- Kamuoyuna Duyuru…! - 30 Nisan 2023
- 1915 Olayları ve Konuşulmayanlar - 25 Nisan 2023
- Neden Ak Partiliyim? - 24 Nisan 2023
İşin aslını yazıyor olmak biraz garip. Açıkçası bana garip geliyor nedense. İşin aslıyla ilgilenenler eskiden vardı ama şimdilerde yok. Konu din bile olsa, işin aslının ehemmiyeti kalmamışsa, yapacak fazla birşey kalmıyor.
Peki neden hala ısrarla işin aslı?
Bugün yaşayanların önem vermediklerinin ben de farkındayım. Benim işin aslını ele almamın sebebi zaten bugüne değil, geleceğe. Gelecekte yaşayacak olan çocuklarımız ve gençlerimiz aradıkları zaman bulabilsinler. Bulsunlar ki, boşuna zaman kaybetmemiş olurlar.
Hicretin yedinci senesi ‘dünyaya açılım’.
Yerelden genele geçiş.
Hicretin yedinci yılına gelene dek İslam’ın insanı içsel olarak ilgilendiren Mekke Dönemi yaşandı.
İslam’ın bireysel ve toplumsal ibadetleri kısmen tamamlandı. Kısmen dememin sebebi, henüz daha hac ibadeti farz değildi.
İşte bu yıl İslam ‘yerelden genele’ açıldı.
Hz. Peygamber devlet başkanlarına mektup gönderdi.
Kimlerdi peki bunlar?
- Bizans. Yani bugün karşılığı ABD.
Bizans imparatoruna mektup göndererek İslam’a davet etti. ‘….Allah’ın kulu ve Rasûlü Muhammed’den, Rum’un büyüğü Hirakl’e. Hidâyet yoluna uyanlara selâm olsun. Bundan sonra: Ben seni İslâm’a ve onu yayma hizmetine dâvet ediyorum. Müslüman ol ki, selâmete eresin, Allah da sana ecrini iki kat versin. Eğer kabûl etmezsen, halkının vebâli senin boynunadır…’
- İran Kisra’sına. Yani bugün karşılığı Rusya.
- Mısır Mukavkısı’na. Yani bugün karşılığı Avrupa Birliği
Ayrıca çeşitli devletlere ve emirliklere de mektuplar gönderildi. Ve ayrıca Habeşistan’a Necaşi’ye de mektup gönderdi.
Bu mektupların görünen yüzü: İslam’a davet. Yani önce ülkelerin devlet başkanlarının Müslüman olmaları ve sonra da yönettikleri sistemin İslami olması.
Yerelden genele açılmanın anlamı ne?
Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslüman topluluğu, kendi içinde İslam’ın hukuk ve ahlak düzenini yaşıyordu. Kendi içlerinde kurulan bu hukuk sisteminde, insanların haksızlığa uğramamaları sağlandıktan sonra dünyaya örnek olarak sunmak gerekiyordu. İşte diğer ülkelere gönderilen mektupların önemi buydu.
Bugüne taşıyalım:
Bir köy, yerleşim yeri, şehir ya da ülkenin öncelikli işi kendi içinde hukuku tesis etmektir. Hukuk ve ahlaki seviye yani insanilik. Sonrasında bu özellikleri ile bir dünya devleti olma yoluna gider.
Dünya devleti olma söylemleri yapıp da, kendi içinde hukuksuzluk ve gayri ahlakilik olursa, bunun inandırıcılığı olmaz.
Hz. Peygamber de tesis ettiği bu adalet düzenini dünyaya örnek olarak göstermek için genele açılmış ve önemli devletlere mektuplar göndermiştir.
Müslüman olanlar oldu mu?
Hayır olmadı.
Olmadı ama dünyanın bu adalet ve hukuk sisteminden haberi olmuş oldu.
Tekrar ifade edeyim: Adalet ve hukuk SİSTEM’inden…
Bu düzlemden bakabilirsek, gönderilen mektupların ne demek olduğunu çok daha iyi anlarız kanaatindeyim.
Sevgi ve Bilgiyle kalın
İşin aslına dair yazıların ilgi görmediğini mi düşünüyorsunuz Hocam? Ben öyle düşünmüyorum da…
İşin aslına dair yazan bir çok yazar olduğunu ve en çok ta bu tür yazıların okunduğunu düşünüyorum. Sosyal medyada dolaşırken günlük tartışmalara işin aslından detaylı örneklerin anlatıldığı paylaşımlara çok sık rastlıyorum. Demekki dikkatle okunuyor. Yeterki işin aslına dair yazılar meselelerin aslına faslına sosyolojisine psikolojisine kısaca ruhuna dokunsun. İnsanlar yaşadıkları zaman diliminde bir çok hadiseye şahit olurlar sonra da ölürler. Ama hadiseler zihinlerde yaşamaya devam eder. Zihinlerde yaşatılmaya değer her vaka okunmaya değerdir.