Müslümanların yalan üçgeni

13
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Müslüman mı, dindar mı, yoksa muhafazakar mı desek diye uğraşıp duruyoruz. Müslüman demeyelim çünkü Müslüman olmak önemli bir vasıf diye akla karayı seçiyoruz. Bildiğiniz zorluk yaşıyoruz. Kendilerine Müslüman dedikleri için, bizim de öyle tanımlamamız gerekir ama imtina ediyoruz. 

Neden mi imtina ediyoruz? 

Çünkü yapılan yanlışlıklar ve büyük hataları Müslüman tanımına yapıştırmak istemiyoruz. Bizler böyle uğraşıyoruz da, kim anlıyor? 

Müslüman sıfatıyla gene kötü işler yapılıyor. Biz konduramadıkça, işin açıkcası kendilerine alan açılmış sanıyorlar. 

İşin içinde olanlar tanımlamaya, yazmaya çekinirlerken, işin içinde olmayan dinci tayfa bodozlama dalıyor ve ‘keyfine esen neyse’ onu yapıyor. O yüzden çekinmeden direk ifade etmek gerekiyor. 

Muhafazakarların, dindarların falan değil, bildiğiniz Müslümanların ‘yalan üçgeni’nden bahsedeceğim. Yaşadığımız sorunlar, toplumdaki ahlaki çöküntü ve Müslümanım diyenler yüzünden yaşanan bunca çirkinlikler…

Nedir bu yalan üçgeni? 

Müslüman olduğunu ifade edenler üç noktada yalan içindeler: 

  1. Kendilerine yalan söylüyorlar. 
  2. Yaratıcı Rabb’e yalan söylüyorlar. 
  3. Topluma yalan söylüyorlar. 

Ali Şeriati’nin güzel bir sözü var: ‘Kuran kurslarında Kuran’ın ne dediğini değil de, Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğretmeye devam ettiğimiz sürece; kimse gelişmiş, erdemli, ahlaklı bir toplum beklemesin’. 

Gelişmiş, erdemli ve ahlaklı insanlar ve bu insanların oluşturduğu toplum…

Şeriati’nin bu sözü de, ifade ettiğim yalan üçgeni sebebiyledir. 

Açıklayalım:

  1. Müslümanlar için imanın altı şartı vardır. Kelime-i Tevhid ve bu altı şart ezberlenir ve kişi iman etmiş olur. Müslümanların kendilerine söyledikleri yalan bununla başlar. İman sadece bu kadar değildir. İman dediğimiz şey, kişisel gelişim süreci ve sonrasında oluşan kalbi tatmin halidir. Bunun sağlanması da Kelime-i Tevhid ve altı şartın ezberlenmesi ile olmaz. Müslümanlar, kendilerine ‘iman ettik’ diye yalan söylemeye başladıklarında; yalanlar Müslüman olmayla da devam eder. Çünkü iman etmek nedir bilmezler ve iman üzerine bina edilmesi gereken İslam anlayışı da yalan üzerine bina edilir. 

Yalanın ardı arkası kesilmez: Çocuklara 10 yaşında namaz kıldırın, başını örtün yalanları da sıralanır. Kendilerini yalana alıştırdıkları gibi çocukları da yalana alıştırmaya başlarlar. 

Namaz, oruç, hac ve zekatla İslam’ı tesis ettik derler ve bu da bir yalandır. Sonrasında gelen her konuyu ‘kafalarına göre’ uygularlar. 

Kendilerine yalan söyledikleri için, dinde radikalleşme yaşamaya eğilimlidirler. Bu cümle çok önemli. 

Nedeni de şu: Kendi içlerinde sorun yaşadıkları için, daha fazla inandık diyebilmek isterler ve radikalleşmek zorunda kalırlar; yoksa kendi yalanları onları rahatsız etmeye başlar. 

2. Yaratıcı’ya, Rabb’e, Allah’a da yalan söylemeye başlarlar. Ayetlerde anlatılan konuları, verilen örnekleri ‘daha fazla Müslüman’ görünmek adına zorlaştırıp, zamansal hale getirirler. 

Ne demek istiyorum? 

‘Şu kadar dua, şu kadar tesbih, şu kadar Allah de’ gibi cümlelerle zamansal çözümlerle günahlarından arındıkları yalanını kendilerine söylerken, aynı zamanda Allah’ın da günahları affettiği yalanıyla Allah’a yalan söylerler. Başka bir örnek: Hacca gidenlerin bütün günahlarının silineceği konusudur. Bunun gibi örnekler o kadar çoktur ki, Allah’a yalan söyleyerek O’nu kandırdıklarını sanmanın yolları yüzlercedir. Girin güncel kitaplara, girin sosyal medyaya binlerce ‘kolay reçete’ göreceksiniz. Bütün bunlar Allah’a yalan söyleyerek O’nu kandırma yollarıdır. Biz Müslümanlar için olumsuz konuşmayalım derken, bu insanlar fütursuzca bu yalanları yaymaya devam ederler. 

3. Topluma söylenen yalanlar, İslam’ın bu ‘kolaycı reçeteler’le uyutulmasıdır. Bu yalanlar aslında ailede başlar. Koca karısına, baba çocuğuna, anne kızına çok inançlı bir Müslüman olduğu yalanını sunar. Erkek, çocuklarını namaza ve başını örtmeye zorlarken, çocuklar da aynı yalanı ‘yapıyorlarmış’ gibi göstererek geriye verirler. Topluma İslam’ı sunarken zorlaştırmacı ve kestirmeci bir resim çizerler ve bu da aslında koca bir yalandır. Cemaatle namaz kılma şovları yapılırken aslında mesaj toplumadır. Topluma namaz kılıyorum mesajıyla da bir yalan sunulmaktadır. Bununla toplumda yalan yarışı da başlamış olur. Perde önünde ‘İslam çok iyi yaşanıyormuş’ gibi yapılırken, aslında İslam’ın özü olan konular es geçilir.
Bireyden küçük gruplara ve oradan da büyük topluma kadar bu yalanı gösterme o kadar yaygınlaşır ki, kimse bu yalandan rahatsız olmaz, çünkü herkes aynı yalanın hem bir parçası ve hem de o yalanın içindedir. 

Bundan dolayı insanlar dinler gibi yaparlar, dinlemezler; kurallara uyar gibi yaparlar, uymazlar; ahlaklı gibi görünürler ama değildirler; çevreci gibidirler ama çevreyi kirletirler; kısacası Müslüman hareketleriyle İslam’ı haykırırlar ama içe sinmemiş bir şekilciliktir bu. 

Almanya’da Müslüman göçmenler/sığınmacılar yerleşik topluma ve resmi kurumlara ‘he he derler’ ama sonra bildiklerini okurlar ve kafalarına göre davranırlar. 

Yıllardan beri söylenen ‘şark kurnazlığı’ da, bu yalan alışkanlığının kültürel kodlara işlemiş halidir. 

Bu yüzden samimi olanı arıyoruz ve hasretini çekiyoruz. 

Bu yüzden erdemli, ahlaklı nesiller ve toplum istiyoruz. 

Düşünmemiz için ayette şu geçer: ‘Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?’ (Saf suresi, 2) 

Sevgi ve Bilgiyle kalın 

Önceki İçerikTemel Atmama Töreni
Sonraki İçerikDolunay ile doyumsuz anlar..
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

13 YORUMLAR

  1. Hakukullah ve hukuku ibad vardır. Mevlaya karşı olan borçlarımız ve kabahatlerimiz, ona ibadetle, kullara olan borçlarımız da kullara ödemekle silinir.
    Hac Mevlamiza karşı olan borçlarımızi sildirir, çünkü kolay bir ibdet değildir. Her yönüyle meşakkattir.
    Müslümanların kabahatleri cok. Bunu bilmeyen yok. Ama bu kabahatleri ibadetlere yüklemenin mantığı nedir? Ibadet ahiret inancıyla yapılır. Ahirete inanmayan kültür Müslümanları var. Onlar ibadeti manasız bulurlar, islamin “fayda” yönlerini öne çıkarmaya çalışırlar.
    Arnold toynbee, önceki yüzyılın başında, artık islam, işçilere ahlak sağlama fonksiyonu ile belki faydalı olabilir şeklinde bir misyon biçmişti.
    Toynbee yazınızın satır aralarında izmir marşı öttürüyor…

  2. Sayin Tarhan,
    Haccin borclari sildirecegine dair bir bilgi YOKTUR. Inadetler ne icin vardir? Kisi borcunun bilinciyle kendini ahlakli hale getirir. Eger dedikleriniz tam manasiyla dogru olsaydi, Kuran ve Islam sadece ve sadece ÖBÜR DÜNYA icin gelmis olurdu ancaaak ISLAM dünya icin hayat icin gelmistir. Ibadetler sadece borctur ve öbür dünya icindir demek külliyen yanlistir.
    Toynbee falan beni ilgilendirmiyor. Ben yazilarimi ona-buna göre degil, Islam ve Kuran a göre ve pratikler icin Müslümanlara göre yazarim.
    Sevgi ve BIlgiyle kalin

    • Ibadetsiz din anlayışı için bu kadar cirpinacaginiza, kindi ve razi gibi Müslüman olmayan filosoflarin ahlak görüşleriyle alternatif bir şeyler koyun, bizi ibadetlerimizle rahat bırakın.

    • Hukuku ibad bölümü var diyorum. Terimi anlamadığınız için olsa gerek, borc kelimesine takilmissiniz. Hac kul borçlarını sildirmez, Mevlaya karşı olan borçları sildirir. Ibadet ve kul haklarını ilgilendirmeyen günahları.

  3. Sayin Seyfullah Mülayim.
    He bir bireyin ÖGRENMEK icin düsünmesi gerekli, HEPIMIZIN.
    Ben zaten biliyorum diyerek yüksek perdeden Islam a bakilmaz.
    Sevgi ve BIlgiyle kalin

    • Sayın Sinan Eskicioğlu bey,
      Cevabi yazınızı tam anlayamadım ama. Düşünmem ve öğrenmek için daha çok gayret etmem gerektiğini anladım.
      Teşekkür ederim. Eğer haddi aşan bir ifadem oldu ise kusura bakmayın benim eksikligimdendir. Hakkı tavsiye eden yazılarınızı ilgi ile takip etmeye çalışıyorum.
      Selametle kalın

  4. binlerce yıldan beri insanoğlu yaratıcıdan korkar, kendini korumaya almak için kan ile rüşvet verir.
    baktıki bu iş tuttu, çocuğunu verirsen daha bir itibar görür, korunur, lider olursuna çevirir. hatta kurban bakire ve en güzel kızı olursa duble sevap!
    tanrılar, tanrı, oğlu, kızı, anası..
    fazla detay verse kimse korkmayacak. anlatsa, öğretse diyeceğim kendi tam bilmiyorki neyi öğretsin. mahkeme yokki yargılasın hapse atsın. kolayı:
    günaahh!
    artık Allah’tan sadece korkmyor gerçek mü’minler.
    O’nu seviyor. O’nun kendisi için çabaladığını, kendinin iyiliğini istediğini anlıyor.
    din simsarlarına belkide iflas görünüyor.
    çünkü halk kitaptan türkçesini okuyor, doğrusunu öğreniyor, değerli hocalar intrnetten medyadan yadımcı oluyor. belki yakın bir zamanda inancını soru cevapla tv’den sorgulamak biter, ayrı bir saatte gerçek ehliyetli hocalarca inanç eğitimi de tam ve doğru olarak verilir.
    muktedirlere de eğitimi doğru, tam, ve zamanında doğru kişilerce verdirttirmek kalıyor..
    bırakın insanlar inançlarını herşeyiyle inanarak, doğruyu öğrenerek yaşasınlar.
    tanrıdan geldiği belli olan hiç bir şey boşa-sebepsiz değildir. buna yalan, iftira, kötülük, bela, ceza, müsibet, şeytan vb daha birçok şey de dahil..
    yeterki insanımızı çaresiz, tek başına ve umarsız bırakmayalım..

  5. Müslümanlari yalancı sahtekar ibadet ve dindarlık maskesinin altindaki duzenbaz gibi anlatmaya çalışan insanlar var. Ama kendileri de dürüstlük abidesi değil. Ama ibadet ve taat ehli insanlardan dürüstlük adına çok büyük maddi kayıbları göze alan çok samimi insanlar gördüm. Buna rağmen, Müslüman alışverişinde “kişinin namazı ve orucu sizi aldatmasın…” hadisi medlulunce işini itimada bırakmayıp, akidler ve kayidlar ile işini sağlama almalıdır. Din kanmanın sebebi olmamalıdır. Hadisi Şerif bunu ihtar eder.
    Dinimizin ticari ahlak vs ile ilgili hükümlerini öğrenme ve icsellestirme şansı olmamış, din adına namaz surelerini öğrenecek kadar ancak vakit ve imkan bulmuş, hayatı sokaktan, tezgahtan öğrenmiş sıradan halkı Müslümanların sahtekarliklari diyerek şikayet konusu yapmak, bunu da ibadete bağlamak…

    İbadetin ne suçu var?
    Üzerinde duracaksaniz, siz önce tembelliği bırakın ahlaki alaiyyeyi okuyup oradan güzel örnekler sunun…
    İş ve ticaret ahlakını amir ayet, hadis, kibari kelam ile, okuyucularınızi yetiştirmeye çalışın. Burada azim boşluk var.
    Böyle meşakkatli işlere girmektense,
    Müslümanlar, kıl beşi bitir işi diyor, her haltı diyor gibi kahvehane muhabbetleriyle köşe dolduruyorsunuz.

    İlahiyatçılik sizin gibi ibadetle hesabı olan insanlara kalıyor. Ne acı

    • Sayin Tarhan.
      Müslümanlar “emrolundugun gibi dosdogru ol” ayetine ters ve aykiri davranirlarsa, kimse kusura bakmasin, Allah i da kandirmaya kalkarlarsa, sahtekar ce yalanicidirlar.
      Kimsenin ibadetine de karisan yok. Ibadet maskesi ile insanlari kandiran Müslümanlar varsa da, Islam i bozduklari icin yanlisliklari yazilir ve cizilir.
      Ilahiyatcilik diye ruhbanik sinifi yoktur önce onu belirteyim. Islam i calisanlar vardir ve Müslümanlar. Islami arasrtiranlar da , sahte dincilerin serrleri yüzünden susuyorlar.
      Is ve ticaretten, hukuk ve adalete kadar bütün kistaslar bellidir.
      Kuran, Sünnet, Icma ve KIyas.
      Bu delilller ve dayanaklar icinde kibari kelam yoktur.
      Mistik din anlayislariyla Islam anlasilmaz.
      Bütün olarak Islam i anlamaya calisirsaniz, bu tarz Islam korumaciligina da girmemis olursunuz.
      Islam`i ve Kuran`i gönderen de koruyan de Allah tir.

  6. Sayin Tarhan.
    “Ibadetsiz din anlayışı için bu kadar cirpinacaginiza, kindi ve razi gibi Müslüman olmayan filosoflarin ahlak görüşleriyle alternatif bir şeyler koyun, bizi ibadetlerimizle rahat bırakın.
    “Hukuku ibad bölümü var diyorum. Terimi anlamadığınız için olsa gerek, borc kelimesine takilmissiniz. Hac kul borçlarını sildirmez, Mevlaya karşı olan borçları sildirir. Ibadet ve kul haklarını ilgilendirmeyen günahları.

    Laf oyunlariyla popülizm yapmayin. Kindi ve Razi nin MÜSLÜMAN olup olmadiginin HÜKMÜ nü vermek de size düsmez.
    Islam acik ve nettir.
    Hukuku Ibad i da bilirim, Islam i da.
    Ibadetler tektir ve bunun casitleri yoktur. Ibadetler Allah a yapilir ve toplumda yansimalari vardir.
    Günah ve sevap vardir. Hac ibadeti yapilan günahlari sildirir bir yalandir.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz