Kurbağalar Avrupa’ya ihraç ediliyor..

0

Türkiye’nin çeşitli yerlerinden binbir zahmetle toplanan kurbağalar, Avrupa mutfaklarındaki menülerde yerini alıyor.

Anadolu’nun pek çok şehrinde yapılan kurbağa avcılığında Edirne ve Hatay başta gelen kentlerden sayılıyor. Edirne’de kış mevsiminde gündüz Hatay’da ise gece avcılığıyla yakalanan kurbağalar ihracat kalemleri arasında yer alıyor.

Meşakkatli avcılıkta ustalığını babalarından öğrenen yeni nesil avcılar çeşitli nedenlerle azalan kurbağa popülasyonuna rağmen mesleği sürdürmek adına mücadelelerine devam ediyor.

Edirne’de çeltiğin yoğun olarak yetiştirildiği İpsala ve Meriç ilçelerinde tarla ile sulama kanallarından avcılar tarafından toplanan kurbağalar Avrupa mutfaklarının menülerinde yer buluyor. Meriç’in Kadıdondurma köyü de kurbağa toplayıcılığının yoğun olarak yapıldığı yerler arasında bulunuyor. Sabahın ilk ışıklarıyla köy meydanında toplanan avcılar, minibüse binerek çeltik arazilerinin yolunu tutuyor. 

Belirledikleri bölgede araçtan inen avcılar, kasık çizmelerini giyip kepçelerini ellerine alarak çeltik arazilerindeki su kanallarında nasiplerini aramaya başlıyor. Kanala kurbağa yakalamada kullandıkları kepçeyi sokan avcılar, bir yandan da suyu ayaklarıyla karıştırarak dipteki kurbağaları kepçeyle almaya çalışıyor.

Kurbağacıların avlanması yaklaşık 5 saat sürüyor. En az 30 kurbağa 1 kilogram geliyor. Yakalanan kurbağalar, köyde kilosu 30 liradan aracıya satılıyor. Aracı tarafından havuzlarda toplanan kurbağalar, boylarına göre ayrılıp canlı olarak filelere doldurularak ihracatçı firmaya gönderiliyor.

Köyde yaşayan evli ve 2 çocuk babası Beyti Aydın (65), 30 yıldır kurbağa avcılığı yaptığını söyledi. Kurbağa avcılığını kışın yapmayı tercih ettiğini belirten Aydın, yaz döneminde çeltik tarlalarında yamaklık yaptığını ifade etti.

Topladıkları kurbağa miktarının her gün değişiklik gösterdiğini söyleyen Aydın, “Bazen 5 kilo tutuyor, bazen hiç tutamadan geliyoruz. Bazen 20-30 kilo alanlar var. Yerini buldun mu çok oluyor.” dedi.

Aydın, kurbağa avcılığının zorlu bir iş olduğunu, çamurun içinde bilinmedik yerlerde çalıştıklarını belirtti. Hava durumunun şimdiye kadar avcılığa uygun olduğunu ifade eden Aydın, “Şimdiden sonra hava kötüye gider. Durumu iyi olan soğukta gitmeyecek. Ama ihtiyacı olan yine çıkacak ekmeğini aramaya. Soğukta kanaldaki su buz tutuyor. O zaman nereye vuracaksın kepçeyi? Kepçeyi sokamazsın çıtır çıtır buz. Yapsak bir ay daha yaparız.” diye konuştu.

Kurbağa bacağının bölgedeki bazı işletmelerde talebe göre servis edildiğini belirten Aydın, “Ben hiç kurbağa yemedim. Arkadaşlar yiyor. Çok lezzetliymiş eti. Şoklanmış olarak satıyorlar, ‘su bülbülü’ adıyla anılıyor.” dedi. Avcı Mehmet Ali Esmer de babasının vefatı sonrası başladığı toplayıcılığı 1994 yılından beri sürdürdüğünü söyledi.

Havanın güzel olduğu günlerde bol miktarda kurbağa topladığını belirten Esmer, ortalama 7-8 kilo kurbağa avladığını ifade etti.

İşlerinin göründüğü kadar kolay olmadığını söyleyen Esmer, “Bu işin zorluğu su içerisinde olması. Kamışı var, ayrığı var. Mücadele şart. Soğuk havalarda bulmak zor. Bir de tulumun delinirse çok sıkıntı. Geçenlerde bir arkadaşımız tulumunu patlattı, hastalandı. Ayrıca çeltik tarlalarına atılan ilaçlar kurbağa neslini tüketiyor. İlaç kutuları da kanallara gelişigüzel atılıyor.” diye konuştu.

Subaşı köyünden Hüseyin Erhan da avcılardan topladığı kurbağaların ihracatçı firmaya ulaştırılmasına aracılık ediyor.

Kurbağa avcılığının bölgede 1970’li yıllardan beri yapıldığını söyleyen Erhan, “Ben bu işe 1990 yılında babamın yanında başladım. Avcılar kurbağaları çeltik tarlalarında su kanallarında toplayıp bana getiriyorlar. Ben de burada gereken temizliği yaptıktan sonra beşer kiloluk filelere koyup klimalı ortamda muhafaza ediyorum. Haftada 2 defa firmanın soğutuculu kamyonu gelip benden alıyor. Beş derece sıcaklıkta 10-15 gün yaşıyorlar. En büyük müşterimiz Fransa ve İtalya’daki alıcılar.” diye kaydetti. 

Erhan, yıllar içerisinde tarımda artan ilaç kullanımının kurbağa popülasyonunu azalttığını savundu. “Eskiden kurbağamız daha çoktu, fazla tarım ilacı yoktu” diyen Erhan, “Şimdiki tarım ilaçları daha sert, daha kuvvetli olduğundan kurbağayı etkiliyor. Bir hayli azalma oldu. Günlük ortalama 600-700 kilo, haftada ise 4-5 ton kurbağa gönderiyorum.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de kurbağa ihracatının bir bölümünün karşılandığı Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde kurbağa avcıları, babadan oğula geçen mesleklerini sürdürüyor.

İlçeye bağlı Gölbaşı Mahallesi’ndeki Gölbaşı Gölü’nde gün batımında bir araya gelen kurbağa toplayıcıları, havanın kararmaya başlamasıyla birlikte ateş yakıp hazırlıklarına başlıyor. Yanlarında getirdikleri çizme, tulumlarını giyen kurbağa avcıları, kepçe, gaz lambası ve fenerlerle kurbağa avlayacakları bölgeleri belirleyip dağılıyor.

“Ya nasip” diyerek soğuk ve karanlık gecede göl içerisinde vücutlarının yarısına kadar suya girip kurbağa aramaya başlayan avcılar, bir yandan da ayaklarını suda savurarak kurbağaların yüzeye çıkmasını bekliyor.

Buldukları kurbağaları elleriyle ve kepçe aracılığıyla sudan çıkaran avcılar yakaladıkları kurbağaları bellerine bağladıkları bidonlara veya çuvallara dolduruyor. Sabahın ilk ışıklarına kadar kurbağa toplamaya devam eden avcılar, topladıkları kurbağaları tüccarlar aracılığı ile yurt dışına ihraç ediyorlar.

Çocukken babasından öğrendiği kurbağa avcılığını 30 yıla yakın zamandır sürdüren 4 çocuk babası Seyfettin İpek (37), mesleği, kendisinin babasından, babasının da dedesinden öğrendiğini anlattı.

Türkiye’nin birçok bölgesinde kurbağa topladıklarını aktaran İpek, şöyle konuştu: “Diyarbakır, Ağrı, Antalya, Aydın, Ankara gibi Türkiye’nin çeşitli bölgelerine gidiyoruz. Tehlikeli derelere giriyoruz. Bazen suda neyle karşılaşacağımızı bilemiyoruz. 2-3 günde 500 lira civarı para kazanıyoruz. Kurbağa avlamaya yazın geceleri, kışın ise genelde gündüzleri gidiyoruz. Yaz aylarında kişi başı 30 kilo civarında topluyoruz kışın ise havaların soğuk olduğundan günde 10 kilo kadar kurbağa avlıyoruz. Kışın en sert geçtiği 3 ay da ise evimizde kalıyoruz. Topladığımız kurbağaları tüccara satıyoruz, onlar da Fransa başta olmak üzere çeşitli ülkelere ihraç ediyorlar. Topladığımız kurbağaların kilosunu 30 liradan satıyoruz. Yazın havalar sıcak olunca kurbağa daha fazla oluyor, o zamanda kilosunu 25 liradan satıyoruz. Tüm geçimimi kurbağa avlayarak sağlıyorum.”

Kurbağa toplamanın soğuk havalarda daha zor olduğunu belirten İpek, bazen kilometrelerce yol kat ederek gittiği avcılıktan eli boş döndüğü zamanlar olmasına rağmen mesleğini sevdiğini sözlerine ekledi.

Çocukluğundan bu yana kurbağa avcılığı yaptığını söyleyen Duran Hakan (36) ise mahallelerindeki birçok kişinin geçim kaynağının kurbağa avcılığı olduğunu söyledi.

Hakan, 8 kardeş olduklarını ifade ederek, “Babam gibi bende evimin geçimini kurbağa toplayarak sağlıyorum. Yaz mevsiminde kurbağa daha fazla oluyor bazen 60 kiloya yakın kurbağa avlıyoruz. Genelde tüccar bizden talep ediyor biz de onların talebi doğrultusunda kurbağa avlamaya çıkıyoruz.” diye konuştu.

Hakan, kurbağa toplamanın kış aylarında gece soğuktan dolayı çok zor olduğunu sözlerine ekledi. Kurbağa avcılığının bazı kesimler tarafından ilginç bulunduğunu belirten Mahmut İpek ise çeşitli kurbağalar olduğunu genelde temiz suda yaşayan kurbağaları avladıklarını kaydetti.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz