Oportünist Daimi Danışman, Her Devrin Muteber Gazetecisi

0

Bilim ve Teknik dergisinin 1969 Ocak tarihli 15.sayısından tamamen denk gelmesiyle öğrendiğim üzere kendisinin Tübitak “temel uygulamalı bilimler proje yarışması”nda teşvik ödülü vardır. Ankara Koleji adına “yüksek irtifadaki basıncın fare kanı üzerindeki etkisi” projesi ile…

90’lı yıllardan beri her güç, iktidar sahibinin nabzını anında bulan bu yeteneğiyle en itici bulduğum oportünist gazeteci abimiz İlnur Çevik. Her dönemin gazetecilerindendir. Çevikliği de buradan gelmektedir.

Bir söyleşisinde neden bunca ismin danışmanlığını yapabildiği sorulduğunda “bende şeytan tüyü var sanırım.” demişti…

2016 yılında Sabah gazetesine röportaj veren Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik şunları söylemişti: “Avrupa’da lider yetişmiyor. Kitleler sosyal adalet ve gelir eşitliği istiyor. Avrupa batıyor ve onları kurtaracak bir Erdoğanları da yok”

“Hayırcı medyaya rağmen bu netice alındıysa büyük bir başarıdır ve Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferidir” demişti referandum sonrası. Artık hayırcı medya da kalmadı, herkes evetçi bu arada…

Bir ara twitter hesabından “Referandumdan hayır çıkarsa 7 Haziran sonrasını mumla ararsınız” diyerek halkı tehdit eden ve mafyacılık oynamaya özenen bir danışmandır kendileri…

Sirasıyla Rahmetli Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, Celal Talabani ve Mesut Barzani’nin de danışmanlığını yaptığı dönemden, günümüze danışman olunca Kürt sorununun çözül(e)memesinde ne kadar etkisi vardır, varın siz hesap edin. Zira 25 Nisan 2016’da BBC’ye verdiği demeçte Kürt sorununda çözümsüzlüğü savunmuştu. Bir başka gazeteye verdiği bir söyleşide de; “PKK-ERGENEKON kardeş gibidir” demişti.

Yine 2016’nın sonlarına doğruydu. HDP ve Cumhuriyet’e yapılan operasyonlara dair söyledikleri basın tarihimizin utanç dolu sayfalarına eklenecek ve yüz karası olarak hatırlanacak türdendi.

“Muhalefet susturuluyor imajı vermeden yapalım…” başlıklı yazısının bir kısmı şöyle idi:
“Darbeler arka arkaya geldi. Önce HDP’nin Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak ve bazı yakın çalışma arkadaşları tutuklandı, sonra KHK ile Kürt medyasına darbe vuruldu ve dün de Cumhuriyet’e operasyon düzenlendi…
Peki, bu darbeler gerekli miydi? Cevabı evet, hatta bu darbeler geç bile kalmıştı…
Ama bu işlerin Batı’da bir yapılış tarzı var. Bizim de bunları öğrenmemiz lazım…”

Talabani ve Barzani ile yakınlık kurmuş ve danışmanlıklarını yapıyordu. Sık sık Kuzey Irak’a gidip bizim hükümetlerle onlar arasında mesaj taşırdı. 
Sonra onlarla dostluğunu iyice arttırmayı başardı. Bu kez Kuzey Irak’ta inşaatçılığa girişti. Şirketler kurdu ve 65 milyon dolarlık iş aldığı medyaya yansıdı. Ayrıca Kürtlere parasını peşin alıp televizyon kanalı kurduğu da yazıldı çizildi.
Bu ticari gelirlerden olsa gerek; İngilizce yayınlanan Turkish Daily News isimli gazetesine de artık gerek kalmamıştı. Dolayısıyla gazeteyi sattı.

Amerikan hukuk sistemini FETÖ’cülerin ele geçirdiğini yazmıştı bir ara. Ülke ülke değil artık ilahi komedya. Reza Zarrab’a da FETÖ’cü demesi yakındır…

Gazeteci abimiz, kisveli tüccar gibi konuşunca, yitirdiğimiz canlara daha da acıdım. Çokça ayıplandığı şöyle bir cümle kurdu dün ekranda…
“Afrin’de 50 küsur şehit verdik ama daha fazla da olabilirdi…” dedikten sonra “İki önemli kazancımız var” diyerek bunlardan birinin daha fazla şehit verilmesinin önüne geçilmesi olduğunu, ikinci olaraksa “Oradaki ihalelerde büyük pastayı Türk müteahhitler alacak” diyerek açıklamalarına devam etmesi..!

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz