanın asgari şartı sevgi taşımaktır. Zira sevgisiz insanlarla barış inşa edilmez. Sevgisiz insanlarla diyalog ve muhabbet köprüleri kurulamaz.

“İnsan, yalnızca sevdiği zaman kötülük etmez.” diye hoş bir söz vardır.

Fıtrat asla boşluk kabul etmez. Sevginin olmadığı bir kalbi menfi duygular istila eder. Böyle bir kalp “selim” bir kalp olamaz. “Silm” sıfatlarını taşıyamaz.

Sevgi, her seviyede toplumsal bir harçtır. Evde, okulda, kurumda…

Sevgisiz bireyler bir araya geldiğinde sadece bedenleri bir araya gelmiş olur.

Kalpler uzaklığını sürdürür. Yirmi kişi aynı kurumda bir araya gelir ama her biri bir diğerinin ardından konuşur, altını oyar, kuyusunu kazar. Herkes bir diğerine çelme takma yolları arar. Bu birliktelikler, birlik ve uhuvvet getirmez, menfaat mevzilenmelerinden ibaret kalır. Birbirini yiyen insanlarla huzur ve barış tesis edilmez.

Böyle yerlerde sevgi sadece lafızdan ibarettir. Ve o yerde bir sistem ve düzen de kuramazsınız. Barış mesajı yazamazsınız. Dünyaya barış taşıyamazsınız.

Sevgi, insanlığın ortak dilidir.

Kalplerinde sevgi taşıyan bireyler, başlarına sevgi destanı yazan yöneticiler bulur. Tıpkı Yeni Zelanda’da olduğu gibi.

Kalpleri taşlaşmış ve “çekiç”leşmiş bireyler ise başlarına öfke nöbetleri geçiren, kin ve öfke jenaratörü olan insan kılıklı mahluklar bulur.

Böyle bir durumda ya cehennem gibi bir iklimde sevgi seraları kuracaksınız veya insanların yaşadığı iklimlere göçeceksiniz.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz