- Ocak Söndürmek!.. - 30 Nisan 2023
- Yarın duyduğunuzda utanacağınız cümleler kurmayın!.. - 28 Nisan 2023
- Adaletin ayak sesleri - 26 Nisan 2023
Şu sıralar Cumhur İttifakının ortakları pek alıngan.
“Can desen çor anlıyorlar.”
Muhalefetin gezmelerinden, tozmalarından, bir araya gelmelerinden ciddi rahatsızlar.
Bunu da açıkça dile getiriyorlar.
“Siyasi cinayetler olabilir” dendiği vakit;
“Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım” deyip coşuyorlar.
İktidar ortaklarına göre kendileri dışında herkes suçlu.
Haklılar; lakin 20 yıldır iktidarda ülkeyi yöneten kendileri değil.
Dönüp aynaya bakma zahmetinde dahi bulunmuyorlar.
Öz eleştiri sıfır.
Çünkü yapılması gereken her şey zaten yapılıyor.
Şu sıralar iç mihraklar gibi dış mihraklar da rahat durmuyor.
Önce, dört yıldır tutuklu bulunan Osman Kavala‘nın serbest bırakılması için açıklama yapan 10 ülkenin diplomatik misyon şefi.
Sonra Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan 2021 Türkiye Raporu.
Diplomatik misyon şefleri Dışişleri Bakanlığına çağrılıp gereken had bildirildi.
Bizim her daim baş üstünde tuttuğumuz “hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığı” hatırlatıldı.
Bunların ülkemizde kusursuz işlediğine dikkat çekildi.
Gerçekten göğsümüz kabardı.
Sahada olduğu kadar masada da ne kadar güçlü olduğumuzu tüm aleme bir kez daha gösterdik.
Üstelik bunları doların 9,30’larda Euro’nun 10,80‘lerde dolaştığı bir zaman diliminde yaptık.
Avrupa kıskanmasın da ne yapsın.
Tam bir güç gösterisi.
Dışişleri Bakanlığı’nın rapora ilişkin açıklamasında ise “AB ile olumlu bir siyasi gündem oluşturmaya çalıştığımız ve üst düzey diyaloğumuzu canlandırdığımız bir dönemde, ne yazık ki aday ülke Türkiye’ye karşı sorumlulukların göz ardı edildiği ve ülkemizle ilişkilerde yine çifte standartlı yaklaşımın sergilendiği bir Türkiye Raporu yayımlanmıştır.” denildi.
Mesnetsiz iddialar ve haksız eleştiriler olduğu vurgulandı.
İç mihraklara olduğu gibi dış mihraklara da birer Osmanlı Tokadı yapıştırıldı.
Çok şükür ülkemiz güllük gülistanlık.
Avrupa ülkelerinin hali ise ortada.
Resmen kan ağlıyor.
Biz ders almayız ama ders vermesini çok iyi biliriz.
Dış mihrakların hakkından böyle gelen iktidar, elbet sandıkta ekonominin izin verdiği ölçüde iç mihrakların defterini de dürecektir.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Problemlerin çözümü aslında çoğu zaman basit.
Çok uzakta aramaya gerek yoktur.
Bazen burnunuzun dibinde olabiliyor.
İşte bir örnek:
Adamın biri psikoloğa gidiyor.
Sorununu anlatıyor:
“Yatağın üstünde yattığım zaman yatağın altında biri varmış gibi geliyor. Yatağın altına yatıyorum, üstünde biri varmış gibi geliyor. Ne yapmalıyım?”
Adama, 6 ay gelmesi gerektiğini söyleyen Psikolog, “Haftada iki kere geleceksin. Seansımız 200 lira.” diyor.
Adam bir hesap yapıyor:
“Haftada iki kere. 6 ay çarpı 200. Dokuz bin 600 lira yapıyor.”
Adam çıkıyor ve bir daha psikoloğa gelmiyor.
Altı ay sonra adam ile psikolog yolda karşılaşıyorlar.
Adamı tanıyan psikolog, takıntı sorununu çözüp çözemediğini soruyor.
Sorunu 10 liraya hallettiğini dile getiren adam, nasıl yaptığını şöyle anlatıyor:
“Bir bara gittim, bira söyledim. Problemimi barmene anlattım. Barmen, beni dinledi ve sonra dedi ki ‘yatağın ayaklarını kes’.”