Siyasetin Temel Dedesi

0
Latest posts by Emrullah Bayrak (see all)

Kendisiyle yüz yüze tanışmak şimdiye kadar nasip olmadı. İlk fırsatta bunu gerçekleştirmek istiyorum. Gıyabında tanıdım. Aslen Sivas’ın Gürün ilçesinden; 1941 yılında Kahramanmaraş’da dünyaya geldi. 

Siyasetçi ve mühendis. 30 Ekim 2016 tarihinde gerçekleştirilen Saadet Partisi 6. Olağan Kongresi’nde genel başkanlık görevine seçildi. 1977-1980 ve 1996-2002 yılları arasında milletvekili olarak görev yaptı. 

26 Mart 1989 ve 27 Mart 1994 yıllarında yapılan yerel seçimlerde kapatılan Refah Partisi’nden iki defa Sivas Belediye Başkanlığını kazandı. 2 Temmuz 1993’de Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılması ve 37 kişinin ölümüne yol açan olayla ilgili yoğun şekilde eleştirildi.

Bir ara eşi üzerinden de hedef tahtasına konulmuştu. Bu da siyasette başarının bedeli olsa gerek.  

24 Haziran’da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ortak aday göstermek için yoğun bir çalışma yürüttü. Olumsuz cevap alınca da kendisi partisinin cumhurbaşkanı adayı oldu. 

Saadet Partisi’nde kendisine “Bilge Başkan” diyorlar. 

Ben, siyasetin “Temel Dedesi” diyorum.

Liderler arasında son dönemin parlayan yıldızı. Sıkışan Türk siyasetine nefes aldıran bir isim. Yaşına aldırmadan gece gündüz çözüm için koşuyor. Türkiye’nin problemlerinin tek çözüm yolunun diyalog ve müzakere olduğuna inanıyor. 

“Türkiye’nin Geleceği İçin Lider Ziyaretleri” başlıklı bir çalışma başlattı. Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kapısını çaldı, ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yeni parti kurma çalışmalarını yürüten Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ı da ziyaret etmesi bekleniyor. 

Ayrıştırıcı değil kuşatıcı bir siyaset izliyor. Bu kapsamda eleştiri oklarını üzerine çekecek olsa da HDP’yi de ziyaret edeceğine inanıyorum. Çünkü siyasi çizgisi bunu gerektiriyor.

Ülkenin normalleşmesi için mücadele veriyor.

Dilinden düşürmediği bir hakikat var: ADALET

“Türkiye yatırım yapılacak bir ülke değil. Ülkede güven ortamı yok. Adalet yok en önemlisi.”

Adaletten, yapılan haksızlıklardan bahsetmediği neredeyse hiçbir konuşması yok. Mağdur insanların adeta sesi, soluğu oldu.

“Hakkın hâkimiyeti için yılmadan çalışacağız. Hasımlarımızın da adaleti için çalışacağız, çünkü ancak bizim sistemimizde tüm insanlar adalet ve refahı bulabilir.”

Erdoğan ile yaptığı görüşmede “Adaletin bir an önce kendi rayına girmesi gerektiğini” ifade ettiğini aktarıyor. 

Bilge Başkan, şöyle diyor: “Türkiye’nin problemleri belli, çözümleri de belli. Türkiye’de kutuplaşma var ve bunun çözümü kucaklaşmadır. Adalet problemi var. Bu problemi yeni kurumlar çözmez, iktidarın tavrı belirler.”

Prensipler ve politikalar üzerinde ittifak kurulursa herkesle birlikte çalışacaklarını belirtiyor. Menfaatler üzerinden değil ilkeler üzerinden siyasi tavır belirliyor. 

“Putin’in Çankaya Zirvesi’nde ayet-i kerime okuyarak bize Müslümanlığımızı hatırlatması oldukça manidar” diyerek İslam dünyasının geldiği noktayı adeta özetliyor.

Peki, bu azmin karşılığını alabiliyor mu?

Maalesef hayır.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 31 Mart yerel seçim sonuçlarına göre Saadet Partisi,

Belediye Başkanlığı seçimlerinde yüzde 2,91

Belediye Meclis Üyeliğinde yüzde 3,00

İl Genel Meclisi seçimlerinde yüzde 2,47

Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yüzde 3,27 oy aldı.

Peki neden?

Hayattayken aynı sıkıntıyı yaşayan rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, bu soruya şöyle cevap vermiş:

“Biz mahallenin güzel kızıyız. Mahallenin güzel kızına bir çok mahalle delikanlısı aşık olur ama kimse onu istemeye cesaret edemez. Bu sebeple oylar çokluktan yana kullanılıyor.”

Siyasetin Temel Dedesi konuşmak için konuşmuyor. Temiz bir üslûp kullanıyor. Kelimeler içten geliyor, kalbe dokunuyor.

Yumruğunu havaya kaldırarak poz vermesi sorulduğunda “Dışarıda kalabalık vardı, gaza geldim” diyerek içtenliğini orta yere bırakıyor.

Siyasi atmosferden dolayı kimselerin cesaret edip gündeme getiremediği konulara dikkat çekiyor. İnanarak konuşuyor.

“Ülkenin bekası için doğruya yanlış; yanlışa, doğru denilmemelidir” diyor ve ekliyor “Biz bugüne kadar mazlumun yanında, zalimin karşısında olduk ve olmaya devam edeceğiz.”

Temel Karamollaoğlu’nu anlatan iki kelime: Samimiyet ve Adalet.

Lütfen abarttığımı düşünmeyiniz. Bir süre takip edince sizlerin de bunu hissedeceğini düşünüyorum.

Arzu ettiği başarıyı şimdilik elde edememiş olsa da Türk siyasetine kattığı tarzla mihenk taşı oldu.

Siyasetin muhalefet boşluğunu doldurdu. İlk defa, konuşmalarıyla AK Parti iktidarını rahatsız edecek boyutlara ulaştı.

Görüşleri merak edilen bir lider.

İktidar, kendisini rahatsız edici bu muhalefetliği Saadet Partisi’nin “savrulma”sı olarak yorumluyor.

Oysa bu, savrulma değil hakikatin can yakıcı tarafı.

Türkiye’nin bir “Tonton Amcası” vardı..

Turgut Özal.

Onu erken kaybettik.

Türkiye’nin şimdi de bir “Temel Dede”si var..

Temel Karamollaoğlu.

Onu da geç bulduk.

Oy vermesek bile kıymet bilelim.

YORUM YAZ

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz