Kılıçdaroğlu’ndan erken seçim teklifi.. Sana meydan okuyorum

0

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis Grup toplantısında konuştu. “17 ay beklemeyelim seçimler için. Buyrun gelin seçimleri erken yapalım.” diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“El mi yaman bey mi yaman? Kim milletten kaçmıyor çıksın ortaya. Bu kadar açık bu kadar net söylüyorum. Gidelim millete. Sen milletten korkmuyorsan, gel kardeşim açıkça sana meydan okuyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise erken seçim iddialarına ilişkin “İddiayı kim öne sürüyorsa ispatla mükelleftir. Yok öyle bir şey, bizden öyle bir şey duydunuz mu?” açıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlu, grup toplantısında şunları söyledi:

Aylardır Enis Berberoğlu hapiste. Biliyorum bir de rahatsızlık geçirdi fıtık ameliyatı oldu. Vay efendim hapishanede yatmamamak için ameliyat oluyor. Bu kadar ahlak dışı bir saldırıyı hayatımda hiç düşünmedim. Enis Berberoğlu lanet olsun size ameliyattan sonra hapishaneye götürün beni dedi. İnsan düşmanına dahi insanca davranmalıdır.

Enis Berberoğlu içeride boş durmadı güzel bir kitap yazdı; ‘Siz Yürürken Ben Yatarken’ kitabın adı. Bu kitabın bütün gelirlerini gazetecilik stajı yapan öğrencilere verecek onlara bağışlayacak. Ergenekon Balyoz davalarında Silivri külliyatı oluşmuştu.

Cumhuriyet yazarları, neredeyse bir yıllarını dolduracaklar. Yanlış hatırlamıyorsam 31 Ekim’de bir yıllarını dolduracaklar. Ahmet Şık’ın ne günahı var? Akın Atalay, Murat Sabuncu, Emre İper’in ne günahı var? Allah aşkına Ali Bulaç’ın, Altan kardeşlerin, Atilla Taş’ın, Mahir Kanaat’in, Nazlı Ilıcak’ın, Murat Aksoy’un ne günahları var? Bunlar gazeteci, gazetecilik görevlerini yapıyorlardı.

Eğer bir ülkede gazeteci hapisteyse o ülkede demokrasi yoktur. Biz hep demokrasiyi insan haklarını savunduk. Bizi severler veya sevmezler ama benim gibi düşünmeyen insanın da düşüncesini özgürce ifade etmesi lazım.

Bazı belediyeler kitap fuarları düzenlerler. Kayseri Büyükşehir Belediyesi de düzenlemiş. Her görüşten insan gelir. Yazarla okuyucu arasında sıcak samimi ilişki ortaya çıkar. Okuyucu bazen yazarı eleştirir. İhsan Eliaçık saygıdeğer bir isim inancına bağlı düşünce inanç özgürlüğünü savunur çok sayıda eseri vardır dini içerikli. Kendi kitapları o fuarda davet edilir ama fuarı düzenleyen belediye Eliaçık’ın oraya gelip kitaplarını imzalamasını ve konuşmasını yasaklar. Bu belediye başkanı en büyük hakareti Eliaçık’a değil Kayserililere yapıyor. Bu Kayserililere yapılan en büyük hakarettir.

Bu maden ocağı kaçak çalıştırılıyor diye açıklama yapıldı oysa kaçak değildi ihaleyle verilmiş. Bir bakan yalan söyler mi? Yalan söyleyen bakanın görevini bırakması lazım 8 işçinin kanı onun boynundadır. İhaleyi sen yapıyorsun. Görevini yapmıyorsun ama bir anlamda ölenleri suçluyorsun. Yalanla suç örtülemez. Şırnak’taki madende ölen 8 kişinin vebali Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın boynundadır.

Yine OHAL uzatıldı. Darbe girişiminden hemen sonra Çankaya Köşkü’nde Sayın Binali Yıldırım ile bir araya gelmiştik çok kısa bir süre için OHAL ilan edileceğini ifade etti. 1 yılı aştı. 2 tane 15 Temmuz var 1 halkın 15 Temmuz’u 2 sarayın 15 Temmuz’u. Biz sarayın 15 Temmuz’una karşıyız.

Bir komisyon kurduk Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 15 Temmuz darbesini kim yaptı, nasıl oldu? Bu işte hükümetin sarayın haberi var mıydı yok muydu? Oturup bir konuşalım diye. O komisyonu engellediler. Komisyona gelip ifade vermesi gereken kişileri komisyona davet etmediler. Adil Öksüz’ü serbest bıraktılar; darbenin en kilit isimlerinden birisi Adil Öksüz cep telefonlarıyla beraber serbest bıraktılar, CPS cihazıyla birlikte serbest bıraktılar. Serbest bıraktılar, takip de etmediler. Ama İbrahim Kaboğlu’nu takip ederler, İbrahim Kaboğlu’nun pasaportuna el koyarlar, İhsan Eliaçık’ı sokmazlar, İhsan Eliaçık’ı takip ederler. Bunların ne günahı var? Adil Öksüz olayı hâlâ bir muammadır. Bunun hesabı hâlâ verilmemiştir. O kullandığı cihazı Türkiye’de hangi kurum ithal etmiştir, hangi kurum? Bunun hesabını verecekler. Biz gayet iyi biliyoruz, hesabını verecekler.

Ayrıca FETÖ soruşturmasını yapan savcılar da görevden alındı, dürüst ve namuslu savcılar. Bakın altını çiziyorum, soruşturmayı yapan dürüst ve namuslu savcıların elinden o soruşturma alındı. Niye alındı? Gerçekler ortaya çıkmasın diye. Takip edeceğiz. 1 milyonu aşkın aileyi mağdur ettiler, 1 milyonu aşkın aileyi! Askeri öğrencilerin ne günahı var, Harp Okulu öğrencilerinin ne günahı var? Darbeyi yapanı git yakala, götüreceksen hâkimin karşısına onu götür. Öğrencilerin ne günahı var? Erlerin, erbaşların ne günahı var? Askerlikte verilen komuta herkes uymak zorunda, astı uymak zorundadır. Üstün, yani komutanın verdiği emri “ben senin emrini dinlemiyoruz” deme şansı yoktur. Dünyanın hiçbir ordusunda da yoktur. Tepeleri bıraktın, aşağıyla uğraşıyorsun.

Belediye başkanları vardı, millet seçmişti, hani milli irade diyordun. “Ben alırım size ne” diyor. Referandum öncesi tek adam rejimi felaket getirir diyordum. Şimdi söylediklerimin her kelimesi noktası doğru çıktı. Devletin bütün yetkilerini bir kişiye teslim ederseniz orada adalet olmaz kaos olur. Ahlak elden gider. Tek adam rejimi olduğu zaman tek adamı kandırırsanız memleketi felakete götürürsünüz. Örnek mi PKK, FETÖ, Esad, Barzani, Obama, Trump kandırdı.

Bu kadar kandırılan bir adamın memlekete faydası olur mu? Eğer sarayında dahi her gece başka bir odada yatıyor ve korkuyorsa, korkan adam ülkeyi mi yönetir. Neden korkuyorsun kardeşim. Çık git bir kahvede otur. Taşeron işçilerle bir sohbet et.

Devleti yöneten aldatılırsa ne olur? Devletin kozmik odasını terör örgütüne teslim eder. Devletin kozmik odasını, yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün sırlarını –altını çiziyorum- Türkiye devletinin bütün sırlarını bir terör örgütüne teslim eden vatan hainidir. Bakın bir daha söylüyorum, vatan hainidir. Öyle casus masus değil, vatan hainidir. Soruyorum, sen Türkiye Cumhuriyetinin bütün sırlarını, kozmik odayı terör örgütüne açtın, bunun hesabını verdin mi? Vermedin. Verecek misin? Vereceksin kardeşim, bunun hesabını vereceksin sen!

Her seferinde efendim “aldatıldık” diyor “kandırıldık” diyor. Şimdi aldatma ve kandırma tamam anlarım. Niçin aldatılır? Bilgisi yoktur, birikimi yoktur, kültürü yoktur, devlet deneyimi yoktur, herhangi bir şey yapmamıştır, zekâ yetersizliği vardır, birisi gelir aldatır, birisi gelir kandırır. Ben bunu anlayışla karşılarım. Birisi gelir aldatır kandırır, en çok da çocukları rahatlıkla aldatabilirsiniz, kandırabilirsiniz. Ama bir şey var, ihanet farklı bir şeydir. İhanette aldatma ve kandırma yoktur. İhanette doğrudan siz tasarlıyorsunuz, planlıyorsunuz ve uygulamaya koyuyorsunuz, ihanet budur. Bunu ben mi söylüyorum? Hayır, açın Türk Dil Kurumunun yayınlarına bakın, devletin resmi kurumu, orada görürsünüz. İhanet budur. İhaneti yapan kişiye hain denir. O da yine Türk Dil Kurumunun sözlüğünde vardır.

Şimdi değerli arkadaşlar, Sayın Erdoğan bir açıklama yapıyor, İstanbul’la ilgili yapıyor. “Biz bu şehrin kıymetini bilmedik” doğrudur bilmedin, “biz bu şehre ihanet ettik” yani şehrin hainiyim ben diyor. “Hâlâ da ihanet ediyoruz” diyor, “ben de bundan sorumluyum” diyor. Hainler devlet yönetemez arkadaşlar, hainler devlet yönetemez.

Sayın Erdoğan İstanbul ile ilgi açıklama yapıyor. Biz şehre ihanet ettik diyor. Hala da ihanet ediyoruz ben de sorumluyum diyor. Hainler devlet yönetemez arkadaşlar. Sayın Erdoğan ihanetini ve hainliği itiraf ettiği için teşekkür ediyoruz. Kendisi söylemese bu kadar rahat konuşamazdık belki. Bir bakanı vardı çevre ve şehircilik bakanı. Ne demişti? ‘Yapılan her şeyden Erdoğan’ın haberi var’ demişti.

CHP’li belediyelerin de üzerine gideceğiz diye her koldan açıklama yapılıyor. Gidin kardeşim gidin. Demirden korkan trene binmez. Bizim başkanlarımız ahlaklı adamlardır. Bizim belediyeler yeşili seviyorlar. Ağacın yeşilini, parktaki yeşili seviyorlar. Doların yeşilini değil. Bizi korkutmaya çalışıyorlar. Korkmayız. Hiç endişemiz yok. Kendi kabahatini örtmek için biziz belediye başkanının alıp içeri atacaksın. Bunu FETÖ de denemişti zamanında.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz