Madımak hakkında konuştu.. Kimse valiye, emniyet müdürüne sormuyor bunu

0

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Madımak olayı sizi utandırmıyor mu?” sorusuna cevap verdi. Haber Global’de konuşan Karamollaoğlu, şunları söyledi:

“Ben bunu itham olarak görürüm. Niye beni utandırsın ki? Ben bunun ne sorumlusuyum ne de bu hadiselerin önüne geçmekle mükellef bir makamdaydım. Belediye başkanıydım. Kimse valiye, emniyet müdürüne sormuyor bunu. Halbuki onların görevi meydana gelen bu hadiseleri önlemekti. Bu hadiselerin olmaması için tedbir almaktı, hiç alakası olmayan bir insan neden utanç duyacak? Bundan dolayı üzülüyor ve hayıflanıyorum neden önlemedi diye.

Ben o zaman konuşmaları takip etmemiştim ama şimdi çıkıyor. Yalvar yakar olmuşum insanlara karşı yapmayın etmeyin. Orada bir taşlama vs olmuş emniyet müdürü beni alıp götürdü. O zaman gençlere ‘yapmayın, etmeyin’ diye yalvarmama rağmen buna engel olamamışım.

O zaman bütün medya bana saldırdı. İşin en üzücü tarafı sanırım Hürriyet’teydi, itfaiyenin başındaki bir kişinin fotoğrafını çekti, Karamollaoğlu halkı kışkırtıyor diye yazdı. Sizde benim hiç mi fotoğrafım yoktu da bu adamın ben olmadığımı göremediniz? Bunların hepsi kasıtlı olarak Refah Partisi’ne saldırmak için bahaneydi. Neden esas sorumlular hesaba çekilmiyor da bir beledeye başkanı çekiliyor ki, ben bir fert olarak üzerime düşenden fazlasını yapmışım.

Bu konular gündeme gelince benim o konuşmalarım da çıkınca bana telefon edip ‘Hakkını helal et’ diyen bir çok insan oldu. ‘Siz kışkırttınız’ zannediyorduk dediler. Öbür taraftan da bunu söylerken kimseyi itham etmekle söylemiyorum, ölen ölmüştür. İnsanların canı yanıyor bir şey diyemem. Katliam kasıtlı yapıyor bir şey diyemem. İnsanların ölmesi için böyle bir şey yapıldığı kanaatinde değilim. TV’lere bakınca gördüğüm manzara şuydu: Bir adam elinde benzin bidonu arabalara döküyor, perdeleri yakmaya çalışıyor o hengamede insanlar hayatlarını kaybediyor. Bir komplo varsa onu bulmaları gerekir.”

“Sorumlusu derin devlet”

“Sivas katliamının sorumlusu kim?” sorusuna “Bence derin devlet.” diye karşılık veren Karamollaoğlu, “Ama kimse derin devletin kim olduğunu bilmiyor. Bu hadise çıkmadan 2 gün önce aczmendi Sivas’ta ortaya çıktı. Bunlar dikkate alındığında bir şey var mı diye insanın aklına geliyor. 1993 Türkiye’nin en karmaşık yılıdır. Özal hayatını kaybetti, Eşref Paşa’ya suikast o zaman düzenlendi. Bu hadiseyi kınamamak mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

“Katliamı önlemek için ne yaptınız?” sorusuna ise Karamollaoğlu, “Benden başka kimse çabalamadı. Ancak polis bana bağlı değil. Neden bunları onlara sormuyorsunuz? Ben görevden alındım. Ancak bu hadiseler karşısında yorum yapmaktan çekinmedim. 15 gün önce divriği de terör hadiseleri gelmiş 1 hafta önce başka bir yerde başka bir hadise gelmiş. O gün orada Sivas’ta çevik kuvvet kalmamış. Bir komplo olduğu zaten belli.” dedi.

Selahattin Demirtaş’ın avukatlığına neden soyundunuz?

Ben Demirtaş ile aynı fikirde değilim. Avukatlığına da soyunmadım. Bir parti genel başkanı olarak Cumhurbaşkanı olarak çıkacaksınız sonra kalkıp başka bir Cumhurbaşkanı adayını hapse atacaksınız. Bu yanlış. Bunu hükümet değil, mahkemeler vermeli. Savcılara emrediliyor sonra savcılar içeri alınıyor. Hukuksuzluğa karşı çıkıyorum, Demirtaş’ın avukatlığını yapmıyorum.

Saadet Partisi HDP’ye nasıl bakıyor?

Buradaki kanaatimiz, Meral Hanım’ın da aynı şekilde. HDP bir türlü PKK ile arasına mesafe koyamıyor. Burada sıkıntı var. Biz de ne olursa olsun prensip itibarıyla ırkçılığa karşıyım. Irka dayalı siyasi partinin Türkiye’de olmaması kanaatindeyim. Kürtleri toplum olarak görüyorum, Selahaddinin Eyyubi’nin temsilcileri olarak görüyorum. Aynı yolda giden Kürt kardeşlerimi bağrıma basmak istiyorum ama PKK’nın takındığı tavrı onaylamam mümkün değil. ABD’nin, siyonizmin desteklediği bir örgüt. Onlar HDP ile arasına mesafe koyamadığı için bütün siyasi partiler HDP’ye karşı mesafe koymayı mecburiyet olarak koyuyor.

Milli Görüş gömleğini nasıl giydiniz?

Türkiye’ye döndüğümde rahmetli Turgut Özal ile tanıştım. O beni Devlet Planlama Teşkilatına istedi. Oradaki arkadaşlarla tanışınca 1967 yılında Erbakan hocayı gördüm. Konuşmaları beni çok etkiledi. Kim bu yakışıklı ve konuşmaları çok güzel adam dedim. Erbakan dediler. Orada tanıştıktan sonra irtibatımız hiç kopmadı.

Siyonistlerin projesi misiniz?

“Bunu söyleyen Mehtap Yılmaz’a üzülüyorum. Beni tanımaz, bilmez. Benim okuduğum üniversite bahsettiği yönüyle meşhur değil. Mühendislik alanıyla ünlüdür. Sadece ben değil Tekstil mühendisliğinde de bir çok ünlü burada okudu. Bu iddialar üzüntü verici. Hiç itibar etmiyorum. Ben Abdülhamit Han’ın önemli bir sultan ve çok güzel projeleri olduğunu biliyorum. Erbakan hocanın da siyonizme hizmet etmeyeceğini biliyorum.”

Türkiye’de neyi değiştirmek istiyorsunuz?

Ahlaki ve manevi değerlerin ihyası. Bu sadece şahsi değil, adaletin tesisi, liyakata önem verilmesi, istişarenin bir kural hale gelmesi. Ancak tesisi ile problem çözülmüyor. Bir de maddi olarak kalkınma var. Sanayi ve Teknolojik alanda hamleler yapılması gerekiyor. Hem işsizlikle mücadelede hem de daha bir güçlü ülke haline gelerek hedefimize ulaşabiliriz. Şahsiyetli dış politika uygulayarak siyonist ülkelerein etkisi altına kalmadan dış politika belirlemeyeliyiz. Ancak bu görüş dünyaya huzur ve barışı getirir.

Sizce siyasetçiler samimiyetsiz mi?

Halk arasında siyasetçi dediğimiz zaman “üç kağıtçı” tabiri akla geliyor. Yeri geldiğinde yalan söylemekten çekinmeyen, söylemi ile eylemi birbirine uymayan insanlar. Halbuki siyaset millete hizmet etme kurumudur, yoludur. Ben siyasetten vazgeçemem. Bu benim hizmet yolum. Gözaltına alındığım, hapis yattığım zamanlar oldu. Hiçbir zaman bundan vazgeçmeyeceğim.

Türk siyasetinin saflarını Fethullah Gülen mi belirledi?

Gülen’in tek başına bunu belirleyecek gücü, zeka ve ilminin olduğunu düşünmüyorum. Ne hikmetse 28 Şubat olduğu zaman bile onunla yıldızı barışmadı. Her zaman Erbakan Hocanın karşısında oldu. Onun peşinden gidenler iyi niyetle gittiler. AK Parti iktidarı onların önünü açtı. Ancak hasım olarak karşılarına çıkacağını düşünemediler. Ona selam verenler bile hain ilan edildiler. AK Parti içinde bunu yapanlar ise sanki zemzem suyuyla yıkanmış gibi temiz kabul edildi.

Deniz Gezmiş hakkında ne düşünüyorsunuz?

Deniz Gezmiş’i tanımıyorum ne yaptığını ne ettiğini bilmiyorum. O dönem şahıslardan çok solcu gençlik ile birtakım adımların atıldığı kanaatindeyim. Bir şeyler hazırlandı, pişirildi ve sağcı, solcu gençlik karşı karşıya getirildi. Erbakan hocayı sanki gençleri umursamıyor gibi bir hava oluşturuldu. Maalesef gençler katletildi. Ve hatta tahrik meselesi olarak gündeme getirildi. Erbakan hoca bu kavgaya kesinlikle girmemezi ve dışarıdan bir proje olduğunu söyledi.

Numan Kurtulmuş Milli Görüş’ü neden terk etti?

Sayın Kurtulmuş Milli Görüş’çü hiç olamadı. Davranmak başka öyle hissetmek başka. Milli Görüş’çü olmak için fedakarlığı göze almak gerek. Numan beyin annesi ve babasını da tanıyorum. Üzülerek söylüyorum ki Kurtulmuş Milli Görüş’çü olamadı.

Milli Görüş hareketi parçalanıyor mu?

Parçalanmıyor. Sadece kendini Milli Görüş’çü olduğunu iddia edenler bizden kopuyor. Bu yeni bir şey de değil.

Fatih Erbakan babasının mirası olan Milli Görüşe ihanet mi etti?

Fatih ile beraber çalışabiliriz diye düşünüyordum. Babası zamanında da aktif rol üstlenmedi. Ablası Zeynep hanım daha aktifdir. Erbakan soyismini aldığı için benim Milli Görüş’ten ayrıldım demiyor bölüyor. Yapmamalıydı bunu bizi binadan da çıkardı. Yanlış yaptı. Yanlıştan döner mi dönmez mi bilinmez ama abisi olarak bu işten vakit kaybetmeden dönmesini temenni ediyorum.

Erbakan’ın mirası olan Saadet Partisi binasına haciz geldiğinde ne hissettiniz?

Sadece üzüldüm. Bina her zaman bulunur. O zamanın temeli atılırken inşaa edilirken Erbakan hocamızın yanındaydık. Bu üzdü ve Erbakan hocamızın ruhunu da rahatsız etti diye düşünüyorum. Yakında zaten taşınacağız.

Küçük yaştaki kız çocuklarının evlendirilmesine nasıl bakıyorsunuz?

Reşit olmak demek kendi kendine karar verebilecek yaşta olmak demek. Yaş konusunda böyle bir kanaatte değilim. Doğru bulmuyorum böyle bir ifadeyi. Milli Görüş’ü ifade etmiyor.

FETÖ’ye destek verdiniz mi?

Fatih bu iddiayı nereden çıkardı bilmiyorum. FETÖ’ye övgüler yağdırıldığını hiçbir zaman şahit olmadım. Birileri yanlış bilgiler vermiş. Bunu ilk defa duyuyorum. Çok ayıp ve aynı zamanda buna inanıyorsa günah! Biz Gülen’e hiçbir zaman prim vermedik, hayırlı bir iş yapıyor demedik. Destek vermedik. Bizden hiçbir zaman bir müsbet bir mesaj gitmedi.

FETÖ’nün siyasi ayağı nasıl aranmalı?

FETÖ’yü AK Parti Türkiye’nin gündemine taşıdı. Bunun aranıyor olmasına şaşıyorum. Bunu yapan zaten AK Parti. Kopmalar oldu demek onun eskileri yokmuş gibi davranmayı gerektirmiyor. Kendi içlerinde bulsunlar. Aynı kanaati taşıyorlar mı bilemem. Başkalarında değil önce kendilerinde arasınlar.

Milli Görüş’ün asıl mirasçısı kim?

Saadet Partisi.40 yıl birlikte çalışılanlar. Bunları bir kenara itip mirasçısı gibi davranamazsınız.

Erbakan ailesi sizi sevmiyor mu?

Bazen tam tutturamıyoruz. Erbakan hocamızla aynı istikamette olmayanlar var. Hepsi Milli Görüş’çü diyemeyiz.

Saadet Partisi erkek partisi mi?

Hayır değil. Böyle bir tarafımız var. Ama kadın kollarımız kendi içinde çalışmaları var. Bu konuda zate çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda da artacağını düşünüyor ve ümit ediyorum. Bu bir eksiklik bunu da itiraf ediyorum.

Erbakan, Erdoğan konusunda yanıldı mı?

Sayın Erdoğan’ın vasfını az çok bilen biriydi. Yanıldığını sanmıyorum. Erbakan hocamız dünyanın her tarafına açılmayı planlayan biriydi. Onlar bunu Erbakan hocayla yapamayacaklarını anladı. Batılı bir kapitalist sitemi kabullenerek gittiler.

Şehit cenazelerine neden katılmıyorsunuz?

Ben katılmıyorum değil, katılıyorum. Katıldığınız zaman resmi bir tavır var. Şehit cenazelerine karşı bir tavrımız kesinlikle yok.

Atatürk laikliği yerine neden İngiliz tipi laikliği övüyorsunuz?

Bu neden böyle anlaşılıyor anlamıyorum. Bizde daha çok Cumhuriyetin kuruluşundaki mütefekkirler laikliği din düşmanlığı olarak benimsediler. Ama İngiltere’de de laiklik var. Ama dine karşı değiller. Anayasamızda laiklik diye bir kavram var, anlamı bilinmiyor. İmam Hatip ile uğraştılar, başörtüsüyle uğraştılar. Özellikle söylüyorum bu ülkenin çoğunluğunun inancına saygı göstermek zorundalar. Ben saygı duyuyorsam onlar da duyması gerekiyor.

Atatürkçü müsünüz?

Ben İslamcı değilim, Müslümanım. Atatürk Cumhuriyet’i kuran biri. Ama öyle bir yerdeyiz ki biri tapıyor, biri düşman kesiliyor. İkisi de yanlış. Zamanında yaşanan hadiseler hala daha canlı tutulduğu için ya hainsiniz ya başka bir şey. Yapılanları değerlendirmek gerek. 1929 İkinci İktisat Kongresi Türkiye’yi ayağa kaldıran hamledir. Bunu Atatürk yaptı. Katı bir anlayışının ihya edilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum.

Saadet Partisi’nin alevi politikası nedir?

Alevilerle problemlerimiz hiçbir zaman olmadı. Hepsi kardeşimiz. Bana ithamlar artık azalınca daha da iyi hale geldi.

Cemevlerine ibadethane statüsü verecek misiniz?

Aynı kanaatte değilim. Siz bunu söylerseniz bütün tekke ve zaviyeler aynı şeyi isteyecek ve kargaşa olur. Aleviliği İslamın bir parçası olarak görüyorum.Cemevlerine destek veririm ancak ibadethane statüsünden yana değilim.

Ayasofya’nın ibadete açılması neden şimdi aklınıza geldi?

Bu şimdi iktidarın aklına geldi. İktidar bu imkana sahip karar verir. Kavga ve münakaşaya gerek yok. Atatürk imzası vardı yoktu tartışmalarından ziyade tartışılacak bir konu olmadığını düşünüyorum. Açılmasında bir sorun olabileceğini düşünmüyorum.

Tarikatlarla aranıza mesafe koymayı düşünüyor musunuz?

Hayır.Tarikatlar İslamın dışında bir şeymiş gibi yansıtılmamalı. Kendi yerlerinde kalmalı ve tarikatlara da ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Müslümanlar İslamofobiyle nasıl savaşacak?

İslam korkusunun batıda yer bulmasının temel nedeni yanlış islam anlayışı. Sanki Müslümanlık katletmekmiş gibi yansıtılıyor. İslam merhamet dinidir. “Korkutmayın özendirin” diyor.

Devlet içindeki kriptolara kimler?

Bunu ben de bilmiyorum zaten devlet de bilmiyor. Çözemiyorlar. Çözememelerinin sebebi nerede arayacaklarını bilmemeleri. Bu arkadaşların FETÖ ile mücadele taktikleri yanlış. Kabul edelim ki okul sistemini kurarak, bankalarına para yatıranların hepsini bundan zannediyorlar. Hapishanelerde çok insan var böyle. O zaman kendi içinizdekileri de itham edin. O yüzden şaşkınlar. Esas mesele zihniyetle mücadeledir.

Devlet Bahçeli özgüvenini Erdoğan’a mı borçlu?

Ben Bahçeli’yi ölçemiyorum. CHP ile Erdoğan’ın karşısında aday çıkaracak kadar karşıydı. Ne oldu da birden bire her şey değişti can ciğer oldular. Bu kadar zıt insanlarla nasıl bir arada çalışıyor anlamıyorum. Bu da Erdoğan’ın başarısı.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz