İstanbul’u Depreme Hazırlamak

0
Latest posts by Süleyman Karagülle (see all)

Zelzele, yangın, sel, savaş, terör, salgın, büyük trafik kazası ve benzeri olaylar afet olarak adlandırılır. Özellikleri, beklenmezken birdenbire gelmiş olması ve toplulukta herkesin düzenini bozmasıdır. Bunların önüne geçilecek çareler bulunduğu takdirde o afet sınıfına girmez. Birçok bulaşıcı hastalıklar eskiden afet mahiyetinde iken şimdi sıradan vakalar haline gelmişlerdir. 

Bununla beraber afetlerin bir kısmı afet olmaktan çıkarken başka bir kısmı da afet olmaya başlamıştır. Ekonomik krizler günümüzün afetleridir. Tüketicinin eline para geçmez, satıcılar satamaz. İşçi iş, işveren işçi arar ama birbirlerini bulamazlar. Satıcı müşteri arar, müşteri satıcıyı arar, ama birbirlerini bulamazlar. Kiralayan kiracıyı, ev sahibi de kiracıyı arar ama birbirlerini bulamazlar. Kişinin sermayesi vardır, değerlendirmek ister, girişimci de sermaye bekler, ama bir türlü birbirlerini bulamazlar. 

Trafik kazaları ve trafik sorunu ile terör çağımızın afetlerindendir. 

O halde afetsiz dünya tasarlanamaz. 

Afet, adı üstünde, alınan tedbirlerle önlenemez. 

Bu durumda yapılması gereken afetlerden korunma yollarıdır. 

Zelzele bir numaralı afettir, tedbirli olmalıyız. 

Zelzeleye karşı alınacak tedbirler dört kademede oluşur: 

a) Birincisi, zelzele anında ilk müdahale ile ilk yapılacak işler vardır, bunlar en az insanın ölmesi veya yaralanması işleridir. 

b) İkincisi zelzeleden sonra zelzele sahasından insanları çevreye sıkıntı olmadan kurtarılması ve trafik, su, kanal vs. tıkanıklıklarının giderilmesi. 

c) Üçüncü olarak insanların oradan uzaklaştırarak geçici de olsa normal hayata kavuşturulması. 

d) Dördüncü olarak enkazın kaldırılarak yeniden meskûn hale getirilmesidir. 

Yeryüzünün her yerinde zelzele ihtimali vardır. Dolayısıyla zelzele yerlerinde iskânı durduralım diyemeyiz. İstanbul’u boşaltamayız. Çünkü İstanbul yeryüzünün kalbidir.  Gelişen canlılar kalpsiz yaşayamazlar. 

O halde İstanbul’u zelzelelere karşı korumamız için gerekli tedbirleri almalıyız. 

Bunları şöyle özetleyebiliriz:

a) Sağlam yapılaşma,

b) zelzele esnasında kimin ne yapacağını gösteren genel planlama yapma,

c) halkımızı bu plana göre hareket etmesi için eğitme ve sık sık provalar yapma,

d) zelzele esnasında bazı hazırlıkları yapma; çadır, yakıt, dinlenme evleri, helikopter taşımacılığı gibi tedbirleri alma.

Peki, bunu kim yapacak ve nasıl yapılacaktır? 

Bunu yapacak olan bunun sorumlusu ve yetkilisi İstanbul Valisi Muhterem Ali Yerlikaya’dır. Resmen görevli olan odur. Ali Yerlikaya yalnız İstanbul’un valisi değildir, bölge valisidir. Bölgeye hizmet veren genel müdürler İstanbul’dadır, İstanbul Valisinin emrindedir. Bunun dışında İstanbul yalnız Türkiye’nin merkezi değildir, insanlığın da merkezidir. Dünyanın kalbi İstanbul’da atar, ister istemez tüm dünyanın etkili kişilerini ağırlama görevi de İstanbul Valisine aittir. İstanbul’un yarısı şimdi CHP’de yarısı AK Parti’dedir. Bunlar arasında uyumlu çalışmayı sağlayacak olan da İstanbul Valisidir. 

Kendisinin sağladığı imkânla yakından tanıma ve görüşme fırsatını buldum. O zaman zelzele olmamıştı. Şimdi zelzeleye karşı çare aramaktadır. Ben de makalelerimi bu hafta zelzeleye ayırdım. İstanbul’un yetkili ve sorumlusuna hitaben konuyu ele aldım. Kendisinin bunlara ayıracak vakti olmayabilir. Sayın vali yardımcısı inceleme ve değerlendirme imkânını bulursa yararlı olur inşallah.

Kuşkusuz Türkiye’de bugün resmen ve fiilen sorumlu ve yetkili olan kişi Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Muhterem Valimiz bir plan hazırlatmalıdır. Akevler katkıda bulunmada amadedir. Bu planı Muhterem Erdoğan’a arz etmeli, Vali olarak doğrudan arz etmelidir. Valiler bakanları değil cumhurbaşkanını temsil ederler. Bakanların bölge müdürleri de valiye bağlıdır. İlk tezkiyelerini bakanlar değil valiler yaparlar. Planı doğrudan Valimiz Cumhurbaşkanına götürmelidir. Cumhurbaşkanının plan üzerindeki görüşlerini aldıktan sonra son şekli verilmelidir. Cumhurbaşkanımızı yakından tanıyor ve biliyorum, ilgilenip destek vereceğinden kuşkum yoktur. 

*******

İstanbul Zelzele Merkezi

1- “İstanbul Zelzele Merkezi” bir “KOOPERATİF” olarak kurulmalıdır. Buna İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Başkanları ortak olmalıdır. Marmara Bölgesi’ndeki vilayetler de belediyeler de ortak olmalıdırlar. Çünkü çözüm yalnız İstanbul’un içinde gerçekleşmez. 

2- Merkez kooperatif semt kooperatiflerini kurmalıdır. Yaklaşık her yüz hanenin olduğu yerlere bir semt kooperatifi kurulmalıdır. Her semt afetlere karşı alınacak tedbirleri semt olarak ele almalı ve çözmelidir. 

3- Merkez kooperatifte plan yapılacak, projeler üretilecek, semtlerde ise eğitim verilecek, gerekli tedbirler alınacak ve yapılaşmaya gidilecektir. Semt kooperatiflerinin ana hedefi yüz lojmanlı işyeri semt apartmanını kurmak, ana gayesi o sokakta kendilerine bir semt apartmanı yapmak olmalıdır. 

4- Merkez kooperatif proje ve muhasebe merkezini kurmalıdır. En az bin bilgisayarcıyı çalıştırmalıdır. Marmara Bölge Belediyeleri bu bin kişiyi finanse etmeli ve ürünler belediyelerin olmalıdır. Ayrıca tüm cami dernekleri ve okul aile birlikleri de katılmalıdır. Halkın semt kooperatiflerini desteklemesi konusunda camilerde ve okullarda bilgi sunulmalıdır. 

5- Merkez semt kooperatiflerinden de yararlanarak tüm Marmara Bölgesi’ni ‘Tarım ve Sanayi Semtleri’ olarak planlamalıdırlar. Sanayi semtleri onar dönümde, tarım semtleri biner dönümde yerleştirilmelidir. Tapu kayıtları nazarı itibara alınmayacak, parselasyon yapılmalı, çok kısa zamanda planlama bitmiş olmalıdır. 

6- İstanbul Zelzele Merkezi, 15 katlı yüz lojmanlı işyeri apartman projesini yapmalıdır. On dönümlük yerlerde kurulacak olan bu projenin betonarmesi tek olmalı, bölmeler ahşaptan olmalıdır. Kabası bittikten sonra satılmalı veya bölüşülmelidir, ince kısmı satın alanlara bırakılmalıdır. 

7- Yüz lojmanlı işyeri apartmanın alt iki bodrumu garaj, sığınak ve kömürlük olmalı, üst bodrum işyeri olmalı, her aileye brüt 50 net 25 metrekarelik dükkân düşmüş olmalıdır. Apartmanda apartmanı yapanlar değil çalışanlar oturmalı, kira işyerlerinden ödenmeli, daireler apartman fabrikasının lojmanları olmalıdır. 

8- İki türlü apartman olur. Biri büyük firmaların finanse ettiği apartmanlar… Böyle lojmanlı işyerine sahip olmak isteyen boş olan arsalardan istediğini seçer, tip projeye göre bu apartmanı yapar ve oraya taşınır. Proje parasını ödemez. Arsa parasını ödemez.  Bu inşaatta çalışanlar devletçe sigortalanır. Vergi alınmaz. Araziye beşte bir, altyapıya beşte bir pay verilir yani yüzde kırkla arsayı almış olurlar. İlk yapan iyi arsayı seçmiş olur. 

9- Devlet veya belediyelere ait olan yerlerde devlet doğal ortaktır. Buralarda bir yerden izin almaksızın her müteahhit inşaata başlayabilir. Sahipli olan yerlerin arsalarını almak ve yıkılacak binaların bedellerini ödemek arsayı seçen müteahhide aittir. 

10- İkinci tip inşaatta merkezce parselasyonlar üzerinde yapılır. Yer boşsa, meskûn değilse, işyeri değilse, meyvelik değilse, sulu tarla değilse, müteahhit kimseye sormadan da bunun üzerinde inşaat yapabilir. Merkez arsa sahibine o semtteki rayiç bedelini öder. 

11- Mağdur olanlar hakemlere giderek mağduriyetlerini giderirler. Yargılama masrafları merkeze aittir. Yargıya gitmeyecek bir değer takdir edilmesi bu sayede sağlanır. 

12- Malzeme ayrı müteahhide, işçilik ayrı müteahhide ihale edilir. Genel hizmeti semt kooperatifleri yapar. Sonunda yapının beşte ikisi sermaye ile katılanlara, beşte ikisi işçilik yapanlara, beşte biri genel hizmeti yapan kooperatiflere ait olur. Apartman ciro ile kiraya verilir. Çalışanlar ham madde getirenlerle pazarlık yapar mamulden pay alırlar. Alınan bu payın %40’ı çalışanlara, %40’ı yapı sahiplerine, %20’si de hizmet veren semt kooperatiflerine ait olur. 

Bu usulle hareket edildiği zaman İstanbul beş seneye varmaz tüm binaları ile yenilenmiş olur. Mevcut apartmanlar yıkılır, yerlerine yüz lojmanlı apartmanlar dikilmiş olur. 

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz