Sayılar artarken, belirsizlik de artıyor

1
Latest posts by Sinan Eskicioğlu (see all)

Korona’dan bahsediyorum.

Yaz tatili sonrası sayıların artacağı zaten söylenmişti ve öyle de oldu. Hem Türkiye’de ve hem de Avrupa ülkelerinde.

Almanya’da da sayılar arttı ve toplam hasta sayısı 242.114 kişi. İyileşenler 213.222. Buna karşın vefat eden sayısı ise toplamda 9360 kişi.

Türkiye ile kıyaslayacak olursak; toplam hasta sayısı 267.064. İyileşenler 242.812. Türkiye’deki toplam vefat sayısı ise 6284 kişi.

Türkiye’deki vefat sayılarının yıllara göre dökümü ise şöyle:

2019 yılı toplam vefat sayısı : 435.941

2018 yılı toplam vefat sayısı : 426.106

2017 yılı rakamları ise şöyle: 425.781

Almanya’daki rakamlarda da çok farklı bir durum yok. Senelere göre vefat sayıları nedense üç aşağı beş yukarı aynı gibi görünüyor.

Bu demek değil ki, Korona’dan ölen insanların sayısı az.

Korona’dan ölen insanların toplamdaki oranını da küçümsüyor değilim.

Ancak garip olan bazı şeyler var gibi geliyor bana.

Almanya’nın başkenti Berlin’de ‘Korona tedbirleri’ ni protesto etmek için toplanan binlerce kişi meclis binasına yürüdü.

Polis, göstericilere engel olarak ama kalabalığı dağıtmadan ‘aşırı sağcı’ grupların etkisini azaltmaya çalıştı.

Aşırı sağcılar Korona tedbirlerini ‘demokratik hakların ihlali’ olarak sunuyorlar ve bence bunda da başarılı oluyorlar.

Başarılı olmalarının sebebi ise Korona ile ilgili ‘belirsizlik’.

Kiel Üniversitesinde görev yapan Dr. Köhnlein Korona hakkında dikkat çekici bir demeç verdi.

Dr. Köhnlein yapılan testlerin doğruluğunun %50 oranında olduğunu ifade etti.

Yapılan testlerin anlamsız olduğunu belirtti. Korona testi yerine İnfluenza testini yaptıklarını ve gelen hastaların da A+ çıktıklarını müşahade ettiklerini belirtti.

Neden mi?

Korona testi, bir PCR testi. Yani polimeraz zincir reaksiyonu. PCR testlerinin hatalı çıkma olasılığının çok yüksek olduğunu da belirtiyor.

Berlin’de görev yapan Prof. Gerd Gigerenzer’in de bu konuda aynı fikirde olduğunu paylaşıyor.

PCR testlerinin çok hassas olmalarından dolayı, bir molekülün bile etkisiyle test sonucunun pozitif olabileceğini söylemekte.

Lancet isimli tıp dergisindeki tedavi metotlarına da değinerek, vefat edenlerin büyük ve hatta çok büyük oranda hastanede yapılan tedavi şeklinden kaynaklandığını belirtmekte.

50 yaşında Korona’ya yakalanan bir hastada öksürük başlıyor. Sonrasında ateş ve halsizlik ve ardından da nefes darlığı sorunu.

Hastaneye gelen bu hastaya yüksek dozda (600mg) kortizon verilmiş.

Ardından Moxiflocacin, yani çok ağır bir antibiyotik.

Ve verilen bu ilaçlar AİDS tedavisinde kullanılmakta.

Ve sonra da İnterferon verilmiş.

Sonrasında da tekrar yüksek dozda Antibiyotik verilmiş ve sonrasında hasta ÖLMÜŞ….

Uygulanan tedavi vücudun göstereceği normal savunma sistemlerini de iptal etmiş…

Doktorlar bir bakıma uyguladıkları bu tedaviyle hastayı öldürmüşler.

Peki sebebi ne?

Korku…

Doktorlar korkuyorlar.

Siyasiler de korkuyolar.

Hastaneye gelen hastalara uygulanan bu yanlış, aşırı dozlu uygulama ile de suçlu sayılmıyorlar.

Sonuca baktığımızda da hastalar ‘Korona’ yüzünden ölmüş oluyorlar.

‘Eğer siyasiler hiçbir şey yapmasalar, sorumlu tutulacaklar ve koltukları tehlikeye girecek’ diyor Dr. Köhnlein.

Evet, siyasiler korktukları için abartılı bir yönteme başvuruyorlar. Tıpkı doktorlar gibi…

Testlerin doğru çıkması %50-%50.

Ve yapılan tedavi abartılı dozda.

Hepimizin bu konuda dikkatli olması gerekiyor diye düşünüyorum.

İtalya’dan gelen görüntülerin ne olduğunu da pek anlamış değiliz. İtalya’nın Çin’le çok yakın ilişkilerde olması da kuşku verici gibi geliyor bana.

Bu virüsü yenmek için elimizden geleni yapacağız. Ama unutmayalım ki, kanseri yenmek için de yüksek morale sahip olmamız gerekiyor.

Rahatsızlandığımızda evde istirahat edip, yüksek moralli olmak önemli.

Dr. Köhnlein’ın dediği gibi, olmayan bir salgını, korkularımızla yüzyılın hastalığı haline getiriyoruz.

Sevgi ve Bilgiyle kalın

Önceki İçerikKanı sevmiyorum ama damarlarımda taşıyorum
Sonraki İçerikProtestocular Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürümek istedi.. 140 gözaltı
Sinan Eskicioğlu kimdir? 1974 İzmir’de dünyaya geldi. Agah Efendi İlkokulu’nda eğitim hayatına başladı. İzmir İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra ÖSYM sınavlarında Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni kazandı. Kelam dalında ‘Allah’ın iradesi ve Nedensellik Problemi’ isimli bitirme teziyle, gecikmeli olarak 2000 yılında üniversiteden mezun oldu. 28 Şubat sürecinin etkisiyle İlahiyat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmaması yüzünden 2002 yılına kadar ticaretle ilgilendi. 2002 yılında D.E.Ü. İlahiyat Fakültesi’nde Din Felsefesi dalında yüksek lisansa başladı. Aynı yıl yüksek lisans programını yarıda bırakıp Almanya’ya gitti. Almanya’da Diyanet’e bağlı çeşitli camilerde eğitmenlik ve öğretmenlik yaptı. Duisburg-Essen Üniversitesi Sosyal işler ve yöneticilik bölümünde eğitim aldı. 2007-2011 yılları arasında IGMG (Avrupa Milli Görüş)’de Düsseldorf Bölgesi Eğitim Merkezi müdürlüğü ve bölge eğitmeni olarak çalıştı. 2011-2013 yılları arasında Osnabrück Üniversitesi Protestan Mezhebi bölümünde eğitimine devam etti. 2016 yılından itibaren Ocak Medya gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır. 2020 yılında gazetenin genel yayın yönetmenliğini üstlenen yazar Almanca, İngilizce bilmektedir. şimdiye kadar yayınlanmış olan yedi kitabı vardır. Yok Edin İnsanın İnsana Kulluğunu- Kişiselleştirilmiş İslam, Zeytin Ağacı (Roman), Katar istanbul, Müslüman Kardeşlerden Ak Parti’ye İslamcılık., Tarihteki Dindar Zalimler. İbn Sina, İbn Haldun

1 Yorum

  1. Turkuaz pano ne işe yarasın diye oraya asılır bilmem ama, milleti korkutmadığı, siyasetçileri ve sağlıkçıları korkuttuğu kesin.
    Bu gün su hastanede yüz korona makinesinin 98’i dolu,
    2 boş makina kaldı!!! De bakiim başarılı olacakmısın, olmayacak mısın?
    Şaaakk (düğün, eğlence, uğurlama yapanların maskelerinin sesi!)
    1milyon 2 milyon hasta paketleselerdi bu firüscüler olee diyecek, sporcu kızlar gibi eller şak şaklatılacaktı muhtemelen!
    Ama, olmadı. Kim galip? Bizim siyasetçi yada Dr.’lar mı? Ben bilmem.
    Kim bilir onu da batılılar bilecek! Sana bilgi verirlermi? Bilmem!
    Çünkü onda 40000 ölen varken, sen 6000 var dedin!
    Oda sana : öteki virüs bitsin, bu virüs hakkında şu kadar aşı alırsan bilgi veririm der mi der! Çünkü sen sadece sen sin.
    Veba, ebola, HIV vb bir sürü salgın oldu bir sordun mu bu nedir? Böyle bir durumda sağlık ocağına yada kliniğe olmadan araştırma yetkisi verdim mi?
    Ben kırk yıldır japon turist görürüm, hepsi ağzında maske! Bizim karneye bağlanmış ekmek misaline dönüştürdüğümüz nesne.
    Bazı ülkelere gitmeden aşı yaptırırlar! Bir sor niye?
    Bazan TV de su kuyusu açanlara birazda yanında eğitimden tedbirden bahset diyesin geliyor, fakat sesim ekranın arkasından duyulmuyor galiba, sanırsam, zannımca.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz