Kılıçdaroğlu: Farklı düşündüğümüz zaman toplumu ilerletiriz

0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli’nde İzmit Belediyesi’nin Yeşilova Mahallesi’ndek inşa ettiği “Çınar Çocuk Evi ve Sağlık Merkezi”nin açılışına katıldı. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e kreş için teşekkür eden Kılıçdaroğlu, okulun ve sağlık merkezinin açılışını yaptı.  

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “TBMM’nin Başkanvekili, siyasi partilerin saygıdeğer temsilcileri, il başkanları, belediye başkanları, milletvekili arkadaşlarım… Kocaeli Milletvekilimiz Tahsin Bey (Tahsin Tarhan) onu Kilis’e gönderdik, şu an Kilis’te. Dolasıyla telefon etti, ‘Ne olursun Kocaelililer’e, İzmitliler’e selamımı söyle. Onun da selamını aktarmış olayım.

Şu bir gerçek, eğer siz halka hizmet etmeyi kafanıza koymuşsanız ve ‘ben seçildiğim yerde belediye başkanı olarak hiçbir ayrım yapmadan; kimlik, yaşam tarzı ayrımı yapmadan, belde halkına hizmet ediyorum’ diyorsanız arkanızda büyük bir halk desteğini görmüş olursunuz. En büyük arzumuz bu. Belediye başkanlarımızın hiçbir ayrım yapmadan belde halkını kucaklamaları. Belediye başkanlarıma bunu söyledim, ama bir şey daha söyledim. Özellikle yoksul mahallelerden başlayarak pozitif ayrımcılık yapın. Bugüne kadar o mahalleler ihmal edildi. Bayramlarda, seyranlarda götürüldü ve oy avcılığı yapıldı. Biz o bölgelere katkı verirken oy avcılığını kesinlikle düşünmüyoruz. Tam tersine onlar kentte huzur içinde yaşasınlar, gelir düzeyi yüksek olan mahallelerde insanlar nasıl yaşıyorsa gelir düzeyi düşük olan mahallelerde de insanlarımız huzur içinde yaşasınlar. Çocuklarını sevgiyle kreşe göndersinler, bu imkanlar sağlansın onlara.

Belediye başkanlarımıza dedik ki, önce yoksul mahallelerden başlayarak kreş açınız. Anne güven içinde çocuğunu getirip kreşe bırakabilsin. Ve böylece kent yaşamını daha rahat öğrenebilir, kentte gezebilir. Çocuğunu güvenli bir kreşe bıraktığı zaman taziyeye, düğüne, komşuya, alışverişe gidebilir, çarşıya, pazara çıkabilir. Dolasıyla anne daha rahat. Çocuk güven içinde besleniyor, uyuyor, bakımı, eğitim iyi.

BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZMEK İSTİYORSAK, ORTAKLAŞACAĞIZ, EL ELE VERECEĞİZ

El ele yürümek demek aslında hiç kimseyi ayırmadan, sorunları çözmek için hep beraber hareket etmek demek. El ele yürümek demek, hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden beraber kentin sorunlarını çözmede ortaklaşmak demek. Sorunsuz bir kent, dünya, yaşam var mı? Hayır. Ama görevimiz, aklımızı kullanarak bütün sorunları çözmektir. Aklımızı kullanarak bütün sorunları çözmek istiyorsak ortaklaşacağız, el ele vereceğiz. Bazen bir kişinin gücü bir sorunu çözmeye yetmeyebilir, ama beraber olduğumuzda üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur.

Eğer bir yerde bir sorun varsa o sorunun çözümü için dayanışma kültürünü de büyütmemiz lazım. Yangın olduğu zaman bizim küçüklü büyüklü bütün belediyelerimiz yangın bölgesine yardım yapmak için her türlü çaba harcıyorlar. Araç, eleman, personel, gıda, diğer yardımları gönderiyorlar. Ama bu yardımları göndermeden önce mutlaka belediye başkanı ile görüşüyorlar. İhtiyacınız nedir ve biz bu ihtiyacınızı giderecek yardımları yapalım diye. Bu dayanışma kültürü de bizim için değerli.

Dayanışma kültürünü büyütürsek kentler arasında da sorunun çözümü konusunda bir araya gelme kültürünü büyütmüş oluruz. Her birimiz sorunlarımızla baş başa kalmayız, sorunu çözmek için oturup ciddi mücadeleler veririz. Yetersiz kalabilir, ama dayanışma kültürünü büyüttüğümüz zaman her birimiz sorunun bir ucundan tutar ve sorunu çözmeye çalışırız.

İzmit’i öğrencilik yıllarımdan beri bilirim. Düğünümü de burada yaptım. Dolasıyla burası benim için çok yabancı bir kent değil. Burası benim gençliğimin yaşandığı bir kent. Eski halini, sahilini de bilirim. Tabii yapılaşmanın hangi boyutlara ulaştığını siz yaşayarak da görüyorsunuz. Ben de zaman zaman yaşayarak, içinden geçerek, konuşarak bunları ben de yaşıyor ve görüyorum.

HER KURUŞUN HESABINI MİLLETE VERME GELENEĞİ OLUŞMASI LAZIM

Büyükşehirlerin çok büyük gelirleri var. İzmit’in sınırlı gelirleri var. Sınırlı gelirlerle çok güzel şeyler yapmayı kim öğrenmek istiyorsa Fatma Kaplan Hürriyet’in yaptıklarına bakacak. Demek ki sınırlı kaynaklarınızla çok daha güzel hizmetleri, maliyeti düşük hizmetler halka hesap veren şekliyle halka vermek durumundasınız. Dolasıyla bu bağlamda da belediye başkanlarının harcadıkları her kuruşun hesabını millete verme geleneği oluşması lazım. Bunu bütün belediye başkanlarımıza söyledim. Harcadığınız para sizin paranız değil, milletin parasıdır. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete verdiğiniz andan itibaren yeni bir siyaset penceresini açmış olacağız. Ahlaklı, düzgün, adaletli bir siyaset. Yeni bir siyasetin penceresini açtık, buradan gidiyoruz. Dayanışma kültürü, halka hesap vermek, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmadan, herkesi kucaklayan bir siyaset anlayışı ile gidiyoruz. Bunu hayata geçireceğiz. Çok kararlıyım. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyeti Allah’ın izniyle demokrasi ile taçlandıracağız. Ve güzel bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz.

Demokrasi demek, herkesin düşüncesini özgürce ifade etmesi demek. Demokrasi demek farklı düşünceye tahammül etmek demektir. Farklı düşündüğümüz zaman toplumu ilerletiriz. Hepimiz aynı şeyi düşündüğümüzde toplumu ileriye taşıyamayız. O yüzden eğitim çok önemli noktadadır. Eğitim, kişiye, aileye, sınıfa, topluma, ülkeye sınıf atlatan en temel etmendir. Eğitimli bir toplumda demokrasi güçlenir, hesap verme vardır, farklılıklara saygı vardır. Eğitimli bir toplumda her farklılık zenginlik olarak kabul edilir. Dolasıyla kavganın nedeni değil tam tersine bir arada olmanın, bir arada yaşama kültürünün büyütülmesi anlamına gelir. O nedenle bu güzel kreşi açmaktan son derece mutluyum.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın yeni binasının açılış törenine katıldı.

Bir binaya sahip olmak elbette önemli. Ama bir binaya sahip olmanın çok ötesinde, yaşadığı ülkeye sahip olmak çok daha değerlidir. Biz yaşadığımız ülkeye de sahip çıkacağız. O ülkenin var olan bütün sorunlarına talibiz. Birileri ülkenin rantına sahip çıkabilir, ülkenin rantına talip olabilir, ama biz yaşadığımız coğrafyadaki bütün komşularımızla huzur içinde yaşamak ve var olan sorunları çözmeye talibiz. Biz halkın partisiyiz ve 98 yıldır demokrasiyi bu ülkeye getirmek için çaba harcayan bir partiyiz.

Mal varlıklarımıza el konuldu yılmadık, genel başkanlarımız hapse atıldı yılmadık, arşivlerimize el konuldu yılmadık, linç kampanyaları yapıldı yılmadık. Çünkü biz halk için, ülkemiz için çaba harcıyoruz. Bizim bireysel bir talebimiz asla ve asla olmaz. Bizim taleplerimiz bizim beklentilerimiz toplumun huzur içinde yaşamasıdır. Bizim üstlendiğimiz görev tarihsel bir görevdir. Bu görevi üstlenen kişiler sıradan insanlar değildir.

CHP’Lİ OLMAK DEMEK KİMSENİN KİMLİĞİYLE İLGİLENMEMEK DEMEKTİR

CHP’li olmak sıradan bir partili olmanın çok ötesindedir. CHP’li olmak ülkenin bağımsızlığından yana olmaktır. CHP’li olmak demek adaletten yana olmak demektir. CHP’li olmak demek sosyal devletten yana olmak demektir. CHP’li olmak demek çağdaş eğitimden yana olmak demektir. CHP’li olmak demek devlet yapılanmasında liyakatten yana olmak demektir. CHP’li olmak demek hiç kimsenin kimliğiyle, inancıyla yaşam tarzı ile ilgilenmemek demektir. Onları siyasete malzeme etmemek demektir.

Biz tarihin bize yüklediği bir sorumluluğun altındayız. 2023’te 100 yılımızı tamamlayacağız. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları Cumhuriyet’i kurduğunda bütün mazlum ülkelerin Cumhuriyet’e geçtiğini görüyorsunuz. Yani bizim devrimimiz sıradan bir devrim değil. Mazlum ülkelerin önünü açan da bir devrim. Şimdi Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına gireceğiz ve biz bu güzel Cumhuriyet’i ikinci yüzyılında demokrasi ile taçlandırmak kararlığındayız. Bunu beraber yapacağız birlikte yapacağız. Demokrasiyi gerçek anlamda ülkemize getirdiğimizde siyasal anlayışı da ekonomideki büyümeyi de eğitiminde de hayatın her alanında büyük gelişmeleri göreceksiniz. Biz bunu yapacağız ve yaşatacağız. Bu konuda kararlıyız. Biz ülkenin sorunlarına talibiz. Çok ağır sorunlarımız var. Son kurultayımızda 5 temel sorundan söz ettim ve bu sorunların çözülmesi lazım. Bunları çözmek için de güçlü bir iradeye ve halkın desteğine ihtiyacımız var.

Binalar güzel olabilir. Ben bazen yeni bina alındığında yol arkadaşlarıma şunu söylerim; ‘bina güzel, ama sakın içeride fazla oturmayın. Bizim görevimiz dışarıda’. Bakın biz bugüne kadar siyasetçilerin rahatlıkla yapamadıkları bir şey yapmaya çalışıyoruz; her sosyal kimliğin sorunlarını masaya yatırıyoruz. Taşeron işçiler bir sosyal kimliktir, onu gündeme getiren ve onlara kadro verilmesini sağlayan parti biziz. Emekliler bir sosyal kimliktir onlara iki ikramiye verilmesini savunan ve sonunda çıkmasını sağlayan yine biziz. Apartman görevlileri hepimizin gördüğü ama kimsenin görmediği fark etmediği o insanlara da sahip çıkmak bizim görevimizdir. Kim mağduriyet yaşıyorsa gelip rahatlıkla bizim kapımızı çalacaktır ve biz onu kucaklayacağız ve biz onun sorunlarını çözeceğiz.

HER KURUŞUN HESABINI MİLLETE VEREN BİR PARTİYİZ

Bu vesileyle bütün yurttaşlarıma seslenmek isterim: Türkiye’deki bütün yurttaşlarıma hangi partiden olursa olsun her vatandaşın başımın üstünde yeri var. Bu binada sorunları çözmeye kitlenecek arkadaşlarımız. İstanbul gibi bir kentin sorunlarını çözeceğiz. Bir önemli karar verdik. İstanbul’a halkçı bir belediye başkanı seçtik. Onların uzun yıllardır yapamadıklarını bizim belediye başkanlarımız yapıyor. Bir şey daha çok önemli yine bütün vatandaşlarıma seslenerek ifade etmek istiyorum; harcadığımız her kuruşun hesabını millete veren bir siyasi partiyiz, harcadığımız her kuruşun hesabını… Dolayısıyla biz yeni bir siyaset anlayışını hayata geçireceğiz. Güzel bir siyaset anlayışı, ahlaklı bir siyaset anlayışı, kavgadan uzak bir siyaset anlayışını hayata geçireceğiz. 98 yıldır yıkılmadık sonsuza kadar Türkiye ile beraber yolunuza devam edeceğiz. Biz bir çınarız, bu çınarı kimsenin yerinden söküp atmaya gücü yetmez. Çünkü biz haklıyız çünkü biz adaletten yanayız biz insandan yanayız biz haklı olduğumuz sürece hayatımızı geleceğe yönelik sürdüreceğiz. Çünkü Mustafa Kemal güzel bir şey söylemiş güzel bir hedef göstermiş. Çağdaş uygarlığı. Çağdaş uygarlığı aşacağız. Bu hedef bizi ölümsüz kılan CHP’yi ölümsüz kılan temel hedeftir. Bu hedefe kitlendiğiniz andan itibaren çözemeyeceğiniz hiçbir sorun yoktur.

Partimiz zaman zaman kapatıldı, mal varlıklarına el konuldu, arşivlerine el konuldu, ama yaşıyoruz. Siyasi partilerin tarihlerine baktığınız zaman dünyada en köklü siyasi partilerden 4 veya 5 partiden birisi CHP’dir. Demokrasiyi getiren, demokrasiyi savunan herkesin kimliğine inancına ve yaşam tarzına saygıyı gösteren, laikliğin ne kadar değerli bir kavram olmanın ötesinde bir yaşamı güvence altına alan bir kavram olduğunu biz artık bugün toplumun her kesimine anlatmaya çalışıyoruz ve toplum da artık bunları kavrıyor. Dolayısıyla önümüz açık, önümüzde hiçbir engel yok. Sadece çalışacağız, sadece anlatacağız. Kavga etmeyeceğiz. Bizi kavga alanına çekmek isteyebilirler. Bütün arkadaşlarıma sesleniyorum; sakin olacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkeye demokrasi getireceğiz. Ne yaptılar İstanbul seçimlerinde? Yüksek Seçim Kurulu’nu kullandılar. Başka organları kullandılar. Ağzımdan çıkan cümle şuydu: ‘Ben bu halkın ferasetine güveniyorum. Seçim mi bir daha gidelim.’ Farkı gördüler. Bu fark aslında toplumun sağduyusunu gösteriyor, toplumun adalet duygusunu gösteriyor. Bu adalet duygusunu büyüteceğiz hep beraber.”

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz