Özel Kuvvetler Komutanlığı: Kurgu ve Gerçekler

12

Bilindiği üzere, 15 Temmuz Vukuatından sonra daha önceleri sadece kulaklarımızda bir fısıltı gibi olan bir kaç kurum o tarihten sonra bir “şehir efsanesine” dönüştü. Bu kurumlardan biri; “Özel Kuvvetler Komutanlığı”dır.

Filmler çekildi, bir çoğu halen yayında olan diziler yapıldı. Bir kaç tanesinden bir kaç bölüm izleme fırsatı buldum. Komedi gibi geldi; gerçeklerden uzak, fantastik – kurgu sayılabilecek türde yapımlar. Bunları eleştiremem. Sonuçta adı üstünde; “Kurgu” Ancak bu kurgular onları izleyen yurdum insanında “gerçek” gibi çağrışımlar yapıp, hayal güçlerini renklendirdi. Ve yine bu kurgular sonunda bazı gerçek dışı olaylara “gerçek” anlamını yüklediler.

Bu kurumdan kısaca söz etmem gerekirse, oldukça basittir diyeceklerim. Özel Kuvvetler Komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri personelleri (Subay – Astsubay – Uzman Erbaş (Kısmen) arasında “Gönüllülük Esasına” bağlı olarak kaynak sağlar. Yani, Türk Silahlı Kuvvetlerinin herhangi bir komutanlığında, hangi işi yaparsanız yapın, üst komutanlığa vereceğiniz; “Özel Kuvvetler Komutanlığı Kursiyer seçmelerine katılmak istiyorum, arz ederim” dilekçesi ile ilk kursiyer seçme sınavına kayıt olabilirsiniz. Bunun için tek ihtiyacınız olan TSK mensubu olmanızdır. Bunun için; çok özel yeteneklere, uçmaya, kaçmaya, binalardan atlamaya ya da binaları havaya uçurmanıza gerek yok. Bunları daha sonra öğretecekler zaten. 

Bu başvuru için; herhangi bir askeri birimin maliye kısım amirliğinde mutemet bile olabilirsiniz. Eğer muvazzaf personelseniz bu başvuru hakkınızdır. Bu başvurunuz sonrasında, üst komutanlığınızın bunu “reddetme” ya da “yok sayma” gibi bir lüksü yoktur. Mecburen bu başvurunuzu kayda alıp ilgili yere göndermekle mükelleftir. Daha sonrasında size bir davet gelir. Ve denir ki; “Şu şu tarihler arasında Ankara Spor Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı’nda (yada neresi belirlenmişse) sınava hazır bir şekilde bulunmanız…” Söylenen tarihte, verilen adrese gidersiniz. O yılın ihtiyacına göre alınacak “Kursiyer aday adayları” kontenjanı çoktan belirlenmiştir. Ve sınavlar başlar…

Şimdi sırada o adaylar içinde en iyilerini seçmeye kalmıştır iş. İşte burada biraz bireysel yetenekleriniz devreye girer. Onlar yoksa birliğinize geri dönersiniz. 400, 3200, 8400 metre koşu, şınav, mekik, barfiks gibi bazı bedensel testlerden sonra sözlü bir mülakata alınırsınız. Mülakattan da geçtiğiniz takdirde, bir yazılı sınava girersiniz, onun da neticesinden sonra “Sağlık Muayenesine” tabii tutulur, “Komando ve Paraşütçü olur” raporu almanız istenir. 

Bunların hepsi tamamsa belli bir müfredat ile oluşturulmuş kurslara başlarsınız. Kursların sonunda ise tayin olup yeni birliğinize, bordo bereniz ve göğsünüzde brövelerinizle göreve başlarsınız. Hepsi bu kadardır. Ve inanın bana okuduğunuz kadar da kolay değildir. Çok ama çok zorlu süreçtir bu kurslar takvimi. Normal insan psikolojisinin ve fiziksel gücünün kaldıramayacağı testlere tabi olursunuz. 

Kursların ortasında bu işi beceremeyeceğinizi anladığınızda şapkayı çıkarıp, “Yeter, benden bu kadar” deyip, eski birliğinize dönüp, maliye kısım amirliğinde çay ve tostla kahvaltı yapmaya devam edebilirsiniz. Tek bir şartla: Bir yıl devre kaybeder ve bir sonraki rütbenizi bir yıl gecikmeli alırsınız. Bu olmaz ve kursları başarı ile bitirirseniz, size verilen görevleri layığı ile yapmaya hazırsınızdır. 

İşte yurdum insanının kafasındaki soru işaretleri buradan sonra başlıyor ve burada bitiyor. Kendi kulaklarımla duyduğum bir hikâye ile örneklendireyim: “Bizim üst kat komşusu vardı. Adam biraz garipti. Bir gün sabaha karşı bir minibüs yanaştı kapıya. İçinden on – on iki bordo bereli indi. Karga tulumba aldılar adamı götürdüler. Bir daha da Kendisinden haber alamadık.” Formül şu şekilde olmuş bu olayda; “TV ve sinema şovları ile Kurgular -> Hayallere -> Sanrılara -> Gerçeğe…” 

Bakınız, Özel Kuvvetler Komutanlığı Personelleri, İç Hizmet ve Askeri Ceza Kanuna bağlı asker şahıslardır. Onlara verilen emir dışında hareket edemezler. Kendi inisiyatiflerini ancak operasyon ve harekât anında kendi başlarına kaldıklarında kullanabilirler. Atandığı Komutanlıkta, bağlı bulunduğu komutan tarafından örnek verdiğim yukarıdaki gibi bir emir verilmiş olsa bile bu “kanunsuz” bir emirdir. Ve “hizmete yönelik olmayan emirler, uygulanmaz.” Nitekim aynı maddeyi kullanarak 15 Temmuz’da birçok onurlu komutan, dolaylı olarak FETÖ ‘den gelen birçok komutanının “Uçakları kaldırın, tankları yürütün, askerlere ateş emri verin” gibi hizmete yönelik olmayan emirlerine uymayarak kocaman bir faciayı önlemişlerdir. 

Üstün sana “Çek silahını vur şu adamı!” derse, vereceğiniz cevap; “Hizmete yönelik değil komutanım, üzgünüm. Lütfen; Emri yazılı veriniz” olur. Yazılı verdikten sonra katlayıp cebine koyarsın ve emre yine uymazsın. Ya da uyar ceremesini çekersin. Ama aynı Üst sana; “XXX ve YYY koordinatlarından sınıra doğru girmekte olan bir terörist grup tespit edildi. Takımını hazırlayın ve olaya müdahale edin. Haydi, gazanız mübarek olsun!” derse; “Emredersiniz Komutanım” dersin, sormaz, sorgulamaz, peşine düşmez, detaylandırmaz direk emre uyarsın. 

Diğer yandan; Özel Kuvvetler Komutanlığının “Yetki” sınırları kanunlarla belirlenmişken, bu kanunlara bağlı olarak o kurumda çalışan hiçbir komutan böyle bir emir vermez. “Gidin şu adresteki adamı alın getirin, sorgulayacağız” Hayır, mümkün değil! Bu suçtur. Çünkü bu işi yapmakla görevli, yine kanunlarla belirlenmiş “kolluk güçleri” vardır bu ülkede… Emniyet Genel Müdürlüğüdür o, eğer yoksa Jandarma Genel Komutanlığıdır. Eğer ki böyle bir olay olduysa -ki sanmıyorum- bu emri veren komutanın FETÖ’cü subaylardan hiç bir farkı yoktur. Çünkü onlar da 15 Temmuz’da “hizmete yönelik olmayan emirler” verdiler. Emirlere uyanlar da şuan ceremesini çekiyorlar. 

Kaldı ki, bir Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli yolda yürürken hemen önünde birileri birbirlerini bıçaklasa ve bu arkadaşımız da olaya müdahale etse bu yine suçtur. En yakın ve en pratik şekilde Polise ya da Jandarmaya haber verebilir. Hepsi bu kadardır. Yani sizden, bizden hiç bir farkları yoktur. Eğer ki kendi yetenek ve donanımları sayesinde bu olaya müdahale ederken o olayda biri kaza eseri ölse, suçludur kendisi. “Yetki alanını ve yetkisini aştığı için…” Ya da trafikte arkasındaki sürücü onu çok kızdırdı. Arabasından indi ve o şoförü araçtan çıkardı, bir kaç tane vurdu. Sonrasında o şoför davacı olursa yine suçludur. Eğer tabii ölmezse… Hiç bir ayrıcalıkları olmayan, İç Hizmet ve Askeri Ceza Kanunu ile TSK Personel Kanuna ve birde 657 sayılı Devlet Memurları kanuna tabii olan “Devlet memurlarıdır” 

Öyle evinden adam alma, çekip silahını kullanma, trafikte öncelik, markette sıra beklememe, acil servislerde direk geçiş gibi hakları olmayan “vatansever” insanlardır. Bu hakları da asla talep etmezler! Hatta ceplerinde her TSK mensubunda olan “Türk Silahlı Kuvvetleri Kimlik Kartı” vardır. Üzerinde birlik vs yazmayan… Sadece adı – soyadı – rütbe – sicil – duhulü vs… Sadece “Özel Kuvvetler Komutanlığı”na girişte yakaya takılan bir kartları vardır. Ve tek bağlantıları da odur bu “Özel” durumla. Fakat aynı kart o komutanlıkta çay servisi yapan sivil işçi / memurda da vardır.  

Diğer yandan kendilerini gizlemeye, saklanmaya, uyur hücre sistemi gibi yaşamaya da ihtiyaçları yoktur. Çünkü Hava Kuvvetleri İkmal Komutanlığında çalışan bir askeri personelle aralarındaki tek fark, onların Özel Kuvvetler Komutanlığında çalışmalarıdır. Özel Kuvvetler Komutanlığı Maliye Kısım Amirliğinde Personelin maaşlarını düzenleyen Başçavuşla, Özel Kuvvetler komutanlığının herhangi bir alan görevinde bulunan Başçavuş arasında da hiç bir fark yoktur. Maaş olarak biraz daha fazladır. O da aldıkları kurslardan dolayı. İkisi de bankadan kredi çekerken, iş adresine; “Özel Kuvvetler Komutanlığı” yazar… Bunu okuduktan sonra banka onlara fazla fazla kredi vermez. Kredi puanları neyse o…

Günümüzde, Popüler Medyanın şişirmesiyle bu “cefakâr – fedakâr ve vatansever” askerleri herkes farklı bir yerlere monte etme derdindedir. Ancak durum öyle değildir. Çektikleri sıkıntılarının üzerine bir de kira, elektrik, su, çocuğun okulu gibi sorunlarla uğraşan / boğuşan TSK mensuplarıdır kendileri. Lojman çıktı mı çıkmadı, bu yaz kampa gider miyiz gitmez miyiz gibi sıradan Subay / Astsubayların dertlerinin aynılarıyla geceleri yataklarına yatarlar. Onlardan tek farkları, birileri “Maaş Hesaplamayı” çok iyi bilir, diğerleri ise “Ölmemeyi / Öldürmeyi”… Birileri için 4 katlı binaya çıkmak ölümken, diğerleri birbirlerini eğlence için kovalarken bir çırpıda çıkarlar o merdivenleri… Birileri silahını denetlemeden denetlemeye kullanırken, diğerleri silahlarıyla birlikte uyurlar, gözleri kapalı söküp – toplarlar. Bir diğeri doğuya tayini çıktı mı “eyvahlar” – “ne yapacağız”larla beynini yerken diğeri güle oynaya gider katılır birliğine… Diğerleri kanı kurban bayramında kestikleri kurbanda görürken, öbürleri kanla bir kaç kalem abdest almışlardır.

Saygı duymak istiyorsanız, olmayan ve hayali ayrıcalıklarına değil, bu ülke için, bizler için, bağımsızlık ve Misak-i Milli sınırlarını korumak, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlılıkları ile mücadelelerine, fedakârlık ve cefalarına saygı duyunuz. Bunu yapan herkes kesinlikle saygıyı hak ederken başındaki berenin, bordo mu, mavi mi, gri mi, pembe mi olduğunun ise hiç bir önemi yoktur. 

12 YORUMLAR

  1. aslında sorunları yazarken eksik bırakmışsınız bazı şeyleri.sadece kira,elektrik,su,çocuğun okulu yok.ne sorunlar var daha bir bilseniz

  2. ellerinize sağlık.aydınlatıcı bir çalışma olmuş.birde ticaret hayatında olanlar varsa bilirler,sağda solda gezip biz özel kuvvetlerdeniz diye kapınıza dayanan üç kağıtçılar vardır.kimlik sorduğunuzda bizim işimiz gizli,biz kimliksiz personeliz,devlet gizli işleri yaptırdığı adama kimlik mi verir gibi cümlelerle sizi itham ederler.bu yazı bu bakımdanda çok iyi olmuştur.

  3. Uzman erbaş bölümüne parantez içinde kısnen yazmışsınız özel kuvvetler deki uzman sayısına bi bakın isterseniz o kadar basitse herkesi özel kuvvetçi yapalım o zaman

  4. Yazının bir çok bölümü azımsanmayacak şekilde Doğru ama yazar bilmediği konu Uzman erbaş (kısmen), Ayıptır yazıkk Özel kuvvetler komutanlığının en ağır yükünü çeken insanların emeğine yazık. Ben eski bir Özel kuvvetler mensubu olarak kınıyorum Özel kuvvetlerin en fazla personel sayısına sahip rütbe uzman çavuşlara aittir. Rica ederim Vebal almayın..

  5. Amerikan filmleri ile yetişen yazar Türk kahramanlarının hayattlarina pislik atmaya çalışmış olay bu klavye delikanlısı

  6. Dediğine katılıyorum filmlerde olmayan şeyleri gösteriyorlar ama şunu kabük etmek lazım dünyanın en iyi askeri birliği bunu milliyetçi olduğumdan söylemiyorum nato yarışmalarına bakarsanız anlarsiniz

  7. Ya da trafikte arkasındaki sürücü onu çok kızdırdı. Arabasından indi ve o şoförü araçtan çıkardı, bir kaç tane vurdu. Sonrasında o şoför davacı olursa yine suçludur. Eğer tabii ölmezse tabi ölmezse ñedir haykırdım resmen

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz