Kaynak İhanetinin Psikolojisi

1

2017 yılında Süleymaniye’de Cemil Bayık’a suikast hazırlığı yaparken ikisi üst düzey MİT görevlisinin kaçırıldığı iddiaları var… MİT görevlilerinin Cemil Bayık’ın yakın koruma ekibinden bir teröristi angaje ettiği ve Bayık’ın tedavi için sık sık Süleymaniye’ye gittiği bilgisi üzerine o bölgede hazırlık yaparken yakalandığı iddia edildi. Bu iddiaların doğru olup olmadığı tartışma konusu… Ancak eğer bu hikâye doğru ise,  teknik olarak eleman ihaneti söz konusu… Dünyanın en gelişmiş istihbarat servislerinin bu tarz durumlarla karşılaştığı da bilinmektedir.

Peki, nedir eleman ihaneti? Hangi durumlarda oluşur? Eğer en başından beri, planlı bir şekilde sızma elemanı değilse, kaynağı ne tetikledi de yöneticisine ihanet eder hale geldi? Bütün soruların cevabını anlamak için insan istihbaratının teknik boyutlarına değinmek gerekir.

İnsan kaynağını profesyonelce yönetebilen istihbarat servislerinin, diğer toplama araçları veri toplayan servislerden daha başarılı olduğunu söylemek mümkün. İnsan faktörü iyi kullanıldığında başarıya ulaşmak kolaylaşırken, doğru şekilde idare edilmediğinde iki ucu keskin kılıca dönüşme ihtimali de vardır. İnsan istihbaratı, servisler için en zor alandır. Yönettiğiniz kaynağın, düzeyine göre bu zorluk artar veya azalabilir. Örneğin küresel bir gücünün güvenlik servisinde bir kaynağa sahipseniz bu varlığı yönetmek oldukça ince bir işçilik gerektirir. Yöneten en az yönetilen kadar donanımlı olmak zorundadır. Bunun yanında kaynak ve yönetici arasında sarsılmaz bir güven ilişkisi kurulmak zorundadır. 

Peki bu güven ilişkisi nasıl sağlanır ? 

Ünlü kuramcı John Bowlby’ye göre, kişinin kendini, yaşamındaki kişileri, sembolleri, ideoloji ve  siyaseti algılayış tarzına  göre inşa ettiği zihinsel kurgular bulunur.  Yeni ilişkiler kurarken bu tasarım doğrultusunda yaklaşır. Dünyayı ve insanları bu zihinsel kodlara göre okumaya meyilliyiz. Kişinin anne –babası ile kurduğu ilişki de kişinin diğer ilişkilere nasıl anlam yüklediğini görmemizi sağlar. Bowlby çocukların anne ile kurduğu bağa dikkat çeker ve   bağlanmayı güvenli, kaygılı ve kaçınan bağlanma olarak kategorize eder. Güvenli bağlanan çocukların  ilişkilerinde sorun yaşamadığı; kaygılı bağlanan çocukların kaybetme ve terkedilme korkusu yaşadıkları için sağlıklı ilişki kuramadıkları; kaçınan bağlanan çocukların ise duygularını belli etmekte zorlandıkları savunulmaktadır. Anne ile kurulan bu ilişki çocukların bütün yaşamını etkiler. 

Bundan dolayı kaynağının psikolojik yapısını bilmeyen bir yönetici onunla kurduğu ilişkide zorlanır ve mekanik tedbirlerle ilişkiyi zedeler. İlişki sağlıklı şekilde yönetilmediği ve kaynakta değersizlik ve sömürülen bir araçmış gibi hissettirdiğiniz anda, fırsatını yakaladığında sizi cezalandırmak için her türlü  enstrümanı kullanır: bilgileri sulandırma, yalan haber üretme , ilişkiyi kesme …

Ancak kaynakla kurulan ilişki her zaman sağlıklı bir zeminde gelişmeyebilir. Örneğin terminolojide soğuk yaklaşım diye adlandırılan, hedefin işbirliği yapmaya istekli olmadığı durumlarda baskı, tehdit unsurlarını kullanarak ikna etme girişimi genellikle maksimum yarar sağlamaz. Ancak  bu gibi durumlarda kaynak açısından, kendini dize getiren, yenen bir güce  itaat ve saygı duygusu oluşur. Bu pozitif duygu ile doğru bir şekilde işlenip geliştirilmezse , kaynak hep yenilgi gününde kalır. Bu durumda fırsatı bulduğu en doğru zamanda onu yenen güce isyan etmesine neden olur. Özellikle terörle mücadele de, kaynağı değerli hissettirecek ve yaptığı işin anlamlı ve hangi büyük resme hizmet edildiğinin sağlıklı bir biçimde anlatılması gerekir. Çünkü özellikle bizim gibi toplumda yardımcı istihbarat elemanlarının muhbir şeklinde tanımlanması ve bu kavramın toplumsal algıdaki negatif imajı, kaynağı sürekli olarak ilişkiyi sorgular hale getirecektir. Bu durumdan kurtulmanın temel yolu kendi şartlarımıza uygun bir insan kaynağı yönetme prosedürleri oluşturmaktan geçer.

Eleman yönetmede kaynak boyutunun yanında yönetici hataları ile ilgili hususlar da önemlidir. Tecrübeli bir istihbarat uzmanına göre bu hususlar şunlardır: Sıkı bir teşkilat yapılanması olan örgütlerde sızma tekniğinden çok hulul tekniğinden yararlanılır ve hulul elemanı kullanılır. Çünkü dışarıdan örgüte sızan her eleman çok sıkı bir kontrolden geçer ve sürekli test edilir. Örgütün veya hedefin yapısı iyi bilinmiyorsa, hedef disiplini öğrenilememişse, kullandığı dil ve ideoloji ayrıntıları ile bilinmiyorsa, örgüt içi ilişkiler ve cezalandırılmalar doğru tahlil edilememişse kaynak da doğru yönlendirilemez. Öte yandan, eleman doğru seçilmemişse, tüm geçmişi, bağlantıları didik didik edilmemişse, motifi doğru seçilmemişse, hele de eleman eğitimi gerektiği gibi yapılmıyorsa her an aksilik olabilir ve kaynak ihanet kastıyla olmasa da benzer duruma düşebilir.

Bu iki durumla karşılaşmamak için, ünlü Çinli general Sun Tzu’nun; “Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan tehlikeye düşmezsin; başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin; ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin” sözünü rehber edinmek gerekir.

Siz ne dersiniz? 

1 Yorum

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz