Kovid-19 doğum oranında büyük düşüşe sebep olabilir..

0

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ortaya çıktığında dünyada birçok ülkede “Evde Kal” sloganı ile karantina uygulanırken, doğum oranlarında artış yaşanacağına ilişkin alaycı yorumlar yapılıyordu.

Hatta sosyal medya kullanıcıları, bu süreçte doğacak bebeklere ‘karantina’ ismine benzer isimler konulması yönünde önerilerde bulundu. Ancak Kovid-19 salgını yayılmaya devam ederken, ekonomistler ve epidemiyologlar pandeminin doğum oranlarını nasıl etkileyeceğini gerçekten tahmin edemiyor.

Bazıları iş kaybı ve mevcut halk sağlığı endişesi nedeniyle doğum sayısında yarım milyon yakına azalma beklerken, bir diğer kısım ise pandemiye özgü faktörlerin durumu karmaşıklaştırdığını söylüyor. Kar amacı gütmeyen Brookings Enstitüsü tarafından Haziran ayında yayınlanan raporda, ABD’de Kovid-19 nedeniyle doğum sayılarında 300 ile 500 bin arasında düşüşün yaşanabileceği ortaya konuldu.

Araştırmaya göre 1918 yılında yaşanan İspanyol Gribi sırasında doğum sayısında yüzde 12 oranında azalma meydana gelirken, 2008’deki ekonomik durgunluk ise sonraki dört yılda yüzde 9 düşüşe neden oldu. The Philadelphia Inquirer gazetesine göre raporda imzası bulunan Phillip Levine, salgının bir sonucu olarak doğum oranlarının artacağı teorisinin doğurganlık ekonomisiyle tutarsız olduğunu söyledi.

Wellesley Koleji’nde ekonomi profesörü olan Levine, “Araştırma yaparak kendi sonuçlarımızı çıkarmaya karar verdik ve tam tersi sonuca vardık. Bundan beklememiz gereken ana fikir, önümüzdeki yıl doğum sayısında önemli bir düşüş olacağıdır.” dedi.

Profesör Levine, Kovid-19’un 1918’de yaşanan İspanyol Gribi sırasında doğum oranında yaşanan düşüşten daha büyük bir azalmaya neden olabileceğini belirterek “İspanyol Gribi sırasında ABD savaştığı için ekonomik faaliyet yavaşlamadı. Fabrikaların açık kalması gerekiyordu çünkü savaş aletlerinin üretilmesi gerekiyordu.” yorumunda bulundu.

Guttmacher Enstitüsü’nün Mayıs ayı başlarında 18 ila 49 yaşları arasındaki 2 bin 9 kadınla yaptığı bir ankete göre kadınların yüzde 40’ından fazlası pandemi nedeniyle ne zaman çocuk sahibi olacağına veya kaç çocuk sahibi olacağına ilişkin planlarını değiştirdiğini dile getirdi.

Buna karşılık, yüzde 17’si ise daha fazla çocuk sahibi olmak veya ailelerini genişletmek istediklerini bildirdi. Delaware Üniversitesi’nde epidemiyoloji profesörü olan Jennifer Horney ise koronavirüsü diğer salgınlardan ayırarak “Stres ve bunun sonucunda ortaya çıkan zihinsel ve fiziksel sağlık etkileri gerçekten uzun sürecek. Örneğin, bazı işverenlerin ekonomide yaşananlara tepkisi, çalışanların emeklilik planlarına yapılan katkıları azaltmak ve durdurmak oldu. Bu, insanları aile planlarına yansıdı.” şeklinde konuştu.

Philadelphia’da bulunan Main Line Fertility’de görevli bir doktor olan Allison Bloom, doğurganlık hizmetlerine yönelik talebin pandemi boyunca sabit kaldığını söyleyerek “Birlikte çalıştığımız insanlar yıllardır hamile kalmak istiyor. Bir ay beklemek bazıları için bir seçenek değil. Bu nedenle aile kurmak isteyen kişiler tedaviyi geciktiremez.” ifadelerini kullandı.

Ekonomist ve epidemiyologlar, salgının sonunda uzun vadede küresel doğum oranlarının nasıl etkileneceğini öngöremezken, erken doğum oranları bazı ülkelerde büyük ölçüde azaldı, bazılarında ise arttı.

Levine, her iki durumda da insanların başına gelenlerin önemli etkileri olacağını belirterek “Baby Boomer’lar (İkinci Dünya Savaşı sonrası bebek patlaması sırasında doğanlar) hayatları boyunca yaşananların etkisini hissetti. Bu nesil de aynı şekilde olacak.” dedi.

Kaynak: Şarku’l Avsat

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz